• kandinski görmeye gidebileceğiniz müze. müzenin kolleksiyonunda çok sayıda kandinski eseri olmasından daha önemli olan, zatı şahanelerine özel bir düşkünlükleri olması. çok sayıdaki picasso'ları sergileyecek bir picasso salonu yokken, bir kandinski salonu mevcut. dolayısıyla sergideki kolleksiyon 3-4 ayda bir değişse de her gittiğinizde bolca kandinski göreceğiniz kesin. müze şu günlerde tam kapasite çalışmıyor çünkü bir özel sergi için pek çok salon devre dışı bırakılmış. bundan dolayı giriş ücreti de 18 dolar yerine 12 dolar olmuş. girişte sunulan kulaklıklı kılavuzlar ve günde iki kez yapılan "uzman eşliğinde bir saatlik halk turları" beleş. söz konusu kılavuz ve "halk turu"nun memleketimdeki karşılığını bilen biri olarak kendilerini tebessümle kucakladım. eserlerin yanında yazan yazıları söylemesini belki fazladan ressam hakkında bir iki bilgi vermesini bekliyordum. "halk kim ben kim?" diyordum ki şöyle oldu: yalnızca iki tabloya baktık, bir de girişteki adsız ama 100.000 dolar olarak anabileceğim "iş"e baktık. ve evet bir saat sürdü. iki tablo da birer portreydi ve ilkinin karşısına geldiğimizde bilgi vermek yerine "hadi bakalım ellerinizi bu adamın yaptığı gibi yapın" dedi. evet işte ben de daha önce gördüğümü sandığım bu tabloda bir sürü ayrıntıya dikkat etmediğimi fark ederek tura başladım. tur sonrası kulaklıktan duyduklarım da hafife alınacak gibi değildi. "neresi kapalıysa kapalı, kandinski var ya gidecem, hem damping varmış oh oh" diyerek gittiğim müzede en çok hayran kalacağım tablonun pissarro'nun şu uyuz manzara resmi olacağı hiç aklıma gelir miydi? teşekkürler kulaklık.
  • new york taki tam adi solomon r. guggenheim museum olan muze tam bir mimari harikadir. soyle ki kanimca bu muzeye dunyadaki en sikici sanat eseri getirilip yerlestirilse, gene de guzel, gene de ilgi cekici gorunur. helezon seklinde yukariya tirmanilan yedi kat, bembeyaz ikiser/ucer galeriyle suslenmistir ve bu dizayn inanilmaz ferah, inanilmaz aydinlik bir hava vermistir iceriye. tabi bu yakin olmayan gelecekte opera onur carsisini sanat muzesine donusturme projesi icin basli basina bir ilham kaynagi olabilir.

    ayrica eger seyrettiyseniz daha once, ilk bakista cremaster 3un burada cekildigini fark edersiniz, oysa ki buyuk ihtimalle dusunememizssinizdir o beyaz beyaz katlarin aslinda birbirine bagli oldugunu.
  • cumartesi 17.45-19.45 arasi "pay what you want" dedikleri bir sistemle izleyici kabul eden muze. her ne kadar 10 dolar onerilir deseler de 1 dolar hatta 1 cent bile bagis yapsaniz girebiliyorsunuz. tabi burada epeyce bir kuyruk olusuyor.
    oyle bir mimarisi var ki, icine ne koyarsaniz koyun mimari ustun geliyor. frank lloyd wright'in bu modern mimari sahaseri her daim kendini sahneliyor.
  • genelde tasarim asamasinin baslangic ve gelisme evreleri elle kagit ve kalem ile gerceklestirilir, ondan sonra gosterim amacli olrak bilgisayara aktarilir.
    bu müze de ise tamamen tasarim asamasi da bilgisyarda gerceklestirilmistir.
  • olup olabilecek en islevsel tasarima sahip muze. spiralden cika cika ana sergiyi gezersiniz, en tepeye vardiginizda, yan taraftaki galeriye gecer, ordan da asagiya ine ine sabit koleksiyonu gorursunuz. ben nerdeydim, su galeriyi de gormus muydum gibi sorular aklnizi hic mesgul etmez. spiralin ic kisminin renginin, devam etmekte olan sergiye gore degistirildigi de olur.
    disi: http://www.sauna.org/…r/guggenheim-exterior-800.jpg
    ici: http://myhome.naver.net/…ht-guggenheim museum1 .jpg
  • enteresan mimari yapısı çok hoş olsa da kesinlikle museum of modern art ile karşılaştırılamaz. içindeki en güzel koleksiyon picassonun da resimlerinin bulunduğu* thannhauser collection'dur.
  • şu aralar frank lloyd wright'ın 142. doğum gününü ve müzenin 50. yılını kutlamak üzere bir tasarım yarışması düzenliyorlar. dünyanın her yanından tasarımcılara açık yarışma, 23 ağustos'a kadar katılıma açık.
    ayrıntılar için:

    http://www.guggenheim.org/…center/design-it-shelter
  • solomon r. guggenheim müzesi dünyanın en çok fotoğraflanan yeri imiş. kaynak: google tabanlı imaj paylaşım yazılımı sightsmap
  • new york'takinde vakti zamanında, ps1 tadında, first fridays adında her ayın ilk cumasında bir parti düzenlenirdi*. geceleri gerçekleşen bu partilerde giriş katı ve balkonlar hınca hınç dolar, insanlar alemlere akarken bir yandan da kültür sanat hareketleri yapardı. nasıl o kadar hıyar bir araya gelirde eserlere zarar gelmezdi anlamam.

    -börkecan gugenheimdayız biraz usturuplu davranalım. bak sanat manat a. k.
  • dahi mimar frank lloyd wright tarafindan yapilmis gordugum en baba binalardan biri.
hesabın var mı? giriş yap