anlatış
-
üstümde silinmez izleri var, damgası var. belki bazı giden çocukları, kalan çocuklarından daha bakırköy'ün içinde. (bekarların evliliği evlilerden daha fazla ciddiye alması gibi.) vahşi, söz dinlemez bir anneyi* sever gibi seviyorum bakırköy'ü. bu anlatışla bakırköy'ü somut bir yere benzetsem, sanırım ilk ve daha çok hindistan'a, biraz da amazon havzasına benzetirmişim. (bkz: bakırköylü/@ibisile)
ursula k. le guin anlatış'ı sıkıcı bir metin olarak yazmış. bence bu roman roman değil deneme, ütopik deneme, hatta azıcık cesaret etse bir iddia etme kitabı, 'ayarlayın bunları, evren buna uygun,' deme kitabı, bir vasiyet değilse de tavsiye kitabı. canı heyecanı az, örgütlü, hedefli ve hedefi belli*, fikri bol bir kitap.
"oysa hepsi samimi anlamda inanç sahibiydi, iki taraf da. din tanımayan teröristler ile tapınmadan duramayan teröristler; aralarında ne fark vardı ki?" ursula k. le guin - anlatış
"ah mazlar anlatırdı tabii. onlar oralarda* yaşardı. bazıları yani." ursula k. le guin - the telling
"sonraları ona** orman demeye başladı, çünkü kadim zamanlarda onu ormandan çıkış yolu şeklinde adlandırdıklarını öğrenmişti. bazı öğretmenlerin kendisine aktardıkları bilgileri dağa giden yol diye nitelediğini duyduğunda ise bu kez ona verdiği isim dağ oldu. nihayet, onu anlatış diye isimlendirip konuya son noktayı koydu." ursula k. le guin - the telling
[boşuna mı söylemiş osmanlılar, "anlatışa göre fetva verilir" sözünü?] kemal tahir - yol ayrımı
(ilk giri tarihi: 2.4.2018)
(bkz: anlatım), anlatı, anlatmak, anlatışmak
(bkz: the telling/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap