• yazar olmayı beklerken tam manasıyla sabır taşı olmuş, yazarlığı çok önceden haketmiş, e bir de nesildaşım olmuş, hoşsohbet insan. artık badim de olmuştur kendileri.

    hoşgelmiştir.
  • bu arkadaş dünyanın en müthiş insanıdır heheh.
  • kidemli, kademeli sözlük yazarıdır. felaket güleçtir.
  • (bkz: cekko)
  • ilginç ilginç zamanlarda uyuyakalıp ilginç ilginç zamanlarda kalkıp şaşkına dönen, tiyatrocu arkadaş.
    konuştuk, sevdik kendisini.
  • bu adam beyin damarlarımı açıyor. bu adama msn'de yazdığım her cümle tam tivitlik. gerçi değerimizi bilmiyorlar amk! rt alcaz diye götümüzü açmamız lazım diye ağlaşıyoruz sürekli. dert ortağım benim...
  • tanirim iyi cocuktur. bir keresinde thomas bernhard'in bir tiradindan iki cumle savurayim dedim, adam hic duraksamadan devamini getirdigi yetmiyormus gibi acaip acaip gitar sololari atmaya basladi; deli gibi bisey!..
  • tiyatroda sümeyye erdoğan krizi basligina girdigi entry, zaman gazetesinde referans olarak kullanilmis. zaman gazatesine malzeme olacagini bilse belki de bu entryi yazmazdi. tarihe not dusulsun diye buraya yazalim ne dedigini..

    "bir gün biri çıkıp da "öyle bir gün gecelek ki, bir gün bir yerde sümeyye erdoğan'ı savunmak durumunda kalacaksın" dese, okkalı bir "ha siktir ordan" der giderdim.

    o gün de gelecekmiş meğer.

    olayın kahramanlarından biri olan (ki haberde ismi dahi geçmiyor) sipahibaşı rolündeki "tolga tuncer"'in cümbüş sahnesinde seyircilere sataşmasının yersizliği devlet tiyatroları kulislerinde sıkça konuşulan bir konudur. her ne kadar haberde metinde geçtiği iddia edilse de bu sataşmalar tamamen tolga tuncer'in götünden uydurduğu seyirciyle bağ kurma çabalarından öteye gidemez. ki tolga tuncer'in bu konuda oyunun yönetmeni şakir gürzumar tarafından çok daha önce uyarıldığı da kulağıma gelenler arasında. (hatta ve hatta tolga tuncer'in bu sataşmaları şakir gürzumar'ın izlediği oyunlarda yapmaktan özenle kaçındığı da oyuncular tarafından bilinir.)

    fakat bu sataşmalar genelde seyirciye sevimli görünme çabaları olduğundan dolayı izleyiciler genelde pek takılmazlar. yukarıda da söylediğim gibi "gereksiz" ve "keyfi" bulmamdan dolayı yapılmaması gerektiğini savunan ben bile izlediğim oyunlardan birinde sataşmalardan biri bana denk gelince gülüp geçmiş, tepki verme gereği duymamıştım.

    düne kadar olayı genç osmanda oynayan bir kaç arkadaştan "aabi tolga gene takıldı seyircilerden birine hatun kalktı gitti ardından 200 kişi daha kalktı gitti olay oldu görmen lazımdı." şeklinde duyan ben tepki veren seyircinin sümeyye erdoğan olduğundan bile haberim olmadan "kalktıysa hakkıdır abi, millet oyun izlemeye geliyor oraya. sahneden üzerine laf atan bi adama saygı göstermek zorunda değil." şeklinde tepki vermiştim ki muhabbetin devamında tolga tuncer'in "takılma" kalıbından biraz çıkıp bariz bir şekilde terbiyesizlik yaptığını öğrendiğimde kalkıp giden seyirciye bir kez daha hak vermiştim.

    az önce radikal okurken denk gelen haberle bu kadar içinde olduğum bir olayın kahramanlarından birinin sümeyye erdoğan olduğunu görünce şaşırdım haliyle. fakat sonra sözlüğe girip hakkında yazılanları okuduğumdaysa sadece "güldüm."

    olayı bilmiyorsunuz,
    oyunu bilmiyorsunuz,
    oyuncuları tanımıyorsunuz,

    gazetedeki haberde ne yazdığı pek de umrumda değil (ki olayla alakasız şeyler yazıyor) bu üçünden herhangi biri hakkında zerre fikri olmayanların konu hakkında yorum yapmaması gerektiğini düşünüyorum.

    komik oluyor zira.

    salonu terk eden seyircinin ahmet, mehmet veya sümeyye erdoğan oluşu beni ilgilendirmiyor. bu keyfi terbiyesizlik karşısında tepkisini kişisel olarak koymuştur ve bu durumda (benim gözümde) tamamen haklıdır. bakın ardından kalkıp giden polis okulu ekibi konusuna girmiyorum. o apayrı bir konu. fakat kimse bana kalkıp da sahnenin kutsallığından, sahnedeki oyuncunun söylediklerinin karakterin söyledikleri oluşundan kişisel algılanmaması gerektiğinden falan bahsetmesin.

    yukarıda da defalarca söylediğim gibi tolga tuncer'in her oyunda yaptığı reji dışı sataşmalar tamamen oyuncunun götünden uydurduğu kendi şovunu yapma çabasıdır. (yine oyunda oynayan arkadaşların sürekli söylediği kadarıyla) bazen yer yer haddini aştığı oluyormuş fakat genelde seyirciler buna gülüp geçiyor fakat (tekrar söylüyorum) kimse bunu kaldırmak mecburiyetinde değil. kaldıracak insan var, kaldıramayacak insan var. tolga bey bu riski alıyorsa yaptığının da arkasında durmalı. üzerine çıkıp oyun oynadığı o sahne "karakter" kalkanına bürünüp seni izlemeye gelmiş insanlara terbiyesizlik yapma yeri değil.

    not: şu kadar yazıdan sonra "birader sen kimsin" diyenler için. oynuyorum efendim, devlet tiyatrosunda.
    not2: bir de 150 polis olayı var. #22978115"
  • sümeyye erdoğan krizine olayın içinden biri olarak tarafsız bakmayı başarmış, işine mesleğine arkadaşlığından daha fazla saygı göstermiş, bir holigan gibi meslektaşını ölümüne savunmak yerine sanırım pek de sevmediği bir iktidarın, başbakanın kızını savunmuş yazar. bazı ekşi sözlük yazarlarının ak parti karşıtlığını bu yazar üzerinden gerçekleştirmesi bence yanlış. adam iktidarı değil, başbakanın kızını değil sadece ve sadece mesleğinin doğrularını savunuyor. helal olsun.

    sekko'yu tanımıyorum hatta nicki tanıdık bile gelmedi ama kendisine ve yazdıklarına güveniyorum ve ufak bir teşekkürü borç bilirim. benim gibi ak parti iktidarından memnun olmayan birisine, iktidar ile ilişkili bazı olaylara kör bir açıyla yaklaşmamam, ön yargılarla bir kanıya varmamam gerektiğini göstermiş daha doğrusu hatırlatmıştır.

    ha bu arada zaman bunu da yaz; (bkz: zaman gazetesi'nin ekşi sözlük referanslı haberi/@sekko)
hesabın var mı? giriş yap