• dışarıdan gelen (ithal edilen) ürünleri yurtiçinde üretme stratejisi.
  • önceden yurtdışından ithal edilen mal ve hizmetlerin zamanla ülke içerisinde üretilmesidir.
  • 1960-80 arasi turk ekonomisinin kalkinma amacli uyuguladigi 5er yillik planlarinin en onemli yapi tasi anlamina gelir. temel olarak tenis mi oynican? topunmu yok gidip wilson top alacagina kendin yap aysegul marka tenis topun olsun mantigiyla aciklanabilir..
  • (bkz: ayşegül)
  • ihracat teşvikleriyle çatışma halinde olan ekonomik strateji.
  • yerli mali haftasinin 24 saat/365 gun'e yayilmasi hali. sabanci ve koc'un bugun geldikleri buyuklugun yardimci etkeni.
  • asıl olarak 1945-1970 arası uygulanan, kökleri 1930'lardaki devletçilik uygulamalarına dayanan, bir iktisat politikası. amaç, yüksek gümrük duvarları ile korunan pazarlarda sanayiyi geliştirmektir.*
  • yerli ekonomiye faydalari uzun donemde son derece kabaca asagidaki gibi siralanabilen iktisat politikasi:

    - yerli sanayi gelisir, bircok sektorde disa bagimlilik uzun vadede ortadan kalkar

    - kurulan yerli sanayi istihdam saglar, issizlik azalir

    - doviz rezervleri korunur, ulke zenginlesir

    - uzun vadeli buyume -ozellile surdurebilir kalkinma- hedeflerine olanak saglar

    bu politika turkiye'de unlu 24 ocak kararlariyla son bulmus, serbest piyasa ekonomisine gecilmis, ve nihayet 1996'da gumruk birligi'ne girilmesiyle birlikte tum gumruk duvarlari yerle yeksan edilmistir.

    bu politikaya liberallerin getirdigi en buyuk elestirilerden biri yerli sanayinin mal ve hizmet kalitesinin ithal mal ve hizmetlere oranla cok dusuk seviyede olmasidir. ornegin buzdolabi sektoru olgunlasmak icin, kaliteli urunler uretebilmek icin uzun sureye ihtiyac duyar. henuz ilk parti malini piyasaya arz eden halil buzdolabi as. yi sogutmayan buzdolaplari nedeniyle hemen yargilamak ne derece dogrudur, kanimca tartisma goturur.

    bir diger elestiri ise ithal ikameciligin yeni dunya duzenine ve elbette bunun ekonomik yansimasi olan kuresellesmeye olan karsit tutumudur. ithal ikameci donemde tum finansal piyasalarimizi dis dunyanin (bunu emperyalist dunya, bati dunyasi, ya da istediginiz gibi okuyabilirsiniz) emirlerine sunmamis olmak, kisa donemli sermaye hareketlerinin (sicak para) akabinde ciddi mali krizlere suruklenmemek, tarimda, hayvancilikta, madencilikte disa bagimli hale gelmemis olmak, bozuk gelir dagilimina sahip, issizligin kol gezdigi, umutsuz genclerin ulkesinde yasamamak hatta belki de kulturel mirasimizin yok olusuna, toplumun tek tip degerlere dogru futursuz suruklenisine taniklik etmenin acisini hissetmemek, herhalde kuresellesme yalanlarindan cok ama cok daha iyidir.
  • uzak dogu'da kanaatimce optimal sekilde uygulanmis stratejidir. uzak dogu ekonomileri, dunya uzerinde rekabete acacagi sektorleri gelisip rekabet edecek duzeye gelene kadar koruma altina almis, kotalari ve ithalat vergilerini artirmis ve bu sektorlerin gelismesini saglamis, taninan sure sonunda da gumruk bariyerlerini ortadan kaldirmistir. bunun aksi bir davranis, uzun sure arjantin gibi latin amerika ulkelerinde gorulen uygulamalardir. ithal ikamesi, uzak dogudakinin aksine, uzun sure surdurulmus, rekabet duzeyi artmamis, uretimde etkinlikte bir ilerleme saglanamamis, kisaca bu sektorlere sermaye transferine sebebiyet vermistir.
  • destekcilerinin gormezden geldigi bir zayif yanlarindan ikisi uygulanan tesvikleri hedef sektorler olgunlastiktan sonra kaldirmakta karsilasilan zorluk ve tesvikler ile birlikte gelen yolsuzluklar olan, bugun ulusalcilik olarak yeniden paketlenip satilmaya calisilan kanimca eskide kalmis buyume modeli.
hesabın var mı? giriş yap