demiri toz ederler

• kan akıyor kızıl dere diye de bilinen bir şiirdir,
  şarkıda geçen sözlerin tamamı şöyledir;
  
  demiri toz ederler loy
  kan serperler gökyüzüne
  sevgiyi yoz edereler loy
  kül ederler kör gözüne
  
  benim sevdam muratsız loy
  ölüm düşmüş ellerime
  bunca acı kar etmiyor
  işkenceler kar etmiyor
  şu susmayan dillerime
  
  sevdik sevdik severiz loy
  orak çekiç döveriz loy
  ana avrat söveriz loy
  malı cana böleriz
  
  neden durmuş ağlarsın loy
  güneş gebe ellerine ellerine
  neden susmuş ağlarsın loy
  güneş gebe ellerine ellerine
  
  yetsin artık bitsin artık
  yürü kötü kaderine
  
  şiir için 3.kıtadan sonra;
  
  bu pusuyu biz kurduk loy
  ölüm ördük fabrikada nurhaklarda
  namusa hesap sorduk loy
  kan akıyor kızıldere
  
  ne ağlarsın behey kardaş
  güneş gebe bu yerlere
  dağda şafak ağarsında
  yürüyelim şu kentlere.
• (bkz: sadık gürbüz)
• ezgi mi mükemmel sadık gürbüz mü böylesine işliyor insanın ruhuna?
  nedir bu sözlerde, bu seste insanı böyle büyüleyen?
  
  emeğin, ekmeğin, inancın da bir kokusu varsa eğer; işte bu ezgi, kulaktan yüreğe akarken duyumsanan o kokuyu bulacağınız ender kuytulardandır.
  sanki bugünün emekçileri, cemaate müritliği dünyadaki tüm emekçilerin birleşmesine ve sömürünün sırtını yere getirmeye yeğlememiş, yılmamışlar da; her adımlarında toprağa ve aşa inançlarının sarsılmaz sıcağını katıyorlar gibi gelir her dinlediğimde.
  
  bağıran, çağıran, kavga eden bir havası yoktur hiç. öyle sakince bir inançtır ki sadık gürbüz'ün sesinden hayat bulan bu sözler; insan bir aşk şarkısı dinler gibi dinler bazen.
  çünkü estetik kalitesi, pek çok ajite parçada benzerine pek rastlanamayacak kadar yüksektir. o yüzden de her dinlendiğinde güzel, her dinlendiğinde devrimin sakin ve güzelliklerden ibaret ütopyasını canlandırır zihinde...
• sevinç eratalay da pek güzel seslendirmiştir. http://www.youtube.com/watch?v=c6hl9_b-pge
  
  ''ne ağlarsın behey kardaş
  güneş gebe bu yerlere
  dağda şafak ağarsın da
  yürüyelim şu kentlere.''
• müthiş müthiş müthiş
• sigarayı bırakmaya karar verdiğim gün karşıma çıkmıştır bu şarkı. çok yanlış bir zamanda karşıma çıktın, bana aldırdın o paketi. iyi gidiyordum, bozdun herşeyi ve şimdi başa döndük.
• uzun yıllar sadık gürbüz'den dinlemeye alışmış olanlar için, oğuz aksaç ve arkadaşları tarafından birlikte icra edilmiş biçimiyle dinlenince, etkisi farklı biçimde, katmerlenerek daha bir artıyor, demiri un ufak etme isteği uyandırıyor. iyi kötü bir zanaatin ucundan tutmadan söylenecek her şeyin afaki olduğunu bir tokat gibi çarpıyor ya da biz öyle anlıyoruz. böyle yanlış anlamalarda sorun yok. aksaç ve dostlarının, kalabalık bir toplulukla bir kafede son derece içten, doğal şekilde söyleyişleri, eseri klasik melankolik atmosferinden de çıkarıp iyimser bir duyguyla iyi bir şeylerin kenarında yürümeye davet ediyor dinleyeni. eksik gibi gözüken coşku unsuru da eklenince çeşni tamamlanmış gibi oluyor. kamera bir ara şairin kitaplığın yanında asılı portresini gösterdiğinde, eşlik etmekten kendini alamıyor insan günlerce diline pelesenk olacak şekilde.
• oğuz aksaç yorumu öyle samimi, öyle içten, öyle bir vurur ki insanı.. kalıverirsiniz öyle. kaptırıp gidersiniz bu yoruma, bir olursunuz.
• oğuz aksaç yinetelefonla çekilmiş videolardan birinde söylemiş bunu hem de büyük bir ekiple dillendirmiş. başka başka enstrümanlar, vokaller, arka planda ahmet kayalar, nazımlar, gürültüden etkilenip ağlamasın diye ana kucağında sallayanı sürekli değişen bir bebek, yoldan geçen arabalar, telefonda dostlarına dinletenler, başka başka telefonlarla çekim yapanlar.
  
  sonra bizim dilimize şarkı olup dolanmalar, yaşadığın her ne varsa dünyaya her zamankinden fazla umut beslemeler.. demiri toz edeceğiz deyip işin içinden çıkmalar.
• bu türküyü dinlerken somut işlemler döneminde olan ben, ''ana avrat söveriz loy'' kısmını pek bir garipserdim ama türküyü yine de severdim.