• iş kulelerinde şu aralar görülesi bir sergisi sürmekte olan ressam.
  • doğduğumdan beri yatağımın karşısında duran çocuk derya* resminin yaratıcısı. her daim tünel'de çerçeveci ismail'in cafe'ye dönüştürdüğü mekanının önünde tavla oynarken görülebilir. sevimli bir ihtiyar başarılı bir ressamdır.
  • foça'ya yerleşmiş, yaşamın içinde hayli yol almış bir ressam.
  • 1938'de girdiği güzel sanatlar akademisi’nde resim bölümü'nde, l. levy'nin 1938'de girdiği güzel sanatlar akademisi’nde resim bölümü'nde, l. levy'nin atölyesinde çalıştı. 1946'da fransız hükümetinin bursuyla paris'e gitti. 1976'ya kadar, paris'te yaşadı. 1976'dan bu yana çalışmalarını istabul'da sürdürmektedir. antibes'de picasso müzesi'nde ve amman güzel sanatlar galerisi'nde resimleri yer almaktadır. yurda dönüşünü izleyen aylarda ankara'da, vakko galerisi'nde düzenlenen retrospektif sergisi, arbaş'ın daha sonra açtığı sergiler için de bir başlangıç oluşturdu. gerçekliğin, resimsel bir imgeye dönüşme aşamasında, ölüdoğa ve figür gibi belirli konular çevresinde, lekeci anlayışın gerekleri yönünde gelişir. anlayış ve eğilim olarak, büyük yol ayırmalarına açılmaz. benimsediği ve inançla bağlandığı gözlem ve görsel deneyim birliğini, herhangi bir zorlamaya kaçmaksızın, görüntü soyutlamasına yönelik bir çizgi üzerinde, karalı adımlarla sürdürür.
  • dokuz eylul universitesi hastanesi'nde hayata gozlerini yuman unlu ressam...
  • derya arbasin dedesi, zerrin arbasin da babasi olan ünlü ressamımız.
  • bugün, bebek camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip aşiyan mezarlığı'nda defnedilecek olan ressam.

    ölümünden çok kısa bir süre önce, nazım hikmet kültür ve sanat vakfıbaşkanvekili kıymet coşkun'u ikamet ettiği foça'ya çağırarak çizmiş olduğu nazım hikmet resimlerini vakfa bağışlayarak bu dünyadan giderken bile takdir edilesi bir davranışta bulunmuştur.
  • ince memed'in 70'li yıllarda cem yayınevi'nden çıkan baskısının kapağını tasarlayan harika bir ressamımız.
  • 1965'te türkiye'den bir çağrı alır: "şu tarihe kadar gelip askerliğinizi yapın, yoksa yurttaşlık hakkınızı yitireceksiniz." avni arbaş o sıra ünlü fransız yazarı henry de montherlant'ın kitaplarının lüks baskıları için litografiler hazırlamaktadır. verilen süre içerisinde türkiye'ye dönemeyeceğini bildirir. "bu demek değil ki gelmeyeceğim. ama o anda bırakıp gelmeme olanak yoktu. adam beni mahkemeye verirdi. çünkü bu iş için para yatırmış, angajmana girmiş."

    ve yurtdışında yaşayan 3.500 kişiyle birlikte, yurttaşlık hakkını yitirir. yurttaşlıktan çıkarılanlar, başka ülkelerin uyruğuna geçerler. böylece dönemin hükümeti, büyük bir 'beyin göçü'ne yol açmış olur...

    1970 sonlarında annesi ağır hastalanır. "oğlumu isterim," diye ağlamakta, yemek yememektedir. avni arbaş bunu haber alınca, durumu açıklayarak, türkiye'ye dönmek üzere başvuruda bulunur. bir ay sonra, 'insani nedenlerle', bir aylık geçici pasaportla türkiye'ye girme izni verilir kendisine. ancak, o gelmeden bir gün önce annesi ölmüştür.

    kültürümüzden insan adaları, sf. 235-236
hesabın var mı? giriş yap