• 14 ağustos 1995'te blur'ün country house single'ını oasis'in roll with itsingle'ıyla aynı günde piyasaya sürmesiyle başlayan, noel gallagher'ın blur'un alex james ve damon albarnı hakkında "inşallah aids'den ölürler" demesiyle had safhasına ulaşmış, medyanın bayıla bayıla kızıştırdığı kavga. sonralar damon albarn hep yumuşatmaya çalışmıştır, liam'la ben beraber içeriz de sıçarız da, kardeşlik yıkılmasın gibi, beraber futbol falan oynamışlardır, ama bitip bitmediği hiç belli değildir. ama birkaç yıldır zaten müzik türü/hayran kitlesi bakımından iyice yollarını ayırdıkları için rekabet doğal olarak ortadan kaybolmuştur.
  • country house liste basi olmustu. blur totpa cikmisti, basci alexin uzerinde oasis yazili bi tisort vardi. bu bi ateskes anlamina gelebilirdi ama olmadi.
  • noel gallagher'ın blur hakkındaki "gitaristlerini* seviyorum,birlikte zaman geçirdiğimiz de oluyor,davulcularıyla* hiç tanışmadım ama iyi biri diyolar fakat o vokalistleriyle* basçıları* yok mu onlardan nefret ediyorum!" lafını da içeren, ingiliz gitar müziğinin 90'lı yıllardaki altın çağında patlak veren olay...
  • daman albarn bi record store'a girince cogu kez calinan sarki kesilip hemen bi adet oasis parcasi koyulurmus, bu o adamin basina pek sık gelmiş.
    bi de gecenlerde albarn yeni gorillaz albumunde o gallagherla calisacagini soylemis idi, ben de bunu mtv'de okumustum.
  • noel in "insallah aidsten olurler!" bedduasindaki "insallah" vurgusunu saglayacak gucte, kudrette bi kelimeye sahip olmamasi sebebiyle yeterince ofkenin bal tadindan tadamadigina inandigim kapisma.

    damon da noel ve liam icin "insallah ikisinin de kashlari dokulur" gibisinden bir bedduada bulunmasini, tutma ihtimalini de goz onunde bulundurunca oylesine isterdim ki.
  • 1996 brit ödüllerinde***** en iyi album ödülünü whats the story morning glory ile oasis alıp blur'un the great escape'ini gölgede bırakırken liam ve noel sahnede parklife'ı şöle söylemiş ve kavgayı arttırmıştır.

    all the people
    so many people
    and they all go hand in hand
    hand in hand to their
    shite life...

    akabinde liam sahnenin önüne geçip seyiciye sırtını dönup ödülle poposunu kurcaladıktan sonra yine ödülle burnunu karıştırmıştır ancak bunun blur ile olan kavgalarıyla alakası olup olmadığı anlaşılamamıştır.
  • bütün bunlara rağmen o yılın (1995) en çok dillerde dolaşan ve beğenilen parçası pulp'ın disco 2000'i olmuştu, millet blur mü oasis mi derken jarvis ve adamları parsayı toplamışlardı... o zamanlar melody maker da vardı...
  • blur'un think tank albümünün zamansız ve mekansızlığı, yıllar yıllar ve yıllar sonra hala dinlenebilecek olmasıyla artık çoktan geride bıraktığı, müzikal açıdan başarı katsayısını arttırmakla meşgul oldukları için elemanlarının meşgul olamayacağı gereksiz işlerdendir. damon albarn yaratıcılığına yaratıcılık katmış, blur dan sonra bir de gorillaz projesiyle göstermiştir müzikal dehasını. öte yandan what s the story morning glory şaheseri ile ingilizlerin yeni beatles yaratma çabaları esnasında aşmış, yarmış, bitirmiş grup haline gelen oasis üyeleri ise (yok en iyisi genelleme yapmayalım) daha doğrusu liam ise kendini karı-kız işlerine adadığından bu albüm sonrasını tabloid basının, magazin haberlerin bir numaralı ismi olmuştur. liam gallagher ın robbie williams ın biricik nişanlısı (ki kendisi onu aldatmasına açıklık getirememekle beraber hayatımın aşkı diye tanımlamıştır nicole ablamızı) nicole appleton ı kapmasıyla olay artık oasis vs blur değil liam vs. robbie dir. liam robbie nin gay olduğunu söyler, birbirine edilen laflar, yamulmuyorsam yumruklaşmaya kadar gider. heathen chemistry de liam ın aşkından aldığı ilhamla yazdığı songbird u içerse de pek başarılı olmaz. tamam biliyoruz zaten genellikle güzel sözleri yazan, grubun beyni olan kişilik noel'dir. ama bu olaylar onun da yaratıcılığını mı engellemiştir, ne olmuştur bilinmez the masterplan sonrası discography de kayda değer eserler yer almaz (ya da vardır da ben bilmiyorum).
  • gerçektir. gençlik dergilerinde milyonlarca yeniyetmenin ölümüne yol açmıştır.
hesabın var mı? giriş yap