anlaşılmaz konuşmalar
-
benim günlük konuşma dilim de karışık. çapraşık, kekelemeli konuştuğum oluyor. konuşmam öfkelendikçe sadeleşiyor. konuşur gibi yazan değil konuştuğu gibi yazanlar sınıfındanım. kapanık veya örtülü olma yordamım da var. gene de yapay değil doğal, candan olmayı çok önemsiyorum. hem konuşurken hem yazarken*, öteki özelliklerimin dengesi.
yazışırken, ah, anlaşılmazlık ürettiren bir ek etmen de.. konuştuğum kişiye karşı olabilecek fazla duyarlılık. toz kaldırmamaya, açık vermemeye, heyecanlanmamaya çalıştıkça teknik ve dolaşık görünen bir dil üretiyorum. anlayan anlıyor*, ama o sırada anlaşılmamak, sorgulanmak hatta kızılmak bana bir parça kaçaklık güveni veriyor.
konunun yeni bir ayrıntısı çıktı. aklımdan geçenleri, hangi konudan bahsettiğimi karşımdaki de biliyor gibiyim. o biliyor'u ben kesinleyemem. ama ne kadar karmaşık olsam-konuşsam da duygumu, fikrimi geçirebilirim, geçiriyorumdur hissediyorum. yani duygumun alımlanmasına dair duygum (güçlü umudum) var. ailem bana öteden beri şaka yollu 'isteyişinden iyi bakışın var,' der. o halde, bu alımlama garantisi neredeyse kişisinden bağımsız mı diyeceğim? acaba, kekelediğimi bilmediğim ve kabul etmediğim lise üniversite dönemlerimde buna güveniyor, ilişkilerimde hep bu anlaşılmaya* güvene güvene anlaşılma iklimi mi üretmiştim? "her şeye rağmen anlaşılma" denebilecek bir iddianın ömür boyu yürütücüsü müyüm? çok büyük ve güzel iddialar oluşuyor burada. olasılıkla kanıtlanamaz ama savunulabilir iddialar. vardır böyle iddialarım. güçlü paradigmalar, kalıplar, güçlü benzerlik-özdeşlikler kurma arzum ve sapıklığım vardır. farkındayım, değiştim.
bu bilinme*, algılanma zannım ıskalıyorsa, zırvaysa bendeki bildiğin delilik olur. yok, yüzde ellibirden fazla tutturuyorsa burada yaşama, dünyaya, insanlara dair olumluluk ve güvenimin mesnetsiz olmadığı ortaya çıkar. ilginç hal alır. bazı büyücülerin çömez-muhatabın anlaşılmaz konuşma iddiasını önemsemeyip ben senin kulağına değil karnına doğru konuşuyorum, yeri geldiğinde buna göre davranacaksın zaten, deyişini en az carlos castaneda'nın don juan'ından biliyorum. böyle bir yetimin olmasını çok isterdim tabii.
(bkz: konuştuğu gibi yazanlar/@ibisile)
(bkz: konuşmayı bilmeyen insanlar/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap