• herkes bi filme benzetmiş. ben de hangover!a benzettim. hiç bişey hatırlamıyolar. sonra ne bok yediklerini öğreniyoruz yavaş yavaş. bi mike tyson'ın kaplanı eksikti.
  • açıkcası tek cümlelik özetini isteyenler olursa içinizi boğmayan cube ve azıcık da village benzeri bir film olmuş. hızlı ilerliyor sıkmıyor ama 30-40 ergeni bütün film boyunca izlemek büyük bir handikap. kızı görünce ben bile bayağı heyecanlandım. bu son dediler çiftleşip çoğalacaklar sandım, artık ne kadar fesatsam. çocukların aklına bile gelmedi vessalam.
  • bu yıl içinde devamı gelecek olan film.

    halbuki yapımcılar ve yönetmenin filmin devamını çekmeden önce ekşisözlükteki entryleri tek tek okumaları lazımdı. ulan yaptığınız filmde bir sürü kurgu hatası varmış, açlık oyunları çakmasıymış, ergen zırvasıymış. niye çekiyonuz oğlum böyle filmleri? ekşisözlükteki değerli, akıl dolu eleştirileri okumasam izleyecektim ve 2 saatime yazık olacaktı!

    ey hollywood! ayağını denk al. bu sözlük christopher nolan ve onun deli saçması interstellar'ının bile amına koydu. film yapacaksanız önce burayı okuyacaksınız, en çok burayı okuyacaksınız.
  • --- spoiler ---

    40 tane ergenin arasına o kızı atıyosun ya, yeminle o kızın ağaç evden attığı taşlarla kafasını ezip ölüsünü sikerler bizim orda
    --- spoiler ---

    post apokaliptik dönem sevenlerin eğer sanat sinema kaygısı da yoksa çerezlik zevkle izleyebilecekleri film

    newt rolünde game of thrones'tan tanıdık bir yüz de görülebilir.
  • ilk film itibariyle kafalarda oluşturduğu sorulara tatmin edici cevaplar ver(e)meyen film.

    mesela benim kafamda;

    (bkz: la bu çocuklar size ne etti)
  • vay arkadas damak zevkimiz ne gelişmiş ne produksiyonlara bok atıyoruz. film gayet surekleyici, oyunculuklar harika, son ana kadar merak duygusu hic kaybolmuyor. evet, kötü dusunursek adamlar dizi gibi film yapiyor para icin diyebiliriz de kitap serisini adam tek filmde anlatsa bu sefer de kac filmlik malzemeyi bok etmis diyeceğiz. sonuc, eleştirel olmak icin kasmamak lazim, arkaniza yaslanip keyfini çıkarın.
  • --- spoiler ---

    kitapları okumadım; filmi de büyük beklentilerle izlemedim. dolayısıyla filmin geneliyle ilgili hayal kırıklığına uğramadım, aksine film son 3-4 dakikası haricinde gayet gerilimli, aksiyonlu ve oldukça başarılıydı. bu tür filmlerde (kitaplarda ya da) manasız romantizm olabiliyor, belki bu serinin de ilerleyen aşamalarında olacaktır ancak bu film için böyle bir şey saçma ve zorlama olurdu. ucundan kıyısından bile eklememiş olmaları güzel.

    ancak sonu tam bir facia. sürpriz son (twist) güzel bir şey; filmin sonuna kadar kabullenilen, adapte olunan, çözüldüğü sanılan bir şeyin ikna edici bir şekilde düşünülenin tam tersi çıkması insanların filmden aldığı keyfi birkaç kademe artıran bir şey. ancak maze runner için bence bu sürpriz son 80'lerin filmlerindeki "devam filmi çekilecek\çekilebilir" tarzı bir çakallık gibi durmuş. hani şu yaratık ya da katil öldürülür, her şey tatlıya bağlanır, derken kamera ıssız bir lokasyona odaklanır; topraktan bir el fırlar falan...

    sonla ilgili öncelikle gally'nin (will poulter) daha önce hiç girmediği labirenti nasıl geçtiği ve normalde açık olmayan bölmeye erişmesini sağlayacak anahtara nasıl ulaştığı falan tam bir muamma. hani burası sırf chuck (blake cooper) ölsün de son bir dram daha yaşansın diye baya bir uğraşılarak ve bence kurguyu yıpratma pahasına konmuş bir bölüm gibi duruyor.

    ava paige'in (patricia clarkson) söylediklerinden ise hiçbir şey anlamıyoruz. bir şeyler anlatıyor ama söyledikleri pek bir anlam ifade etmiyor. "virüse dayanıklı bir jenerasyon" diyor ama arkadaşların hiçbiri virüse dayanıklı olmadığını gördük (eğer elemanlara enjekte edilen virüs ile dünyaya musallat olan virüs aynıysa ve tabi gerçekten böyle bir virüs varsa). "tedavi umudumuz var, siz çok değerlisiniz" diyor ama kızın cebinde gelen ilaçların zaten virüsün etkilerini tamamen iyileştirdiğini yani bir aşı bulunduğunu gördük. gerçi bunları yazıyorum ama sonrasında ava teyzenin her şeyi tezgahladığını da gördük. işte filmin seyirciye ihanet ettiği yer de burası. nihayetinde yaklaşık 100 dakikalık bir filmin sonunda hiçbir şey bilmiyoruz; film bize bir şeyler anlatıyor, hemen ardından az önce anlattıklarının yalan olduğunu söylüyor ama sonra "arkası yarın" deyip perdeyi kapatıyor. e haliyle bu baya sinir bozucu...

    kitapları bilmiyorum ama serinin sonunda bu arkadaşlar truman show'un abartılı versiyonu gibi bir reality yarışma programının talihsiz oyuncuları (aaa açlık oyunları lan bu) da çıkabilirler, her şeyi zihinlerinde yaşayan talihsiz denekler de. (bu da bir filmdi ama hatırlayamadım)

    --- spoiler ---
  • içinde geçtiği üzeri açık labirentte tropikal iklim sürerken, duvarların dışında çöl iklimi süren filmdir.

    (bkz: amerikanyalılar yine başardı)
  • tarifini de yazayım tam olsun:

    - biraz lord of the flies,
    - yarım kilo truman show,
    - bir tutam lost gizemi,
    - gerektiği kadar twelve monkeys,
    - çok az nineteen eighty-four başkaldırısı,
    - kıyma halinde das experiment

    üzeri için:
    - resident evil distopik atmosferi

    fakat nedense bu kadar aparmaya rağmen hoşlandım filmden. parçaları bir araya getirme konusunda iyi iş çıkarmışlar. izlenebilir, eğlencelik işte.
  • klişelerle donatılmış vasat bir film. fazlasıyla tahmin edilebilir. böyle distopik kurgularda eğer konu çok iyi işlenmiyorsa komik bile olabiliyor. filmde herkes ağzı açık izlerken ben gülüyordum yani en azından. he "yaratıklardan korkmadın mı?" derseniz, demediniz ama derseniz, evet korktum. ama ben the villageda da çok korkmuştum. onun üzerine bir daha korku(!) filmi izlemedim. varın siz hesap edin.

    --- spoiler ---

    her amerikan filminde olduğu gibi bunda da kıvırcık saçlı şişko çocuk başaramadan ölüyor.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap