• sabah 8.30'da okula gitmem gerektiğinden yatmam gerekiyordu. maç çok yavaş ve sıkıcı gittğinden içim kabardıkça kabarıyor, sigara niyetine kolaya dayanıyordum. sabrımın sınırlarını zorluyordu bilbao'lu defans oyuncuları. o yaşlarda küfür etmekten pek anlamadığımdan ''salak mısın? ya ne kafasızsın ya!!!'' tarzında tepkilerle odamdaki 37 ekran televizyona höykürüyordum. annem geldi bi ara odaya. ''ah evladım sen daha yatmadın mı aaaa!?!'' tepkisi verdiği sıra gol kaçırdı hagi, annemin bacaklarına sarıldım sinirden televizyona girecem. nasıl hırslıyım. sigara tiryakisi olsam 2.pakete geçecem, allahtan daha başlamamışım. annemi ''yatarım birazdan.'' diyip gönderdikten sonra ne zaman eve girdiğini bilemediğim 3 numaralı cüneyt formasını bağrıma bastırıp televizyona gömdüm kafayı. anteni düştü. uğraştım beceremedim düzeltmeyi. tam cızırtısı geçerken yukardan bi gümbürtü geldi. can havliyle kırdım anteni. ''gooooooooool'' diye bi ses duydum sonra televizyon aşka gelip düzeldi. ekranda hagi'nin vuruşunu görmemle kendimi kaybetmem arasında saniyeler vardır. o gazla annemgilin odaya daldım, gözyaşlarına boğuldum, kendimi parçalıyorum ama. pederin ''noluyo la noluya la!'' tepkilerine kulak asmadan duvarlara tırmalıyorum. emre tilev sekansında ''haciiiiii haciiiii, işte bu işte buuuuuuu'' derken pederin enseme kapattığı tokatla kendime geldim. gardıroba tırmanmaya çalışırken yere düştüm. kulağımdan tutup yatağıma yatırdılar. galatasaray kazanmıştı. ben ağlıyordum. gerçek aşk buydu. galatasaray aşkı.
  • efendim bu macta kapalidaydim ve o manyak fuzenin gol oldugunu ancak aciktaki taraftarlarin gol diye bagirmasi ile algilamistik. sonrasini zaten hatirlamiyorum.
  • kapalıda hagi ye 90 dakika boyunca ana avrat düz giden bir taraftarın , haginin golünden sonra "hagi sen benim babamsın , babamsın , babamsın" şeklinde bağırıp hıçkıra hıçkıra ağladığına tanık olduğum maçtır.
    (bkz: ah neydi o günler)
  • bir insan üzerinden 10(yazıyla on) yıl gecmis bir macta atılan bir gol icin goz yası doker mi? iste bu soruyu yurekten galatasaraylılara sorun. emin olun sizi cok cok iyi anlayacaklardır.

    (bkz: sereftir seni sevmek)
  • ne maçtı. ama o maçtan unutulamayan kare maçın bitimiyle birlikte bir avuç bask taraftarın ayağa kalkıp son saniye golü ile mağlup olan takımını tribüne çağırıp bağırlarına basmalarıydı... belki de galibiyetten daha önemliydi buna şahit olmak, bu satırların yazarı için.
  • kırk yıllık athletic bilbao'yu, haddini bilbao'ya çevirdiğimiz maç.ne günlerdi.
  • "ulan ne goldü be!" dedirten golü hala ne zaman izlesem tüylerim diken diken olur. o zaman daha 11 yaşındaydım o yüzden sevincimi tam hatırlamıyorum, zira şimdiki kadar fanatik, galatasaray ve futbol sevdalısı değildim o zamanlar. hatta bir terbiyesizlik yaparak bu golü haginin monaco'ya attığı golden daha çok beğenirim her zaman. hem değer hem de vuruş becerisiyle bence çok daha güzeldir.

    http://www.youtube.com/watch?v=y-v9yjcegn4

    teşekkürler gheorghe hagi.

    (bkz: 12 eylül 2000 galatasaray monaco maçı)
  • hayatımda gittiğim ilk maçtır.

    10 yaşımda babamla beraber gitmiştik. o tribünleri, kocaman yeşil sahayı görünce gözlerim dolmuştu. televizyonda izlediğimiz gibi değilmiş hiç bir şey dedim kendi kendime. inanılmaz bir büyüydü benim için.

    maçın son anlarında babam dedi ki hadi gidelim birazdan kapıda yığılma olur. malum eski stad, çıkış kapısı az. babam da elinde çocukla kalabalığın içinde kalmak istememişti. babamın elini tutup ufak ufak çıkış kapısına giderken benim gözüm hala sahadaydı. birden nasıl oldu anlamadım top hagi'nin önünde kaldı. babama bakarak "baba, hagi geliyor" diyebildim. söz ağzımdan çıktığı gibi hagi bir kaç metre önümde topa vurdu. vurdu ama ne vuruş. o sevinci ve mutluluğu unutamıyorum. küçük çocuğum herkes bana sarılıyor. babam bir yandan gole sevinmeye bir yandan bana mukayet olmaya çalışıyor. sonra çıkış kapısından şarkılar türküler eşliğinde çıkıyoruz. ertesi gün okulda sesim kısık bir şekilde bu muhteşem maçın büyüsünü yaşıyordum hala. seneler sonra bu entryi yazarken hala tüylerim diken diken.
  • haginin attigi golun videosunu yillar sonra seyrederken mukemmel teknigini sergileyen hagiyle birlikte hasan $a$in, tugay kerimoglunun,okan burukun,hakan unsalin o toy hallerini gorunce insan du$unmeden edemiyo, yillar ne cabuk gecmi$. ne cabuk gecmi$ ki daha dun gibi gozumde canlanan bu golde ve de uefa kupasinin kazanilmasinda rol oynayan o zamanlar toy olan futbolcularin kimi futbolu birakmi$ kimiyse tecrubeli futbolcu mertebesine yukselmi$.hey gidi.
hesabın var mı? giriş yap