• milyonlarca yiğidi karı-kız yollarında perişan etmiş laftır. bir kişi var , herkesin hayatına giren o bir kişi , şerrrrrrefsizin önde gideni , hep o söylüyor bu lafı. milleti kandırıyor. üniversitede başlamadı bu girişime. daha öncesi var. kronolojik olarak da sıralaması şöyledir;

    ortaokul sonu: hacı liseye geçtin mi iş bitti. çok güzel hatunlar varmış kantinde falan paso seks.
    lise 1: olm lise-2'ye geçtik mi iş bitti. geçemezsek sınıf tekrarı yaparız yine bişeyler elde ederiz. sınıfın en büyüğü biz olacağız. reyiz ayağına indiririz her hafta bi tane.
    lise 2: olm lise-3'e geçtik mi iş bitti. okulun en büyüğü olacağız. yeni gelen hatunlar hep büyüklere bakıyor.
    lise 3: olm sık dişini biraz sene sonu öss var. üniversitede kızlar teklif ediyormuş. zaten bu sene kız bulursak giremeyiz bi yere.
    üniversite ilk sene: hacı bi 2. senemiz olsun o zaman gör havamızı. şimdi çömüz ya ondan hiçbiri teklif etmedi.
    üniversite ikinci sene: hacı bi 3. senemiz olsun o zaman gör havamızı. zaten seçmeli ders sayısı artacak farklı fakültelerden indiririz.
    üniversite üçüncü sene: hacı bi 4. senemiz olsun o zaman gör havamızı.
    üniversite dördüncü sene: olm mezun ol zaten parayı kıracaksın. yediğin önünde yemediğin de önünde olacak paso grup mrup.
    iş hayatı yaş 25-30: kanka terfi alınca sekreterler direk yazılıyor.
    yaş 35: olm daha yolun yarısındasın yeaaaaa. bi gör bak ceo olunca neler olacak.
    yaş 40: olm golf oynarsak kesin verirler. hep bizim jenerasyon oralarda takılıyormuş.
    yaş 45: hacı swinger partiler var katılsan kesin sikersin.
    yaş 50
    yaş 51
    yaş 52
    ...
    ...
    ...
    ...
    ...
    yaş 65: hacı bi kaldırabilsen var ya kesin sikersin.
  • üniversite sınavlarına girecek yeni yetmelerin ders çalışmak için birbirlerini gaza getirirken inandıkları önerme.kimbilir, sırf bu teorem yüzünden inekleyip okul kazananlar bile olabilir.hayal meyal hatırlıyorum da:

    - lan olum bi kız bulamadın lan sen de amma malsın
    +napıyım olum burdaki kizların götü kalkık.
    - bosver lan onları sınavi bi kazansak üniversitede kızlar teklif ediyormus
    +oooh! şöyle eczacılık falan, cillop gibi.artık sabaha kadar..

    (bkz: karılı kızlı ortam garantisi)

    not: lise yıllarımda sağımda solumda duyduğum bu iddiayı başlık olarak yaklasık uc yil once sözlüğe taşıdım ve hayatım değişti.simdi nereye gitsem kızlar teklif ediyorlar bana.alıştım, götüm kalktı.kabul etmiyorum artık.bıktım mnkym.
  • külliyen yalanmış.
    (bkz: yüksek lisansta kızlar teklif ediyormuş)
  • sene olmuş bu sene. hala muhabbeti döndürülen yalan. eğer aranızda bunu bir hevesle okuyan liseliler varsa baştan söyleyeyim, yok öyle bir şey ablacım. sonra gelip üzülmeyin de. çünkü türk kızı her yerde aynı. bakınız:

    bu gün otobüste arkamda oturan iki liseli kızın konuşması

    kız1: kızım, üniversitede kızlar teklif ediyomuş?
    kız2: ay ben ne etçem be!! .s .s
  • doğru olan söylentidir. bizzat yaşadım, gittim ve "çıkma" teklif ettim. sonuçta ihtimal dediğimiz şey olabilirlik olduğu kadar olamazlık da aslında. ben de bunun üzerine kumar oynadım.

    son dönemimde birini fark etmiştim okulda. fark edilecek biri gibi olmayışından dolayı fark etmiştim. çünkü fark edilebilecek olanları genelde fark etmemeyi seçiyorum. zamanla gizemli gelmeye başladı. böyle okulda izole edilmiş bir hayatı varmış gibi… sanki tim burton filmlerinden fırlamış gibi…

    tanıştım. tanışmak dediğim, bilirsiniz, tanışırsınız… ama tanımak istedim sonra.

    mezun oluşumun törenlerle kutlandığı gün, yanımdan geçerken bağırdım.

    -m….!

    baktı. çünkü ismiyle seslendiğiniz zaman insanlar bakar.

    sonra önüne attım kendimi.

    - nasılsın? ( bu klasik giriş cümlesidir)
    - teşekkür ederim. tebrik ederim, mez…
    -teşekkürler (geç şimdi mezuniyet falan) cuma günü çıkışta işin var mı?
    - … (düşünme süresi. burada düşünülen kanımca, ihtimaller üzerinden gidiyorum, o gün işin olup olunmadığı değil ”yalan atsam mı, ne uydursam, uydurmasam mı, hof çok bekledim bi şey söyleyeyim hof uyduramayacağım” gibi şeylerdir) yok hayır, neden?
    -bi şeyler içmeye çağıracaktım ondan. ( üniversitede kızlar teklif ediyormuş)
    -olur.
    .. telefonlar verilir… falan filan.

    ihtimaller üzerinden devam ediyorum. olabilirlik kısmında sorun yok… gelir, buluşuruz, konuşuruz, iyi akşamlar der ayrılırız.

    olamazlık kısmı benim daha çok hoşuma gidiyor. mesela, perşembe günü, ”cuma günü çok önemli bir işim çıktı” konulu bir telefon alabilirdim. almadım.

    cuma günü. bir telefon görüşmesi…

    -nasılsın? (giriş cümlesi)
    -iyiyim teşekkür ederim.. ( burada sen diye sordum mu bilmiyorum) ya ben şimdi vizemi aldım, çıktım, kabataşa doğru gidiyorum ama sen nerede oturuyosun neresi uyar sana bilemedim ( çok hızlı konuştuğum için saniyenin onda birinde bu cümleyi kurdum)

    ta.taam.

    -ya, benim bademciklerim şişti. kötü hissediyorum kendimi ben bugün yalan olurum. eve gidip direkt yatacağım. başka zaman artık. (başka zaman lafına da bayılırım)
    - tahmin etmiştiiim.
    -neyi tahmin etmiştin? hasta olacağımı mı?
    -evet. hasta olacağını tahmin ettim. öngörü yeteneğim yüksek (tutamayıp kendimi, güldüm)
    - yalan söylemiyorum… doktora gittim bugün… vs vs vs..

    bademcik. hey gidi ulu bademcik. yılların bademciği. nice çocukları ödevlerinden kurtardın nice delikanlıları buluşmalardan… ama yıl 2011. bademciğin bahane olarak kullanılışına o kadar zamandır şahitlik etmedim ki yadırgadım resmen. bademcik ya. hani ayak serçe parmağımın tırnağı koptu dese mesela o daha bi güçlü dururdu yanında. hem hiçbir zaman öğrenemezdim kopmadığını.

    yani ihtimal üzerinden gidiyorum şu anda. buluşmamak istemesi ihtimali üzerinden. yani akla ilk gelen ihtimalden.

    -geçmiş olsun.
    -rock’n coke da yalan oldu bu hafta sonu ona da gidemeyeceğim.
    - iyi, dinlenirsin işte sen de evde. geçmiş olsun.
    -anlamadım?
    - dinlenirsin evde, geçmiş olsun. yalnız bi daha öyle önüne atlayıp buluşalım mııı diyemem ben…
    -anlamadım ama neyse…
    - neyse önemli değil. (bunu demeyi de hiç sevmem o yüzden devam ettim) diyorum ki öyle önüne atlayıp buluşalım mı diyecek bi ortam yok yani bir daha.
    - anlamıyorum ? hafta içi mi diyosun?
    - yok hayır. neyse.. yaa nasıl denir ki… yani diyorum bir daha öyle önüne atlayamam ben “höö buluşalım mı” diye.
    - tamaam. yok ya, telefonun var, konuşuruz.
    - peki… romanyadan bi şey istiyo musun?
    - aa romanyaya gidiyodun di mi sen? (ilgisizim?)
    - evet o yüzden bugün demiştim.. ister misin bi şey ? (sırf laf olsun)
    - yok teşekkür ederim.
    -peki. geçmiş olsun sana.
    - sana da iyi eğlenceler, iyi yolculuklar, hoşçakal…

    ona göre muhtemelen bu konuşma şöyle bi şeydi

    -dasşsdjfkasifişromanyakifkf
    -anlamadım?
    -diyorum ki shdusanmakhafta içi aheyşansreurk.
    -anlamadım ama neyse.

    buradan çıkarılacak ana fikir tane tane konuşmayı öğrenin değil. hoş, buradan bir ana fikir çıkması da gerekmiyor zaten. kibarca reddedildim. ilk kez böyle bir şey yaptım ve muhtemelen son olacak. ama yaptım. çok merak ettim onu çünkü. ya da çok film izledim, bilmiyorum.

    mutlu sonla bitmedi; ama bu sizi yanıltmasın. her beğendiğiniz karşı cinse çıkma teklif edin demiyorum; ama varsa aklınızı kurcalayan, yapmak isteyip de bir türlü yapamadığınız, cesaret edemediğiniz ya da başkaları/o ne düşünür diye yapmaktan kendinizi alıkoyduğunuz şeyler, koyverin. bakın kimse bir şey kaybetmiyor. birinin kaybetmesi için öte yandan birinin de kazanması gerekiyor... ve gördüğünüz gibi ben hiçbir şey kazanamadım, kimse kazanmadı. bu mantıkla düşünüldüğünde ben de ona bu teklifi ederken bir şey kaybetmemiş sayılıyorum yani.

    yani, üniversitede kızlar teklif ediyor ama erkekler kıymet bilmiyor.

    edit: nedense, söz konusu kişinin fakültemden bi asistan olduğunu yazmamışım.
  • çağın en büyük yalanlarından birisi...evet, ben de küçüktüm,toydum,liseliydim. of bir kız arkadaşımız bile yok dediğimde arkadaşlarımdan aldığım cevap aşağı yukarı aynıydı. "takma kafana be oğlum, üniversitede herkesin kız arkadaşı varmış, üniversiteye bir girelim yaşadık." evet inanmıştık bu yalana. hiç birimiz de demedik ki "ulan üniversite kerhane mi?" "orada kızlar teklif ediyorsa burada neden durum farklı" demedik,diyemedik. bu hastalıklı düşünce yapısına inandık ve geldik üniversiteye. gördük ki öyle bir şey yok, yıllar yılı kandırılmış durmuşuz. ha hiç çıkma teklifi almadım mı üniversitede? aldım tabii ki.. dersin birinde sınıftan bir kız "çok sıkıldım ya çıkalım dersten" demişti. ben de heyecandan olsa gerek "ama ben seni arkadaş olarak görüyoruaaaam, biraz düşünmem laazım" demiştim...bu da böyle bir anımdır.
  • -universitede kizlar teklif ediyormus.
    +aslında pek teklif etmiyorlar . kızlar ders notlarını daha düzenli tutuyor o yüzden genelde erkekler soruyor.
    -ha nasıl abi?
    +ders notlarını diyorum ; erkekler kızlardan ister genelde .
    -abi ben onu demiyordum.
    +ben de tam senin dediğin şeyi diyordum alacağın tek şey ders notu olacak.
  • liseye göre daha fazla teklif ettikleri doğrudur. ama sen açıp televizyonu evde batak oynuyosan anca halı sahada kalecilik teklif ederler.
  • üniversiteyi yanar dönerli pavyon sanan ve ekseriyetle erkek lisesinde okuyup ömrü hayatında dişili ortamda bulunmamış, sivilceli lise öğrencisi hayali.
hesabın var mı? giriş yap