*

  • türk ceza yargılama sistemin "karşılıklı sorgu" şeklinde de adlandırılan sorgu tarzı.bizde usul biraz kısıtlı olmakla birlikte genel çapraz sorgu sistemi ile benzerlikler gösterir.çoğu hukukçu bu usulün bizde olmadığını düşünür.aşağıda anlatacağım üzre vardır :
    bilindiği gibi,türkiyede sanığı tanığı bilirkişiyi mahkeme başkanı/hakim sorgular.ancak istisnası vardır:
    bir ceza davasında ; c.savcısı ve sanık müdafii birlikte mahkeme başkanına (hakime) başvurarak kendi gösterdikleri tanık ve bilirkişinin dinlenmesinin kendilerine bırakılmasını ister iseler ,mahkeme bu konuda bir karar verir.yani çapraz sorgu izne bağlıdır.izin verilince savcının tanık bilirkişisi önce savcı tarafından,savunma avukatının gösterdiği tanık ve bilirkişi işe avukat tarafından öncelikle sorguya çekilir.daha sonra taraflar karşı tarafın tanık ve bilirkişilerine sorular sorarlar.bu hakkı kötüye kullanırlarsa verilen izin geri alınır.
    dili eski olmakla birlikte konu ile ilgili cmukmaddelerini kopyalıyorum

    şahitlerle ehlihibrenin müddeiumumi ve maznun tarafından dinlenmeleri ve
    istizahları :

    madde 232 - cumhuriyet müddeiumumisi ile maznun tarafından gösterilen şa-
    hitlerle ehlihibrenin dinlenmelerini ve istizahını, cumhuriyet müddeiumumisi
    ve müdafiin müttefikan vakı talepleri üzerine mahkeme reisi kendilerine tevdi
    eder. bu takdirde müddeiumumi tarafından gösterilen şahitleri ve ehlihibreyi
    dinlemek ve istizah etmek hakkı müddeiumumiye aittir. maznun tarafından göste-
    rilen şahitler ve ehlihibrenin dinlenmesinde ve istizahında aynı rüçhan müdafie
    aittir.
    bundan sonra reis dahi şahitlere ve ehlihibreye meseleyi daha ziyade tenvir
    için lazım gördüğü sualleri sorabilir.
    mahkeme azasının sual sorması :

    madde 233 - reis talepleri üzerine mahkeme azasına dahi ehlihibre ve şahit-
    lere sual sormağa müsaade verir.
    bu müsaade cumhuriyet müddeiumumisine, maznuna ve müdafie dahi verilir.
    dinleme ve istizah müsaadesinin geri alınması :

    madde 234 - 232 nci maddenin birinci fıkrasında gösterilen halde ehlihibre
    ve şahitlerin dinlenme ve istizahı hususunda kendilerine verilen müsaadeyi bir
    taraf suiistimal ederse reis bunu geri alabilir.
    232 nci maddenin birinci ve 23 üncü maddenin ikinci fıkralarında gösterilen
    hallerde reis icapsız olan veya taallüku bulunmıyan suallerin sorulmasını men-
    edebilir.
  • yeni cmk da çapraz sorgu genişletilmiş ve duruşmanın disiplinini bozmayacak şekilde taraflar; sanığa,tanığa ve bilirkişilere doğrudan soru sorabilecek şekilde değiştirilmiştir.

    bu değişikliğin gerekçesi de aşağıda belirtilmiştir.

    "madde, türk hukuku bakımından çok önemli bir yenilik getirmiş bulunmaktadır. common law sisteminde ve avrupa'da italyan hukukunda ceza davasının taraf muhakemesi şeklinde cereyan ettiği ve bu nedenle çapraz sorgu sisteminin uygulandığı bilinmektedir. mahkemenin delil araştırma yetkisine sahip bulunduğu kontinental sistemlerde, tam bir çapraz sorgulamanın kabulünün tasarının bütünü ile bağdaşmayacağı bilindiğinden, savunma hakkını sağlam tutmak amacı ile bu madde getirilmiştir. bu madde ile cumhuriyet savcısı, katılan, sanık ve avukatların mahkeme başkanı veya hâkimden söz isteyerek, tanıklara, katılana, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, doğrudan soru yöneltebilecekleri kabul edilmiştir. yine sanık ve katılanın da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile aynı kişilere soru yöneltebilmeleri olanaklı kılınmıştır. aynı kişilere sorulan soruya karşı gelme hakkı tanınmıştır; madde de karşı gelmeye "itiraz" denilmekte ise de, teknik anlamda kanun yolundaki itiraz olmayıp, karşı gelme, bu konuda hâkimin karar vermesini istemek niteliğindedir. bu hâlde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, 201. inci maddedeki usule göre mahkeme karar verecektir. dikkat edileceği üzere maddenin getirdiği esas, common law sistemine yakın ise de, bundan farklıdır. tasarının 192 nci maddesinde açıklandığı üzere, duruşma hâkimin sorgusu ile başlamaktadır. common law sisteminde ise ceza davası taraf muhakemesi şeklinde cereyan ettiğinden, hâkim tam tarafsızdır ve sorgu yapamayacağı gibi, çok istisnaî hâllerde tanıklara soru da soramaz; sadece taraflar arasında soru yöneltmeden kaynaklanan karşı koymaları çözüme bağlar.

    tasarının sistemi o derecede farklıdır ki, 201 inci madde mahkeme üyelerine de soru sormak hakkını tanımaktadır. kaldı ki, common law sisteminde duruşmada sanık sorguya çekilmez; ancak istemi olduğunda tanık gibi dinlenir ve hatta kendisine bu hâlde yemin verilir.

    netice olarak getirilen madde, savunma hakkını güçlendirici ve avukatın daha enerjik ve etkin olmasını sağlayan bir hüküm niteliğindedir."

    konu ile ilgili madde aşağıdaki gibidir.

    doğrudan soru yöneltme

    madde 201. - (1) cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilir.

    (2) heyet halinde görev yapan mahkemelerde, heyeti oluşturan hâkimler, birinci fıkrada belirtilen kişilere soru sorabilir
  • öncelikle, tanıklar 2 şekilde sorgulanır. ilki doğrudan sorgu olarak adlandırılır; temel olarak kürsüdeki kişiye olayı anlattırma amacı güder. örneğin "o gece neler olduğunu bize anlatır mısınız?", "üzerinde neler vardı?" soruları bu sorgu yönteminin başlıca örnekleridir. ikincisi ise entrymizin esas konusu olan çapraz sorgudur. diğer sistemlerden biraz farklı olmakla birlikte, hukukumuzda zaten bulunan çapraz sorgunun yeni yasal düzenlemelerle genişletildiği justinianus ustamız tarafından belirtilmiş. o halde biz de nasıl bir şey olduğuyla ilgilenelim;

    hani yabancı filmlerde avukat olan esas oğlanımız mahkemede tanığa (ki bu sistemlerde sanık da kabul ettiği takdirde tanık gibi sorgulanabilir) bazı sorular sorarak onu köşeye sıkıştırır, hatırlayabildiniz mi? iyisi mi bir örnekle hafızalarınızı tazeleyeyim:

    "avukat - james’i kaçarken pencereden gördüğünüzü söylediniz, doğru mu bu?
    tanık - evet gördüm
    avukat - peki gece olması dolayısıyla etraf karanlık değil miydi?
    tanık - evet, karanlıktı
    avukat - ayrıca sokağınızdaki lamba bozuktu ve yanmıyordu
    tanık - doğru
    avukat - ve sokakta başka da bir ışık yoktu
    tanık - ama oydu, gördüm. bakın ben...(sözü avukat tarafından kesilir)
    avukat - bakalım anlamış mıyım: gecenin bir yarısı etraf zifiri karanlık, sokak lambası dahil hiçbir ışık yanmıyor ve siz kaçanın james olduğunu gördüğünüzden eminsiniz. doğru mu? yemin altında olduğunuzu unutmayın!
    tanık - ama ama...
    avukat - lütfen sadece cevap verin: onun james olduğunu gördüğünüze emin misiniz? evet ya da hayır
    tanık - (bezmiş ve yenilgiye uğramış bir şekilde)hayır, değilim...
    avukat - başka sorum yok sayın yargıç(içinden "nasıl koydum lafı ama" diye geçirerek yerine oturur) ”

    işte bu..alın size bir çapraz sorgu…bu sorgu çeşidinde amaç tanık sandalyesinde oturan kişinin güvenilir olmadığını ispatlamaktır. bunun için ise tanığı yönlendirecek sorular sorulur; kendi hikayesini anlatmasına pek izin verilmez. örneğimizde tanık “ama oydu, gördüm. bakın ben…” dediği anda sözü avukat tarafından kesiliyor çünkü tanığın kendi hikayesini anlatması avukatın amacına ulaşması bakımından tehlikelidir; hakimin/jürinin kafasını karıştırabilir.
    doğrudan sorgudaki "o gece neler olduğunu bize anlatır mısınız?" sorusu, çapraz sorguda "gürültüye uyandınız ve dışarıda kaçan birini gördünüz, değil mi?"ye dönüşür. tanık mümkün olduğunca az konuşturulur, evet/hayır gibi kesin cevaplar istenir.

    şimdi bunları öğrendikten sonra mahkemede geçen bir film izlediğinizde; tanığı bu şekilde sorgulayan esas oğlana acaba eskisi kadar hayran olabilecek misiniz? çapraz sorgu kursunda bunun tekniklerini öğrendiğimden beri ben olamıyorum da...lütfen “film zevkimizin içine ettin” diye bana içlenmeyiniz; inanın tek amacım bilgi dağarcığınızı genişletmek idi.
  • amerikan filmlerindeki mahkeme sahnelerinde rastlanan sorgu sistemi. sanığı ve tanıkları önce savcı sonra da avukat sırayla sorguya çekerler. hakim sadece sorular usüle uygun sorulmadığında karışır. halk jürisi ile birlikte yürüyen bir sistemdir. amaç jürinin sanığın suçlu ya da suçsuz olduğuna karar vermesi maksadıyla teatral bir ortam yaratmaktır. avrupa birliğine uyum sürecinde türkiye'ye de getirilmesi öngörülmektedir.
  • anne: nereye gittin?
    teyze: kiz guzel miydi?
    anne: kac yasinda?
    anneanne: guzel miymiiiis?
    teyze: guzelmis guzelmis.psss, guzel di mi?
    anne: oglum soylesene nereye goturdun?
    teyzenin kizi: abi ya hadi soyle pas verdi mi?
    teyze: nerede okuyor?
    anneanne: babasi nereliiii?
    anne: ne is yapiyor babasi?
    teyzenin kizi: abiiii kardesi var mi kardesi??
    anne: ne zaman tanistiricaksin?
    anneanne: elimi opsuuuuunnnn
    teyzenin kizi: abiiiii abiiiiii
    teyze: pas verdi mi pas?
    anne: gelsin elimizi opsun
    teyze: opsun tabi. kac yasinda demistin?
    anne: sss, agzini aradin mi, evlilik falan?
    anneanne: cocugunuza benim adimi koyunnnnnnnn
    cocuk: eeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee
  • çapraz sorguda üç soru kategorisi:
    1- algılama yeteneği ile ilgili sorular
    2- anımsama yeteneği ile ilgili sorular
    3- yan tutmak için bir neden olup olmadığı ile ilgili sorular.

    çapraz sorgu yapacaklara öneriler:
    1- ucu açık soru sorulmaması ilkesi
    2- yanıtı bilinmeyen soruların sorulmaması ilkesi
    3- gereğinden fazla soru sorulmaması ilkesi.

    çapraz sorgu için uygun teknikler:
    1- daha önceki beyanlarla duruşma arasındaki tutarsızlığı ortaya koyma
    2- ön yargıları değerlendirme.
    3- tanığın geçmişteki sabıkası (eski mahkumiyetler)
    4- algılama yeteneği
    5- psikolojik sorunlar

    başlıkların açıklaması için: *
    istanbul barosu meslek içi eğitim merkezi ve cmk uygulama servisi eğitim seminerleri dizisi - 2
    doğrudan ve çapraz sorgu
    prof. dr. frank tom read
    istanbul barosu yayınları.
  • (bkz: runaway jury)
  • "... bu “çapraz sorgu” meselesini biraz açmak isterim.

    “çapraz sorgu” lafını özellikle akp medyası pek beğendi. her haberlerine ne yapıp edip bir “çapraz sorgu” lafı ekliyorlar. tumturaklı bir kelime çünkü, insanın aklına amerikan filmlerindeki gibi “zekâ ve strateji dolu” sorgulamalar geliyor…

    ama aslında silivri’de hiç de öyle şeyler olmuyor.

    aksine, on dokuz aydır sorgusuz sualsiz tutuklu kalan sanıklar, “çapraz sorguya” alınmak için can atıyorlar. kürsüye her çıkan, “allahaşkına, beni ne ile suçluyorsanız, o konuda bol bol soru sorun. sorularınızı cevaplayıp tahliye olmak istiyorum ben” diye adetâ yalvarıyor..

    ama nafile!

    kendisine “derin sorgulanma” uygulamasını bu kadar can-ı gönülden isteyen terör örgütü mensubu görmedim ben…

    soru sorulsun diye can atıyorlar, lakin bir şey soran yok..

    örneğin, “ergenekon” operasyonunun başlama noktası olan “ümraniye bombalarının” sanığı oktay yıldırım’a bombalarla ilgili bir tek soru sorulmadı! “filancayı tanır mısın? telefonda kaç kez görüştün? sen ‘ 160 kez’ diyorsun ama, bizdeki kayıtlara göre 163 kez görüşmüşsün… (aman ne büyük çelişki! o sanık iflah olmaz artık..)

    “filancanın kişilik yapısı hakkındaki gözlemleriniz nedir? feşmekancanın seks hayatını neden merak ettiniz?”

    sorular bunlar…aynı zamanda emekli bir asker olan oktay yıldırım baktı olmayacak, ümraniye’de bulunduğu söylenen ancak “mahkeme kararıyla” imha edilmiş olan ‘olası’ el bombalarının teknik özellikleri konusunda kendisi bilgi vermeye başladı…

    sanıklar yalvarıyor: “sayın savcım, lütfen bana suçlamalarınızı temellendirecek somut ve hukuki sorular sorun!”

    dinleyen kim! hâlâ “kahvede buluştuğundan emin misin? lokanta olmasın? aylardan temmuz muydu, aralık mı?...”

    peki bu sorularla varılmak istenen sonuç nedir? onu da anlayan beri gelsin!

    bazen mahkeme başkanı bile dayanamayıp, “nedir sayın savcı, neden sorma gereği duydunuz bu soruyu?” diyor;

    “hiç, öyle sorduk” diye cevaplıyorlar.

    yandaş medyanın “çapraz sorgu” dediği o ne olduğu anlaşılmaz durumun açmaza gittiğini gören behiç gürcihan da oktay yıldırım gibi kendi göbeğini kendisi kesmeye kalkıştı ve “bari ben savcılara soru sorayım” diye bir yöntem önerisi ortaya attı. muhakeme usulünde “savcıya soru sormak” gibi bir uygulama yer almadığı için mahkeme başkanı sayın köksal şengün onu da uygun bulmadı. gürcihan da “ben sorayım da kayıtlara geçsin hiç değilse” deyip, sorularını ortaya okudu…

    her şey bir yana, dünyada hangi davanın savcılarına sanıklar ve müdafileri tarafından açıkça “bu iddianameyi siz yazmadınız” suçlaması yöneltilir de, o savcılar böyle ağır bir suçlamaya sessiz kalır? ben olsam gök kubbeyi başlarına indiririm.

    sayın mehmet ali pekgüzel de, sayın nihat taşkın da bu soruya şimdiye kadar hiçbir cevap vermedikleri gibi tepki de göstermediler. tek düze bir sesle, “kuru fasulye mi yediniz, ayran mı içtiniz?” şeklinde soru sormaya devam ediyorlar."

    http://www.acikistihbarat.com/…erler.asp?haber=7919
  • ceza yargılamasında cumhuriyet savcısının, müdafi veya vekil sıfatlı avukatın, sanığa, katılana, tanığa, bilirkişiye ve duruşmaya çağrılmış kişilere, hakim önünde, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilmesi biçimindeki sorgulama tekniği.
hesabın var mı? giriş yap