• cicero nun bir eseri.

    liber primus

    atticus: gerçekten de o koru ve arpinum'lu meşe ağacı bilinir, benim tarafımdan marius'ta sık sık okunur; eğer o meşe ağacı hala mevcutsa, gerçekten bu sözettiğimdir, ve kuşkusuz yaşlıdır.

    quintus: gerçekten hala mevcut, sevgili atticus, ve her zaman kalacak: ustalıkla dikilmiştir, ya da uzun ömürlü bir filiz, bir şairin dizeleriyle olduğu kadar, hiçbir çiftçinin emeğiyle dikilemez.

    atticus: ey quintus, ne tarzdadır, nasıldır şairlerin ektiği şey? bana öyle geliyor ki; kardeşini överek kendine pay çıkarmak istiyorsun.

    quintus: hadi bakalım öyle olsun; latin edebiyatı konuştuğu sürece, gerçekten meşe ağacı, marius'a ait olarak söylenen yerden yok olmayacak. ve o kardeşimin, marius'un üzerine scaevola'nın söylediği gibi:

    'sayısız kuşaklarca kocayacak'

    belki de senin atina'n ebedi zeytin ağacını hep tepede tutabildi ya da homeros'un odysseus 'u kendisinin uzun ve narin dalı delos'ta gördüğünü söyledi, bugün de aynısını gösteriyorlar ve başka birçok şeyler birçok uerden, doğada bulunduğundan hatıralarıyla daha uzun süre ayakta kalırlar. bu yüzden , bir zamanlar üzerinden juppiter'in olağanüstü görünümlü habercisinin uçtuğu meşe palamudu taşıyan o meşe ağacı şimdi buradadır. fakat zaman onu tüketse bile yine de marius'un meşesi olarak çağıracakları meşe o yerde kalacaktır.
    ..

    diye devam edip gider eser.
  • yasalar üzerine diye çevrilebilir cicero eseri.

    ben başka birşeye değineceğim ama, birazdan sınavı var, bir buçuk sayfa orator cicero 'nun bu güzide eserine dair sınava gireceğim; az kaldı 11.45 civarı, ve hiç uyumadım, uyuyamadım, bir ara cnbce ile konuştuk, mazaka ile konuştuk ama ben uyuyamadım, eserin bir yerinde 'sayısız kuşaklarca kocayacak' yani "canescet innumerabilibus saeclis" ifadesi geçmekte, değerli hatibimiz meşe ağacından yola çıkarak, tarih eseri yazamayacağını anlatmaya çalışıyor, ben ise her cümlemin arasına virgüller serpiştiriyorum, uykumu alamadım, kafamda soru işaretleri var, uyku tutmuyor, "where is my mind salak jimi?" diye kendime soramıyorum bile, uyku tutmadı, bu saatten sonra uyuyamam da, sınava yetişemem de, bu cicero 'yu severdim, belki de bu yüzden, bu gece uyku tutmadığı için artık sevemeyeceğim, hocam beni sevemeyecek belki, 'lucus quidem ille' ve lanet olası 'haec arpinatium quercus' tanınırmış, sıksık benim tarafımdan okunurmuş, uyku tutmuyor beni, kafamda sorular var, ünlemler var kıçıma batan, biralar içtim, midem bulandı, uyku tutmadı, entry girdim.
  • http://www.blogcu.com/jimi/676395/ adresinden liber primus 'dan ufak bir bölümünün çevirisine, elyazımla ulaşabileceğimiz zıkkım.
  • eserin i. kitabı için şöyle bir özet düşülmüş gavurca bir sitede.

    "marcus tullius cicero has composed this treatise in the form of a dialogue, in which himself, his brother quintus, and atticus are the interlocutors. cicero supposes this dialogue to take place near his villa at arpinum, on the banks of the river liris, and beneath the shade of a grove, in the midst of which grew an ancient oak. the sight of this tree reminds atticus of the oak which cicero had described in a poem which he once composed in honour of marius. from this circumstance he takes occasion to compliment cicero on his poetry. the conversation then turns upon history; and quintus observes, that he knew no one better able than his brother to write the history of his country, and presses him to undertake it. this cicero declines, and turns the discourse to the subject of universal justice, and the law of nature and nations."

    üç aşağı beş yukarı şöyledir hikayesi. efendim şimdi cicero bu eserinde diyalog biçimini kullanmıştır. diğer konuşmacılar kardeşi quintus ve atticus'tur. konuşma arpinum'da, liris nehri 'nin kıyılarında, korulukta geçmektedir. ve cicero 'nun marius şiirindeki quercus yan meşe ağacından bahsedilirken, birden konu döner dolaşır cicero 'nun tarih eseri yazmasında durur. ve eserin bir yerinde şöyle birşey geçer; "..veritas a te postulatur." yani "..senden gerçek isteniyor." atticus bu lafıyla aslında cicero 'ya tarih eseri yazdırmak istemektedir. cicero bir yerde, atticus'un ağzından eski romalı tarihçiler antipater'e, clodius'a, asellio'ya laflar koyarken, onların sadece tarihi yıl yıl yani annales biçiminde yazdığını sunarak, yunan yazınıyla karşılaştırıldığında tarih alanında geri kaldıklarını belirtir. bu yüzden "bu işi üstlense üstlense cicero sen üstlenirsin." demeye getiren atticus'a karşılık cicero hazırlanmadan, bu tarz üzerine uzun süre çalışmadan girişmeyeceğini sunarak reddeder ve daha bir sürü retorik örneği.

    az evvel kız arkadaşım telefonda sordu "ben yatmaya gidiyorum,ne yapıyorsun jimi?" dedi, ben de bu yukardakilerden bahsettim. tek şey dedi bana:

    "sıkıcı."

    of ulan of kimse anlamıyor beni ve cicero 'yu :)
  • cicero, de re publica (devlet üzerine) ve de legibus (yasalar üzerine) adlı eserlerini platon’un devlet ve yasalar adlı eserlerini örnek alarak yazmıştır. diyalog tekniğini kullanan cicero, hukukun doğal kaynaklarını, yasaların nasıl düzenlenmesi gerektiğini, sınıflar arasında toplumsal uyumun nasıl sağlanabileceğini ele alır. yasalar üzerine'den kısa bir kesit;

    “toplumlara zararlı ve adaletsiz yasalar hazırlayanlar, söz verdikleri ve vaat ettikleri şeylerin aksine davrandıklarından, yasadan başka her şeyi uygulamaya geçirmişlerdir. buradan da bizzat yasa sözcüğünün tanımı içinde adil ve doğru olanı seçme düşüncesi ile ilkesi barındığı sonucu açıkça ortaya çıkıyor. (…) nasıl ki cahil ve yeteneksiz insanlar, iyileştirici ilaçlar yerine öldürücü zehirler yazsalardı bunların gerçek hekimlerin yazdığı şeyler olduklarını söyleyemezdiysek, zararlı olmasına rağmen o toplum tarafından kabul görmüş olsa bile, böyle (zararlı, yıkım getiren) bir yasa da yasa değildir.”
hesabın var mı? giriş yap