• yine bir v. s. naipaul kitabı ile karşınızdayız. salim adında küçük esnaf olma heveslisi bir arkadaşımızın afrika'da yaşadıklarını konu alır.
  • "dünya böyledir; bir hiç olanların, hiç olmaya boyun eğenlerin dünyada yeri yoktur" diye muhteşem ve okunabilirlik için davetkar bir cümleyle giriş yapan kitap; indar'ın kendi hikayesini (aslında batı karşısında doğunun hikayesidir bu) anlattığı bölüme kadar bir şey anlatmaya çalışan ama pek de beceremeyen eserdir.
    tarihle az çok hemhal olmuş herkesin bilebileceği afrikada sömürge süreci ve sonrasının hikayeleştirilmesi yüzeyde kalmış. arka fonda sömürge sonrası afrika deseniz de kurtarmıyor; çünkü karakterler de ete kemiğe bürünmemiş, yavan kalmış.

    aslında naipaul iyi bir roman yazarı değil, dümdüz anlatmayı beceriyor. çünkü roman sanatı tek başına anlatmak değil;berger'in dediği gibi "neyi değil nasıl anlattığın önemlidir"
  • bayıldım! ne muhteşem, ne dürüst bir dil. boşa harcanmış tek bir satırı yok gibi. bu adama aslında nasıl içten içe yanan bir utançla ve kompleksle saldırdıklarını da anlamış oldum böylece. ona kızan hatta ondan nefret edenlere bir bakın. kolonyalizm, oryantalizm ya da kendine, kendi kültürüne yabancılaşma.. eskimiş ve yoz, bugün hiçbir yerde durmayan, artık hiçbir şeye sığmayan bir dolu sözle nasıl hakaret ettiklerini hatırlıyor musunuz naipaul'a..

    aylardır kapanıp okusam da hemen hiçbir şey böyle vurup geçmedi ve yeniden dönüp okumamak için hiçbir neden yok şimdi kitabı. kolay kolay dönemiyorsunuz o nehrin dönemecinden, çıkamıyorsunuz bir buğu gibi yükselen ormanın içinden çünkü.
hesabın var mı? giriş yap