• sumeyye erdogan tiyatroyu terkettikten sonra salonda kalanlar tek tek tespit edilmelidir.
  • krizcik

    sirke gitseydi sıçtıydık esas.
    laması var. hortumlu fili var.

    insan içine çıkmak çok mu garip bunlarda.
  • bir gün biri çıkıp da "öyle bir gün gelecek ki, bir gün bir yerde sümeyye erdoğan'ı savunmak durumunda kalacaksın" dese, okkalı bir "ha siktir ordan" der giderdim.

    o gün de gelecekmiş meğer.

    olayın kahramanlarından biri olan (ki haberde ismi dahi geçmiyor) sipahibaşı rolündeki "tolga tuncer"'in cümbüş sahnesinde seyircilere sataşmasının yersizliği devlet tiyatroları kulislerinde sıkça konuşulan bir konudur. her ne kadar haberde metinde geçtiği iddia edilse de bu sataşmalar tamamen tolga tuncer'in götünden uydurduğu seyirciyle bağ kurma çabalarından öteye gidemez. ki tolga tuncer'in bu konuda oyunun yönetmeni şakir gürzumar tarafından çok daha önce uyarıldığı da kulağıma gelenler arasında. (hatta ve hatta tolga tuncer'in bu sataşmaları şakir gürzumar'ın izlediği oyunlarda yapmaktan özenle kaçındığı da oyuncular tarafından bilinir.)

    fakat bu sataşmalar genelde seyirciye sevimli görünme çabaları olduğundan dolayı izleyiciler genelde pek takılmazlar. yukarıda da söylediğim gibi "gereksiz" ve "keyfi" bulmamdan dolayı yapılmaması gerektiğini savunan ben bile izlediğim oyunlardan birinde sataşmalardan biri bana denk gelince gülüp geçmiş, tepki verme gereği duymamıştım.

    düne kadar olayı genç osmanda oynayan bir kaç arkadaştan "aabi tolga gene takıldı seyircilerden birine hatun kalktı gitti ardından 200 kişi daha kalktı gitti olay oldu görmen lazımdı." şeklinde duyan ben tepki veren seyircinin sümeyye erdoğan olduğundan bile haberim olmadan "kalktıysa hakkıdır abi, millet oyun izlemeye geliyor oraya. sahneden üzerine laf atan bi adama saygı göstermek zorunda değil." şeklinde tepki vermiştim ki muhabbetin devamında tolga tuncer'in "takılma" kalıbından biraz çıkıp bariz bir şekilde terbiyesizlik yaptığını öğrendiğimde kalkıp giden seyirciye bir kez daha hak vermiştim.

    az önce radikal okurken denk gelen haberle bu kadar içinde olduğum bir olayın kahramanlarından birinin sümeyye erdoğan olduğunu görünce şaşırdım haliyle. fakat sonra sözlüğe girip hakkında yazılanları okuduğumdaysa sadece "güldüm."

    olayı bilmiyorsunuz,
    oyunu bilmiyorsunuz,
    oyuncuları tanımıyorsunuz,

    gazetedeki haberde ne yazdığı pek de umrumda değil (ki olayla alakasız şeyler yazıyor) bu üçünden herhangi biri hakkında zerre fikri olmayanların konu hakkında yorum yapmaması gerektiğini düşünüyorum.

    komik oluyor zira.

    salonu terk eden seyircinin ahmet, mehmet veya sümeyye erdoğan oluşu beni ilgilendirmiyor. bu keyfi terbiyesizlik karşısında tepkisini kişisel olarak koymuştur ve bu durumda (benim gözümde) tamamen haklıdır. bakın ardından kalkıp giden polis okulu ekibi konusuna girmiyorum. o apayrı bir konu. fakat kimse bana kalkıp da sahnenin kutsallığından, sahnedeki oyuncunun söylediklerinin karakterin söyledikleri oluşundan kişisel algılanmaması gerektiğinden falan bahsetmesin.

    yukarıda da defalarca söylediğim gibi tolga tuncer'in her oyunda yaptığı reji dışı sataşmalar tamamen oyuncunun götünden uydurduğu kendi şovunu yapma çabasıdır. (yine oyunda oynayan arkadaşların sürekli söylediği kadarıyla) bazen yer yer haddini aştığı oluyormuş fakat genelde seyirciler buna gülüp geçiyor fakat (tekrar söylüyorum) kimse bunu kaldırmak mecburiyetinde değil. kaldıracak insan var, kaldıramayacak insan var. tolga bey bu riski alıyorsa yaptığının da arkasında durmalı. üzerine çıkıp oyun oynadığı o sahne "karakter" kalkanına bürünüp seni izlemeye gelmiş insanlara terbiyesizlik yapma yeri değil.

    not: şu kadar yazıdan sonra "birader sen kimsin" diyenler için. oynuyorum efendim, devlet tiyatrosunda.
    not2: bir de 150 polis olayı var. #22978115

    yıllar sonra gelen düzeltme: bu entryi yazdığım sıralarda mevzu bahis şahısların yalancılığı, utanmazlığı ve ajitasyon güçlerinin ne dereceye ulaşabileceği konusunda pek de bir fikrim yoktu. yaşanan bütün bu gezi ve sonrası süreç boyunca birebir şahit olduklarım eşiğinde düzeltme ihtiyacı duyuyorum. ortada bir terbiyesizlik olduğu aşikar fakat kendisine müstehakmış efenim.
  • "sanat üzerine konuşmak için illa ki güzel sanatla fakültesi'ni bitirmeye gerek yoktur" diyen adamın öz kızının başrolde oynadığı kriz. çok şaşırmamak gerek.
  • (bkz: #17775610)
  • şimdi bunu alın, bir dot oyununa götürün. en ön sırada ellerinden ve ayaklarından koltuğa bağlı halde, etrafında 150 (yüzelli) tiyatrocu ile birlikte oyunu izlettirin. (bkz: erkut abi)
    şayet ölmezde sağ kalırsa artık hiçbir şeyden rahatsız olmaz, öyle kaşla gözle falan kendini kaybetmez!
  • bir kaç gün türkiye'mizi -ki ona bir bebek gibi bakmamız gerekir- oyalayacak olaydır.

    olayı islam ve tesettürle bağdaştıranlara öyle sizler kadar entel laflar edememekle birlikte ilkokuldan kalma türkçe kompozisyon bilgimle şunu diyorum: "sak üstünde damdağan, kaz beline vurmayı"

    oyuncu, bu kadar seyircinin arasında bu kızcağızın (!) olduğunu nereden biliyor. demek ki, kendisine haber verilmiş. halbuki normal (!) insanlar gibi gitse ne olurdu?

    profesyonel olmasa da tiyatro yapmış birisi olarak seyircilerin arasında sümeyye erdoğan'ı seçen oyuncuyu görme yeteneğinden dolayı tebrik ediyorum veya sümeyye hanım'ı görülme yeteneğinden dolayı tebrik ediyorum.

    (bkz: #22976493) sekko'nun entrysini okuduktan sonra gelen araya edit: gerçekten seyirciyi -ki ismi önemli değil- rahatsız edici bir davranışta bulunmuşsa sadece o seyircinin salonu terketmesinde yadırganacak bir durum görmüyorum. zaten sözlük sinemayı, tiyatroyu, kitabı yarıda bıraktığıyla tüm bu film, oyun ve kitapta emeği geçenleri yerle yeksan ettiğini zannedenlerle dolu değil mi?

    korumaların bilgi alması nedir yahu? bilgi alırken alışılmış bilgi edinme yollarını uygulamışlar mı acaba merak ediyorum?

    150 kişilik toplu bilet almış polis arkadaşlar. orayı terkederken olaydan haberiniz var mıydı? neden terkettiniz? sürü psikolojisi mi? sürülme korkusu mu? toplu bir eylem miydi yoksa emri mi yerine getirdiniz sadece? biletlerinizi sümeyye hanım mı aldı? belki de sümeyye hanım'ın organize ettiği bir tiyatro aktivitesiydi polisler için.
  • nasıl da düşünemedim ben bunu? geçen sene gittim genç osmana ve cümbüş sahnesinde oyuncu sahneden bardak tutuşturuverdi elime. farazi bir rakı bardağı. hatta "içme haaaa" diye de göz kırptı. nasıl basiretsizsem artık, tavrımı koyup da oyunu terketmeyi akıl edememişim. yazıklar olsun bana.
hesabın var mı? giriş yap