• hermann hesse' in kendisine nobel edebiyat ödülü kazandıran kitabı
  • matematik - müzik - felsefe şeytan üçgeninde geçen bi başyapıt
  • okumaya calı$tıgım her seferde dumurdan dumura ko$turan latince sozlukle dola$manıza sebebiyet veren ancak kaptırdıgınızda ba$ka ba$ka dunyalara gittiğiniz hermann hesse yapıtı
  • (bkz: boncuk oyunu)
  • zekanın, dehanın sınırları hakkında tekrar düşünmek zorunda bırakan şaheser. hermann hesse'nin de bir insan olduğu düşünülürse diğer insanlar olarak ne kadar boş şeylerle uğraştığımız ortaya çıkıyor...
    eserin orijinal adı "das glasperlenspiel"'dir.
  • hesse'nin; "doğu seyyahlarına, batı'nın toplumsal dayatmalarına karşı doğunun bireysel özgürlüğünü yüceltenlere, toplumsal ahlakın bireyin iç ahlakını yokettiğine inananlara" adadığı kitap.*
  • hermann hesse kitabının baş kısımlarında ve son kısımlarında boncuk oyunu kuralı olarak (ki yky çevirisinde 139 ve 378 nomreli sahifelere tekabul eder bu tekrir) "yüksek makam seni bir göreve getirdi mi şunu bilmelisin ki, üst kademelere tırmanış özgürlükten değil, bağımlılıktan içeri atılmış bir adımdır. mevki ve makamın otoritesi arttıkça, hizmet zorlaşır. kişilik güçlendikçe, keyfi davranışlar geri plana itilir." vecizini tekrar eder. elden gelse altını çizecekti herhalde. o derece...

    kitabın sonlarına doğru ana karakterin elinden çıkma şiirler ve hikayeler nakleder hesse, okuyana da ayrı ayrı kitaplarmış gibi, yahut gövdenin ilk taslaklarıymış gibi gelir bu kısımlar.

    hadi bakalım oyuncu, yağmur yağıyor haziranda, mutfakta bir böceğinden bir hamam (ayol terlik duvara dank etti, yaratık bir taklit yeteneği ile, -gregor- yere koyverdi kendini ki sormayın; nasıl uyunur bu sıcakta?) var, sen uyuyacak yerde halka halka... ay sözlük, şunu da seninle paylaşmaktan geçemiycem, ne mene şeymiş bu oyun: "mademki halka şeklinde oynanan bu kahrolası oyunda dur durak yoktu, mademki yüreğinde bir kor gibi yanan o biricik isteğin gerçekleşme umudu bulunmuyordu, o zaman su kabını yeniden doldurup yaşlı adama götürebilir, onun emrini yerine getirebilirdi; aslında emir vermeye hakkı yoktu. "

    işte öyle bir akışkan mekaniği bu kütüphanenin en ince kitaplarından biri olarak hatırlanan yarım kile.
  • hermann hesse'nin son eseri ve başyapıtı
  • hermann hesse'nin yin yang felsefesini her açıdan ve her skaladan çok çaprıcı ve akılda kalıcı bir şekilde işlediği başyapıtı. roman o kadar akılda kalıcı ve o kadar doyurucu ki okumadan bişey anlatmanın mümkün olduğunu sanmıyorum. kitaptaki bütün konular bir felsefe denemesi yazılırmışcasına, tüm karşıt düşüncelerle yüceltilmeden yada yerilmeden mükemmel bi uyum içerisinde aktarılmış.

    ayrıca romanın sonundaki 3 kısa öyküde birbirlerinden etkileyici ve hesse'nin kaleminden, romanın baş kahramanı knecht'in yetim bir çocuk olarak büyümesi piskolojisiyle yazılmış ve kitabın bambaşka bir tadla bitmesini sağlamış.
  • aşağı yukarı 2 sene sonra bir arkadaşıma uğradım bugün. dile kolay 4 sene boyunca aynı kaptan yemek yemiş, aynı deliğe sıçmış insanlardık. çok fazla oyalanmadım arkadaşımın evinde birer sigara içtik, biraz muhabbet ettik ve ben yoluma devam ettim.

    kurşuni bulutların gökyüzünü kapladığı, yağmur çiseleyen akşam arkadaşımın evinden otobüs durağına doğru yürürken aklıma geldi bu kitap, geçen sene bu zamanlar okumuştum.

    --- spoiler ---

    kitapta daha üstteki yazarların belirtmiş olduğu üzere josef knecht isimli bir karakter kitabın ana kişisi. bu arada knecht soyadının üzerinde durmakta fayda var. knecht sözcüğü türkçe de serf, uşak, hizmetçi, rençber vs gibi anlamlara geliyor. josef knecht'in romandaki karşıt karakterlerinden biri de plinio designori'dir. plinio, knecht'in aksine castalia dışından bir karakterdir, knecht'in öğrencilik yıllarında tersidir bir bakıma. zamanla ikisi de dost olurlar, plino castalia dışından olmasına rağmen castalia'da okumasına -bir bakıma lütuf ve lanettir- izin verilmiş öğrencidir.

    aradan yıllar geçer, knecht henüz magister ludi olmamıştır; ama boncuk oyununu iyice öğrenmiştir. castalia dışındaki yaşama adapte olmaya çalışan designori ise hobi olarak boncuk oyununa devam etmiştir. ikisi karşılaşırlar, eski günleri yad ederler. eski günleri yad ederler, ama görüşme ikisi açısından da pek hoş olmaz; iki karakter de hayata farklı yollardan devam etmişlerdir. biri dış dünyada tutunmaya çalışırken, diğeri dış dünyadan daha soyut castalia'da yaşamını sürdürmüştür. dış dünyaya çıkmıştır josef; ama yine de designori kadar dış dünya ile içli dışlı olmamıştır. zamanın getirdikleri ve götürdükleri, ikisi de henüz gençken çok fazla ortak paydaya ve aynı oradan farklılığa sahip olmalarına rağmen onları birbirlerinden koparmış ve tamamen farklı yollara sokmuştur. aynı komunitenin iki elemanı olan bu iki kişi komuniteler değiştikçe birbirlerinden uzaklaşmışlardır.

    --- spoiler ---

    aynı komunitede yaşayan ve dolayısıyla ortak paydası birbirlerine yakın olan bireyler komunitelerini değiştirdikçe bulundukları toplumda ortak paydalarını daha genişletmek veya daraltmak zorunda kalıyorlar. bu da aslında kişinin bir bakıma kendi içine dönmesine ya da eskisine nazaran daha fazla kişiyle muhatap olmak adına toplumla olan ortak değerini daha geniş bir skalada tutarak arkadaş olmasına veya arkadaş sayısının artıp dost sayısının azalmasına neden oluyor, bir bakıma kendi benliğinden ödün veriyor.

    özet olarak hesse haklı beyler.
hesabın var mı? giriş yap