• 2009 iran yapımı "dram" diye geçmiş literatüre lakin ben izlerken daha çok gerildiğimi söyleyebilirim. baştan sona, elly'nin başına ne geldiğini merak ettirirken insanı gerim gerim germesi isminin hakkını verememiş ne yazık ki. elly'den ziyade, iran günlük yaşamı hakkında bir film olmuş. yonetmen bey, bu filmle 2009 berlin film festivali en iyi yönetmen gümüş ayı ödülü ve tribeca film festivali en iyi uzun metraj anlatı ödülü gibi ödülleri de toplamış. mış miş.
  • fransız sineması tadında bir iran filmi. çok başarılı. elly'yi canlandıran aktristin ses tonu da pek güzel.
  • dün akşam cnbc e de tesadüfen denk geldiğim harika bir iran filmi. repliklerin, etki ve tepkilerin bu kadar gerçekçi olarak verilebilmesi filmi çok başarılı kılmış.
  • dün akşam cnbc-e de gösterilmiş, birazcık ama birazcık özgünlük sorunu olsa da elly'nin ortadan kaybolmasıyla başayan gerilimi seyirciye geçirmeyi başarmış gayet güzel bir film. bir de insanı kulak kabartıp farsça bir iki kelime anlayabilir miyim demeye itiyor. "eyvah" diyor adamlar, "hanım" veya "hüda" ben seviniyorum durduk yere. sanırsın az biraz kassam bütün diyalogları anlayacağım. filmin en güzel iki kadını dramanın ortasında yer alıyor.(http://www.imdb.com/media/rm2150795776/tt1360860) elly ortada yok, sepideh ise her yerde. sepideh ne güzel bir isim. elly ne güzel uçurtma uçuruyor. o yarım örtüleri ile hayran bırakıyorlar kendilerine.
  • adının aksine elly hakkında değil hepimizin bir şekilde pişmanlık dahi duymadan söylediği beyaz yalanlar üzerine olan iran filmi. fakat bilmeyiz ki; etrafımızdakileri kontrol altına almak ve sözümüzü geçirmek için söylediğimiz bu yalanlar her şeyin kontrolden çıkmasına sebep olabilir.
  • hayatın rutin işleyişinde beklenmedik ve sonucu etkili bir durumla karşılaşıldığında insanoğlunun durumu kurtarmak,sorumluluktan kaçmak,başkasına yıkmak, yada normalize etmek için elbirliğiyle yalanı gerçek yapmaya çalıştığını bir ölçüde anlatan filmdir...
  • delinin birisi kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkaramaz filmi.

    --- spoiler ---

    anlaşılan o ki, iranlı yönetmen filmografisini bu sözü şiar edinerek oluşturmaya çalışıyor. codayi-i nadir ez simin filminde de benzer bir temayı farklı şekilde işlemişti. ondan sonra bunu izlediğim için olsa gerek, pek garipsemedim. ama çok gerildim. en sükseli gerilim filmlerinden daha rahatsız ediciydi. baştaki pervasız neşe, birbirlerine durmadan kur yapan karı-kocaların eski hesapları da açarak tartışmaları, ortalıkta koşuşturan çocuklar, elly'nin aranması, bulunamaması, nişanlının çaresizliği, elly'yi teşhis etmesi ve akabinde terk etmesi. tüm bunlar haddinden fazla gerçekçi ve stresliydi. yine de en büyük gerilimi yalanlar havada uçuşurken yaşıyor insan. seyirci kameranın yerine geçip, karakterler arasında dolaşıyor ve hadi artık bu yalanı da söylemeyiver ya da bu gerçeği burada söylemenin sırası mı şimdi diye ikilemde kalıyor. kelebek etkisi ne imiş anlıyor insan. âlem domino taşları gibi devriliyor ve felek insanın elinden/dilinden çıkan eğri büğrü, şekilsiz, çamurdan bir küp gibi tebarüz ediyor. üstelik o küpten mütemadiyen su sızıyor.

    --- spoiler ---

    film bittiğinde zihnime yerleşen soru şu: acaba biz bir yalan söylediğimizde de -biz farkında olmasak bile- böyle tersine mi dönüyor devran?
  • bi elimdeki kitaba, bir de bu filme bakarken, bi yarım saat sonra kitabı sehpanın üstüne bırakmama neden oldu. çok iyi bir anlatım.

    hakikaten iran diye bir şey var. ve o şey mollaların çok ötesinde olmalı.
  • "gerçeğin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır" sözünü hatırlatan etkileyici iran filmi.
  • oldukça etkileyici bir film ; garipsediğim tarafı filmi izlerken hangi karakterler kiminle evli, ancak filmin sonuna doğru algıladım.

    --- spoiler ---

    elly'nin, çocuk boğulurken etrafa haber vermek yerine, çocuğu kurtarmak için denize girmesi, film izlerken insanın aklına gelmese de, film bittikten sonra insanın kafasına takılıyor.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap