*

  • aslında artezyen kuyusunu bulmak istemesidir.
  • "rendekar doğru mu söylüyor? düşünüyorum, öyleyse varım. oldukça makul. fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: düşünen bir adamı düşünüyorum. düşündüğümü bildiğim için, ben varım. düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. böylece o da benim kadar gerçek oluyor. bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. öylese gerçek olan biri beni düşlüyor. o gerçek, ben ise bir düş oluyorum."

    ihsan oktay anar'ın puslu kıtalar atlası kitabından alınan bu paragraf descartes karşıtlığının güzel bir örneği ancak temelli değil zannımca. çünkü descartes cogito'yu kendisi üzerinden temellendirir, başkasının gözünden gördüğü kendisi'nden hareketle değil, bu nedenle descartes hakikatten vardır. o başkalarını da tanrı üzerinden hareketle kurar, benim olmamamın ya da karşıdakinin benim hayal gücümün ürünü olması ancak tanrı'nın olmaması ya da descartes bakımından yine aynı anlama gelen tanrı'nın benim yanılmama yol açmasıyla mümkündür
  • her 3 cümlede bir geriye dönüp anlamak için tekrar okuduğum , isminde bir felsefi kitap havası taşıyan ancak tamamen tıbbi anlatımla duygularımızın hayatımızdaki asıl yerini irdeleyen ezberbozan bir kitap.

    "cana soluk veren vücuttur ve ıstırap, ister deride başlasın ister zihinsel bir imgede, insanın etinde cereyan eder."
  • bu insanların* anlatmaya çalıştığı şeyi anlatırken yapamamaları çok acayip.

    abstract kavramına yoğunlaşmış intp'li kişidir. en basit örneği geometri ile cebiri birleştirmesi ve bildiğimiz geometri haline getirmesidir.

    olayı da bu zaten.
  • kitapçılarda bulunamayan, bulduğum sahaflarda ise fahiş fiyat çekilen kitap.

    bulan, bulduran, hediye eden, haber eden hayırsever suserlardan cevap beklenen...

    edit:
    @signusx1 nickli çaylak arkadaş pdf linkini ve amazon satınalma bağlantısını göndermiş sağolsun.
    bir an önce yazar olması dileğiyle.

    @aliastt nickli yazar arkadaş da alternatif pdf link göndermiş. ellerine sağlık.

    ben basılı halde türkiye'deki sahaflardan ve kitapçılardan kovalamaya devam edeceğim.
    çok teşekkür ederim. seviyorum seni sözlük.

    mutlu son editi:
    buradan görüp, çıktı alıp ciltleyerek bana gönderen güzel insan. iyi ki varsın. iyi ki tanıdım seni.
  • ruh ve bedenin iki ayrı töz olduğu görüşünü savunmasıdır.
    descartes'ın "düşünüyorum, öyleyse varım" ifadesinden çıkardığı "düşünen şey: res cogitans" ve "uzamlı şey: res extensa" şeklindeki iki tözün etkileşiminin açıklanamaması başlı başına bir problemdir. bohemya prensesi elizabet etkileşim sorunuyla ilgili olarak descartes'ı daha kendi çağında bir hayli zorlamıştır.
  • şimdi bir şey düşünmek istediğimde olmakta olan bir olayı, eylemi ya da bir cismi, varlığı düşüneceğim. ancak düşünme işini bir araçla yani dil ile gerçekleştireceğim yani bir dizi semboller, sesleri kullanacağım. örneğin 'masa' düşünmek istediğimde masanın kendisinden ziyade dilsel semboller karşılığını aklımdan geçiriyorum.peki konuşma dili diye bir şeyin hiç var olmadığı bir evrende bir 'masa' düşünmek istersem. doğal olarak yapacağım şey düşünmek istediğim şeyi kafamdan imgeler halinde geçirmek. yani bir 'masa' varlığını kafamda şekil itibarı ile canlandırmak. peki 'masa' diye bir şeyin hiç var olmamış olduğu bir dünyada 'masa' hakkında düşünebilir miyim?

    kuşkusuz birbirinden bağımsız gibi duran parçaları bir araya getirerek masa ya da benzeri bir cisim hayal edilebilir. ancak masaya yukarıdaki paragrafın sonunda yaptığımız gibi tek tek diğer bütün cisimleri, varlıkları varlık aleminden silersek yani önünüzde duran masanın hiç var olmamış olduğunu düşünün, sonra oturduğunuz sandalyenin, sonra elinizdeki telefonun, sonra pencerenizden gördüğünüz ağacın v.s. v.s. sizin çevrenizi ve bedeninizi oluşturan tüm varlıkların sırayla hiçbirinin asla var olmadıkları bir evren düşünün. üzerine düşünebilinecek hiç bir varlığın olmadığı bir evrende düşünebilen bir öz var olabilir mi?

    benim kanaatime göre üzerine düşünülecek herhangi bir varlık olmadığı taktirde benim de var olmamın imkansız olması. yani düşünebilen bir benliğin var olabilmesinin ön koşulu, üzerine düşünebileceği bir varlık ve varlık evreninin olmasıdır. bu varlık ve varlık evreninin olmadığı bir ortamda düşünebilen bir öznenin var olması mümkün değildir. çünkü düşüncesini yönelterek kendini var edebileceği herhangi bir varlık etrafında yoktur.

    edit: bunun üzerine bir daha düşündüm de descartes'ın düşünüyorum öyleyse varım sözü doğru ancak düşündüğüm için var değilim var olduğum için düşünüyorum. bence doğru bir sözle yanlış bir sonuca varmış olabilir.
  • --- spoiler ---

    " ne ilginçtir ki, şimdi bizim acı ve zevk dediğimiz şeylerin ardındaki biyolojik mekanizmalar, evrim sürecinde; bireysel acı ya da aklın olmadığı bir evrede, doğal hayatta kalma araçlarının seçilip birleştirilmesinin önemli bir nedeni olmuştur. bu belki de basitçe şu anlama gelmektedir: aynı basit araç, çok farklı bir karmaşıklık düzeyinde ve farklı bir ortamdaki sisteme uygulandığında, farklı ama yine de yakın sonuçlar verir. bağışıklık sistemi, hipotalamus, ventromedial prefrontal korteks ve insan hakları beyannamesi ’nin temel nedenleri aynıdır.”
    --- spoiler ---"

    antonio damasio

    (bkz: descartes' error)
hesabın var mı? giriş yap