• dönemin başbakanlık musteşarı olan ve dpt musteşarlıgınıda vekaleten yuruten çifte musteşar yada koltuksuz bakan diye anılan ozal doneminin teknokratlarınıda yanına alarak karma ekonomik sistemden serbest piyasa ekonomisine geçişi sağlamıstır.kısa vadede imf tasımıza 100 milyon dolar kadar atmış ve piyasalar kısa vadede rahatlamış ancak uzun vadede sonuç toptan sıçış olmustur.ozel sektorü diriltme adına borç alınarak kredi dagıtılmış ancak bu kontrol edilemediginden hayali ihracat patlamış turk ekonomisi zamanla yerelliğini yitirip çok uluslu şirketlerin istilasına ugramıştır.zaten yerinde kararlar olsaydı şu an bu entry i kendi bilgisayarımdan yazıyo lurdum.
  • turgut özal'ın mimarlığını yaptığı, süleyman demirel hükümetinin altına imzasını attığı, türkiye cumhuriyeti ekonomisinin karma ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçirildiği 24 ocak 1980 tarihli tarihi kararlar. alınmasından evvel turgut özal'ın askere verdiği "şu sıralar darbe filan yapma niyetiniz varsa ekonomiyi de elinize alırsınız, hele bi bekleyin" tadındaki brifingle darbenin geciktirildiği söylenir, ama aynı darbe, sonrasında kararların uygulanmasında çok kolaylık sağlamıştır. (bkz: 24 ocak)
  • ithal ikamesi ekonomi politiğinden ihracata yönelik kalkınma planına geçişin kararlarıdır. tabi bu ihracata yönelik kalkınma planı, asya kaplanlarının gerçekleştirdikleri ile karıştırılmasın efendim. bizimkisi bambaşka. hemen açıklayayım;

    özal efendi semra hanım ile oturup çay içerken -muhtemelen-, aklına çok zekice bir fikir gelir ve derki, "yav, amaç ihracatı arttırmaksa bizde ihracat yapan şirketlere ihraç ettiği malların değerinin %10'unu geri ödeyelim böylece daha çok ihracat yaparız". yani 100 liralık ihracat yapacaksan 10 lirasını devletten geri alacaksın, böylece iç piyasaya göre daha çok kar potansiyeli ortaya çıkacak hali hazırda türk lirası değer kaybetmişken. bizim dürüst işadamlarımız da bu fırsatı çok iyi değerlendirir, 100 liralık hayali ihracat yapar, tıpış tıpış devlete gider elindeki belgeyi gösterir ve sizin vergilerinizden 10 lirayı kapar. bir ara hayali ihracat öyle boyutlara ulaşmışki -ben rakamların yalancısıyım-, normal bildiğimiz ihracatın %50 sine yakın sanırım.

    ekonomide krizler olabilir, paranızın değeri çok düşebilir, enflasyon zıplayabilir, cari açık verebilirsiniz. bunların hepsini biraz daha sıkı çalışarak düzeltebilirsiniz ama düzelmeyecek tek bir şey varsa o da devletin kemiklerine kadar işleyen yolsuzluk ve ahlaksızlıktır. 24 ocak kararlarının uzun vadede en kötü etkiside bunu hızlandırarak inanılmaz boyutlara ulaştırmasıdır.
  • halkımıza ihanetin yazılı belgesi. bugün 38.yıldönümü.
  • imf ve abd, türkiye piyasasını ele geçirmek, türkiye'yi açık bir pazar haline getirmek ve vahşi uluslararası kapitalizmi türkiye'ye sokabilmek için bu kararların uygulanmasını istiyordu. sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin kuvvetli olduğu bir ülkede bu kararların uygulanması için bir ortam oluşturmak gerekliydi. yaklaşık 9 ay sonra bu ortam oluşturuldu.

    (bkz: 12 eylül 1980 askeri darbesi)
  • uğur mumcunun hakkında yazdıklarından bir diğeri;

    "24 ocak 1980'de,"24 ocak kararları" diye bilinen ünlü ekonomik istikrar önlemleri paketi yürürlüğe konur. başbakan, süleyman demirel; dpt ve başbakanlık müsteşarı da turgut özaldır. ülkenin toplumsal, ekonomik, siyasal yaşamına bir bomba gibi iner bu kararlar. ama acısı sonradan farkedilen bir bıçak yarası gibi... göreceli de olsa demokratik bir yapıda, seçilmiş bir parlamento ile, iyi kötü ifade özgürlüğünün kullanlabildiği bir ortamda bu kararları yaşama geçirmek son derece güçtür. bu nedenle olacak, 24 ocak kararları'nı 12 eylül darbesi izler. 24 ocak kararlarının gerisindeki imf programı ancak bu sayede, yani "süngü zoruyla" tam bir uygulanabilirlik kazanmıştır."
  • yakın tarihe göz atınca, 1980 yılına ait elimizde iki önemli tarih var. bunlardan biri 24 ocak diğeri de 12 eylül.. ikisi de birbiriyle entegre olaylar.. 24 ocak kararları sinema diliyle anlatırsak, "to be continued" anlamına geliyor.. osmanlıca tabir yapalım: mütemmim cüz..

    biri olmadan diğeri tatbikatta uygulama imkanı bulamıyor, yani biyolojik terimle mutualizm..

    her ne boksa..

    darbenin dış güçlerin isteği üzerine ayarlanmış ince bir plan olduğunu artık herkes biliyor.. bağımsız takılan, kıbrıs'a harekat düzenleyen, füzelere itiraz eden bir türkiye yerine a.b.d güdümünde söz dinleyen bir müttefik.. hem iranda humeyni darbesi ve afganistanın sovyet işgaline uğradığı dönemde..

    24 ocak kararları bu dönem göz önüne alındığında türkiye üzerinde bence 12 eylül darbesinden daha çok iz bırakmıştır.. darbe, temelde sağ ve sol kesim dediğimiz faal olarak bu süreçte katkısı bulunan genç kesim ve bir kısım yönetici ve fikir üreten kesimi kırıp geçirirken, ekonomik kararlar o zamanki nüfusu yaklaşık 50 milyon olan bütün ülkede derin bir iz bıraktı..

    pratikte develüasyon haricinde kararlardan önce şu tablo hakimdi: fiyatlar kotalı olduğundan mal talebi yüksek, ancak arz keyfiyete bağlıydı.. stokçular zam gelmesini bekledikleri ürünleri satmıyorlardı.. mesela margarine zam geleceği anlaşıldığında mal piyasadan kayboluyor, zamdan sonra bir süre bulunabiliyordu. aynı şeyi son sigara zammında yaşadık mesela.. zam gelecek diye ortada sigara kalmadı.

    kararlardan sonra fiyatların esnekliği kavramı ortaya çıktı.. artık her mal tezgah üzerindeydi ancak farklı farklı etiketten gidiyordu, kim ne tutturursa.. eğer cebinde paran varsa sorun yoktu. ancak orta direk tabir edilen zümreden isen yandın.. çünkü alım gücün esnek fiyatlara göre çok yetersiz kalıyordu. 80li yıllarda görülen enflasyon yüksekliğinin nedeni arz-talep dengesinden çok, satın alma gücüne bağlı şokun bir yansımasıydı.. rahmetli özal, yüksek büyüme hızına itibar ederek bunun seksenlerin ikinci yarısında olumlu şekilde bir gerileme içerisine gireceğini düşünmüştü, ancak kamu harcamalarını buna entegre edemedi.. mesela bir gap türk ekonomisinde bir kara deliktir..

    neticede ben 1980 yılındaki darbeyi 24 ocakta yapılmış olarak görüyorum, 12 eylül şu anda yamalı bohçaya dönen anayasasıyla kitaplarda yerini alırken, cebimdeki telefondan banyomdaki fayansa, mutfaktaki muzdan, mangoda 300 liraya giden oduna kadar 24 ocak kararları hala etkisini sürdürüyor..
  • turgut adında, ileri demokrasi'nin atası, iş bitirici, tonton bir darbeci bürokratın, nato paşalarının kişisel yakın korumalığı altında anadolu topraklarının uluslararası yağma ve talana açılış töreninde kırmızı kurdeleyi kestiği makas olarak kullandığı kararlardır...

    bu milli ve manevi değerlere inanılmaz bağlı tonton'un, 1981 yılı itibarı ile olağanüstü hal ilan edilmiş, dört bir yanında toplama kampları kurulmuş, kişisel tüm hak ve özgürlükler askıya alınmış, yüz binlerin bilfiil işkenceden geçirilmekte olduğu, sıkıyönetim mahkemelerinde on binlerce idam davası sürmekte olan cennet vatanı;

    24 ocak sonrası bir anda imf ve dünya bankası gibi dış mihraklar tarafından yere göğe sığdırılamıyor, büyüme ve kredibilite notu rekorları kırıyor, tüm diğer yaramaz ülkelere örnek olarak gösteriliyordu...

    son 35 yıldır, imf-dünya bankası-exeter üniversitesi gibi kurumlarda yaşadığı derin aydınlanma sonrası anadolu topraklarında kürsülere çıkıp batı medeniyeti'ne küfürler yağdırarak oy toplayıp, hemen ardından büyük ortadoğu projesi liderliğine oynayan nato mücahidi müteahhit figürünün doğmasına vesile olmuş, yolsuzluk-yoksulluk-açlık ve terör gibi kavramlara süregenlik kazandırmış, çok partili cumhuriyet tarihinin en önemli kararlarıdır...

    (bkz: after the tanks come the banks)

    (bkz: liberalizmin kökü dışarıda bir ideoloji olmaması)

    sonrası için;

    (bkz: uğur mumcu/#48650007)

    (bkz: ibrahim tatlıses efendimizdir)
  • rahmetli uğur mumcu'nun ısrarla üzerinde durduğu kararlar...netekim bu kararların uygulanması pek de gecikmedi...
  • uygulana bilmesi ugruna; darbeye zemin hazirlanan, darbe yapilan, memleket acik hava hapishanesine/ timarhanesine dönüstürülen ekonomik/siyasi kararlar.

    sonra o timarhaneye yarasir deli gömlegi anayasasi üstümüze bicilmis, egitim sistemi tamamen degistirilmis, üstüne de yökoturtulmustur ki, belimiz hala dogrulmamistir.
hesabın var mı? giriş yap