• bir izleyicinin "kız arkadaşın çok şanslı" demesi üzerine "ben daha şanslıyım" demiştir. yorumsuz..
  • dunyanin en guzel gulen adami ve bu bir klise degil.
  • ses yarışmalarından çıkmış en beyefendi adam kendisi benim gözümde. gerek akademi türkiye zamanındaki duruşu olsun, gerek sonrasında durduğu çizgi olsun takdir etmemek elde değil. yarışma sırasında arayıp iltifatlar yağdıran bir hayranı "sevgilin çok şanslı" dediğinde, "emin olun ben daha şanslıyım" diyen bir kişi neticede. bununla birlikte kendisini takip eden hayranlarına karşı da çok vefalı, yazılan her mesaja kibarca cevap verir, kim olduğunuzu unutmaz. öyle ki yıllar yıllar önce ben başka bir şehirdeyken tolga futacı hayranlığı vesilesiyle tanıştığım bir arkadaşım sahne aldığı yere gideceğini söylediğinde üzülmüştüm, benim de imkanım olsa demiştim. aynı akşam arkadaşımın benden bahsetmesi üzerine onun telefonundan beni arayarak ufacık sıcacık bir sohbetle bir kere daha vefasını göstermiş kişidir. ve not düşmeden olmaz kendisi bir akrep burcu erkeği.

    cennet bahçesi ve aşk olsun adını taşıyan iki ayrı albümü bulunmakta, bununla birlikte şubat ayında çıkması planlanan bir single çalışması mevcut. ara ara moda deniz kulübünde sahne almakta, gidip dinleyerek keyifli vakit geçirmek için ideal bir isim olduğunu düşünüyorum.
  • iş yaşamındaki ilk arkadaşım.
    9 sene evveldi, her sabah aynı servisle giderdik çelebi'deki işe. zaten topu topu 3 kişiydik serviste. tolga hep en arkada otururdu. yol uzun olduğu için (kozyatağından yeşilköye) biraz muhabbet biraz uyku ile vakit geçerdi. satış görevlisi olarak çalışırdı. hatırlarım, hep iş hayatından ne kadar sıkıldığından, her gün işe gelmekten nasıl nefret ettiğinden bahsederdi. sadece müzikle uğraşmak istiyordu.

    gerçekten de adam gibi adamdı. 5 ay beraber çalıştıktan sonra ben master için amerikaya gittim. gitmeden evvel caddebostan'da bir mekanda çalmaya başladı tolga, beni de davet etti. ilk akşam, gidip dinledim. son derece iyiydi. amerikadan döndükten sonra da facebooktan haberleştik. umarım daha da yükselir müzik dünyasında, yolun açık olsun!
  • aşk olsun denen sondan başa çekilip tersten oynatıldığı iddia edilen klibi hiç mi hiç beğenmedim. fikir çok güzel ama aksiyon yok, tolga öylece duruyor, bir tane de kuş ters uçuyor, tek olay o kuşun uçması zaten o da olmasa klip değil fotoğraf sanıcam. halbuki bu fikirle ne atraksiyonlar yapılırdı. şarkı da baygın zaten neyse öehh
  • kendisini mantıklı ve aklı başında biri olarak gördük ve beğendik..akademinin bet sesli pınarı*" ben erkeklere güvenmiorum bik bik bik" diye söylenirken "yau iyide pınar sende erkek arkadaşını bırakıp milyonlarca kişinin gözü önünde başka birinden hoşlandığını söylemedin mi,ne diye şimdi erkeklere güvenmiorum diosun ki" diyebilmiş bravoluk bi insandır..
  • 2. olmasını hala içime sindiremediğim, akademideki diğer 15 yarışmacının hepsini birden cebinden çıkarabilecek bilgi ve marifete sahip, güzel gözlü, güzel yüzlü, güzel kalpli, albümünün çıkmasını dört gözle beklediğim, yaptığı ve yapacağı her şey güzel olan insan.
  • çok güzel bir sese ve albüme sahip müzisyen. fazla ara vermeden ikinci klibini de mavi isimli güzide şarkılarından birine çekmiştir. ayrıca usul usul, yaz bitiyor, belki, koca sehir,sürüm sürüm diğer favorilerimdir. iyi ki geldin tolga diyor başarılarının devamını diliyoruz.
  • cok kaliteli, kisilikli, kulturlu, terbiyeli, mutevazi, herseyiyle cok basarili bir insan. "kiz arkadasin cok sansli" lafi uzerine "ben daha sansliyim" demesi de son noktadir
  • gereksiz önsezimi anımsatır kendisi bana. yıllar önce akademi türkiye'de yarışmacıyken ben aşk acısı içindeydim. 24 saat akademi türkiye'yi izliyordum. onlarla yaşıyorum filan sanıyordum. kendimi meşgul ediyordum. tolga'yı da bir ayrı seviyordum. yani tam, bütün bir insan derdim. hem ölçülü, hem eğlenceli, hem rahat, hem nazik, yeteneklerine, sesine, hoşluğuna diyecek sözüm zaten yoktu.

    ev arkadaşlarım da durumumu mazur görüyor ve zorumla evde 24 saatlik yayın hep mevcuttu.

    gecelerden bir gece bir final izliyorduk. riziko’dan tanıdığımız serhat hacıpaşalıoğlu victoria isimli sanıyorum fransız bir dansçı/şarkıcı ile konuktu. benim de doğumgünüme gereksiz bir duyarlılığım vardır. bu da hep şaka konusudur. dedim ki onlar dans etmeye başladığında “şimdi doğum günümden bahsedecekler, yani o tarih geçecek” dedim. evdekiler tuhaf cadılıklarım olduğu için çok da garipsemediler ama daha doğum günüme 5-6 ay olduğu için pek de ciddiye almadılar, zaten beni idare ettikleri için “hmm, tamam tabi geçer bakalım” dediler. ben çok emindim. izlemeye devam ettik.

    sonra, dans bitti. serhat hacıpaşalıoğlu * dedi ki “bizim paris’te bir gösterimiz olacak, orada bir yarışmacı ve bir yakınını misafir etmek istiyoruz. şimdi victoria’nın ve benim doğum günlerimizi söyleyeceğiz, ikimizinkinden herhangi birine en yakın tarihli doğum günü sahibi bizim misafirimiz olacak”. bizimkiler bana dönüp tuhaf tuhaf baktılar. “durun bi’ ya” dedim şımararak. doğum günleri söylendi. serhat hacıpaşalıoğlu’nunki benimkiyle aynı olunca ev halkı bir “yuh!” çekti. “bi’ saniye” dedim “bence daha bitmedi”. yarışmacıların oradan bir mırmırlar yükseldi. tolga gülüyordu. “evet kimmiş bakalım” dedi sunucular. “tolgaaa” dediler. tolga’nınki de benimle ve serhat hacıpaşalıoğlu ile aynıymış.

    tabi ki bu kadar olacağını düşünmemiştim ama doğum günü meselesinin geldiğini sezmiştim ve kendimi tolga’ya da bir başka yakın hissettiğim için güzel bir anıydı benim için. o yüzden kendisinin yeri ayrı ve eğlencelidir.

    muhtemelen bir çok insana göre doğum günümün aynı olduğu daha fazla insan tanıyorum ama yine en krallarından biri tolga futacı’dır. narsist bir gurur verir.
hesabın var mı? giriş yap