ömrümü böyle uzatıyorum
-
şükrü erbaş'ın bütün mevsimler güz kitabındaki rahatsız şiirlerden biri...
"...
ağaçları suluyorum durmadan
ışığın ve rüzgarın peşinde
uzun yürüyüşlere çıkıyorum
yerimi çocuklara veriyorum
parklarda ve otobüslerde
çocukları büyüklerden çok seviyorum
bir genç kızın halka halka gülüşü
duvar diplerinde soluklanan ihtiyar
aynı hazzı veriyor aynı yalınlıkla
gökyüzünü biçimleyen bulutlar
eğiliyorum toprak, eğiliyorum sular
bir kıyısız zamana kanat vuruyor
üzerimden uçan bütün kuşlar.
dört mevsim bire indi uzaya uzaya
iyimser, geniş, dingin ve turuncu
kimseleri kıskanmıyorum artık
kimselere gücenmiyorum
gerilerde kaldı, çok gerilerde
hayatın yüreğime verdiği acı
ışıklı vitrinlerin gövdemdeki kırbacı
yeni bir gülümseme edindim yüzüme
bozkır sabrında ve tenime yakışan
insanların çevremde açtığı yalnızlığı
yine onlarla doldurmak için
güneşle birlikte çıkıp yataklardan
ayışığı ile dönüyorum evlere
azalan ömrümü böyle uzatıyorum
..." -
kabilenin raflarında yanyana duran iki şükrü erbaş kitabından, "bütün mevsimler güz/dicle üstü ay bulanık" ve "insanın acısını insan alır", ilkini açtığımda karşıma çıkmış ilk şiir. gayet şapşal şapşal gülen birini, iki sayfa içinde ters düz edip efkara salıveriyor. azalan ömrümü böyle uzatıyorum.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap