• (bkz: magister ludi)
  • arka kapağı şu şekildedir:

    alman dilinin en büyük yazarlarından hermann hesse'ye nobel edebiyat ödülü'nü kazandıran boncuk oyunu, doğu ve batı felsefelerinin kusursuz bir bileşiminden oluşan yeni ve ütopik bir dünya düzeni sunan bir başyapıt. hesse, 1943 yılında, tüm dünyanın savaş cehennemini yaşadığı sırada yazdığı boncuk oyunu'nda, doğu ve batı felsefelerinin kusursuz bir bileşiminden oluşan yeni ve ütopik bir dünya düzeni sunar okura. sanat ve bilimde disiplinlerarası bir uyum üzerine kurulu, hesse'nin düş ve düşün gücünün ürünü fütüristik bir oyun olan boncuk oyunu, bu yeni düzenin simgesidir. toplumsal ahlakın bireyin iç ahlakını yok ettiğine inanan hesse, bu kitabında batı'nın toplumsal dayatmalarına karşı doğu'nun bireysel özgürlüğünü yüceltir, söz konusu yeni dünya düzenini bireysellik üzerine temellendirir. alman dilinin en büyük yazarlarından biri olan hermann hesse'nin başyapıtı olan ve 1946 yılında nobel edebiyat ödülü'ne layık görülen boncuk oyunu, kâmuran şipal'in özenli çevirisiyle yapı kredi yayınları tarafından bir kez daha türkçeye kazandırıldı.
  • hesse nin en ağır eseri. konu itibarıyla okuru zorladığı gibi, oldukça kalın bir roman. eğer 200 sayfa okuyabilirseniz kurtardınız demektir, en lezzetli sayfalara kavuşursunuz. bireyciliği değil de bireysel olgunluğu anlatıyor kitap. hiçbir öğreti sonsuz değil. insan içsel özgürlüğü seçmişse eğer onu kimse durduramaz. kitabı bitirince sürprizleri de var.
  • --- spoiler ---

    knecht aklindan cok duyulariyla, ayagi ve eliyle, gozuyle, cildiyle, kulagiyla, burnuyla ogreniyordu. konusarak ve ders vererek degil, ciragin onune ornekler cikararak, gostererek ogretiyordu daha cok.

    hermann hesse, boncuk oyunu

    --- spoiler ---
  • "...
    diyecegim, ister öğretmen, ister bilim adami, ister muzisyen ol, 'anlam'dan saygıyı eksik etme hiç, ama onu başkalarına öğretilebilir bir nesne gibi görme"
  • hermann hesse’ye edebiyat nobel ödülünü kazandıran romanıdır. bozkırkurdu’na ve siddhartha’ya göre daha ağır ilerleyen ancak içinde barındırdığı fikirlerle mutlaka okunması gereken bir romandır.
    “gerçeğe duyulan bir sevgiyi, entelektüel dürüstlüğü, usun yasa ve yöntemlerine sadakati başka bir çıkara feda etmek, bu çıkar vatanın çıkarı da olsa, ihanettir.”
  • "gerçek yaşanır, öğrenilmez. savaşmaya hazır ol!"
  • hermann hesse’nin kaleminden çıktığına inanmakta zorlandığım kitap. yazar siddhartha gibi kolay okunan bir kitaptan buralara nasıl geldi merak ediyorum doğrusu.
    daha çok başında olmama rağmen bir sürü soruyla, kafa karışıklığıyla başbaşa kaldım.

    bitsin yine uğrarım buralara.
  • eser zaten çok ağır bir de uzerine mütercimin saf türkçe takıntısı yüzünden hepten icinden çıkılmaz bir hâl almış . bilmiyorum ama belki daha sâde bir tercüme ile daha da anlaşılır bir metin olabilir. ne yazık ki devam edemedim.
hesabın var mı? giriş yap