• martine cole'un aynı adlı romanından uyarlanan dört bölümlük bir ingiliz mini televizyon dizisi. 2009'da yayınlanmış bu dizinin en merkezi karakteri freddie isimli sosyopat ise tom hardy tarafından canlandırılmaktadır. kadrodaki diğer yetenekli ingiliz aktör ve aktrislerden sadece brian cox'u tanıdık sima olarak sayabilirim. organize suç, suçlular, bu suçluların aileleri ve birbirleri ile olan ilişkileri gibi anahtar sözcüklerle tarif edebileceğimiz diziye imdb isimli web sitesinde 7.8'lik bir değer biçilmiş, ilgilenen linke şöyle ulaşabilirler.

    çoğu zaman sakin, gri, sık sık ailevi, yer yer bol gerilimli the take, özellikle tom hardy'nin performansı sayesinde asla monoton olmuyor.
  • yaşanan ekonomik krizde, boşalip giden, patronlarin kaçip gittiği fabrikalari yeniden işletmeye çalişan arjantin'li işçilerin belgeseli. bu fabrikalarda sadece üretim yapilmiyor, her fabrikada epey geniş alanda sanat faaliyetleri, eğitim etkinlikleri vs düzenleniyor. yani mekanlar bir nevi halkin ortak mali olarak da kullaniliyor. bu fabrikalarin birine devlet zorla el koymaya kalkişiyor bugünlerde, aşağidaki linkte imza metni olan uluslararasi bir kampanya ile dur denilmeye çalişiliyor.

    http://www.petitiononline.com/zanon/petition.html
  • ilgi cekici belgesel.
    "eger biz bir fabrikayi patronsuz yönetebiliyorsak kim bilir belki bütün ülke de bu sekilde yönetilebilir" gibi ilgi cekici ve düsündürücü konusmalar var bu belgeselde.
  • çiçek abbas filminden daha karanlık.. daha leş bir dünyanın mini dizisi..
    eşikteki beşikteki yaşlısı başlısı içerdeki dışardaki bütün karakterler sorunlu.

    --- spoiler ---

    bir sahnede türk karakter, patrişya adlı hatuna diyor ki;
    -türkiye'de olsaydın senin ağzını burnunu dağıtırdım (mealen)
    kadın cevap veriyor;
    -burası türkiye değil avrupa birliği(eu)!

    skimsonik bir meseleyi medeniyet çatışmasına bağlamak...
    aynı türk karakterlerin (rollerine ve hikayedeki kapladıkları alana bakınca) oldukça gereksiz ve abartılı bir intikam hırsıyla hunharca öldürülmeleri vs..

    şuurlu ingiliz ibneliği, midnayt ekspres kafası..

    --- spoiler ---

    neyse ki tom hardy faktörü diziyi seyredilebilir kılıyor meraklısı için...
    hakkını yemeyelim yavşağın(rol icabı)...
  • (bkz: bastille day)
  • ilk bölümünü an itibariyle izlediğim ingiliz yapımı dizi. diziyi izlerken biraz soprano, biraz scarface tadında bulunabilir lakin tom hardy' nin performansından etkilenmemek mümkün değil. aslında iyi yürekli ama yaşanmışlıklar ve egosu yüzünden herkesin hayatını mahveden bir adamın hikayesi. güzel bir ritmi olan bu dizinin en önemli unsurlarından biri ingiliz absürtlüğü ve tabi ki müzikleri.

    edit: 2. bölümü izledikten sonra bencil ve kıskanç bir insanın yapabileceklerinin sınırı olmadığını görebileceğiniz dizi olarak tanımı genişletmek istiyorum. öyle ki kendi yaşamını güzelleştirmek ve elindekinin değerini bilmek yerine, özendiği insanların hayatını mahvederek kendisi gibi çamurda yaşamalarından medet umacak kadar bencil bir adamın hikayesi.
  • tom hardy nin fazlasıyla arızalı bir tipi canlandırdığı mini dizi.
  • tom hardy'i keşfettiğim mükemmel mini dizi. yıllar sonra herkes bu adamı konuşurken "ben yıllar önce biliyodum oğlummm" diye övünüyorum. sanki herifin elinden ben tuttum amk.
  • çok güzel bir olay örgüsü olan karakterler ve gelişimleri gayet güzel işlenmiş ama sonuyla içine sıçılmış bir mini dizi, cidden bu diziye bu sonu mu layık gördünüz ? türklerin bir çırpıda hiçbir şey gibi harcanmaları ve türk diye arapları oynatmaları da sinirimi bozdu. tom hardy de bir yere kadar taşıyabilir sizi kusura bakmayın ama vasat bir mini dizi olmuş.
  • dört bölümlük mini dizi şeklinde çekilen ancak tek parça olarak üç saate yakın bir film şeklinde alternatif sunumları da bulunan the take, the ırishman’ın esip gürlediği şu günlerde ona alternatif olarak izlenebilecek suç dünyasına dair güçlü bir roman uyarlaması. the take; her şeyden önce gerek canlandırdığı freddie karakteri, gerekse oyunculuk resitali sunduğu performansı ile tom hardy’nin ön plana çıktığı bir film. hapisten çıktıktan sonra kuzeni ve çocukluk arkadaşı jimmy ile birlikte suç dünyasının baronları arasında yer bulmak için mücadeleye girişen freddie karakteri ile tom hardy dik başlı, kural tanımayan, ahlaktan ve etikten yoksun suçlu profilini o kadar başarıyla canlandırmış, o kadar kendinden katarak oynamış ki hayran kalmamak mümkün değil. öte yandan film, hardy’nin yarattığı freddie karakteri üzerinden kötü insan olmanın çok çarpıcı bir resmini çizmiş ve kötülüğün genetik olarak aktarılabileceğine dair çarpıcı bir vurgu da yapmış. arka planına suç dünyası aktörlerinin aile içi ilişkilerini koyan ve bu konuda oldukça iddialı bir kurguya imza atan film, ingiltere suç dünyasına ve o dünyanın kirli ilişkilerine mercek tutarak suç dünyasında dost ya da akraba olsun çıkarlar çatıştığında kimsenin kimseyi tanımayacağına dair etkileyici bir hikâye sunuyor. “burası ab” sözü üzerinden türklere yaptığı gereksiz giydirmenin dışında gerek çok katmanlı kurgusuyla, gerek tom hardy’nin üst düzey performansıyla oldukça etkili bir suç dünyası filmi the take.
hesabın var mı? giriş yap