• (bkz: king arthur)
  • onbeş yaşında olan genç arthur kılıcı taştan çıkardığında bu kehanetten ve kehanetin anlamından habersizdi. hiçkimsenin yapamadığını arthur çok kolaylıkla ve farkında olmadan başarmıştı. kralın kim olacağını belirlemek için düzenlenen turnuvada kardeşliği kay'da yarışıyordu fakat kay'ın kılıcı kırıldı. kardeşliğine seslendi; ''arthur, hemen bana bir kılıç bul !'' arthur çadırın her yerine bakmasına rağmen bir kılıç bulamadı. aklına kilisenin bahçesindeki taşa saplı kılıç geldi. hemen kiliseye koştu ve kılıcı olduğu yerden çok kolaylıkla çekip aldı. o henüz bilmiyordu ama bunun anlamı kral olacağıydı. fakat kay kardeşliğinin getirdiği kılıcı tanıdı ve arthur'u sessiz olması konusunda uyardı. amacı arthur'un hakkı olan krallığı kapmaktı. büyük bir heyecanla babasına koştu ''baba, kılıcı çıkardım britanya kralı benim !'' ector ona inanmadı, kılıcı yerine koymasını ve herkesin önünde tekrar çıkarmasını istedi. kay elbette bunu başaramadı çünkü krallığın ve kılıcın gerçek sahibi arthurdu..

    kılıca sahip olmak arthur'un hayatındaki birçok şeyi değiştirdi. kral olacağı değildi onu sarsan, ector ve kay'ın gerçek ailesi olmadığını öğrendi. ector bunu açıklamak zorunda kalmıştı çünkü ülkenin ileri gelenleri arthur'un kral olamayacağını çünkü soylu bir aileden gelmediğini iddia ederek krallığı ona bırakmak istemiyorlardı. ector çok zorlansada herşeyi anlattı arthur'a. büyük kahin merlinde anlatılanları doğruladı çünkü arthur'u ector'a getiren ve ona bakmasını söyleyen merlindi. babası britanya kralı uther pendragon annesi ise cornwal düşesi igraineydi yani tamamen kralın soyundan geliyordu. uther, arthur doğduktan iki yıl sonra ölmüştü ve kardeşi aurelius ambrosius ile birlikte stonehenge'de devlerin yüzüğü'nün içinde gömülüydü.

    aradan geçen yıllarda arthur britanya topraklarını genişletmiş, kazandığı başarılarla halkının gözünde büyük bir kahraman ve mükemmel bir kral olmuştu. izlanda'yı fethettiği sırada kraliçe margawse'ye aşık oldu. margawse evliydi ama bu onları durdurmaya yetmedi. birlikte olduklarında üzerlerindeki lanetten habersizdiler. uzun zaman sonra merlin şu kehanette bulundu ''tanrı sana çok kızgın çünkü sen öz kardeşinle yattın ! bu birleşmeden doğacak çocuk sana elleriyle ölümü getirecek'' arthur şaşkınlık, pişmanlık ve korkuyu aynı anda yaşıyordu. kız kardeşi ile yatmış olmak zaten yeterince kötü bir durumdu ama bu hastalıklı ilişkiden doğacak çocuğun onu ölüdüreceğini bilmek olayın en vahim yanıydı. arthur margawse'nin doğum yaptığı gün doğan tüm soylu çocuklarının toplanmasını ve bir gemiye bindirilip denize gönderilmesini emretti. tüm bu bebeklerin öleceğini umuyordu fakat terslik bu ya gemi kayalıklara çarpıp parçalandı ve arthur'un oğlu kazadan kurtuldu. bir adam buldu onu ve mondred adını verdi..

    arthur'un evlenmesi gerekiyordu. britanya krallığı için yasal bir veliaht bekliyordu halkı. gönlünü kaptırdığı kadın yuvarlak masa'nın sahibi sör leodegrance'nin kızı guinevere'ydi. istediğini aldı arthur ama yine habersizdi başına geleceklerden. ileride en yakın dostu lancelot guinevere'ye aşık olacaktı ve kadında bu aşka karşılık verecekti. arthur'un bu evlilikle elde ettiği sadece guinevere değildi yuvarlak masa'nında sahibiydi artık.. bu sıralarda büyük roma imparatoru lucius hiberius öfke dolu bir mektup gönderdi. arthur'a ve britanya'ya karşı son derece ağır sözler içeriyordu mektup. ''sezar'ın hakkını sezar'a vermelisin'' diyordu hiberius. öylede oldu, hakettiği verildi o kibirli imparatora. lancelot ve gawain'in başarıları ve arthur'un kahramanlıkları ile coşan yuvarlak masa şövalyeleri artık roma imparatorluğu'nunda hakimiydi. gölün kadını'ndan bilgeliği ile kazandığı efsanevi kılıç excalibur ile kesti imparatorun başını..

    britanya'ya döndükten sonra guinevere ile lancelot arasındaki yakınlaşma aşka dönmüştü. birbirlerini sevmelerine rağmen arthur'a karşı gelmeyi ikiside göze alamıyordu. lancelot çareyi britanya'dan uzaklaşmakta buldu. sanıyordu ki guinevere'den uzak kalmak ona olan aşkını azaltırdı. lancelot ne kadar uzakta olsada kahramanlıkları şatoya ulaşıyordu. bu yolculuk ne aşkını azaltmıştı ne de cesaretini. şatoya döndükten sonra yuvarlak masa'nın ikinci büyük şövalyesi oldu. gölün efendisi lancelottu o ! herkes bu yasak aşkı biliyordu. söylenenlerle yüzleşmek hem utanç veici hemde korkutucuydu. lancelot dedikoduları azaltabilmek için başka kadınlarla ilgilenmeye başladı. guinevere kendini aldatılmış hissediyordu ve sonunda sevdiği erkeği bir daha görmek istemediğini söyledi. lancelot yine uzaklaştı şatodan. arthur guinevere'nin masumiyetini ispatlamasını istedi. düzenlenecek turnuvada bir şövalye kraliçenin saflığı adına dövüşmek zorundaydı. hiçbir şövalye bunu istemedi çünkü kraliçelerine inançları kalmamıştı. arthur lancelot'un yeğeni olan bors'tan bu görevi üstlenmesini istedi fakat bors buna yanaşmadı. kraliçe için savaşmak yuvarlak masa şövalyeleri ile arasını açmak demekti. kral ve kraliçenin isteğinede karşı çıkması zordu ve eğer turnuva gününe kadar kimse çıkmazsa kraliçem için dövüşürüm dedi. turnuva günü miğferinde kraliçenin armasını taşıyan bir şövalye ortaya çıktı. kimse tanıyamamıştı bu cesur dövüşçüyü, gawain dışında. lancelottu bu guinevere için savaşmaya gelmişti işte. kraliçe onu istemediğini söylesede onu gördüğü an içini bir sevinç kapladı. gawain en yakın dostu lancelot'a karşı dövüşmektense kaybetmeyi yeğledi ve böylelikle kraliçenin masumiyeti ispatlanmış oldu..

    herşey yoluna girmiş gibiydi. ama hayır bu huzur uzun sürmedi çünkü agravain ve mondred, özellikle lancelot'a besledikleri düşmanlık yüzünden herşeyi arthur'a anlatmayı planlıyorlardı. üstelik lancelot ve kraliçeyi başbaşa yakalayıp onlara hiçbir söz hakkı tanımayacaklardı. arthur söylentilerden habersiz değildi ama şövalyelerinin ona gelip bu ihaneti söylemeleri yıkıma yol açardı. gawain kardeşi agravain'i uyardı. yapacakları işin bir şövalyeye yakışmayacağını ve kendisinin lancelot'a ihanet etmeyeceğini söyledi. bu uyarı onları durdurmaya yetmedi. arthur'un artık yapacak birşeyi kalmamıştı. kraliçeyi ölüme mahkum etti. onu seviyor olması halkının önündeki onurundan daha önemli değildi ! ama lancelot'un sevgisi herşeyden üstündü, kraliçesi için yapmayacağı şey yoktu. kraliçeyi kaçırdı ve kendi şatosuna götürdü. bu olay yuvarlak masa şövalyelerinin birlik ve beraberliğinin sonu oldu. bir aşk koca masayı dağıtmıştı !

    arthur'un ve şövalyelerin güvenini kaybeden lancelot'un en büyük destekçisi gawain'de artık onun düşmanıydı. çünkü lancelot'un gözünü bürüyen bu lanetli aşk, kraliçesini kaçırmaya çalışırken gawain'in kardeşlerinide öldürmesine yol açmıştı. istememişti elbette onları öldürmeyi ama görememişti, farkedememişti onları. gawain sonsuza kadar düşman ilan etti lancelot'u. arthur ile birlikte lancelot'un şatosunu kuşatmaya ve kraliçeyi almaya gitti. çok zor ve acı verici bir tecrübeydi bu. lancelot onunla dövüşmeyi kabul etmedi. en sonunda karşı karşıya geldiklerinde gawain öldürücü bir darbe aldı. günlerce ayağa kalkamadı. bu olaylar yaşanırken şatonun boş kalmasından yararlanan mondred kraliçeye ve tüm imparatorluğa sahip olacağını ve arthur'un artık yaşamadığını söyledi herkese. gawain bunu öğrenince lancelot'la konuştu ve ondan arthur'a yardım etmesini istedi. lancelot, mondred'e karşı kralının yanında savaşmayı kabul etti. yola çıkan lancelot kaşılaşacağı dehşet verici manzaradan habersizdi.

    arthur ve mondred sonunda birbirlerinin sonunu hazırlamıştı. kan ve parçalanmış cesetlerle dolu olan savaş meydanında ayakta kalan üç kişi vardı. arthur, mondred ve bedivere..şövalye kralının mondred'e öldürücü darbeyi vuracağını farkedince uyardı onu ''efendim lütfen bırakın onu, yüce kahin merlin'in sözlerini hatırlayın.'' arthur dinlemedi şövalyesini ve mondred'i öldürdü, aynı anda mondred'in kılıcıyla büyük bir yara aldı. kehanet gerçekleşiyordu. arthur ölmek üzereydi. bedivere'den excalibur'u alıp göle atmasını istedi. bediveriki kez atmayı denedi fakat kılıcın güzelliğine öyle hayran olmuştuki atmaya kıyamadı, kılıcı ağacın dibine sakladı ve kralına onu göle attığını söyledi. arthur kılıcı göle attığında neler olduğunu sordu. bedivere elbette doğru cevabı verememişti. arthur çok sinirlendi ve eğer bu kezde kılıcı atmazsa onu kendi elleri ile öldüreceğini söyledi. bedivere kılıcı göle attı ve aynı anda gölün içinden bir kol çıkıp kılıcı aldı üç kez salladıktan sonra tekrar sulara gömüldü. excalibur tekrar gerçek sahibine yani gölün hanımına dönmüştü. bunun arthur'un ölüyor olduğu anlamına geldiğini biliyordu gölün hanımı. arthur göle geldiğinde kıyıda bi gemiyi onu bekler buldu. bu gemi onu ölüme götürecekti. gölün güzel hanımı onun avalon'da gömülmesini sağladı. lancelot savaş yerine ulaştığında içi öfke ve acı ile doldu. tüm şövalyeler ölmüştü ve arthur'da ortalıklarda yoktu. arthur'un avalon'da hala yaşadığına ve britanya'nın başı derde girince dönüp tekrar ülkesini kurtaracağına inandı insanlar yıllarca ama arthur asla dönmedi..

    yaşanan bunca talihsiz olaydan sonra guinevere bir manastırda rahibe oldu. tüm bu olaylardan kendisini ve lancelot'u sorumlu tutuyordu. lanetli aşkları koca bir imparatorluğun sarsılmasına, yuvarlak masa şövalyelerinin kardeşliğinin bitmesine ve en kötüsü arthur'un ölümüne sebep olmuştu. lancelot gelip aşık olduğu kadını götürmek istedi, fakat guinevere buna karşı çıktı sonsuza kadar bir daha onu görmeyeceğini söyledi. bunun üzerine lancelot'ta arthur'un mezarının üzerine kurulan manastırda rahip oldu. aradan çok zaman geçmemiştiki önce guinevere ardından lancelot yaşadıkları acılara dayanamayıp bu dünyadan ayrıldılar..
  • (bkz: excalibur)
    (bkz: mordred)
    (bkz: morganna)
    (bkz: guinevere)
    (bkz: lancelot)
    (bkz: perceval)
    (bkz: lady of the lake)
    (bkz: merlin)
  • - himmet abi bizim bi arthur vardı yemin ediyorum sana çok kral adamdı..
  • hikayenin tümü şöyledir böyledir diyemeyeceğiz a dostlar çünkü sözlü edebiyat geleneğinden gelen bir hikaye bu, çeşit çeşit versiyonu var aksiyonu var.
  • kral arthur isminin bu kadar onemli hale gelmesi aslinda monmouth lu geoffrey adli tarihci sayesinde olmustur. bu tarihci efsane ve gercegi bir araya getirerek yazdigi britanyanin kral ve kraliceleri adli eseri ile ortacag tarihcilerinin hep yanlis yonlenmesine neden olmustur. aslen arthur efsanesinin bir kismi da celt kokenlidir. gercekten de arthur diye bir kral gelmistir ve de buyuk isler yapmistir. ordusunun basinda parcalanmis olan britanya yi bir araya getirmis ve buyuk zaferler kazanmistir. ve gercekten de avalon adasi mevcuttur. tabi uzun yillar ada olarak aranan avalon un artik kara icinde kaldigi anlasildiginda bulunmasi tabii ki daha kolay olmustur. arthur un oldugu sanilan mezar da burada bulunmustur. lahitin uzerinde ise "burada gecmis ve gelecegin krali arthur yatmaktadir" yazmaktadir. bolgede kral arthur'un hayaletinin bir koruyucu olarak halen dolastigina dair soylentiler vardir.
  • camelot fatihi

    "the kingdom's strength is not based on the strength of the king but the strenth of the people"
    meal: bir krallığın gücü kralın değil halkın gücüne dayanır
    süfer valla
  • kelt ve cornwall efsanelerine göre, büyücüler tarafından kuzgun* yapıldığına inanılan kral. bir gün insan olarak dünyaya dönüp tahta çıkacağına ve yuvarlak masa şövalyeleri ile birlikte adalet ve düzeni sağlayacağına inanılır. alman ve isveç mitolojilerinde inançsız lanetlenmiş ruhları taşıdığına inanılan kuzgunların, britanya kültüründe saygı görmesi ve öldürmenin kötü şans getirdiğini inanılmasının sebebi kral arthura duyulan saygıdandır.
  • arthur, aslinda romalilara karsi savasan ve keltleri birlestirdigine ve bugunku cadbury'de gomulu olduguna inanilan bir kelt lideridir ve roma kayitlarinda adi riothamus (ulu kral, high king) olarak gecer. efsane ve monmouth'un eseri ve sir thomas mallory'nin la mort d'arthur'u ona dayanmaktadir.
  • ayrica, kral arthur deyince, monty python and the holy grail (1975) filmindeki su sahne akillardan asla silinemez:

    arthur: the lady of the lake, her arm clad in the purest shimmering samite held aloft excalibur from the bosom of the water, signifying by divine providence that i, arthur, was to carry excalibur. that is why i am your king.

    dennis: [interrupting] listen, strange women lyin' in ponds distributin' swords is no basis for a system of government. supreme executive power derives from a mandate from the masses, not from some farcical aquatic ceremony.
hesabın var mı? giriş yap