• birinci karabağ savaşı'nda ermeni milis güçlerinin lideri olan 80'lerin meşhur asala teröristi monte melkonyan'ın cephedeki bir röportajında son derece şikayetçi olduğu durum:

    https://youtu.be/ngqmaw31rzm?t=213

    monte, röportajda özet olarak ele geçirilen düşman cesetlerinin kimliklerine baktıklarında çoğunun türkten çok kürt, lezgi, taliş gibi farklı kafkas azınlıklarına ait olduğunu belirtiyor ve bu duruma hayli şaşırdıklarını, anlam veremediklerini ifade ederken mevcut saptamasını klasik türk doğu politikasına bağlayarak, sözü hamidiye alayları'na kadar getiriyor. bu -kendince- türkler tarafından istismar edilen azınlıkların nasıl olup da ermenilere karşı bu kadar istekle savaşıyor olduklarını anlamlandırmaya çalışıyor. türklerin bu azınlıkları kendilerine karşı sürüp, savaştan sonra da onların defterini düreceklerini, bu durumu nasıl olup da göremediklerini anlayamadığını ifade ediyor.

    burada sözü kahraman bir yahudi kökenli azerbaycan askerine, kahraman şehit albert agarunov'a verelim...

    https://youtu.be/jv59q1a3z4g?t=82

    anlayabildiğim kadarı ile azerbaycan ordusunda azerbaycan toprakları için savaşmak nasıl gibisinden bir soru soruluyor kendisine.
    "ben burada doğdum, burada yaşadım. burası benim ülkem. ülkemi korumak için savaşıyorum. çok da anormal değil" gibi mütevazı yanıtlar veriyor olsa da gerçek çok daha ışıltılı. bu mütevazı genç vatansever, kendisine ait bir vuruş tekniği bile geliştirmiş son derece başarılı bir tank avcısı ve ailesi'nin tel aviv'e dönmesi için yalvarmalarına aldırış etmeden ülkesi ve kardeşleri için vuruşup düşmüş bir savaş kahramanı.

    monte'nin röportajına yeniden dönersek, ermeni komutan karşılarında sadece türkler olmadığını, arap militanlar, çeçenler, lazlar ve diğer azınlıkların da kendilerine karşı savaştıklarından şikayet ediyor. bu röportaj daha çok su kaldırır ama rahmetli monte'ye kimse sormamış mı acaba neden herkes sizin kuvvetlerinizin önünden arkasına bakmadan kaçmaya çalışıyordu? etno milliyetçi dinsel bağnazlık nasıl bir şeydir? neden sovyetler döneminde etnik çorbaya dönmüş kafkaslarda tek bir azınlık askeri bile ermeni milisleri arasında mevcut değildi?

    asala yıllarında, hedefindeki tük diplomatı öldürürken, yanındaki 14 yaşındaki kızını da katletmeyi ihmal etmeyen bir ekibin başında bulunmuş şanlı komutan olarak bu sorunun yanıtını verebilir miydi acaba?
    (bkz: galip özmen)
    (bkz: neslihan özmen)

    selanik'in hain hasan tahsin paşa tarafından yunan ordusuna teslimi sonrası müslüman mahallerinden önce yahudi mahallelerinde ciddi bir pogrom yaşanması avrupa tipi etno milliyetçi bağnazlık ve tedhiş açısından hep ilgimi çekmiştir. bu anti semitik ve yabancı düşmanı eğilime halil inalcık ve ilber ortaylı da tüm post-emperyal etno milliyetçi uluslar için dikkat çeker. özellikle, ortaylı'nın imparatorluğun en uzun yüzyılı eseri bu konuda bir başyapıttır

    israil'in ve yerel yahudi azınlık'ın karabağ'da ele geçirdikleri bölgelerde her türlü tedhiş eylemleri ile birlikte kuduz kemirgenler gibi sinagog olduğunu düşündüğüm ibadethaneleri falan da yağmalayan bu gözü dönmüş ekiptense türk ordusunu ve azerbaycan'ı tercih ediyor olmalarının büyük resim-uluslararası jeopolitik-rusları sıkıştırmak falan gibi nedenlerden çok daha basit nedenlerle, temel bir hayatta kalma içgüdüsü ile açıklanabileceğini düşünüyorum.

    ermenistan, etnik açıdan balkanların küçük bir ayna görüntüsüne benzeyen kafkas ülkeleri arasında açık ara en az azınlık'ın (kime göre neye göre...) yaşadığı ülke. ülkenin etnositesi ile ilgili raporları okuyunca kulağınızda "ne mozaiği ulan mermer mermeeeer!" haykırışları yankılanıyor çarpıyor resmen.

    antisemitizm ile mücadele lobi örgütü anti defamation league tarafından geliştirilmiş bir antisemitizm skorunda tüm dünyada ortadoğu ve kuzey afrika ülkeleri dışında en yüksek skora sahip ilk üç ülkeden biri. (birinci ise ortadoğu ülkeleri arasında değerlendirilip orada gerilerde kalan türkiye ile aynı skora sahip yunanistan) azerbaycan ise en olumlu antisemitizm skorlarından birine sahip. bu sonuçları, bilimsel sert çıkarımlar için değil ama ermenistan'ın azınlıklarına bakışı konusunda ülke ve lobiler bazında da kuşku ve olumsuzluk mevcut olduğunu vurgulamak için paylaştım. hatta ermenistan'ın son yıllardaki sosyal yapısı ile ilgili görünüşe bakılırsa yahudi cemaatinin endişeleri de hayli artmakta. yakın tarihli bir jerusalem post makalesinde bir haham, "karabağ zaferini kutlayan azerbaycan bayrakları arasında israil bayraklarını da görmenin" kendileri açısından hiç de şaşırtıcı olmadığını, azerbaycan'ın baskıcı bir müslüman otokrat din devleti olduğu ile ilgili ermeni kökenli haberlerin gerçeği yansıtmadığını ve toleransın ne olduğunu azerbaycan'da gördüğünü, ibadetlerini ve adetlerini huşu içinde yerine getirebildiklerini ifade ediyor.

    velhasıl, son 50 yıldır korkunç bir arap-amerikan kültürel saldırısı altında olsa da, geriye kalanlarla bile; birlikte yaşamanın, tolerans ve emperyal kültürün ne olduğu konusunda dünyanın en gelişmiş halklarından biri olduğu konusunda bir süre batıda yaşamış ve çalışmış* hemen herkesin hemfikir olacağı bir toplumun, dünyanın en ırkçı ülkelerinden birisine dünyanın en ağır insanlık suçu ile dövdürülmesine bir türk vatandaşı olarak isyan ediyorum.

    ermenistanı yönetenler ve diaspora ermenilerinin beynini yıkayanlar, komşularına ve kendi halklarına düşmanlıktan başka hiçbir anlama gelmeyen ve büyük güçlerin maşası olarak belirli aralıklarla anlamsız savaşlarda açlık ve sefalet içinde katledilmelerinden başka işe yaramayan, içi boş ve maalesef hiçbir zaman gerçekleşmeyecek aç gözlü taleplerine ve düşmanca tutumlarına son vermezler ise sanırım dünyanın en güzel coğrafyalarından birinde, halkları arasındaki yaralar çoktan kabuk tutmuş, birbirlerinden adetleri-sofraları-modern dünyaya bakışları ile ayırmanın mümkün olmadığı, dinamik ve büyüyen bir milletin onurlu, müreffeh dost ve müttefikleri olmak yerine yüzyıllar süren cehennemi yaşamaya devam edecekler.
hesabın var mı? giriş yap