• 24 anayasasi 1946 yilina kadar tek partili, 1946'dan 60 darbesine kadar da cok partili rejimde uygulanmi$tir . anayasa demokratik bir ruha sahipti fakat hem cogulcu degil cogunlukcu demokrasi anlayi$ina sahipti, hem de cok partili hayat icin hukuki guvencelerden yoksundu . ozellikle 54 ile 60 arasinda meclis cogunlugunca kabul edilen anti-demokratik kanunlar iktidar-muhalefet ili$kisini kopma noktasina getirmi$ ve sonunda 27 mayis ihtilali olmu$tur .

    bu mudaheleyle mbk kabul ettigi kanunla 24 ay'sinin bir cok hukmunu degi$tiren gecici anayasa (sistem disketiyle acip ram drive yapmak gibi bir$ey) donemini kurmu$tu . yani mbk tbmm yetkilerine sahipti . mbk yasamayi bizzat, yurutmeyi de kendi sectigi bakanlar eliyle kullanacakti . bakanlari devlet ba$kani tayin etmekteydi ve bu gecici anayasaya gore devlet ba$kani=cumhurba$kani+ba$bakan+ba$komutan+mbk ba$kani sayiliyordu . mbk anayasa hazirligini ba$latti . istanbul komisyonu'nun hazirladigi taslak halkta buyuk tepkiler uyandirinca kurucu meclis'te karar kilindi . kurucu meclis anayasayi ve secim kanununu yapmanin yani sira tbmm yetkilerine de sahipti . sonunda kurucu meclis anayasayi hazirladi ve efendim siz de bkz. 1961 anayasasi .

    (bkz: cogulcu demokrasi)
    (bkz: cogunlukcu demokrasi)
    (bkz: anayasa)
    (bkz: hukuk)
  • tam metni aşağıdaki gibi olan anayasa'dır.

    anayasa (*)
    (1924)

    t. düstur, cilt 26, s.170
    resmi gazete 15/1/1945-5905

    kanun no kanun tarihi
    4695 4695 - 10/1/945

    birinci bölüm

    esas hükümler
    madde 1- türkiye devleti bir cumhuriyettir.

    madde 2- türkiye devleti cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi layik ve devrimcidir. devlet dili türkçedir. başkent ankara’dır. (**)

    madde 3- egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.

    madde 4- türk milletini ancak türkiye büyük millet meclisi temsil eder ve millet adına egemenlik hakkını yalnız o kullanır.

    madde 5- yasama yetkisi ve yürütme erki büyük millet meclisinde belirir ve onda toplanır.

    madde 6- meclis, yasama yetkisini kendi kullanır.

    madde 7- meclis, yürütme yetkisini kendi seçtiği cumhurbaşkanı ve onun tayin edeceği bakanlar kurulu eliyle kullanır.
    meclis, hükûmeti her vakit denetleyebilir ve düşürebilir.

    madde 8- yargı hakkı, millet adına usul ve kanuna göre bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır.

    (*) 20/4/1340 tarih ve 491 sayılı teşkilatı esasiye kanununun, 10/1/1945 tarih ve 4695 sayılı kanunla, mana ve kavramda bir değişiklik yapılmaksızın türkçeleştirilmiş şeklidir.
    (**) maddenin ilk şekli:
    “türkiye devletinin dini, dinî islâmdır: resmi dili türkçedir; makkarı ankara şehridir.”
    maddenin 1222 sayılı kanunla değişik şekli:
    “türkiye devletinin resmi dili türkçedir; makkarı ankara şehridir.”

    ikinci bölüm

    yasama görevi
    madde 9- türkiye büyük millet meclisi, özel kanuna göre millet tarafından seçilmiş milletvekillerinden kurulur.

    madde 10- milletvekili seçmek, yirmi iki yaşını bitiren kadın, erkek her türk’ün hakkıdır. (*)

    madde 11- otuz yaşını bitiren kadın, erkek her türk milletvekili seçilebilir. (**)

    madde 12- yabancı devlet resmi hizmetinde bulunanlar terhipli cezaları gerektiren suçlardan veya hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, kısıtlılar, yabancı devlet uyrukluğunu ileri sürenler kamu hizmetlerinden yasaklılar, türkçe okuyup yazma bilmiyenler milletvekili seçilemezler.

    madde 13- büyük millet meclisinin seçimi dört yılda bir yapılır.
    süresi biten milletvekilleri tekrar seçilebilirler.
    eski meclis, yeni meclisin toplanmasına kadar devam eder.
    yeni seçim yapılmasına imkân görülmezse, toplanma dönemi bir yıl daha uzatılabilir.
    her milletvekili, yalnız kendini seçen çevrenin değil, bütün milletin vekilidir.

    madde 14- büyük millet meclisi, her yıl kasım ayı başında çağrısız toplanır.
    meclis, üyelerinin memleket içinde dolaşmaları, inceleme yapmaları, denetleme vazifelerine hazırlanmaları ve dinlenmeleri için çalışmasına yılda altı aydan fazla ara veremez.

    madde 15- kanun teklif etmek hakkı, meclis üyelerinin ve bakanlar kurulunundur.

    madde 16- milletvekilleri meclise katıldıklarında şöyle andiçerler.(***)
    “namusum üzerine söz veririm ki:
    vatanın ve milletin mutluluğuna, esenliğine, milletin kayıtsız şartsız eğemenliğine aykırı bir amaç gütmiyeceğim ve cumhuriyet esaslarına bağlılıktan ayrılmıyacağım.”

    (*) maddenin ilk şekli:
    “onsekiz yaşını ikmal eden her erkek türk mebusan intihabına iştirak etmek hakkını haizdir.”
    (**) maddenin ilk şekli:
    “ otuz yaşını ikmal eden her erkek türk, mebus intihap edilmek salahiyetini haizdir.”
    (***) maddenin ilk şekli:
    “ mebuslar meclise iltihak ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar;
    (vatan ve milletin saadet ve selametine ve milletin bilâ kaydu şart hakimiyetine mugayir bir gaye takip etmiyeceğime ve cumhuriyet esaslarına sadakatten ayrılmayacağıma “vallahi”).”

    madde 17- bir milletvekili ne meclis içindeki oy, düşünce ve demeçlerinden ne de meclisteki oy, düşünce ve demeçlerini meclis dışında söylemek ve açığa vurmaktan sorumlu değildir. seçiminden gerek önce ve gerek sonra üstüne suç atılan bir milletvekili kamutayın kararı olmadıkça sanık olarak sorgulanamaz, tutulamaz ve yargılanamaz. cinayetten suçüstü yakalanma hali bu hükmün dışındadır. ancak bu halde yetkili makam bunu hemen meclise bildirmek ödevindedir. seçiminden önce veya sonra bir milletvekili hakkında verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi milletvekilliği süresinin sonuna bırakılır. milletvekilliği süresi içinde zamanaşımı yürümez.

    madde 18- milletvekillerinin yıllık ödenekleri özel kanunla gösterilir.

    madde 19- araverme sırasında cumhurbaşkanı veya meclis başkanı gerekli görürse meclisi toplanmıya çağırabilir. üyelerden beşte birinin istemesi üzerine de meclis başkanı meclisi toplanmıya çağırır.

    madde 20- meclis görüşmeleri herkese açıktır ve olduğu gibi yayılır.
    fakat meclis, içtüzük hükümlerine uygun olarak kapalı oturumlar dahi yapabilir. kapalı oturumlardaki görüşmeleri yaymak meclisin kararına bağlıdır.

    madde 21- meclis görüşmelerini iç tüzük hükümlerine göre yapar.

    madde 22- soru, gensoru ve meclis soruşturması meclisin yetkilerinden olup bunların nasıl yapılacağı iç tüzükte gösterilir.

    madde 23- milletvekilliği ile hükûmet memurluğu bir kişide birleşemez.

    madde 24- türkiye büyük millet meclisi kamutayı her kasım ayı başında kendine bir yıl için bir başkan, üç başkan vekili seçer.

    madde 25- seçim dönemi bitmeden meclis, üyelerinin tam sayısının saltçokluğu ile seçim yenilemeğe karar verirse, yeni toplanan meclisin seçim dönemi kasım ayından başlar.
    kasımdan önceki toplantı, olağanüstü toplantı sayılır.

    madde 26- kanun koymak, kanunlarda değişiklik yapmak, kanunları yorumlamak, kanunları kaldırmak, devletlerle sözleşme, andlaşma ve barış yapmak, harb ilan etmek, devletin bütçe ve kesin hesap kanunlarını incelemek ve onamak, para basmak, tekelli ve akçalı yüklenme sözleşmelerini ve imtiyazları onamak ve bozmak, genel ve özel af ilan etmek, cezaları hafifletmek ve değiştirmek, kanun soruşturmalarını ve kanun cezalarını ertelemek, mahkemelerden çıkıp kesinleşen ölüm cezası hükümlerini yerine getirmek gibi görevleri büyük millet meclisi ancak kendisi yapar. (*)

    (*) maddenin ilk şekli:
    “ büyük millet meclisi ahkâmı şer’iyenin tenfizi, kavaninin vaz’ı tâdili, tefsiri, fesih ve ilgası, devletlerle mukavele, muahede ve sulh akti, harp ilanı, muvazenei umumiyei maliye ve devletin umum hesabı kati kanunlarının tetkik ve tasdiki, meskukat darbı, inhisar ve mali taahhüdü mutazammın mukavelat ve imtiyazatın tasdik ve feshi, umumi ve hususi af ilanı, cezaların tahfif veya tahvili, tahkikat ve mücazatı kanuniyetinin tecili, mahkemelerden sadır olup katiyet kesbetmiş olan idam hükümlerin infazı gibi vezaifi bizzat kendi ifa eder.”

    madde 27- bir milletvekilinin vatan hayınlığı ve milletvekilliği sırasında yiyicilik suçlarından biriyle sanık olduğuna türkiye büyük millet meclisi kamutayı hazır üyelerinin üte iki oy çokluğu ile karar verilir yahut on ikinci maddede yazılı suçlardan biriyle hüküm giyer ve bu da kesinleşirse milletvekilliği sıfatı kalkar.

    madde 28- çekilme, kanun hükümleri gereğince kısıtlanma, özürsüz ve izinsiz iki ay meclise devamsızlık yahut memurluk kabul etme hallerinde milletvekilliği düşer.

    madde 29- ölen yahut yukardaki maddeler gereğince milletvekilliği sıfatı kalkan veya düşen milletvekilinin yerine bir başkası seçilir.

    madde 30- büyük millet meclisi kendi kolluk işlerini başkanı elile düzenler ve yürütür.

    üçüncü bölüm

    yürütme görevi
    madde 31- türkiye cumhurbaşkanı, büyük millet meclisi kamutayı tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. cumhurbaşkanlığı görevi, yeni cumhurbaşkanının seçimine kadar sürer. yeniden seçilmek olur.

    madde 32- cumhurbaşkanı, devletin başıdır. bu sıfatla törenli oturumlarda meclise ve gerekli gördükçe bakanlar kuruluna başkanlık eder ve cumhurbaşkanı kaldıkça meclis tartışma ve görüşmelerine katılamaz ve oy veremez.

    madde 33- cumhurbaşkanı, hastalık ve memleket dışı yolculuk gibi bir sebeple görevini yapamaz veya ölüm, çekilme ve başka sebeple cumhurbaşkanlığı açık kalırsa büyük millet meclisi başkanı vekil olarak cumhurbaşkanlığı görevini yapar.

    madde34- cumhurbaşkanlığı boş kaldığında meclis toplanıksa cumhurbaşkanını hemen seçer.
    meclis toplanık değilse başkanı tarafından hemen toplanmaya çağrılarak cumhurbaşkanı seçilir. meclisin seçim dönemi sona ermiş veya seçimin yenilenmesine karar verilmiş olursa cumhurbaşkanını gelecek meclis seçer.

    madde 35- cumhurbaşkanı, meclisin kabul ettiği kanunları on gün içinde ilan eder.
    cumhurbaşkanı, uygun bulmadığı kanunları bir daha görüşülmek üzere gene on gün içinde gerekçesi ile birlikte meclise geri verir. anayasa ile bütçe kanunu bu hüküm dışındadır.
    meclis geri verilen kanunu gene kabul ederse cumhurbaşkanı onu ilan etmek ödevindedir.

    madde 36- cumhurbaşkanı her yıl kasım ayında hükümetin geçen yıldaki çalışmaları ve giren yıl içinde alınması uygun görülen tedbirler hakkında bir söylev verir. yahut söylevini başbakana okutur.

    madde 37- cumhurbaşkanı, yabancı devletler yanında türkiye cumhuriyetinin siyasi temsilcilerini tayin eder ve yabancı devletlerin siyasi temsilcilerini kabul eder.

    madde 38- cumhurbaşkanı, seçiminden hemen sonra meclis önünde şöyle andiçer:(*)
    “namusum üzerine söz veririm ki:
    cumhurbaşkanı olarak, cumhuriyet kanunlarını, milletin egemenlik esaslarını sayacağım;
    ve bunları müdafaa edeceğim;
    türk milletinin mutluluğuna bütün bağlılığımla, bütün kuvvetimle çalışacağım;
    türk devletine yönelecek her tehlikeyi en son şiddetle önleyeceğim;
    türkiye’nin şanını, şerefini koruyup yükseltmek, üstüme aldığım görevin isterlerini yerine getirmek için olanca varlığımla çalışmaktan asla ayrılmıyacağım.”

    madde 39- cumhurbaşkanının çıkaracağı bütün kararlar başbakan ile birlikte ilgili bakan tarafından imzalanır.

    madde 40- başkomutanlık, türkiye büyük millet meclisinin yüce varlığından ayrılmaz ve cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur. harb kuvvetlerinin komutası barışta özel kanuna göre genel kurmay başkanlığına ve seferde bakanlar kurulunun teklifi üzerine cumhurbaşkanı tarafından tayin edilecek kimseye verilir.

    madde 41- cumhurbaşkanı, vatan hayınlığı halinde büyük millet meclisine karşı sorumludur. cumhurbaşkanının çıkaracağı bütün kararlardan doğacak sorumlar 39 uncu madde gereğince bu kararı imzalayan başbakanın ve ilgili bakanındır.
    cumhurbaşkanının özlük işlerinden dolayı sorumlanması gerekirse anayasanın milletvekilliği dokunulmazlığı ile ilgili 17 nci maddesi hükümlerine uyulur.

    madde 42- cumhurbaşkanı, hükümetin teklifi üzerine, daimi malulluk veya kocama gibi özlük sebeplerden dolayı belli kimselerin cezalarını kaldırabilir veya hafifletebilir.
    cumhurbaşkanı, büyük millet meclisi tarafından sanıklanarak hüküm giyen bakanlar hakkında bu yetkiyi kullanamaz.

    madde 43- cumhurbaşkanının ödeneği özel kanunla gösterilir.

    madde 44- başbakan, cumhurbaşkanınca meclis üyeleri arasından tayin olunur.
    öteki bakanlar başbakanca meclis üyeleri arasından seçilip tamamı cumhurbaşkanı tarafından onandıktan sonra meclise sunulur.
    meclis toplanık değilse sunma işi meclisin toplanmasına bırakılır.

    (*) maddenin ilk şekli:
    “ reisicumhur intihabı akabinde ve meclis huzurunda şu suretle yemin eder:
    (reisicumhur sıfatı ile cumhuriyetin kanunlarına ve hakimiyeti milliye esaslarına riayet ve bunları müdafaa, türk milletinin saadetine sadıkane ve bütün kuvvetimle sarfı mesai, türk devletine teveccüh edecek her tehlikeyi kemali şiddetle men türkiye’nin şan ve şerefini vikaye ve ilaya ve deruhde ettiğim vazifenin icabatına hasrınefs etmekten ayrılmıyacağıma “vallahi”)”.

    hükûmet, tutacağı yolu ve siyasi görüşünü en geç bir hafta içinde meclise bildirir ve ondan güven ister. (*)

    madde 45- bakanlar, başbakanın reisliği altında (bakanlar kurulu)’nu meydana getirir.

    madde 46- bakanlar kurulu, hükümetin genel politikasından birlikte sorumludur.
    bakanların her biri kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden ve politikasının genel gidişinden tekbaşına sorumludur.

    madde 47- bakanların görev ve sorumları özel kanunla gösterilir. (**)

    madde 48- bakanlıkların kuruluşu özel kanuna bağlıdır. (***)

    madde 49- izinli veya herhangi bir sebeble özürlü olan bir bakana, bakanlar kurulu üyelerinden bir başkası geçici olarak vekillik eder. ancak bir bakan birden fazlasına vekillik edemez. (****)

    madde 50- bakanlardan birinin yücedivana yollanması hakkında türkiye büyük millet meclisince verilen karar, kendisini bakanlıktan da düşürür. (*****)

    (*) maddenin ilk şekli:
    “ başvekil, reisicumhur canibinden ve meclis azası meyanından tayin olunur. sair vekiller başvekil tarafından, meclis azası arasından intihap olunarak heyeti umumiyesi reisicumhurun tasdiki ile meclise arzolunur. meclis müctemi değilse arz keyfiyeti meclisin içtimaına talik olunur.
    hükümet hattı hareket ve siyasi noktai nazarını azami bir hafta zarfında meclise bildirir ve itimat talep eder”
    maddenin 3115 sayılı kanunla değişiklik şekli:
    “başvekil, reisicumhur canibinden ve meclis azası meyanından tayin olunur. sair vekiller başvekil tarafından meclis azası arasından intihap olunarak heyeti umumiyesi reisicumhurun tasdiki ile meclise arz olunur.
    meclis müçtemi değilse arz keyfiyeti meclisin içtimaına talik olunur. hükûmet hattı hareket ve siyasi noktai nazarını azami bir hafta zarfında meclise bildirir ve itimat talep eder.
    siyasi müsteşarları başvekil, meclis azası arasından geçerek reisicumhurun tasdikine arz eder.
    (**) maddenin ilk şekli:
    “ vekillerin vazife ve mesuliyetleri kanunu mahsus ile tayin olunur.”
    maddenin 3115 sayılı kanunla değişik şekli:
    “vekillerin ve siyasi müsteşarların vazife ve mesuliyetleri mahsus kanunla tayin olunur”
    (***) maddenin ilk şekli:
    “vekillerin adedi kanunla tayin olunur.”
    (****) maddenin ilk şekli:
    “ mezun veyahut herhangi bir sebeple mazur olan bir vekile, icra vekilleri heyeti azasından bir diğeri muvakkaten niyabet eder. ancak bir vekil bir vekaletten fazlasına niyabet edemez.
    maddenin 3115 sayılı kanunla muaddel şekli:
    “mezun ve herhangi bir sebeple mazur olan bir vekile icra vekilleri heyeti azasından bir diğeri veya siyasi müsteşarlardan biri muvakkaten niyabet eder. ancak bir vekil veya bir siyasi müsteşar bir vekaletten fazlasına niyabet edemez.
    siyasi müsteşarın vekile niyabeti halinde kararnamesi meclise arz olunur.”
    (*****) maddenin ilk şekli:
    “türkiye büyük millet meclisince icra vekillerinden birinin divanı aliye sevkine dair verilen karar vekaletten sukutunu dahi mutazammındır.”
    maddenin 3115 sayılı kanunla değişik şekli:
    “icra vekillerinden veya siyasi müsteşarlardan birinin divanı âliye sevkine dair türkiye büyük milet meclisince verilen karar vekalet veya müsteşarlıktan sukutu dahi mutazammındır.”

    madde 51- idare davalarına bakmak ve idare uyuşmazlıklarını çözmek, hükumetçe hazırlanarak kendine verilecek kanun tasarıları ve imtiyaz sözleşme ve şartlaşmaları üzerine düşünüşünü bildirmek, gerek kendi özel kanunu ve gerek başka kanunlarla gösterilen görevleri yapmak üzere bir danıştay kurulur. danıştay başkanları ve üyeleri, daha önce önemli görevlerde bulunmuş, uzmanlıkları, bilgileri ve görgüleriyle belirgin kimseler arasından büyük millet meclisince seçilir.

    madde 52- bakanlar kurulu, kanunların uygulanışlarını göstermek yahut kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere içinde yeni hükümler bulunmamak ve danıştayın incelemesinden geçirilmek şartıyle tüzükler çıkarır.
    tüzükler cumhurbaşkanının imzası ve ilaniyle yürürlüğe girer.
    tüzüklerin kanunlara aykırılığı ileri sürüldükte bunun çözüm yeri türkiye büyük millet meclisidir.

    dördüncü bölüm

    yargı erki
    madde 53- mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri kanunla gösterilir.

    madde 54- yargıçlar, bütün davaların görülmesinde ve hükmünde bağımsızdırlar ve bu işlerine hiçbir türlü karışılamaz. ancak kanun hükmüne bağlıdırlar.
    mahkemelerin kararlarını türkiye büyük millet meclisi ve bakanlar kurulu hiçbir türlü değiştiremezler, başkalayamazlar, geciktiremezler ve hükümlerinin yerine getirilmesine engel olamazlar.

    madde 55- yargıçlar, kanunda gösterilen usuller ve haller dışında görevlerinden çıkarılamazlar.

    madde 56- yargıçların nitelikleri, hakları, görevleri, aylık ve ödenekleri, nasıl tayin olunacakları ve görevlerinden nasıl çıkarılacakları özel kanunla gösterilir.

    madde 57- yargıçlar, kanunla gösterilenlerden başka genel veya özel hiçbir görev alamazlar.

    madde 58- mahkemelerde yargılamalar herkese açıktır.
    yalnız yargılama usulü kanunları gereğince bir yargılamanın kapalı olmasına mahkeme karar verebilir.

    madde 59- herkes mahkeme önünde haklarını korumak için gerekli gördüğü yasalı araçları kullanmakta serbesttir.

    madde 60- hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki davalara bakmazlık edemez. görev ve yetki dışında olan davalar ancak bir kararla reddolunur.

    yücedivan
    madde 61- bakanları, danıştay ve yargıtay başkanları ve üyelerini ve cumhuriyet başsavcısını görevlerinden doğacak işlerden dolayı yargılamak için yücedivan kurulur. (*)

    madde 62- yücedivan üyeliği için, on biri yargıtay, onu danıştay başkanları ve üyeleri arasından ve kendi genelkurulları tarafından gerekli görüldükte gizli oyla, yirmi bir kişi seçilir.
    bunlar gizli oy ve salt çoğunlukla içlerinden birini başkan ve birini başkan vekili seçerler.

    madde 63- yücedivan bir başkan ve on dört üye ile kurulur ve kararlarını salt çoğunlukla verir.
    geri kalan altı kişi gerektiğinde kurulun eksiğini tamamlamak için yedek üye durumundadır.
    bu yedek üyeleri, üçü yargıtay, üçü danıştay’dan seçilmiş üyeler arasında olmak üzere adçekme ile ayrılır.
    başkanlığa ve başkan vekilliğine seçilenler bu adçekmeye girmezler.

    madde 64- yücedivanın savcılık görevi, başsavcılık tarafından görülür.

    madde 65- yücedivanın kararları kesindir.

    madde 66- yücedivan kanunlara göre yargılar ve hüküm verir.

    madde 67- yücedivan gerekli görüldüğünde türkiye büyük millet meclisi karariyle kurulur.

    beşinci bölüm

    türklerin kamu hakları
    madde 68- her türk hür doğar, hür yaşar. hürriyet, başkasına zarar vermiyecek her şeyi yapabilmektir.
    tabii haklardan olan hürriyetin herkes için sınırı, başkalarının hürriyeti sınırıdır. bu sınırı ancak kanun çizer.

    madde 69- türkler kanun karşısında eşittirler ve ayrıksız kanuna uymak ödevindedirler. her türlü grup, sınıf, aile ve kişi ayrıcalıkları kaldırılmıştır ve yasaktır.

    (*) maddenin ilk şekli:
    “vazifelerinden münbais hususatta icra vekilleriyle şurayı devlet ve mahkemei temyiz rüesa ve azasını ve başmüddeiumumiyi muhakeme etmek üzere bir (divanı âli) teşkil edilir.”
    maddenin 3155 sayılı kanunla değişik şekli:
    “vazifelerinden münbais hususatta icra vekilleri ve siyasi müsteşarları ve şurayı devlet ve temyiz mahkemesi rüesası ve azasını ve cumhuriyet başmüddeimumisini muhakeme etmek üzere bir (divanı ali) teşkil edilir.”

    madde 70- kişi dokunulmazlığı, vicdan, düşünme, söz, yayım, yolculuk, bağıt, çalışma, mülkedinme, malını ve hakkını kullanma, toplanma, dernek kurma, ortaklık kurma hakları ve hürriyetleri türklerin tabii haklarındandır.

    madde 71- cana, mala, ırza, konuta hiçbir türlü dokunulamaz.

    madde 72- kanunda yazılı hal ve şekillerden başka türlü hiçbir kimse yakalanamaz ve tutulmaz.

    madde 73- işkence, eziyet, zoralım ve angarya yasaktır.

    madde 74- kamu faydasına gerekli olduğu usulüne göre anlaşılmadıkça ve özel kanunları gereğince değer pahası peşin verilmedikçe hiç kimsenin malı ve mülkü kamulaştırılamaz.
    çiftçiyi toprak sahibi kılmak ve ormanları devletleştirmek için alınacak toprak ve ormanların kamulaştırma karşılığı ve bu karşılıkların ödenişi özel kanunlarla gösterilir.
    olağanüstü hallerde kanuna göre yükletilecek para ve mal ve çalışma ödevleri dışında hiçbir kimse başka hiçbir şey yapmaya ve vermeye zorlanamaz. (*)

    madde 75- hiçbir kimse felsefi inanından, din ve mezhebinden dolayı kınanamaz. güvenliğe ve edep törelerine ve kanunlar hükümlerine aykırı bulunmamak üzere her türlü din törenleri serbesttir. (**)

    madde 76- kanunda yazılı usul ve haller dışında kimsenin konutuna girilemez ve üstü aranamaz.

    madde 77- basın, kanun çerçevesinde serbesttir ve yayımından önce denetlenemez, yoklanamaz.

    madde 78- seferberlik ve sıkıyönetim hallerinin veyahut salgın hastalıklardan dolayı kanun gereğine alınacak tedbirlerin gerektirdiği kısıntıların dışında yolculuk hiçbir kayıt altına alınamaz.

    madde 79- bağıtların, çalışmaların, mülkedinme ve hak ve mal kullanmanın, toplanmaların, derneklerin ve ortaklıkların serbestlik sınırı kanunlarla çizilir.

    madde 80- hükûmetin gözetimi ve denetlemesi altında ve kanun çerçevesinde her türlü öğretim serbesttir.

    (*) maddenin ilk şekli:
    “menafii umumiye için lüzumu usulen tahakkuk etmedikçe ve kanunu mahsus mucibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimval ve mülkü istimlak olunamaz.
    fevkalade ahvalde kanun mucibince tahmil olunacak nakdi, ayni ve sayu amele müteallık mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakarlığa icbar edilemez.”
    (**) maddenin ilk şekli:
    “hiçbir kimse mensup olduğu, din, mezhep, tarikat ve felsefi içtihadından dolayı muaheze edilemez. asayiş, adabı muaşereti umumiye ve kavanine mugayir olmamak üzere her türlü ayinler serbesttir.”

    madde 81- postalara verilen kağıtlar, mektuplar ve her türlü emanetler yetkili sorgu yargıcı veya yetkili mahkeme kararı olmadıkça açılamaz ve telgraf ve telefonla haberleşmenin gizliliği bozulamaz.

    madde 82- türkler gerek kendileri, gerek kamu ile ilgili olarak kanunlara ve tüzüklere aykırı gördükleri hallerde yetkili makamlara ve türkiye büyük millet meclisine tek başlarına veya toplu olarak haber verebilir ve şikayette bulunabilirler. haber veya şikayeti alan makam kişi ile ilgili başvurmaların sonucunu dilekçiye yazılı olarak bildirmek ödevindedir.

    madde 83- hiç kimse kanunca bağlı olduğu mahkemeden başka bir mahkemeye verilemez ve yollanamaz.

    madde 84- vergi, devletin genel giderleri için, halkın pay vermesi demektir.
    bu esaslara aykırı olarak gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya onlar adına resimler, ondalık alınması ve başka yüklemeler yapılması yasaktır.

    madde 85- vergiler ancak kanunla salınır ve alınır.
    devletçe, illerin özel idarelerince ve belediyelerce alınagelmekte olan resimler ve yüklemeler, kanunları yapılıncaya kadar alınabilir.

    madde 86- harb halinde veya harbi gerektirecek bir durum baş gösterdikte veya ayaklanma olduğunda yahut vatan ve cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma olduğunu gösterir kesin belirtiler görüldükte bakanlar kurulu, süresi bir ayı aşmamak üzere yurdun bir kesiminde veya her yerinde sıkıyönetim ilan edebilir ve bunu hemen meclisin onamasına sunar. meclis sıkıyönetim süresini, gerekirse uzatabilir veya kısaltabilir. meclis toplanık değilse hemen toplanmaya çağrılır.
    sıkıyönetim süresi ancak meclisin karariyle uzatılabilir.
    sıkıyönetim, kişi ve konut dokunulmazlığının, basın, gönderişme, dernek, ortaklık hürriyetlerinin geçici olarak kayıtlanması veya durdurulması demektir.
    sıkıyönetim bölgesiyle bu bölgede hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği harb halinde de dokunulmazlığın ve diğer hürriyetlerin nasıl kayıtlanabileceği veya durdurulacağı kanunla gösterilir.

    madde 87- kadın, erkek bütün türkler ilk öğretimden geçmek ödevindedirler. ilk öğretim devlet okullarında parasızdır.

    madde 88- türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “türk” denir.
    türkiye’de veya türkiye dışında bir türk babadan gelen yahut türkiye’de yerleşmiş bir yabancı babadan türkiye’de dünyaya gelipte memleket içinde oturan ve erginlik yaşına vardığında resmi olarak türk vatandaşlığını isteyen yahut vatandaşlık kanunu gereğince türklüğe kabul olunan herkes türktür.
    türklük sıfatının kaybı kanunda yazılı hallerde olur.

    altinci bölüm

    türlü maddeler
    iller
    madde 89- türkiye, coğrafya durumu ve ekonomi ilişkileri bakımından illere, iller ilçelere, ilçeler bucaklara bölünmüştür ve bucaklar da kasaba ve köylerden meydana gelir.

    madde 90- illerle şehir, kasaba ve köyler tüzelkişilik sahibidirler.

    madde 91- illerin işleri, yetki genişliği ve görev ayrımı esaslarına göre idare olunur.

    memurlar
    madde 92- siyasi hakları olan her türkün, yeterliğine ve hakedişine göre, devlet memuru olmak hakkıdır.

    madde 93- bütün memurların nitelikleri, hakları, görevleri, aylık ve ödenekleri, göreve alınmaları ve görevden çıkarılmaları, yükselme ve ilerlemeleri özel kanunla gösterilir.

    madde 94- kanuna aykırı işlerde üstün emrine uymuş olmak memuru sorumdan kurtarmaz.

    maliye işleri
    madde 95- bütçe kanunu tasarısı ve buna bağlı bütçeler ve cetvellerle katma bütçeler meclise bütçe yılı başından en az üç ay önce sunulur. (*)

    madde 96- devlete malları bütçe dışı harcanamaz.

    madde 97- bütçe kanununun geçerliği bir yıldır.

    madde 98- kesinhesap kanunu, ilişkin olduğu yıl bütçesinin hesap dönemi içinde elde edilen gelirle gene o yılki ödemelerin gerçekleşmiş tutarını gösterir kanundur. bunun şekli ve bölümleri bütçe kanunu ile tam karşılıklı olacaktır.

    madde 99- her yılın kesin hesap kanunu tasarısı o yılın sonundan başlıyarak en geç ikinci yıl kasım ayı başına kadar büyük millet meclisine sunulur.

    madde 100- büyük millet meclisine bağlı ve devletin gelirlerini ve giderlerini özel kanuna göre denetlemekle görevli bir sayıştay kurulur.

    madde 101- sayıştay, genel uygunluk bildirimini ilişkin olduğu kesin hesap kanununun maliyece büyük millet meclisine verilmesi tarihinden başlıyarak en geç altı ay içinde meclise sunar.

    anayasanın dayanakları
    madde 102- anayasada değişiklik yapılması aşağıdaki şartlara bağlıdır:
    değişiklik teklifinin meclis tam üyesinin en az üçte biri tarafından imzalanması şarttır.
    değişiklikler ancak tam sayısının üçte iki oy çokluğu ile kabul edilebilir.
    bu kanunun, devlet şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki birinci maddesinde değişiklik ve başkalama yapılması hiçbir türlü teklif dahi edilemez.

    (*) maddenin ilk şekli:
    “muvazenei umumiye kanunu müteallik olduğu senei maliyenin duhulünde mevkii icraya konulabilmek için layihası ve merbutu bütçeler ve cetveller nihayet teşrinisani iptidasında meclise takdim olunur.”

    madde 103- anayasanın hiçbir maddesi hiçbir sebep ve bahane ile savsanamaz ve işlerlikten alakonamaz. hiçbir kanun anayasaya aykırı olamaz.

    madde 104- 20 nisan 1340 tarih ve 491 sayılı teşkilatı esasiye kanunu yerine manâ ve kavramda bir değişiklik yapılmaksızın türkçeleştirilmiş olan bu kanun konulmuştur.

    madde 105- bu kanun yayım tarihinde yürürlüğe girer.

    not

    anayasa’da 5 kez değişiklik yapılmıştır:

    1. 1222 sayılı ve 10/4/1928 günlü kanun (r.g. 14/4/1928-863; 3. t. düstur, cilt 9)
    2. 1893 sayılı ve 10/12/1931 günlü kanun (r.g. 15/12/1931-1976; 3. t. düstur, cilt 13)
    3. 2599 sayılı ve 5/12/1934 günlü kanun (r.g. 11/12/1934-2877; 3. t. düstur, cilt 16)
    4. 3115 sayılı ve 5/2/1937 günlü kanun (r.g. 13/2/1937-3533; 3. t. düstur, cilt 18)
    5. 3272 sayılı ve 29/11/1937 günlü kanun (r.g. 1/12/1937-3773; 3. t. düstur, cilt 19)
  • turkiye cumhuriyeti devleti'nin tam olarak ilk anayasasi . yapili$ nedenleri ise ana olarak hala kanuni esasi'nin yururlukte olmasi ve 1921 anayasasi'nin da yetersiz kalmasiydi .

    bu anayasayla meclis hukumeti ile parlamenter rejim arasinda karma bir sistem kurulmu$tur . meclis hukumetini andiran yonleri "turk milletini ancak tbmm temsil eder ve millet adina egemenlik hakkini yalniz o kullanir", "yasama yetkisi ve yurutme erki mecliste toplanir", "meclis, hukumeti du$urur ama hukumet meclisi feshedemez" . parlamenter rejime benzeyen yonleri ise "meclis yasama yetkisini ancak kendi kullanir, yurutmeyi ise cumhurba$kani ve bakanlar kurulu eliyle kullanabilir" . yani yurutme yetkisi teorik olarak meclistedir ama bu i$i bizzat yapamaz . bu olaya da "kuvvetler birligi ve gorevler ayriligi" deniliyor .

    24 ay'si sert bir anayasadir (kanun teklifi icin 1/3, kabulu icin 2/3 cogunluk) . ancak o zaman anayasa mahkemesi olmadigi icin adi kanunlar cikartilarak anayasa degi$iklikleri yapilmi$tir .

    "turk devletinin dini islamdir" ve "$eriat hukumlerini meclis uygular" gibi hukumler olsa bile bunlar 1928 degi$ikligi ile cikarilmi$, 1937'de de laiklik ilkesi resmen kabul edilmi$tir .
  • cumhuriyetin ilk anayasası olan 1924 anayasası 1923’te seçilmiş türkiye büyük millet meclisi tarafından hazırlanmış ve yürürlüğe sokulmuştur. her ne kadar devrimin çok yeni ve devletin çok zayıf olması sebebiyle birinci meclis’te cumhuriyet’e muhalif olan milletvekilleri bu anayasayı hazırlayan parlamentoya dahil edilmeseler de, anayasal yapım süreci oldukça özgürlükçü bir ortamda gerçekleşmiştir. bu nedenle tüm eksikliklerine ve hazırlandığı dönemde yaygın olan tüm otoriter eğilimlere rağmen 1924 anayasası birçok yönden ilerici bir anayasa olmuştur. tbmm devletin en yüce organı olarak belirlenmiş ve 1925 yılında de facto olarak bir tek parti rejimi benimsenince parlamento otoriter-himayeci özellikleri bulunan tek partinin bir organı haline gelmiştir. bu anayasanın en büyük eksiklikleri yürütme gücünü dengeleyecek kontrol mekanizmalarının olmayışı, kuvvetler ayrılığı ilkesinin bulunmaması ve “devletin dini islam’dır” gibi laikliğe aykırı bir maddenin bulunmasıdır. nitekim bu madde daha sonra kaldırılacaktır. demokrat parti’nin iktidara gelmesinden sonra gücünü kaybettikçe giderek daha otoriterleşmesi ve deyim yerindeyse adnan menderes ve celal bayar’ın bir diktatörlük kurmasının dayanağı da işte bu anayasanın yürütme erkini yeterince denetleyebilme imkanını sunmamasıdır.

    http://ydemokrat.blogspot.com/…10/anayasalarmz.html

    http://ydemokrat.blogspot.com/…-1921-1924-1961.html

    http://ydemokrat.blogspot.com/…etler-ve-olusum.html
  • bundan önceki anayasada kürdistan, özerklik ve kürtlüğe dair bilumum şey olduğunu zannedenler varsa (bkz: 1921 anayasası)
  • teşkilat-ı esasiye kanunu'nun devamı niteliğindedir. nitekim dönem koşulları düşünüldüğünde, neden tek partili bir rejime göre hazırlandığı gayet anlaşılabilir. ancak bunun suçunu cumhuriyet halk fırkası'na yüklemek tam anlamıyla cehalettir. zira elde avuçta: yokluklar içerisinden yükselmiş bir devlet ve osmanlı imparatorluğu'nun "vur kafasına al vergiyi" anlayışıyla zerre yatırım yapmayıp, adeta neolitik çağ'a mahkum ettiği bir türk toplumu vardır. (bkz: atatürk sayesinde anadolu'nun 8 bin yıl ilerlemesi) her ne kadar devlet yöneticilerinin "ikinci meşrutiyet" gibi bir serüveni olsa da, tarihsel bağlamda 1913 darbesi* sonrasında bir demokrasi ortamından söz edememekteyiz. (bkz: ittihat ve terakki cemiyeti) dolayısıyla, cumhuriyeti ilan eden yönetici kadronun demokrasiye bir ölçüde yabancı olması, art niyetten ziyade, "demokrasinin kötüye kullanmasına kaşı gösterilen bir savunma içgüdüsü" olarak değerlendirilebilir. bugün, halihazırda varolan meşrutiyet'i kaldırıp yerine istibdat'ı getiren adam*, tek kalemde bilmem kaç milyon metrekare toprak kaybetse dahi "vatan sevdalısı" addediliyor da, cumhuriyeti ilan edip memlekette demokrasi kültürünün temellerini atan mustafa kemal atatürk, "diktatör" imalarıyla hedef gösteriliyor ya: bu en hafif tabiriyle art niyet, hak ettiği tabiriyle nankörlüktür.

    hazır abdülhamit ve 1924 anayasası demişken, adnan menderes'ten de bahsetmesek olmaz. zat-ı şahaneleri: sırf asıldığı için kıymete binen ve sağ iktidarların ağzında politik malzeme haline gelmiş orta yolcu bir şahsiyettir. asılması çok büyük bir utançtır. fakat gelin, size menderes'in neden asıldığını da anlatayım. sorun tamamen mevzu bahis olan 1924 anayasası'dır. bu anayasa bir savaş anayasasıdır. ve tam anlamıyla demokratik bir anayasa değildir. nitekim bir önceki paragrafta da vurguladığım üzere: okuma yazma oranının yerlerde süründüğü, hocanın-şeyhin galeyanına gelip asker kafası kesen, içinden onlarca zararlı cemiyet çıkarma potansiyeli olan bir topluma; oldu bittiye getirip demokrasi kültürü aşılayamazsınız! önce eğitir, sonra oy kullanmayı öğretirsiniz. avrupai anlamda bir demokrasiyi; devlet eliyle yüzlerce senedir eğitimsiz bırakılmış bir topluma, tepeden inme dayatamazsınız! peki chp bu dönemde halka tepeden bakmadı mı? elbette baktı! haydi onlarınki bir savunma refleksiydi, menderes hazretlerinin bahanesi neydi, aynı haltı yemedi mi? işte siyasal islamcılardaki art niyetin tescillendiği yer burasıdır! chp'nin 1924 anayasası dahilinde halka karşı gösterdiği ezici tutumu eleştirirken, menderes'in aynı tutumunu görmezden gelen iki yüzlü insanlar 22 senedir iktidardalar.

    yaşı yetmeyenler bilsin-araştırıp öğrensinler diye söylüyorum: menderes hükümeti*: chp'nin yaptığından kat be kat fazla olmak üzere 1924 anayasasını kötüye kullanmış, suistimal etmiştir. hatta bunu öyle profesyonelce bir rezillikle yapmıştır ki: 1956 yılı itibariyle başlayan tarımsal kuraklığının sebebini, kendi kemik seçmenini kaybetmemek adına gayrimüslimlere yorarak, büyükşehirlerde 6-7 eylül olayları'na sebep olmuştur. adnan menderes, dindarlıkla pek de alakası olmayan, düz bir "orta yolcu"dur! fakat kendisinin "halktan" olduğuna, halkı doğrudan inandıran nadir politikacılardandır. türkiye cumhuriyeti tarihindeki en büyük hatalardan biri, cuntanın 27 mayıs ihtilali'nden sonra menderes'i asması olmuştur. menderes, o günden sonra adeta bir "halk kahramanı"na evrilmiştir. bu infazın yegane sebebi ise ne yazık ki, cuntanın haklı gerekçelerle talep ettiği anayasa değişikliğidir. nitekim 1961 anayasası, yalnızca %61 oyla kabul edilmiştir. ve maalesef, kalan %39'lık kesime bir göz dağı vermek niyetiyle menderes ve beraberinde 2 kişinin asılmasına hüküm verilmiştir. şayet bu hüküm verilmeseydi, bugün adnan menderes'e ne siyasal islam'cılar ne de aktroller sahip çıkardı, ne kadar ironik değil mi?

    özetle, mevzu bahis "1924 anayasası" olduğunda mesele "sen daha çok suistimal ettin-ben daha çok ettim" meselesi değil! asıl mesele: kasti olarak tarihi olayları dönemin şartlarına göre değerlendirmen bir takım vatan düşmanlarının, içi boş imalarla toplumu ayrıştırma çabasıdır. yoksa kuruluşundan 100 sene sonrasında dahi; popülist söylemlerle dini alenen suistimal eden, okumuş-tahsil görmüş insanı "altında arabası bile yok" zihniyetine ezdiren, kendi yandaşlarının cebine milyon dolarları dolduran ve bunu alenen halkın gözünün içine baka baka yaptığı halde-hala %30'un üzerinde kemik oya sahip olan bir siyasal partinin var olduğu memleketin neyineymiş demokrasi! paşam boşuna bu milletin derdini dert edinip canını dişine takmış. bunu bilir bunu söylerim! "akit'in 10 kasım 2022 atatürk manşeti" örneğindeki gibi leş ötesi manşetler atabilen, terör örgütleriyle kol kola yürüyen iktidar ve dahi muhalefet partilerinin bir takım çevrelerce alenen yüceltildiği bir memleket için, açıkça söylüyorum: paşam boşuna dert etmiş kendine. oysa kafasına vurup alsaydı vergisini, ondan ala padişah mı vardı...
  • ümit özdağ'dan başka kimsenin savunmadığı anayasadır.

    son kale
  • milletvekili yemin metni aşağıdaki gibi olan, türkiye devleti'nin ikinci, türkiye cumhuriyeti'nin ilk anayasası:

    << vatan ve milletin saadet ve selâmetine ve milletin bilâ kaydüşart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmiyeceğime ve cumhuriyet esaslarına sadakattan ayrılmıyacağıma namusum üzerine söz veririm.>>

    entrynin ilk cümlesini açacak olursak:

    türkiye devleti 23 nisan 1920'de kurulmuştur. 29 ekim 1923'te yapılan şey, var olan bir devletin rejiminin tesisi işlemidir. dolayısıyla 1924 teşkilat-ı esasiye'si devletimizin ikinci anayasasıdır.
  • türkiye'nin sakinleri din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından türk kabul edilir diyen anayasa.dikkat buyurun aslen demiyor, vatandaşlık bakımından diyor.

    anayasa mucibince/vatandaşlık itibariyle türk hüviyetini alanlar ile aslen ve neslen türk olanlar (yani günümüzdeki karşılığıyla türkiyeliler ile etnik türkler/türkî kökenliler) denilmiş; ama biri diğerinden daha üstün ya da daha ayrıcalıklı tutulmamış anayasada.belli ki dönemin üçüncü cumhuriyet fransası'ndan etkilenilmiş.tıpkı laiklik ve 'güçlü bir merkezi yönetim kurma'da olduğu gibi.

    bu da 1933'te almanya'da naziler'in seçim propagandasından;

    yalnızca ırkımızın üyesi vatandaş olabilir.alman vatandaşı olmak için alman kanı taşımalı.bir yahudi alman değildir,olamaz.

    ırkımızdan olmayanlar vatandaşlıktan çıkarılacak ve yabancı statüsüne sokulacak.

    yabancılara en fazla 2 yıl almanya'da oturma izni verilecek,2 yılı dolan almanya'dan sınırdışı edilecek.

    ırkı koruma kanunu çıkarılacak ve beyaz-arî ırktan gelenlerin arî ırktan olmayanlarla evliliği yasaklanacak.

    türkiye'ye dönelim;

    bir önceki 21 anayasasında bir kürd otonomisi ve/veya otonom kürdistan yoktu.

    en büyük idarim birim yine ildi ama illerin özerk olduğu vurgulanıyor,yerel yönetimler mahalli konularda tam bir otorite kabul ediliyordu.24 anayasası'nda ise hem öngörülen devrim karşıtı ayaklanmaları bastırabilmek için merkezden atanan valilerin yetkileri arttırıldı hem de il bazında yerel özerkliğin ayrılıkçı eğilimleri güçlendirebileceği endişesiyle bu kez daha merkeze bağlı bir yerel yönetim modeli getirildi.ki bu halen de böyledir.

    öte yandan 24 anayasası hükümete il-üstü,birden fazla vilayeti kapsayan bölge düzeyinde örgütlenmeler kurmasına izin veriyor

    (bkz: umumi müfettişlik)

    ama bu umumi müfettişlikler seçimle iş başına gelmiyor;doğrudan merkezden atama gerçekleşiyor.yani yine bölgesel düzeyde özerk bir idarî birim değil bu,güvenlik amaçlı kurulan bir merkez teşkilatı.

    düzeltme: imla
  • anayasa kelimesi kavram olarak eski çağlara kadar iner. bu nedenle anayasa olgusu ilkçağlardan günümüze kadar siyasal düşüncenin en önemli tartışma konularındandır. bugünkü anlamda anayasa xvııı yüzyılın ikinci yarısından sonra batıavrupa da ki mutlak krallıklara karşı verilen mücadeleler neticesinde doğmuştur. esas amaç ;
    yönetenlerin keyfi davranışlarını engellemektedir. modern anlamda anayasa devletin yönetim biçimin belirten, yasam, yürütme ve yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini garanti altına alan ve tek bir metin halinde düzenlenmiş kurallardır. anayasalar yapılış yöntemlerine,
    öngörülen devlet biçimlerine göre sınıflandırılmaktadır. türkiye’ de modern anlamda ilk anayasa 1876 kanun-i esasi’ dir. türkiye’ deki
    anayasalar gelişmeler, ulusal kurtuluş savaşından sonra kurulan türkiye cumhuriyetiyle yeni bir döneme girmiştir. milli egemenlik ilkesinin benimsenmesi yapılan temel devrimdir.
    1921-1924 anayasaları, devrimlerin gerçekleştirildiği ve cumhuriyetin temel
    niteliklerinin tayin edildiği dönemlerde uygulanmıştır.
    hukuk yaşamına girmesi ile beraber değişimin bel kemiğini oluşturan 1924 anayasası, içerdiği hükümler ve değerler ile türkiye cumhuriyeti için, dinamik bir modernleşme aracı olarak görev yapmıştır.
hesabın var mı? giriş yap