188 entry daha
  • çeviri yapmak bir uzay yürüyüşü gibi.
    her zaman askıdasın; enerjin ya boşa gidiyor gibi, ya devirecek gibi fazla. kafan karışıyor, ilerleyip ilerlemediğinden emin değilsin. yöneldiğin işi de kendi çıkarttığın sonucu da hem beğenecek gibisin hem burun kıvıracak gibi. çamurumsu ortam; çekip gitsen tertemiz kalacak değilsin. belirsizliğe katlanmak durumundasın, hayal kurmak zorundasın, somuta çevirmek zorundasın.

    çeviri yaparken içimden bağırıyorum galiba, yok yere sesim kısılıyor. bu iş çekilecek dert değil, öldürüyor, süründürüyor.

    birinde az daha muvaffak oluyordum, "psikoterapide peri masalları" diye çok zevkli bir kitaptı. ama neylersin ki daha asistanlığımın başları; çöküktüm, erteliyordum. yaptığım kadar yaptım, son üçte biri kaldığında çöküntüm azalmış olmalı ki dışarılara, kırlara, partilere çıkmaya başladım. yaşlanınca belki spor olsun diye geri dönerim. sevgili şefim kitabı verirken "ben ne olur ne olmaz, kitabın kapağına ismimi yazayım da. belki üstüne yatarsın. çok yapıyorlar. en azından kimden kaldığını bil, anımsa." dediydi. o zamana kadar hiç olmayan kitap araklama, vermeme ondan sonra da pek olmadı, azdır: ama o kitap bende kaldı. belki fotokopi kitap ama şefimden kalmadır.

    educoy'un dediği "kötünün bir duygu olmayışı" da çok güzel tartışma katkısı olmuş. bu bakımdan kötü hissetmek çeviri kavram değilse de çeviri kokuyor. (bkz: kötü hissetmek/@ibisile)

    insanları kitap gibi okuyorum. olayları kitaba çeviriyorum. durumları ya edebiyat olarak okuyorum, ya fotoğraf karesi olarak. yani anı büyük oranda saparak, değiştirerek yaşıyorum, bu anlama gelir. artık bu sapıklıklarım oturdu, saklasam da bir itiraf etsem de bir.

    "çeviren önce ve esas kendi diline hakim olmalı. kendi diliyle değil kendi dilinde yazarın stiliyle çevirmeli. hayatın içinde olmalı." tomris uyar- kendi sesinden

    "iyiliğinden kuşku duyduğum bir öykü yayınlamaktansa, değerine yüzde yüz inandığım bir kitabı hemen çevirmek!.. çünkü çeviri de edebiyat savaşının bir parçası." tomris uyar - sesler yüzler sokaklar

    "öyle cümleler vardır ki, yalnızca başka bir dilde anlam kazanır. kendilerini doğurtacak bir ebe bekler gibi çevirmenlerini bekler." elias canetti - die stimmen von marrakesch

    "çevirinizin aslına bağlılığından bahsediyordum, evet, aslına o kadar sadık ki sanki elinizden tutarak sizi hikayenin karanlık, basık, pis, bitmek tükenmek bilmeyen dehlizlerinde (bu yüzden cümlelerim bu kadar uzun, bunu anlamadınız mı?) dolaştırıyormuşum gibi hissettiriyor." franz kafka - briefe an milena

    "ama bir dilin değişik çağları için de çeviri söz konusu olmaz mı?"bilge karasu - öteki metinler

    "yaşamın sorunlarına çeviriden hız alarak çözüm aramak gülünç olmaz mı?" bilge karasu - öteki metinler

    (ilk giri tarihi: 9.11.2016)

    (bkz: çevirmen/@ibisile), çevirmenlik
    (bkz: çeviri yapmak/@ibisile)
    (bkz: çeviri türkçesi)
    (bkz: çeviri kokmak), çeviri kokuyor
    (bkz: çeviri kokan cümleler)
    (bkz: yabancı dil), başka dil
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap