• başlığının açılmamış olmasına şaşırdığım the warlord chronicles karakteri.

    tarihi bir kişilik olan saint derfel'den esinlenilerek ve onu hayli kurgusallaştırarak yazılmıştır.

    the warlord chronicles; bir zamanların derfel cadarn'ı aziz derfel'in olaylardan yıllar sonra, aziz sansum'un yönetimindeki bir manastırda kaleme aldığı; kral arthur'un öyküsüyle iç içe geçmiş yaşam öyküsüdür.

    --- spoiler ---

    aslen sakson kökenlidir; annesi güzel bir kadın olan erce, babası ise bir savaş ağası* olan aelle'dir. küçüklüğünde britonlar tarafından bir baskında annesiyle birlikte esir alınır, baskının başarılı geçişine şükretmek için baskıncıların druidi tarafından bir ölüm çukuruna fırlatılarak kurban edilse de çukurdan yarasız beresiz sağ çıkmayı başarır. atlattığı badireyle kendisini bulan druid merlyn'in ilgisini çeker ve "tanrılar tarafından kutsandığı" düşüncesiyle onun tarafından evlat edinilir.

    çocukluğunu merlyn'in malikhanesi olan ynys wydryn'de (avalon, glastonbury), kendisiyle aynı nedenle evlat ve sonra da çırak edinilmiş nimue ve morgana adlı kızlarla büyüyerek geçirir; nimue onun ilk aşkıdır ancak merlyn'in çırağı ve aynı zamanda sevgilisidir. morgana ise atlattığı alevli bir kazada ağır şekilde yanarak bir "insan garibesine" dönüşmüş ve kendini druidlerin ulvi meselelerine vakfetmiştir. nimue, derfel'in hislerini sürekli kendi işlerini yaptırmak için suistimal ederek kullanır ve bir gün, derfel'in sağ eline "onları ölene dek bağlayacağını" söylediği bir yara açar.

    derfel, britanya'nın merhum yüce kral'ı uther'in piç oğlu ve galya'dan britanya'ya babası için savaşmaya gelen bir savaş ağası* olan arthur'un savaş birliğine katılır. uther, britanya'nın yüce kral'ı* olduğu kadar aslen dumnonia krallığı'nın (devon, cornwall ve bir kısım somerset) da kralıdır ve dumnonia tahtı kendisinden sonra, torunu olan mordred oğlu (daha yeni doğmuş bebek) mordred'e geçecektir. uther son nefesinde bile nefret ettiği oğlu arthur'u meşru kılmamıştır, arthur'un babasına sadıksa artık mordred reşit olana kadar dumnonia'ya vasilik etmesi gerekmektedir.

    arthur babasına sadıktır ve dumnonia tahtını ele geçirmez, bunun yerine "dumnonia'nın savaş ağalığı"* görevini üstlenerek britanya iç savaşı'na katılır. romalılar ada'dan çekileli neredeyse 70 sene olmuştur ve ada o günden beri kuzey denizlerinden istilaya gelen anglların, saksonların ve bir sonraki yüce kral'ın hangisi olacağına karar vermek için birbirlerini yemekte olan ve tek sancak altında birleşmeye de hiç hevesli olmayan britonların insafına kalmış durumdadır. arthur, galya'dan getirdiği ağır süvarileriyle; sık saflarda ağır piyade olarak çarpışmaya alışkın britonlar ve ada'nın güneydoğusunu istila etmiş saksonlar üzerinde etki sağlar. en sık uyguladığı taktiği örs ve çekiç'tir; bu taktikte britonların ve saksonların alışılagelen birlik tipi olan (arthur'un emir subayı* komutasındaki) ağır piyadeler önce düşmanı karşılar ve kalkan duvarı'yla* saldırılarının hızını keserek onları "örsler", ağır süvari birliğinin başındaki arthur da hızı kesilmiş düşmanı arkadan veya yandan çevirerek ani bir hücumla "çekiçler". derfel, arthur'un ağır piyadelerinin kalkan duvarlarında basit bir kılıçeri* olarak başladığı askeri kariyerini, saflarda yeteneğiyle hızla yükselip arthur'un ağır piyadelerine komuta eden emir subayı* ve örs'ü haline gelerek sürdürür. serinin önemli çarpışmalarından ve arthur'un büyük zaferlerinden lugg vadisi muharebesi; düşmanın sayıca üstünlüğü karşısında pes edip teslim olsa kimsenin yadırgamayacağı derfel'in, mevzisini terk etmeyip inatla kalkan duvarında direnmesi ve düşmanı sarması için arthur'a gereken zamanı kazandırması sayesinde kazanılır.

    derfel arthur'un yanında asker olarak yaşarken, ilk ustası ve babalığı olan merlyn de başka bir davanın; ada'da ms 43'ten beri (bkz: londra/@braga) süregelmekte olan druidizm (kisvesinde kadim briton kültürü) ve hristiyanlık (kisvesinde yükselişteki roma kültürü) arasındaki savaşı, briton kültürünün zaferiyle sona erdirecek olan "tanrıları çağırmanın" peşindedir. merlyn'e göre, bir zamanlar britanya'da keltler ile birlikte yaşamış ve ada'yı yöre insanlarıyla birlikte yaşayarak masalsı bir hükümle yönetmiş olan kelt tanrıları; romalıların ms 43'te başlayan, sonraki yirmi yıl içerisinde boudica isyanı'yla kızışan ancak ms 60'ta keltlerin kutsal korularının* bulunduğu tanrılar adası'nın işgali ve koruların yakılması ile; bu eylemlere karşı koyamayan britonları terk etmişlerdir. ada'ya o günden beri, kelt tanrılarını kovan roma tanrısı ve sayesinde mağlup britonları yöneten roma kültürü hükmetmektedir, geçen yüzyıllar boyunca da britonlar için sönüş yılları olmuştur. ona göre bu seyir, ancak tanrıların britonları terk etmeden bu dünyada bıraktığı ve "onlara layık oldukları bir gün" kendilerini çağıracakları ayinde kullanacakları 13 kutsal hazinenin (her bir kelt tanrısı için bir emanet) bir araya getirilmesiyle ve hazinelerin kullanılacağı büyülü ayinin yapılmasıyla tersine çevrilebilir. merlyn bu ayinle tanrıların, evlatları olan britonlarla birlikte yaşamak için tekrar ada'ya inmesini ve kendilerini kovan romalıları şiddetli gazaplarıyla ada'dan sürüp atmalarını temenni etmektedir. merlyn ömrünü ilgili hazinelerin arayışına vakfetmiştir ve 13 hazineden 12'sini bulup korumaya almıştır, geriye de yerini tespit ettiği son hazine olan kutsal kazan'ı ele geçirmek kalmıştır. hazinelerden biri de; ada'ya ilk ayak bastığında arthur'a merlyn tarafından, merlyn geri istediğinde iade edilmek şartıyla verilen kılıç excalibur'dur (briton dilindeki ismiyle "caledfwlch").

    merlyn kazan'ı ele geçirmek için, powys güzeli ceinwyn'i kullanarak derfel'i çağırır. arthur'un iç savaş yüzünden yollamak istemediği derfel, druidin çağrısına cevap verir ve kendisine sadık savaşçılarıyla birlikte, merlyn ve çırağı nimue'nin idaresinde kazan'ı ele geçirmeye gider. kimse onların bu arayıştan sağ dönmesini beklememektedir çünkü kutsal kazan, o günlerde korsanların ve haydutların yatağı haline gelmiş bir zamanların tanrılar adası'ndadır. kazan ele geçirilir, derfel bu seferden kazandığı ünle bir savaş ağası* haline gelir ve "kazan'ın savaşçıları" isimli kendi ağır piyade birliğini kurar, ceinwyn'le evli hayatı yaşamaya başlar ("resmen" evlenmezler çünkü ceinwyn evlenmemeye yeminlidir).

    savaşlar devam eder, derfel hep arthur'un yanındadır. arthur, savaşlara katılmamak için kiliselere ve manastırlara yazılan erkeklerin; ruhban olup hem hazır yiyici olduklarını hem de tapınaklarında biriktirdikleri zenginliklerle halkın refahını gaspettiğini düşünür. bu yüzden hristiyanların mal varlıklarının bir kısmına dumnonia'nın yönetiminde kullanılmak üzere el koyar. bu da onu lughtigern* (fareler kralı) lakaplı psikopos sansum'un düşmanı haline getirir, sansum onu hristiyan cemaati adına tanrının düşmanı* ilan eder. britonlar arthur'un ayılı sancağı altında bir birleşip bir dağılırken, saksonlar adım adım daha da batıya yayılırken, kutsal kazan çalınırken, hristiyanlar ile şampiyonları olarak seçtikleri lancelot güçlenirken (öyle ki morgana bile hristiyan olmuş, derfel'in azılı düşmanı psikopos sansum'la evlenmiştir) ve gwenhwyfar aradığını bulamadığı arthur'u lancelot'la aldatırken derfel hep arthur'un yanındadır. girdikleri tüm savaşlardan, uğradıkları tüm entrikalardan, yaşadıkları tüm travmalardan hep yan yana kurtulurlar.

    gel zaman git zaman, kötücül tabiatlı mordred reşit olur ve dumnonia kralı olarak taç giyer; en büyük emeli olarak iktidarına tehdit olarak gördüğü arthur'u ve yandaşlarını dumnonia'dan tasfiye etmeye koyulur. sansum'un hristiyanlarıyla ve saksonların desteklediği lancelot'un birlikleriyle dumnonia'da bir "kontrollü darbe" yapar, derfel'in kızlarından biri olaylar esnasında öldürülür.

    arthur ve derfel kontrolü yeniden sağladıklarında, tüm olayların perde arkasında elbette mordred'in olduğunu ve arthur'u yok etme hırsıyla neredeyse dumnonia'yı saksonlara teslim edeceğini fark ederler. arthur babasına olan saygısını yitirmeden mordred'i bastırmanın tek yolu olarak, "güney britanya'nın en güçlü lordu"* olmasından hareketle kendini amherawdr* ilan eder ve en başından beri olması gerektiği gibi, britanya'yı kendisi yönetmeye başlar. siluria'dan, powys'ten ve gwent'ten biat sözü alır. saksonlar londra'nın dışındaki bir muharebede mağlup edilir, mordred bir roma villasında gözetime alınır, gwenhwyfar merlyn'in eski adasında hapis haldedir, sansum'un tüm psikoposluk hakları elinden alınmıştır ve eşi morgana'yla birlikte izbe bir köyde rahiplik yapmaktadır, her şey arthur'un hükmünde olması gerektiği gibidir.

    arthur'un amherawdr'lığında; çalınan kutsal kazan geri bulunur ve merlyn'le nimue, tanrıları çağırmak için gereken ayini hazırlarlar. ayinin kritik noktası, 13 hazinenin kudretiyle seslenilen tanrılara "britanya'ya hükmeden kişinin oğlunun" kurban edilmesi ve çağrıya cevap verecek tanrıların bir bakir erkeğin suretinde dünyaya dönmesi* gerekliliğidir ve nimue bu iş için "britanya'ya hükmeden kişi" olan arthur'un, oğlu gwydre'yi kaçırır. arthur ve derfel, gwydre'nin yokluğunu fark edip ayin ateşlerinin içine kaçırıldığını öğrendiklerinde, merlyn'e de nimue'ye de onların tanrılarına da tanrılar geri gelmezse olabileceklere de aldırmadan ayini basıp gwydre'yi kurtarırlar. ayin başarısız olur, merlyn'in büyü güçleri büyük oranda söner; nimue yarı delirerek suçu arthur'a, derfel'e ve merlyn'e yükler ve onlardan ayrılır. bundan sonra ayini, hazineleri kendisi ele geçirip gwydre'yi de kurban ederek yenilemek için çalışacaktır.

    yıllar geçer, arthur siyasetten yorularak dumnonia'yı tekrar mordred'e verir ve siluria krallığından aldığı şahsi konağına çekilerek, hep hayalini kurduğu ve sıradan bir demirci olarak sürmek istediği sıradan hayatı yaşamaya başlar. sadece diğer briton krallıklarının onun hükmüne güvenerek aracılığını yapmasını istediği olaylara müdahil olur. derfel de kraliyet görevlerinden uzaklaştırılmış şekilde, kendi şahsi konağında ceinwyn'le ve gözden düşmüş gwenhwyfar'la birlikte sıradan bir derebeyi hayatı sürmektedir.

    bir süre sonra, saksonlarla birleşen lancelot da bir kez daha darbe yapmaya kalkar. mordred'in ve sansum'un bu işe desteğinin olduğunu ve bir katliamın yaklaştığını anlayan derfel; koruyabileceği kadınlar, çocuklar ve erzaklar ile anında yola çıkar. arthur'un nerede olduğundan habersizdir. kendi konağı yakınlarındaki, üç yanı savunulabilir sırt şekilli badon tepesi'ne ulaşır. bu kez istila kuvveti saksonlardır; arthur darbenin başlarında diplomatik bir aracılık göreviyle başka bir krallıkta olduğu için, darbecilerle sakson çeteleri demircilik yaptığı siluria'da ona ulaşamaz. sadece badon tepesi'nde olan derfel'in haberini alırlar. derfel ise tepede, arthur ve süvarileri olmadan bu vartadan sağ çıkamayacağını düşündüğü için, düşmanlarına karşı arthur'un ayılı sancağını son kez yükseltir. arthur'u bulamayan düşmanlar da bir tepede onun şahsi sancağının çekildiğini öğrenince, tüm kuvvetleriyle derfel'i ve badon tepesi'ni çevirirler. sancağı görünce tepede mahsur kalmış britonların komutasının arthur'da olduğuna inanmışlardır. derfel'inse olan bitenden haberi yoktur, bu tepede neden kendisininki kadar küçük bir birliğin binlerce kişiyle kuşatıldığını anlayamaz. saksonlar tepeye saldırır, derfel yanındaki az sayıdaki adamıyla, bayır aşağı kurduğu kalkan duvarında onları birkaç gün tutar. düşman, onu ezeceği genel taarruz için tüm gücüyle sahaya inerken ve derfel artık ölümü beklerken; siluria, powys ve gwent orduları kuzeyden belirir ve saksonlarla göğüs göğüse savaşmaya başlarlar. çarpışma kızışmışken arthur da belirir ve birbirine kilitlenmiş dev orduların sakson saflarının arkasından süvarileriyle hücuma geçer. badon tepesi muharebesinde* zafer, britonlarındır. derfel savaştan sonra hain kere hain lancelot'u bulup öldürür.

    arthur diplomatik aracılık için gittiği krallıkta, darbe ve istila haberlerini alınca hiç yapmayacağı bir şey yapmış ve hristiyan briton krallığı olan gwent'e, savaşta ona yardım ederlerse dumnonia'nın da hristiyan olacağı ve imanın yeniden psikopos yapılacak sansum'un gözetiminde olacağı sözünü vermiştir. bu, merlyn'in britanya'sının ölümü demektir ancak o an için verilebilecek başka taviz yoktur. arthur'a saygı duyan powys kralı da ordusuyla gwent'e katılır, arthur da siluria birliklerini sahaya sürerek gelir. bir kez daha ülkesini düşmanlarını açan kral mordred, birleşmiş briton güçleri tarafından galya'ya sürgüne gönderilir. arthur dumnonia'nın yönetimini bir temsil heyetine vererek siluria'daki köyüne geri döner; gwenhwyfar'la barışmıştır, eski dostu derfel de eşi ceinwyn ve çocuklarıyla onun yanına yerleşir. savaştan sonraki günlerde, merlyn ortadan kaybolur.

    her şey yolundayken bir gün, derfel'in hanımı ceinwyn birden ani ve şiddetli şekilde hastalanır; birkaç gün içerisinde ölecek duruma gelir. arthur ve gwenhwyfar, derfel'in konağına gelip tedavi çalışmalarında derfel'e katılırlar ancak ceinwyn'in illeti neyse, onun bedenini amansızca eritir ve hiçbir tedavi işe yaramaz. kısa süre sonra hastalığın arkasında nimue'nin yaptığı bir etkileşimli büyünün olduğu anlaşılır; nimue büyüsünü, derfel'in eline çocukluklarında açtığı yara üzerinden ceinwyn'e odaklamıştır ve derfel'e ceinwyn'in hayatı için şantaj yapmak istemiştir. şantaja göre ceinwyn'in hayatının bedeli, arthur'un 13 hazineden biri olan kılıcı excalibur ve kurban edilecek oğlu olan gwydre'dir. nimue diğer hazineleri geri toplamayı başarmıştır ve tanrıları çağırma ayini için elinde sadece bu ikisi eksiktir, ortalarda olmayan merlyn'i kaçıran da, kendisine türlü şekilde hasarlı meczup yığınlarından bir ordu toplayan da odur. derfel şantajı kırmak için merlyn'den sonraki en güçlü druid olduğunu bildiği ancak hem uzun yıllardır bir hristiyan hem de sansum'un eşi olan morgana'ya gider. morgana'ya durumu açıklar ve eski druid; büyüyü sadece derfel'in, kocası sansum'a çağrıldığı vakit hristiyan bir hizmetkar olması şartıyla bozacağını söyler. tanrılarına ve kültürüne sonuna kadar bağlı derfel, ceinwyn'e olan aşkı için morgana'nın isteklerini kabul eder. hristiyanlaşmış eski druid, derfel'in yara izli kılıç elini keser ve karşı tılsım ayiniyle nimue'nin büyüsünü bozar. merlyn esarete terk edilmiş, excalibur, gywdre ve ceinwyn kurtulmuştur; derfel ise çağrıldığında morgana'nın ve eşi sansum'un emrine girecek çolak bir savaşçı eskisi haline gelmiştir.

    tüm bunlarla uğraşılırken, kral mordred'in galya'daki sürgününde ağır şekilde yaralandığı ve ölmek üzere olduğu haberi gelir. mordred galya'da aynı derfel gibi, orasının iç savaşlarında çarpışan bir savaş ağası'nın birliğine kılıçeri girerek yükselmiş ve kendisi de sonunda bir savaş ağası* olmuştur, ancak birliğiyle girdiği son çarpışmada ağır şekilde yaralanmıştır ve öngörüldüğü gibi ölecek olursa, uther'in geriye kalacak tek oğlu olan arthur'un dumnonia kralı olacağı kesin gibidir. arthur ise tahtı kendisi için istemez ve mordred ölürse kendi oğlu gwydre'nin kral olmasına karar verir. kral öldüğünde orada olmak için derfel'le birlikte güçlerini toplayarak gemilerle yola çıkar.

    dumnonia yakınlarında bir kıyıda, şantajı işe yaramayan nimue'yi ve meczuplar ordusunu görürler. nimue, badon tepesi muharebesi'nden sonra kaçırdığı merlyn'i; arthur ve derfel'in gözleri önünde onların ordusunu lanetlemek için öldürür, bedenini yaptığı büyüye güç sağlaması için deniz tanrısı'na adak olarak sulara atar. en güçlü druidin bedeniyle yapılan, bir druidin yapıp yapabileceği en korkunç büyüdür bu. deniz kabarır ve oluşan fırtına arthur'un gemilerini paramparça eder, nimue'nin istediği şekilde arthur'un ordusundan kimse sağ kalmaz ancak excalibur ve gwydre'yle birlikte arthur'u ve arkadaşlarını taşıyan sancak gemisine bir zarar gelmez. oğul ve kılıç nimue'ye lazımdır.

    kazazedeler fırtınadan kurtulan son gemiyle, denize açılan bir nehirden dumnonia sınırlarının içindeki camlann gölü'ne ulaşmayı başarırlar. buradaki balıkçılardan; kral mordred'in ölmediğini ve ordusuyla birlikte ülkeye geri döndüğünü öğrenirler. mordred, kendi birliğinin başında; badon'daki destek sözüne karşılık dumnonia'nın hristiyanlaşması halen tamamlanmamış olduğu bahanesiyle dumnonia'ya saldırmaya gelen gwent kralı'yla karşılaşmaya gitmektedir. yaralandığı ve ölmek üzere olduğu haberi, yine bir entrikadır ve arthur'la derfel haberi teyit etmeye çalışmadan harekete geçerek önce nimue'nin sonra da kendi akılsızlıklarının kurbanı olmuşlardır.

    mordred, arthur'un camlann'da fırtınazede ve sayıca çok az durumda kısılmış olduğunu öğrenince adamlarıyla göle yönelir. arthur'la derfel, başta gwenhwyfar ve ceinwyn olmak üzere kadınları ve çocukları, geride kalan tek gemiyle geldikleri nehirden geri yollar. mordred adamlarıyla gölü basar, önden iki dalga olacak şekilde adamlarını gönderir ve son dalgayla da kendisi saldırır. gölün kenarındaki kumluklarda arthur'la az sayıda adamı, mordred ve çok sayıda adamıyla çarpışır. arthur, oradan sağ çıkmanın tek yolunun mordred'i teke tek dövüşte öldürmek olduğunu anladığında habis tabiatlı genç krala saldırır. zinde mordred yorgun arthur'un başını sol kaşından yarar, arthur da yaralandıktan hemen sonra excalibur'u mordred'in yüzüne saplamayı başarır. arthur haklıdır, mordred öldürülünce adamları kaçmaya başlar. arthur'un yaralandığını gören gwenhwyfar gemiyi tekrar onların olduğu kıyıya getirir. arthur mordred'i öldürmüştür ancak kendisi de ağır yaralanmıştır, yüzünün yarısı tanınmaz haldedir.

    derfel, ceinwyn ve gwenhwyfar arthur'un kanamasını durdurmaya çalışırken; gölün karşı kıyısında nimue belirir. yarı deli druid, meczuplar ordusuyla excalibur'u ve gwydre'yi almaya gelmiştir. ilk aşkından artık nefret eden derfel; bunun onu bitireceğini bildiği için gwydre'yi gwenhwyfar ve arthur'la birlikte gemiye bindirerek denize doğru yollar ve excalibur'u da mordred'in suratından çekerek, nimue'ye göstere göstere camlann gölü'nün derin sularına atar. nimue feryat figan içerisinde yıkılır, onun mahvolduğunu gören meczuplar ordusu ise dağılmaya başlar. tam bu esnada ise gwent kralı; ordusu, dumnonia'daki işbirlikçisi psikopos sansum ve eşi morgana'yla birlikte camlann gölü'ne ulaşır. "dumnonia tahtına karşı komplo" suçuyla yakalamak istedikleri arthur ve ailesinin, kıyıdan yakalanamayacak kadar açılmış olduğunu görürler. derfel ne arthur'dan ne gwenhwyfar'dan ne de gwydre'den bir daha haber alamaz. sansum derfel'e artık ona hizmet etme vaktinin geldiğini söyler. ceinwyn de onu yalnız bırakmamak için sansum'un emrine girer.

    --- spoiler ---

    derfel, kral arthur efsanelerinde klasik görüşün; lancelot'un olmasını beklediği ama olamadığı her şeydir. lordu arthur'a ve eşi "powys yıldızı" ceinwyn'e sonuna kadar sadıktır, kendisine sunulandan fazlasında gözü yoktur, beyine itaatsizlik etmez ve sadakatsizliği aklından bile geçirmez. the warlord chronicles'ı o klasik görüş yazdırmış olsa, muhtemelen sevdiceği ceinwyn'le "sonsuza kadar mutlu" yaşamak şeklinde son bulacak akıbeti; realist bernard cornwell'in kurgusunda bir zamanlar sahip olduğu her şeyi kaybetmek ve arthur ile, britonların ada'da kaybettiği her şeyin timsali olan "rex quondam rexque futurus"*ile omuz omuza yaşadığı efsanevi günlerin hatıratını yazmak olmuştur. çünkü merlyn'in de demiş olduğu gibi, "tanrılar düzenden çok kaosu severler".
hesabın var mı? giriş yap