• radiohead'in yeni sarkisi
    "i'm trapped in this body..can't get out"
  • in rainbows'un sakin, çoluklu çocuklu* girişinden sonra dinleyenleri vuran ilk şarkıdır sanırım. agresifliğiyle hemen kendine getiriyor insanı*.

    i do not
    understand
    what it is
    i've done wrong
    full of holes
    check for pulse
    blink your eyes
    1 for yes
    2 for no

    i have no idea what i am talking about
    i am trapped in this body and can't get out

    you killed the sound
    removed backbone
    a pale imitation
    with the edges sawn off

    i have no idea what you are talking about
    your mouth moves only with someone's hand up your ass

    has the light gone out for you?
    because the light's gone out for me
    it is the 21st century
    it is the 21st century
    it can follow you like a dog
    it brought me to my knees
    they got a skin and they put me in
    they got a skin and they put me in
    on the lines wrapped around my face
    on the lines wrapped around my face
    are for anyone else to see
    are for anyone else to see

    i'm a lie
  • radiohead tarihinin en güzel parçalarından biri.

    geçişler, gitarlar, baslar, davullar ve tabii ki vokaller. olağanüstü bir beste, inanılmaz bir işçilik. saat gibi tıkır tıkır ama hani bazen saatinizin geri kaldığından kıllanıp teyit etme ihtiyacı hissedersiniz ve doğru olduğunu görüp hem şaşırır, hem de rahatlarsınız; bu hissi de yaşatıyor tam anlamıyla. bütünlüğü bozmadan bu kadar dağıtmak; sanmıyorum ki radiohead'den başka bir grup da bunu yamulmadan çalsın, çalabilsin. dinlerken çok yoruyor ama başa almadan edemiyor insan çünkü takip etmek, hepsini birden algılamak mümkün değil. hırs yapıp "dövücem ulan bu sefer!" demek gibi bunu dinlemek. her ayağa kalkışta ağzınızın ortasına bir tane daha yiyip oturuyorsunuz, o ise kelebek gibi uçup arı gibi sokmaya devam ediyor. 4 parçalık numarayı 4 dakikada harcama bonkörlüğünü devam ettiren radiohead'e bir kez daha, ekstradan saygı duyuyorsunuz.

    ilk dönemlerinde ok computer'da airbag repeat'teydi, kid a'de everything in its right place, amnesiac'ta i might be wrong, hail to the thief'te the boney king of nowhere; in rainbows'da da bodysnatchers. "aşmış" nedir ne değildir hakkında kısa bir izah. ir'da "radiohead"in hissedilebildiği yegane parça. thom yorke'un idioteque'ten beri kendini bu kadar kaptırdığını hatırlamıyorum. ays eyc koaaamin ays eyc koaaamin! ayv sinit kamiieen! ayv sinit kamiieen! ayv sinit kamiieen! ayv sinit kamiiien!

    demek ki dünyanın en yaratıcı müzik adamları 40'lı yaşlarına merdiven dayamışken olgunluk meyvelerini gitarlarıyla vermeyi seçtiklerinde bodysnatchers oluyormuş.
  • in rainbows'u ilk dinlediğim günden beri bu şarkının gerçekliğine inanamıyorum. aklım almıyor.
    rahatsız edici ritim ve vokal geçişleri, bir o kadar gerip kopma noktasına kadar götüren bir akış, bu hastalığın içine yerleştirilmiş duyduğum en güzel melodilerden biri. tam bir deha işi. muhteşem.
  • sanki tek bir şarkı değil de iki üç tane farklı şarkı aynı anda tuhaf bir uyum içinde çalıyormuş gibi geliyor dinleyince. radiohead'in o konsantre şarkılarından; tıpkı optimistic'te olduğu gibi bodysnatchers'ın içinden iki şarkı rahat çıkar. yani saçma bir benzetmeye başvuracak olursak; bu şarkı bana, üstünde 1 cm dahi boş yer kalmayana kadar aşmış yiyeceklerle donatılmış ufak bir ziyafet masası gibi geliyor. (bkz: ne dedim lan ben) özellikle yoğun gitar ve baslar insanın aklını alıyor, yer yer 2+2=5'in son bölümünü andıran vokal ve o özel radiohead davulu da cabası. sound, tarz ve gelişimi itibariyle go to sleep'in upgrade'li versiyonu gibi duruyor.

    gövde gösterisi niteliğinde biraz. hani sanki diğer gruplara "çabanızı takdir ediyoruz gençler ama şarkı böyle yapılır" der gibi.
  • özellikle sonlara doğru çok fena pearl jam dinler gibi hissettiğim, çok sevdiğim radiohead şaheseri.
  • it is the 21st century kısmında thom yorke'un bir anda eric cartman oluverdiği süper şarkı.*
  • bir messi gibi isim yapmayıp ilk 11'de görev verilmeye başladıktan sonra tanınmaya başlayan genç futbolculara, olmadı ilkokulda dikkatinizi çekmeyip 10 yıl sonra taş gibi olan hatunlara benzetiyorum bodysnatchers'ı. aynen bu şekilde ilk izlenimlerimde pek öne çıkmayan bir şarkıydı bodysnatchers, ta ki albüm internette yayınlanana kadar. 10 ekim sabahı şarkıları download edip dinlemeye başladığımda da beni ilk vuran parçaydı kendisi. 15 step'te şaşkındı biraz bünye, albümü ilk kez dinliyor olduğu için, ama o kulak tırmalayan riff girdiğinde kendine geldi. o kadar arpeggi dedim, all i need dedim, süper dedim, ama gönül bu, albüm çıkınca takıldı kaldı bodysnatchers'a. o kadar da bahane buldum kendime, arpeggi çok yavaş, all i need'in stringleri boktan diye, ama kandıramadım kendimi, beklemediğim yerden vurdu beni albüm. pişmanım sözlük, önyargı kötü şey.
  • albüm kartonetini okuyana kadar sözlerinde bazı bölümleri tam olarak bilemeyeceğimiz şarkı. ikinci "i'm trapped in this body and can't get out" bölümünde "your mouth only moves when someones hand's up your ass!" diyerekten, "i'm alive" bölümü ise "i'm a lie" şeklinde yorumlanıyor bazı radioheadseverler tarafından. dediğim gibi albüm kartonetini görmeden bilemeyeceğiz ne doğru ne yanlış.

    edit : kartonet internet ortamına düştü, takke gözüktü.
    http://www.pandafile.com/file/87877242_3/jpg
hesabın var mı? giriş yap