büyük filmlerden büyük replikler ^*

• hylnur: the boozer-loser-blues piss-up pick-up place. old meat served on every table. recycled jawbones kissing, pickled bollocks... in pussy juice. everybody's had everybody. it's like the waiting room at the vd clinic. everybody locked up in the same dna chain. abortions floating between the tables. this place is haunted
  by unborn children. it's like the family reunion of a non-existent family...
  
  101 reykjavik filminin esas elemanı^*, içkinin ve uyuşturucunun su gibi gittiği, önüne rastgelenle yiyişen tipler, ve birbirleriyle sorumsuzca ve anlamsızca ilişkiye giren/girmeye çabalayan insanlarla dolu bir klübü tasvir ederken...
• paul: do you really think he comes from a deprived background? right. he's a spoilt little shit-face, tormented by ennui and world-weariness, weighed down by the void of existence! that's hard, honestly! you see, he's smiling again.
  "gerçekten sıkıntılı/sorunlu bir geçmişi olduğunu mu sanıyorsunuz? yaşamaya ve hayata dair duyduğu cansıkıntısı ve bıkkınlığın verdiği acılarla kıvranan; faydasız, manasız ve boşluk içindeki yaşamının ağırlığı altında ezilen şımarık küçük bir bok suratlının tekidir o. zor bir durum, gerçekten! gördünüz mü, şimdi yine gülümsüyor."
  
  funny games adlı leziz filmdeki psikopatlardan paul, içinde bulunduğu ruh halini ve yaptıklarını şanssızlık ve olanaksızlıklar içindeki geçmişine ve aile yaşantısına bağlayan partneri peter'in böyle psikopat bir katil olmasının ardındaki gerçek nedenleri açıklarken...
• sudden impactin giris sahnesi...adamimiz harry callahan bir restoranda sabah kahvaltisini ederken, punkin^* teki iceri girer ve garsonu yakalar, vurmakla tehdit eder... harry amcam napar; silahini bu serseriye dogrultur ve,
  
  go ahead make my day
  
  der...