230

• (bkz: tutunamayanlar)
• beytepe'nin kod adı.
  
  ben hazırlıktayken, bundan 3 yıl önce, bi gün otobüse bindiğimde otobüs o kadar eskiydi ki 230 numarasının yazılı olduğu bi tabela bile yoktu. şoför: "hocam kaleminiz ve kağıdınız varsa büyük harflerle beytepe-sıhhiye 230 yazar mısınız kağıda" demişti. kağıt çıkarttım, arkadaşımdan kalem aldım tüm çirkin yazımla yazdım dediklerini. sonra da otobüsün ön camına sıkıştırdık kağıdı.
  
  bu kağıdı 1 yıldan fazla zaman gördüm, güldüm. ikarus gördüğünde mutlu olan tek insan bendim. otobüs benimdi sanki.
  
  şimdi. 230 numaralı otobüse bindiğimde şok oldum. öyle bi yeni ki. yepisyeni! galiba yeni öğrenciler bizim kadar şanslı değil. hiçbiri körüklü ikarusta telefonla konuşup, tek bir kelime dahi duyamadığı için gülme krizine girmicek. lan şu otobüs ortadan ikiye ayrılsa hangi tarafta kalırım acaba diye fizik hesaplamaları yapmıcak. otobüsün içindeyken yağmurda ıslanmıcak. bunlar yaşanmayacaksa bi insan neden beytepe'ye gelir ki?
  
  özür dilerim ama ben yamuk yumuk "230 beytepe sıhhiye" yazdığım ikarusumu istiyorum. evet koca okulda tek ben istiyorum. çok istiyorum.
• sabahları 7-9 arasında milli kütüphane durağına camlara yapışmış öğrencilerle dolu bir halde gelmesine rağmen o duraktan da acıyıp bir iki kişiyi almaya çalışan ama daha çok durağı pas geçen, cehennemin dibine son 1400 metreyi bayır tırmanarak gitmesine rağmen ısrarla kırmızı körüklü ikarus otobüslerin tayin edildiği (en azından benim zamanımda öyleydi) allah'ın belası otobüs hattı.
• ankara'da hacettepe üniversitesi'nin iki büyük kampüsünü^** birbirine bağlayan ego otobüs hattı.
  
  sonradan yapılmış edit: 6 sene boyunca bu hattı kullandım ve abartmıyorum erenler katına yükseldim canlar. ama en zor çilesi nedir derseniz siz orta veya arka kapı önünde dikilecek yer bulmuşken kapının sosyal yardımlaşma gibi gözüken ama aslında içindekilere büyük bir zulüm olacak bir davranışla şöför tarafından açılmasıdır. hah işte asıl o zaman kimle ne şekilde bütünleştiğiniz tamamıyla gazların kinetik teorsiyle açıklanabilecek bir gelişi güzellikte. insanların entegrasyonu böyle sağlandıktan sonra bir de bunların nizamiyede inmek zorunda olmaları var (bkz: hacettepe nizamiyedeki kimlik kontrolü) işte asıl zulüm ordadır. eğer burda inmek zorunda kalmışsanız ya da azıcık ferahlarım diye düşünerek inmişseniz bazen binemeyebilirsiniz. çünkü dediğim gibi bir tesadüfle o otobüse o şekilde sığışmayı başarmış insan yığınını deşip dağıtınca tekrar aynı şekle gelmesini bekleyemezsiniz. dolayısıyla aslında bu hattın en büyük zulmü buradadır. yani yazarın burda anlatmak istediği kapının önünde sıkışmaya çalışmak yerine tüm kampüs fazla otobüs için ayaklansın arkadaş.
  
  ayrıca bir gözlemimi de aktaracağım izninizle, türbanlı kızlarımız bu kapı önü yolculukları herkesten çok tercih ediyorlar. bir türlü bir açıklama getiremedim bu duruma da elbet bir kişi çıkıp açıklar bana sözlükte bu potanisyel var.
• hacettepelilerin ömür törpüsü otobüsünün kodu. öyle bunalımlar yaşatır ki bu otobüs size. montla sıçsanız dahi geçmez o haliniz.^*
• 5 sene boyunca sıhhıye - beytepe arasında kullandığım otobüs hattıdır. okulun ilk günü hazırlık atlama sınavı yapılacaktır. daha bu efsanevi otobüs hattının yabancısı olan homili tıngır mıngır köprüye gider ve zibilyon kişiden oluşan ve hayvani bir tırtıl kuyruğu gibi görünen insanların girmiş olduğu kuyruğu görür. sıraya girer ama bir yandan da sürekli saatine bakar. artık zaman öyle bir kıvama gelmiştir ki sınav kaçacaktır. oradan taksiye atlar yaklaşık 6 kişiyle beraber beytepeye varır. o gün lanetli bir giriş yapar beytepeye ve sonrası 5 yıl boyunca gelir gider.
  
  bu otobüs hattının şanslı ve değerli müstakbel yolcularına bir kaç öğüt vermek ister homilioğlan ^*
  
  * bulunduğunuz sırada beklerken biri gelip öndeki arkadaşına " vaaay bro ne yapıyorsun ya şu şu dersin notları sende var mı ya " diyip yanaşırsa ve kaynak yaparsa bırakın ses etmeyin. zaten aynı konserveye gireceksiniz. o da sıkışacak siz de. bırakın köylü uyanıklığı yanına kar kaldı sansın dıngıl insan.
  
  * bulunduğunuzun sıranın uzunluğu ile mutlaka göz teması kurunuz ve gelecek olan otobüse göre kaçıncı otobüse binebileceğinizi hesaplayınız özellikle final ve vize dönemi bu hesaplama çok işinize yarayacaktır. ( bu hesaplamada yılların ve tecrübenin size kazandırdıkları ile standart hata = 0 olarak bir hesapta bulunabileceksiniz )
  
  * final ve vize dönemi konuları çalışıp bitirdikten sonra sakın genel tekrar yapmayın! çünkü 230'a bindiğiniz zaman önünüzde dört dersi genel tekrar edebileceğiniz bir zaman dilimi bulunacaktır ^* . yapmanız gereken otobüsün körük kısmından veya havuz kısmından sırtınızı veya poponuzu sağlamca dayayacak bir yer bulmaktır. ^{* *} . genel tekrar notlarınızı normal insanlar gibi a4 kağıtlara yazmayınız çünkü siz insana yaraşır bir şekilde seyahat etmeyeceksiniz. bu yüzden küçük kağıtlar işinizi görecektir
  
  *beytepede yemekhanenin yanındaki durakta otobüs bekleyen iki kuyruk göreceksiniz. bunlardan biri ^* " cınım ben oturarak gidejem avam değilim ıyakta gidemam" diyenler diğer uzun olan kuyruk ise " olum eve gidiyok da ekmak var mı lan evde ayakta gidecüük enerji kalmayacak bari evde ekmak yiyek" diyen proloterya sınıftır. aslında bastıkları ego kartı aynıdır aynı ücret öderler ama işte beytepe insanı böyle yapar mantığını alır uçurur, sikko sınıflara böler.
  
  aceleniz varsa hemen bu mordor beytepeden çıkıp gideyim diyorsanız ayakta gitmek için bekleyenlerin sırasına giriniz ve büyük olasılıkla gelen ilk otobüse binip terk-i beytepe eyleye bilirsiniz.
  
  * asıl şimdi zurnanın hiphop dediği noktaya gelelim. bildiğiniz gibi ego kartların 45 dk içerisinde ^* ikinci bilet basış bedava olmaktadır ama 230'a binerseniz bu zaman dilimi içinde ikinci aktarmayı kaçırabilirsiniz ikinciyi ücretli basarsınız. bu yüzden gidilecek yol şudur : ayakta sırası olan proletarya sınıfının kuyruğuna girilir ve beklenir tam otobüsün kapısına gelmişken yani sıra size gelmişken otobüs daha tam dolmadıysa arkadaki insanlara yol verilir onlar biner biner biner ve ne zaman ki tek kişilik yer kalır işte o zaman kendinizi otobüse atın ve hemen kartınızı basmayın. rahat olun şoför abim sizi fark etmeyecektir. otobüs yolda ilerledikçe belirli bir zaman sonra kartınızı çıkarıp basın ve bir sonraki aktarma için ek zaman kazanın. ankarada otobüslere güven olmaz bir bakarsın arka arkaya aynı hattın otobüsleri gelmiş bir bakarsın bekle bekle hiç biri gelmemiş bu durumda siz mağdur olmayın kartınızı geç basın çok zamanınız olsun.
  ps: "hiç kart basmayalım be olum daha ne!! " diye aklınızdan geçebilir. aklınızdan geçsin ama davranışınızda olmasın. hacettepeli olmak vicdanlı öğrenci ahlakına da sahip olmak demektir bunu aklınızdan çıkarmayın. bizim ki, yalan ile manipülasyon arasındaki fark gibi hani ^*
  
  * yaz okuluna kalmayı düşünüyorsanız buna 230'u da dahil ediniz. dahil etmezseniz çok bozulur. güz ve bahar döneminde şikayet ettiğiniz 230 yazın tam bir embesile dönüşür. yazın sıcağı altında köprüde otobüs gelsin diye beklersiniz de beklersiniz. otobüs az yolcu olduğundan daha da az geçer. yaz okulu planınıza 230'u da dahil ediniz.
• fikir vermesi açısından şöyle bir temsili çalışma var bu hat ile ilgili olarak:
  https://www.facebook.com/…&l=59038908df&pid=1173346
• son zamanlarda ikarus marka 'ork'büslerine neredeyse hiç rastlanmayan; fakat buna rağmen çile/zaman grafiğinde herhangi bir devinimin söz konusu olmadığı, hacettepe-beytepe kampüsü hattını ikonize eden rakam dizgesi.
• milli eğitim bakanlığı'nda, personelle ilgili yazışmalarda kullanılan desimal numarası.
• beytepe'de kalan biri olarak, gördüğüm zaman mutluluk duyduğum ego. son birkaç yılda okul kontenjanlarının tavan yaptığından haftaiçi hep 230 beklersin. oda arkadaşım bir gafletle özel yurda kaydoldu, 1 hafta sonra kampüsteki yurda geri döndü dayanamayıp. ankara'daki hiç bir üniversite, öğrencisini ulaşımla bu kadar mağdur etmemiştir galiba.
  hayatım boyunca istesem de unutamam, ayağımdaki yara izine bakmam yeterli olucaktır. yine ağzına kadar dolu olduğu bir zaman bindim, orta kapıya ayağım sıkıştı ve kanamaya başladı. etimi kesmiş. o an ölüyorum, damarım patladı filan sandım.