• bu gerekçeyle gençleri rahatsız eden aynı çankaya polisi, büroma bir buçuk sene içinde üç defa giren hırsızlarla ilgili olarak kılını kıpırdatmamaktadır.

    polisin öncelikleri iyi belirlenmiş. hamdolsun götümüzü kollayan biri var.
  • bu uyarıyı yapan adamların otobüste, dolmuşta bacaklarını iki metre açarak yanlarındaki kadını, kızı sıkıştırdıklarına neredeyse eminim.
  • her köşe başında mantar gibi türeyen ahlak bekçilerinin kamu görevlisi olmuş versiyonlarının ağızlarından dökülen cümle. %52'lerden falan cesaret alıyor bunlar hep, eskiden böyle miydi arkadaş yae ? son 8 yılda mı ahlakımız geri geldi ?

    bu ülkede çocuk sahibi olmayı bir değil, iki değil, üç değil, beş, on, yirmi kere düşünmek gerektiğinden mütevellit, artık çocuklarımıza "böyle başladı" diye anlatmaya endişelenmeye gerek yok. ne çocuk yapacağım ki bu memlekette. kutuplara kaçar orada bir kutup ayısı evlat edinirim, daha hayırlı olur dünyaya.

    maksat ben yandım, çocuk yanmasın.
  • uygunsuz oturmak nedir? mesela kukuyu, kalçayı gösterecek şekilde oturmak olabilir. erkeklerin oturuşu genelde uygunsuzdur, açıyorlar bacaklarını pergel gibi, çıkıyor alet ortaya kabarık kabarık, bakasın olmasa bile gözün takılıyor. neyse işte erkek yaptığı için nedense uygunsuz olmuyor. hatta beden dilinde karşısındaki kadına "şşt alio, seni dölleyebilrim, görüyor musun bunu" gibi bir mesaj vermek istiyormuş gibi de anlatılır. kadın açsın otursun öyle, uygunsuz olur.

    bizim bi komşu vardı, adalet hanım. 80'li yılların sonu idi, örgü taytlar çıkmıştı piyasaya. adalet hanımla annesi bu örgü taytlardan giyip eteği meteği iyice sıyırıp nasıl olsa tayt giydik götümüz başımız görünmez diyerek bacakları ayırıp divanda ihtiyar heyeti gibi sere serpe otururlardı. kocası ahmet bey de divanın önüne yere oturup saz çalmayı severdi. adalet hanımın annesinin kukusu direkt ahmet bey'in göz hizasında idi. tamam tayt giyiyordu ama tayt yünden, haroşo örgü, dar. araya maraya girip çıkıyor, kukunun tüm hatlarını, kıvrımlarını görüp iliklerine kadar hissediyorsun. kuku da minicik değil, lök gibi böyle. penye don olsa belki daha iyi yani.

    ahmet bey en sonunda karısına "anana söyle de dölek otursun, şeyi nerdeyse ağzımın içine girecek" demiş. adalet hanım da anneme dert yanmıştı, ben de monchichi ile oynuyorum ayağına yatıp hepsini dinlemiştim.
  • bu haftaki can sıkıcı olaylar zincirinin son halkasına konu olan eylem. sonumuz hayrolsun.
  • ileri demokrasilerde görülmesi mümkün olmayan oturma şekli.
  • cemaat kökenli polis memuru olursa daha sık duymaya hazırlanmamız gereken cümle...
    eee, ne bekliyorsunuz ki?
    yıllar önce neden polis koleji giriş sınavlarının soruları cemaat yurtlarından çıkmıştı?
    hazır değil miydiniz bu olaylara?
    şimdi artık bu ve bunun gibi olaylarla nasıl başa çıkılacağını düşünme zamanı...
    erbakan'ın zamanında dediği gibi.... başa çıkacağız ama bu nasıl olacak?

    haa bir de aynı günde şöyle bir durum oluşmuş başka bir köşede:
    (bkz: 21 eylül 2010 tophane artwalk galerilerine saldırı)
  • gençleri vurmuş söylemdir. ah orada bir azman olacaktı, "ne uygunsuzu ? kanunda var mı böyle bir şey ? sen ne hakla gelip beni rahatsız edersin ?" diyerek çıkışacaktı.

    a, bir dakika. burası türkiye. ehehehe. nezarette geçirmek var tabii geceyi. meh.
  • yeni anayasada tanımlanmış olduğunu düşündüğüm şey. artık anayasa ahlakımızı da koruyor.

    (bkz: yetmez ama evet)
hesabın var mı? giriş yap