• vicdan, erdem gibi kavramlarin dayandigi; bir deger bir kut atanmis davranis cerceveleri silsilesi.
  • belirli bi yasa kadar kisinin yetistigi cevre ve bulundugu ortamla sekillenen, daha sonraları ise kisinin ya ilerdeki ortamlarıyla ya da yasadıgı olaylar yuzunden degisecek, aslında yasananlar etrafında surekli evrim gecirmeye musait, aslında gorece kavramıyla en cok anılan, hayatı bakıs acısının kisinin daha cok oznel algılamasına gore olusması, yasana olayların, verilen tepkilerin kiside var olan deger yargısı cercevesinde sekillenmesi durumu...
  • olaylari degerlendirirken kullanilan filtre.
  • son yüzyılın rezil icatlarından biri daha. bana göre, sana göre, bize göre... hiçbir mutlak doğru ya da yanlış olmadan kabullenmek hayatı. senin kendi referans sisteminde durağan olman, bana çarptığında, kendi referans sisteminde sıfır olan momentumunla beni parçalamayacağın anlamına gelmiyor.
    tabii bu değer yargısı denilen uydurmaca, sadece mikroskopik mertebede kabul ettirilmeye çalışılıyor yoksa makroda alabildiğine medeniyetler çatışması.
  • kisinin kendi deger yargisina gore , kendi deger sistemi icinde yapmaya hakki oldugu bir eylemin, yapildiginda hakli olamayabildigi durumlari meydana getiren cok pis birsey..mikroda da makroda da catismalarin ve anlasmazliklarin bas nedeni..
  • (bkz: aksiyoloji)
  • herkeşlerin kendilerine göre oluşturması ve yaşaması gerekendir.

    lakin ki öyle değildir.
  • kendi gerçeğiniz olarak benimsediğiniz değer yargılarınızın çok azı kendi deneyimlerinize
    dayanır. oysa buraya deneyim için gelmemişmiydik? ve kendinizi ancak kendi değer yargılarınızla yaratabilirsini
    z.siz ise başkalarının deneyimleriyle kendinizi yadsıyorsunuz.

    eğer günah diye birşey olsaydı,işte bu olurdu:başkalar
    ının deneyimlerinin sizi oluşturmasına izin vermek..

    günahınız bu.
    hepinizin günahı.
    kendinizi deneyimlemek yerine başkalarının deneyimlerini ''hakikat'' olarak kabul ediyor,sonra da ilk kez gerçek deneyim yaşadığınızda,b
    ildiğinizi sandığınız ''hakikat''lara
    adepte etmeye çalışıyorsunuz.

    böyle yapmasanız bambaşka bir deneyim yaşayabilirsini
    z :size öğretilenlerin yanlış olduğunu gösteren türden deneyimler! ama ebeveynlerinizi
    ,okullarınızı,d
    inlerinizi,gele
    neklerinizi,kut
    sal kitaplarınızı yanlış çıkarmak istemiyorsunuz!
    böylece kendi deneyiminizi yadsıma pahasına size söylenen düşünce tarzını(nasıl düşünmeniz gerektiğini) tercih ediyorsunuz.

    bu tercihinizin boyutu,hiçbir şeyde insan cinselliğine bakış açınızda olduğu kadar net görülemez.
    cinsel deneyimin insanların fiziksel deneyimleri içinde en yaratıcı,en birleştirici,en
    yakın,en olumlu,en enerji verici,en yenileyici,en yoğun,en heyecan verici,en güçlü,en sevecen olduğu deneyim olduğunu herkes bilir..
    bunu deneyimsel olarak keşfettiğinizde
    bile,başkaları tarafından oluşturulmuş kuralları,yargı
    ları,düşünce ve fikirleri kabul etmeyi seçiyorsunuz.bu
    başkalarının,si
    zin böyle düşünmeniz için nasıl derin çıkarları olduğunu göremiyorsunuz.

    bu düşünce,yargı ve fikirler,sizin kendi deneyiminize taban tabana zıt düşüyor.ama öğretmenleriniz
    in ''yanlış'' olduğu fikrinden nefret ettiğiniz için kendi deneyimlerinizi
    n "yanlış" olduğuna kendinizi ikna ediyorsunuz.

    sonuç : kendi gerçek doğrularınıza ihanet ediyorsunuz.,he
    m de kahredici sonuçlarla.
    ama başkalarının öğretileri öylesine içinize işlemiş durumda ki,öğretilerin sunduğu "doğru" adına kendi deneyiminizi reddettiniz..

    bu "doğru"yu kendi düşüncelerinize
    adapte ederek,onun etrafında düşünceler oluşturdunuz..
  • çocukken ramazan ayında oruç tutmayanı kötü sanırdım
    sonra sonra "tiroid bezi fonsksiyonsuzluğundan" sabah aç karnına almak zorunda kaldığım haptan dolayı (başına gelmeyince yargılamak kolaydır) tutamaz oldum
    devamında büyüdüm büyüdüm derken baktım şirketin mangal partisinde ramazan ayında oruç tutmamayı bırak çok sevip saydığım arkadaşım bir de bira içiyor hımmm oldum, ama baktım o insan yine güzel insan bir değişiklik yok, yine sağlam güzel karakter, hımmm dedim, olabilir içilebilir...
    hadi içti bari domuz sosini yemeseydi yaa dedim bir başka arkadaşım için...
    falan filan...
    esnemek, genişlikse genişlemek güzel...
    şimdilerde günah saydığım herşeyi kendim yapıyorum ve gülümsüyorum evrene
    ben aynı benim, karakterim aynı, aksiysem aksiyim hala, sevimliysem sevimliyim, ben aynı benim ve kimseye zararım yok...
    düşündükçe önceleri bu dönüşüme "basamak" gözüyle baktım, şimdilerde mısır piramitlerine benzetiyorum, esnedikçe piramitin tepesine ulaşacağız belki de
    herşey hoşgörü ve umarım herkesin başına gelir ve esnerler
hesabın var mı? giriş yap