*

  • mustafa kemal'in kullandığı dille;
    "hakimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, münakaşa ile verilemez. hakimiyet, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. osmanoğulları zorla türk milletinin hakimiyet ve saltanatına vaziülyed olmuşlardı. bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdir. şimdi de, türk milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, hakimiyet ve saltanatını isyan ederek kendi eline bilfiil almış bulunuyor. bu bir emrivakidir. mevzubahis olan, millete saltanatını, hakimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi değildir. mesele zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. bu behemehal olacaktır. burada içtima edenler meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. aksi takdirde, yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir."
  • 30 ekim 1922'de tbmm oturumunda lozan antla$masi'nda turkiye'nin istanbul hukumeti'nce mi tbmm'ce mi temsil edecegi konusundaki anla$mazlik ve ataturk'un yakin silah arkada$larinin da (rauf orbay, refet bele, vs) icinde bulundugu bir grubun saltanat ile halifeligin birlikte oldugu ve ayrilamayacagi, saltanatin kalidirilmasi durumunda halifeligin de kaldirilmi$ olacagi yonundeki du$unceleri uzerine soylenmi$tir. ataturk'un istanbul hukumeti'ni devreden cikartmak icin uyguladigi akillica bir taktiktir. zira hukumet, tbmm'nin lozan'da temsil hakki olmadigini savunuyor ve bu konuda direniyordu. ataturk'un bu konu$masinin ardindan 1 kasım 1922'de 308 numarali karar uyarinca ve yine ataturk'un taktiksel dehasi uyarinca, saltanat ve hilafet ayrilmi$ ve saltanat kaldirilmi$tir. hemen ardindan yapilan secimle tbmm, veliaht abdulmecid'i halife secmi$tir. boylece istanbul hukumeti'nin agzina bir parmak bal calinmi$ ve lozan'a ismet pa$a gitmi$tir. tabi ataturk aslinda burada sag gostermi$ ve daha sonra halifeligi de kaldirarak sol vurmu$tur resmen...
  • tarihi olayları ve beyanatları olayın gerçekleşdiği tarihin nesnel koşulları içinde düşünmeyip kendilerini demokrasi/insan hakları savaşçısı ilan eden bünyelerin bok attığı cümle.
  • "mesele zaten oldu bitti haline gelmiş bir gerceği ifadeden ibarettir." ifadesi ile "yönetim sistemi fiilen değişmiştir." ifadelerini niyeyse birden birbirine benzettim.
  • başka bir mevzudan link atıyordum, bunu bile eleştirmeye kalkan tipitipler olmuş.

    eleman tutmuş kurtuluş savaşını, saltanatın kaldırılmasını, devrimi vs. 10 yıl sonra hatırlanmayacak bir partinin icraatleriyle bir tutup lafta eleştiriyor. lan siz ne ara bu kadar cahil oldunuz lan?

    bu lafın edilmesi ile alakalı dönemin şartları bikbikleniyormuş... siyasal islamcılarda bu lafı söyleyip "böyle demokrasi olur mu?" diye bikbikleniyor, osmanlı çok demokrattı tabii, cumhuriyet ilanı ile 100 sene geriye gittik...

    ama olsun biz zamanın şartlarında bikbikleyelim.

    bunların söylendiği tarih nedir?

    30 ekim 1922

    ülkenin en batısı olan izmir'in düşmandan kurtuluş tarihi nedir peki?

    (bkz: 9 eylül 1922)

    daha istanbul'un kurtuluşuna gelmedik ona daha 1 sene var (bkz: istanbul'un kurtuluşu)

    al sana zamanın şartları bikbiki?

    bu arada pek bilinmez (bilinir ama bilinmez) saltanatın kaldırılmasını yasa teklifini hazırlayan rıza nur'dur. siyasal islamcıların böyle bir numarası var, saltanatın kaldırılmasında rölü olan adamı normade topa koyarlar ama kitabında cumhuriyet ve m. kemal'e iftiralar vs var diye rıza nur makbul'dur. mesela menderes'te oldukça hızlı yaşamış, muhafazakarların bugün olsa linç edeceği mevzulara girmiştir, çok sövdükleri 5816 sayılı kanun onun zamanı çıkmıştır ama "demokrasi şehidi"dir. bunun gibi mevzuları şimdi bile sorsanız alayına chp diyen tipler çıkacaktır, emin olun.
  • ıı. charles'ın parlemento'ya veya cromwell'in lordlara atığı ayar bunun yanında üç nokta kalır. bu lafı "tarihsel dönemin şartları" diye savunursan saçma sapan, eğreti bir şey olur kardeşim. çünkü bu lafı bugünde mecliste bağırsam çuk oturur. çünkü atatürk'ün o an savaştığı şey bugün halen ülkemizde.

    irade'yi kendiyle özleştirdiği gibi demokrasiyi de kendini saklayan serseri sürüsü. siz kim olduğunu bilirsinizle atatürk bu noktada dahi yine bağdaşmaz. adam diyor ki"saltanat hiç kimseye ilim icabıdır diye verilmez. " yani hiçbir insanoğlu başka bir insanoğluna emir veremez, kölelik etmez. türk milleti de görünen odur ki o gün atatürk olmasa hakimiyeti bilfiil eline alamayacaktı.hepsi secdeye başı eğen arkadaşlar sayesinde hep zora sokulmuş

    bugün daha fazla parası ve koltuğu olan bir meclis var. kimin niye orada olduğu belli değil. akp'li milletvekillerine bakın pek ödev yapmazlar. meclis sayfaları boştur. çünkü reisleri her şeyi çok iyi bilir.onlarda bugünlerde belediye başkanı olma peşindedir. parası daha iyi çünkü.

    yıllar süren savaşa rağmen padişahlarına secde eden milletvekilleri bugün de aramızda. o halde meclis bir meclis değil tepeden inme dikta aygıttıdır ve devrime aykırıdır. insancıl olan ve vatandaşların hakkına, rızasına uygun olan bu serseri takımını zorla adam etmektir. eğer bunu şimdi başımızda olanlar yapıyor olsaydı. kendilerine saraylar ve dalkavuklar, özel yasalar çıkartmazdılar. benim düşüncem budur. ata'yı savunmaya gelince onu en iyi kendisi yapar. o yüzden nutuğu okumak icap eder.
  • "egemenlik ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye bilim gereğidir diye, görüşmeyle, tartışmayla verilmez. egemenlik ve saltanat güçle ve zorla alınır. osmanoğulları, zorla türk ulusu'nun egemenlik ve saltanatına el koymuşlardı. bu tasallutlarını altı yüzyıldan beri devam ettirmişlerdir. şimdi de, türk ulusu bu saldırganların hadlerini ihtar ederek ve egemenlik ve saltanatını isyan ederek, kendi eline edimli olarak almış bulunuyor.

    bu bir olup-bittidir. söz konusu olan, ulusa saltanatını, egemenliğini bırakacak mıyız bırakmayacak mıyız sorunu değildir. sorun, zaten olup bitmiş bir gerçeği belirtmekten ibarettir. bu ne olursa olsun olacaktır. burada toplananlar, meclis ve herkes, sorunu doğal görürlerse, uygun olur. yoksa, gerçek yine gerektiği biçimde belirecektir. ama olasıdır ki kimi kafalar kesilecektir."

    mustafa kemal "kimi kafalar kesilecektir" derken, gözleri öfkeyle, yasaya şiddetle karşı çıkan ankara milletvekili hoca mustafa efendi'ye dikmişti.

    meclis, özellikle karma kurul şoke olmuştu. biraz önce islam uğruna bülbüller gibi şakıyan hocalar, dehşet ve suskunluk içindeydiler. hoca mustafa efendi, kurtuluş yolunu karma kurulun duygularını ivedi olarak belirtmekte buldu ;

    "bağışlayın efendim..biz sorunu başka bir görüş açısından düşünüyorduk. açıklamalarınızla aydınlandık."

    karma kurul hemen saltanatın kaldırılmasını kararlaştırdı. aynı gün oylamaya geçildi ve yasa oy birliğiyle kabul edildi. osmanlı devleti tarihe karışmış ve bir hanedan olarak bir daha dirilmemek üzere gözlerini yummuştu.

    tarihte yeryüzünde böyle bir ayar verme görülmemiştir.
hesabın var mı? giriş yap