• domates suyu yüksek kan basıncını düşürdüğü için tansiyon problemi yaşayanları uçuş sırasında rahatlatabilecek olan eylemdir. zaten bu yüzden uçaklarda domates suyu servis edilmektedir. ayrıca yine tam da bu nedenden ötürü bünyeyi yatıştırıp uçuş korkusundan muzdarip olanları bir nebze de olsa rahatlatabilir. yani aslında özenti olmakla ya da uçuş raconuyla falan alakası yoktur.
  • yıllardır sebebini merak ettiğim ritüeldi. az önce öğrendim ki domates suyu tansiyonu düşürüyormuş, dolayısıyla uçakta heyecandan tansiyonu fırlayan insanlar bu şekilde huzur buluyorlarmış. peki madem maksat tansiyonu düşürmek, neden tuz ve karabiber ekliyorlar servis ederken, tuz tansiyonu yükseltmez mi, burada bir yaptığını yıkma` : bir tarafı yaparken bir tarafı yıkmak` olayı yok mudur yani?
  • aslında yazarların burada bahsettikleri durum birçok bilim adamının ilgisini çekmiş. eskiden ben de thy’de çalıştım ve bahsi geçen durum benim de dikkatimi çekti.

    birçok insan yerdeyken domates suyunun yüzüne bakmazken ve tadının kötü olduğunu düşünürken uçakta tercih ediyor ve çok lezzetli olduğunu söylüyor ki bu duruma ben de dahilim.

    olayın geçmişi uçakların ilk kullanılmaya başladığı zamana dayanıyor. uçakların ilk yıllarında kabinler daha konforsuz, gürültülü ve basınç farklılıkları daha fazlaydı. ayrıca bugünkü kadar güvenli değillerdi. bu nedenle firmalar yolcuları oyalamak için yiyecek içecek servisi yapmaya başladı. ancak içki o zaman da günümüzde olduğu gibi pahalıydı ve yolcuların taleplerini karşılamak zamanla zorlaşmaya başladı. bu nedenle içkinin yanında karıştırılıp verilebilecek çeşitli alternatifler sunulmaya başlandı.

    zaman içinde insanların daha yoğun tatlara eğilim gösterdiği belirlendi. birkaç yıl önce lufthansa (alman hava yolları) fraunhofer enstitüsü ile birlikte bir çalışma yaptı. bu çalışmanın nedeni birayı sevmeleriyle meşhur almanlar’ın uçakta biradan sonra en çok domates suyunu içtiklerinin tespit edilmesi idi. çalışma sonucunda ilginç bir sonuç ortaya çıktı.

    normalde yükseklerde basınç deniz seviyesinden daha düşüktür. o kadar düşüktür ki 10-11 bin metrelerde oksijen maskemiz olmazsa birkaç dakika içinde ölebiliriz. bu nedenle uçaklarda kabin içi basınç 1800-2000 metredeki basınca eşitlenir. zaten iniş ve kalkışlarda kulakların sıkışması ve çıtırdamasının sebebi de bu basınçtaki farklılıktır. işte bu basınç farkı ve nemin normalden çok daha az olması (yaklaşık yüzde yirmi) ağzımızı ve burnumuzu kurutur, nefes almamızı güçleştirir ve koku ve tat duygularımızı yüzde otuza kadar azaltır. bu nedenle uçakta yiyecek ve içecekler daha az lezzetli gelir. ancak domates suyu asidik, tatlı ve tuzlu yapısı nedeniyle dil üzerindeki tat alma tomurcukları tarafından daha farklı algılanır ve olduğundan çok daha lezzetli gelir. işte bu nedenle insanlar yerde sevmedikleri domates suyunu uçakta tercih ederler. ayrıca yoğun kıvamlı olması da mide bulantılarını engeller. bir diğer sebep de kesin olmamakla birlikte kanda oksijen taşınmasını arttırdığı ve az basınçlı az ve nemli ortamda kişiyi rahatlattığıdır.

    işte bu nedenlerle uçakta domates suyu içmek tercih edilir.
  • şaşırtıcı bir fenomen olmaktan çıkıp, dumurlara gark eden "neden"lerle dolu bir arayışa dönüştü bu olgu benim için artık. ne kadar düşünürsem düşüneyim, çıkamıyorum bu garipliğin içinden. hayatında marketten domates suyu almayı bırakın reyonda yanına dahi yaklaşmayan memur ahmet amca da, viskide jack daniels'den başkasını tanımam diyen kodaman yavuz bey de, her hafta keyifle kayısı hoşafı kaynatan komşu ayla teyze de, " ne içerdiniz beyefendi / hanımefendi sorusuna, hiç tereddüt etmeden yapıştıyor domates suyu cevabını en mağrur ve kendinden emin edasıyla. bendeniz "neden", "neden" diye düşünerek çevirirken gözlerimi zat-ı alilerine, onların "uçakta başka ne içilir ki salak" bakışlarına maruz kalıyordum sıradan şeyler içen en ezik halimle.

    bu işin müsebbibi kimdir bilemiyorum ama yurdumun küçük marketlerinde izini dahi bulamayacağınız, büyük marketlerinde ise en ezik içeceklerinden biri olarak bi kenara iliştirilimiş o domates suyu, uçaklarımızın zemzem suyu olmuş durumda ey dostlar.

    esasında ta ecnebi ükelerde geçirdiğim uzun ve profesyonel öğrencilik yıllarımda dikkatimi çemişti bu can alıcı husus ama işim gereği daha sık seyahat etmem gerekince yadsınamaz bir gerçek olarak çarptı yüzüme bu ibret verici mağrur tavır.

    bana, adeta bir erken cumhuriyet dönemi şairi gibi aşağıdaki mısraları yazdırdı semaları saran bu güçlü çığlık.

    "koşardı daha röflesinin bir tek teli solmamış günahsız kızlarımız, savurup altın sarısı saçlarını giderken bir yenisini getirmeye arkalardan, yetiştiremiyorlardı beşerlere bu doyumsuz şifa kaynağını, dağıtmaya başladıkları en ön sıralardan"

    domates suyuymuş... uçaktan başka bir yerde içsene götün yiyorsa...
  • rus yolcu geleneği. içine ayrıca votka isterler.
  • hostes bir arkadaşımdan bizzat duyduğum sarı musluk suyundan yapılan çay ve kahveleri içmekten çok daha sağlıklı olduğu kesindir.
  • kazayla yapmışlığım var. sabahın köründe uçağa bindim*. uyur uyanık bir yerlerde iken hostesin "ne içersiniz?" gibi bir sorusu ile karşılaştım. yanımdaki abiye baktım gözucuyla. "aa ne güzel vişne suyu içiyor" dedim içimden. dışımdan ise "aynısından lütfen".
    sonra içtim tabi, abiye içimden saydırırken.
  • pırasa suyu dururken asla yapılmaması gerekendir.
  • gayet güzeldir. amerika yolculuklarının vazgeçilmezidir. hele de hafif acı olursa harikuladedir.
hesabın var mı? giriş yap