• favori rangers'tır. hem evinde oynuyor, hem de formda.

    hajduk split'ten çok daha kaliteli. fenerbahçe kadrosundan daha iyi kadrosu var.

    tek güvencem galatasaray'ın avrupa geleneğidir. bu nedenle umutluyum.

    kafamı kurcalayan düşünce 4-1-4-1 taktiğinde ısrar edecek miyiz?

    umarım güzel bir plan vardır. yoksa rangers takımı maç içinde öne geçince formül üretemezsen tek maç sisteminin affı yok.
  • galatasaray her ne kadar topu ileri hızlı çıkaran ve baskın bir oyun oynasa da, orta sahanın göbeğinde ve ileri uçta ciddi sıkıntıları var. bir önceki rangers maçındaki mario jardel gibi bir sihirbaz da yok son adam olarak maalesef.

    rangers ise müthiş formda ve hücum gücüyle hızlı gol bulan bir takım. tek maç oynanacağı için galatasaray açısından sıkıntılı bir maç olacağı şüphesiz. fatih hoca kafasında oynamıştır bu maçı ve umarım sonuç düşündüğü gibi olur..
  • hagisi olan bu sefer kazanmasın lütfen

    edit: yine hagi’si olan kazandı :(
  • lig önemli diyen galatasaraysporlular bu maçı kazanırsa grupta sıfır çekse bile 10 milyon euro civarı bir gelir geleceğini bilmiyor herhalde, göztepe maçı olsa motive olurdunuz ama yine demi.
  • içimden bir his turu galatasaray'ın atlayacağını söylüyor.

    sözlükte yazılanların tersi oluyor genelde. bence galatasaray'ın kadrosu kaliteli. teknik direktörleri tecrübeli. geçebilirler turu. bayern munich ile oynamayacaklar sonuçta.

    not: rio avezede.
  • final maçlarını severiz. fenerbahçe maçı gibi geçeceğini sanmıyorum. çünkü 40 maçlık ligdeki 3. haftanın maçıydı o. bu ise ya tamam ya devam maçı. kazandığın zaman da ödülünü anında alıyorsun. bu maçın konsantrasyonu bambaşka olacaktır. buna ek olarak fb maçına nazaran oyuncular daha fazla efor sarf edecektir. turu geçersek önemli bir psikolojik bir eşiği de geçmiş olacağız. inşallah alır geliriz. hayırlısı.
  • g.saray adına bu sezonun en zor maçı.

    g.saray'ın daha esnek oyun planları olması lazım. belhanda ve feghouli'nin, arda ve emre'nin kişisel olarak oyunlarına fazlasıyla bağımlıyız. iyi günlerinde iseler iyi, yoksa kötüyüz. hatta kötüyüz demeyelim ama futbolun gerekliliklerinden uzaklaşıyoruz. marcao-luyindama'ya baskı geldiğinde defans ve ileri uç bağlantısı için koca orta sahayı adeta tek başına ileri geri savunmak zorunda kalan ve aynı zamanda top dağıtımı yapan hatta oyun kuran taylan'ın kişisel becerisine kalıyoruz. etebo'nun ilk 11'deki yeri sabit olmalı. en azından böylelikle marcao-luyindama ve taylan üzerindeki yükün bir kısmı kaldırılabilir. belhanda, feghouli ve arda'nın, hatta yedekten babel'in ne kadar ihtiyacımız olursa olsun aynı anda sahada olması takımı oyun anlamında eksik bırakıyor. bunların dördü de ayağına top isteyen ve ancak topla doğru yerde buluşurlarsa etkili olabilen isimler. defansif özellikleri yok ya da kullanmıyorlar. sıkıntı zaten baskı altında marcao-luyindama-taylan'ın bu isimleri topla buluşturabilmesinde. kanatlarda omar çok yalnız kalıyor, linnes ise tam bir görev adamı olmakla birlikte türkiye için yeterli/idare eder olsa da üst düzey maçlarda yetersiz kalıyor. kanatlarla beslenmeyen bir oyun şablonunda şapkadan tavşan çıkartacak isimlere ihtiyacı var g.saray'ın. o yüzden bir onyekuru g.saray'ın pek çok sorununa derman olur. dün fenerbahçe karşısında onyekuru yedekten de olsa girseydi kartların yeniden dağıtılmasını sağlayabilirdi.

    rangers maçında da g.saray kapalı defans yapacak değil. fatih terim kontrollü hücum ya da katı savunma anlayışı ile hareket etmiyor. bu yüzdendir ki takım ya hep ya hiç olarak oynuyor, kazandığı nokta burası ama aynı zamanda kontrollü oyun ya da set hücum da oynayamadığından kaybettiği nokta da burası. terim real'e karşı da kasımpaşa'ya karşı da aynı oyunu oynuyor. 3 atabiliyor ama 6 da yiyebiliyor. aksini oynayabilir mi bu takım? mümkün değil. takım o şekilde kurgulanmadı.

    o esnek oyun anlayışı tam da böyle maçlar için gerekli zaten. oyun yine marcao-luyindama ikilisi tarafından kurulacak. belki bu maç özelinde defansif anlamda sağlamlık bakımından donk'a da kadroda yer verilmeli. zira ihtiyacımız olacak. sorun doğru zamanda doğru yerlerde ileri oyuncuların topla buluşabilmesi olduğuna göre yetenekli ve kaliteli ayaklarla bir şekilde gol bulabiliriz diye düşünüyorum. ama gaziantep maçı gibi rakip ceza sahasına yüklenmiş bir anlayış hatalı olabilir ki ligin kalburüstü hızlı oyuncuları ile çok zor durumda kalan g.saray defansı o kadar ileriye çıkarsa dönüş yapmakta o kadar maharetli olamayabilirler ve daha etkili ve kaliteli ayakları olan rangers çok ağır ceza kesebilir.

    hemen herkesin ileri çıktığı bir ortamda 60-70 metre ileri geri oynayabilecek bir defans hattına sahip değiliz. çakılı defans oynansın demiyorum ama bloklar halinde ve kontrollü şekilde ileri geri oynanırsa en azından rakip ataklarını daha kolay ve risksiz şekilde savuşturabiliriz. avrupa'da ayaklarımızın yere biraz daha sağlam basması lazım. marcao ve luyindama pozisyon gereği olarak kart görmeye son derece yatkın oyuncular. bunun nedeni de defansın tamamen kendi kaderine razı şekilde rakip ataklarında yalnız kalması. orta sahanın ötesine çıkmış bir marcao-luyindama'dan son derece teknik ayaklara sahip rakip karşısında, tek bir maçta 10-15 kez ileri geri koşmalarını bekleyemeyiz. en iyi halleri ile bu sayı ancak 5'tir. rakibi durduramadıkları noktada faul yapmak zorunda kalacaklardır ki henüz ilk yarıdan sarı kart görmeleri halinde ikinci yarıda o sertliklerini de yitireceklerdir. bu bakımdan donk'un mutlaka olması lazım.

    rakip oldukça diri ve güçlü oyunculardan oluşuyor. bu maçta g.saray'ın aynı anda belhanda, feghouli ve arda'yı aynı anda sahada tutma lüksü olduğunu sanmıyorum. hoş arda olmazsa babel olacaktır ki bu da derde derman olmaz. bu tarz maçlarda işte o şapkadan tavşan çıkartacak isimlere ihtiyaç var. o da onyekuru ya da benzeri bir oyuncu idi.

    bir şekilde falcao'yu topla buluşturabilirsek gol ya da goller atarız. ama çok konsantre, allah allah diyerek rakip kaleye saldırmadan, sakin ama hareketli, kalitesinin ve yeteneğinin farkında olarak oynamamız lazım. şayet aynı anda sahada olacaklarsa arda'nın, belhanda'nın ve feghouli'nin hiç olmadığı kadar defansa yardım etmeleri, orta alanda alanı daraltarak prese katılmaları, hücumda da hareketli ve etkili oynamaları gerekir. öyle gölge pres yaparak sonuç alamayız. aynı şekilde belhanda'nın kritik anlarda, rakibe yüklenmişken asla ama asla basit top kaybı yapmaması, her atağın bir şekilde ya şut ya efektif pasla tamamlanması lazım. belhanda'nın kaybettiği her topta rakip cezayı kesmek üzere hızla gelecektir. kalede devleşecek bir muslera'dan da yoksunuz. o yüzden belhanda'nın yitireceği her basit top kalemizde gol tehlikesi yaratacak, marcao-luyindama ikilisini bozacak ya da kart görmelerine neden olacaktır.

    bu sene g.saray'ın bugüne kadar oynayacağı en zor maç olacaktır. ciddiye almamız gereken, telafisi olmayan bir maçtır.

    son olarak rakibin duran top organizasyonlarında allah rızası için alan savunması yapmasın g.saray. sözde defansif anlamda her kafa topunu alabilecek boyda, fizikte ve güçte oyuncularımız var ama bizim duran toplarımızda da rakiplerinkinde de hava topunu alanlar hep rakip olduğu gibi kendi alanını kaybeden oyuncu otomatik olarak diğerlerini de bozuyor ve pozisyon veriyoruz. gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklersen ne olacaksa o oluyor. hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır ve o satıh sahanın tamamıdır diyelim. *
  • zaten kırk küsur lig maçı üzerine kupa maçlarıyla cehennem gibi bir sezon yaşayacağız. bir de uefa macerasına gerek yok. rangers alırsa bizim için daha iyi olur.
  • bugün acaba galatasaray hakkında ne düşünüyorlar diye glasgow rangers forumlarından birine bakayım dedim. iskoçlar harbiden komik adamlar.

    rangers forumundakilerden biri de benim gibi düşünmüş olacak ki o da galatasaray forumuna girmiş ve kendi takımı hakkında yazanları google translate ile çevirerek bizim hakkımızda böyle düşünüyorlar yazmış ve "some comments of galatasaray forum" diye bir başlık açmış.

    başlıktaki çevirilerden biri bu:
    ----------------------------------------
    "there is a baby called kent, they run like a flea and it can upset us if we lose a lot of balls while leaving like today"
    ----------------------------------------

    muhtemelen alıntı yaptığı galatasaray forumunda aslinda şu yazıyor:
    ----------------------------------------
    "kent diye bir bebe var, pire gibi koşuyor, eğer bugünkü gibi çok top kaybedersek bizi üzebilir."
    ----------------------------------------

    ingilizcede "pire gibi" diye bir tabir olmadığı için muhtemelen bu benzetme onlara o kadar farklı gelmiş ki elemanı photoshop ile pireye dönüştürmüşler. bebe çevirisi de ayrı konu. gel de iskoç adama "naber la bebe" tabirini anlat.

    yine google translate "duran top" terimini "standing ball" olarak çevirdiği için bu ne ola ki diye tartışma dönmüş. en son frikik ve kornerlerden bahsediyorlar herhalde diye fikir birliğine varmışlar*.

    başlıktaki yorumlardan gördüğüm kadarıyla;
    - genel anlamda kendilerine güveniyorlar ve turu geçeceklerini düşünüyorlar.
    - galatasaray ile eşleşmekten hoşnut değiller. uefa elemelerinde ülke puanları nedeniyle güçlü rakiple eşleştikleri için kendilerine kızıyorlar. galatasaray gibi takımlarla şampiyonlar ligi play off'ları veya uefa son 16'da eşleşmemiz gerekirdi diyorlar.
    - birçoğu seyircisiz maç olduğu için üzüntülü. bu sene izlemeye değecek en önemli maçlardan birinde tribünde olmamaları konusunda üzgünler.
    - genel olarak kendilerine güvenseler de içlerinden bazıları galatasaray forumundakilerin rangers'i fazla gözlerinde büyüttüğünü söylüyor.
    - bir kısmı galatasaray forumundakilerin rangers hakkında çoğu iskoç gazetecisinden daha iyi analiz yaptıklarını söylemiş.
    - twitter ve sosyal medyada türklerin maç öncesi glasgow rangers ile ilgili her postun altına "sizi yeneceğiz", "bekleyin geliyoruz" gibi şeyler yazmalarına kıl olmuşlar ve türkler her yerde demişler. türklerin kendileri hakkında aslında ne şekilde düşündüğünü anlamanın en iyi yolunun twitter gibi sosyal medya araçları değil de bizzat galatasaray forumlarına bakmak gerekli demişler.
    - tanıdıkları türklerin çoğunun tugay ve souness sebebiyle rangers'a ve iskoçlara sempati beslediğini yazmışlar. bundan memnun olmuşlar.
    - içlerinde bir tanesi iskoçyadaki türk berberleri üzerinden küçümseyici yorumlar yapmış ama ben genel olarak bir ırkçılık sezmedim. bu forumda değil de youtube'da veya twitter'da kendilerini kızdıran türkler olursa, sen çok konuşma saç traşından başka ne bilirsin gibi yorumlar gördüm. sanıyorum oralardaki türk algısı türk berberler üzerinden şekillenmiş.
  • başlıktaki genel havanın tersine galatasarayın şanslı olduğunu düşünüyorum, rangers'in son maçlarındaki galibiyetler güçsüz takımlara karşı yazarların geneli bunu gözardı etmiş görünüyor, leverkusen maçından sonra takım zorlu bir rakiple hiç oynamadı o eşleşmenin iki maçında da kelimenin tam anlamıyla rakibine ezildi( leverkusen galatasarayıda aynı hallere sokardı ayrı) maçın seyircisiz olması ev sahibi avantajını büyük ölçüde ortadan kaldıracak bu unutulmamalı galatasarayın en büyük dezavantajı üst üste gelen maçlardan sonra fenerbahçenin fiziksel presine yeterli cevabı verememesi olarak görülebilir ama enseyi karartacak bir maç öncesi görünümü yok.
hesabın var mı? giriş yap