• kari degiliz felsefesinin fildeburind in 2003 yilinda ilker yayinlarindan cikan "gerçekten kari miyiz? insanoglunun bi tuhaf yolculuğu..." isimli kitabında bahsettiği postdadaist bi tuhaf felsefesiyle yıkılıcak gibi olmasının ardından, gerek akademik ortamlarda gerek halk arasında sık sık irdelenen bir kavram oldu bi tuhaf kavramı...
    bugun burada bu dehşetengiz kavramın kendisinden bahsedecek değilim; hoş bahsetmek istesem de sanırım önce haşmetlisinden bir fırının yolunu tutmalıyım (eh fildeburind in kitaba giriş cümlesini hatırlatmak anlamlı olur sanırım bu noktada: "kim bana bi tuhaf dedi hatırlamıyorum ilk olarak...bi tuhaf kelimelerinin ağzımdan ilk çıkışını da...zaten hala anlamış da değilim nedir bu bi tuhaf, ne anlama gelir veya neyi çağırıştırmalıdır...tek bildigim... bi tuhaf oldugu...")
    sadece burda konuya bi giriş yapmak açısından şunu belirtme ihtiyacı duyuyorum..bi tuhaf felsefesine ilk adım herkesin tuhaflıklarını insanca/insangibiinsangibi/insaninsangibi/hondinhond tavırlar sergileyerek önüne koymasıdır.öyle son dönemlerde televizyonlarda belirtildiği gibi içtenpazarlıksız, istememyancebimedekoyma gibi kavramlara bu sistemde yer olmadığıdır.bence kavram karmaşasına düşenlerin dönmesi gereken referanslar çok bilmiş televizyon kuşları değil, fildeburind in kendisidir. "gerçekten kari miyiz? insanoglunun bi tuhaf yolculuğu..." da cevabı olmayan hiç bir soru yoktur...
    lütfen asla dönünüz...aldanmayınız...
  • - benim nişanım geldi*, suyum gitti.
    - aa, senin durumun bi tuhaf. seni sezaryene alalım, acil.
hesabın var mı? giriş yap