• bu konuda m. serdar kuzuloğlu röp talebimi kabul etmişti, kendisi yoğun olduğu için cevapları henüz göndermedi ve fakat, o zamana kadar siz şu yazısıyla idare edin..

    --- spoiler ---
    o da sözlüğün yazarlarınatelif ödemesi gerektiğini düşünüyor-
    ne korkunç di mi??
    --- spoiler ---

    (http://www.radikal.com.tr/…r.php?ek=sa&haberno=2947)
  • sözlükten telif alıp almamak zerre umrumda değil samimiyetimle söylüyorum.

    benim derdim "sözlük neden yazarlarına telif edemiyor?" gibi bir soruyu gündeme getirenlere "defol git o halde!" türünde cevap veren kraldan çok kralcılarla. ssg yarın çıkar "arkadaşlar telif melif veremiyoruz çünkü şundan dolayı çünkü bundan dolayı.." dese "eyvallah" der, yazmaya devam ederim ya da bir daha yazmam. buraya üye olurken de "belki yazı yazarak üç beş kuruş alırım" diye de düşünmedim.

    lakin ssg'nin kendisi bile "telif konusunda fikrimi belirtmek istesem bunu basliginda yaparim o ya da bu baslikta laf atip tutmam. lakin bu konunun benim taraf tutmamdan bagimsiz tartisilmasini daha saglikli buldugumdan tartismanin gidisatini uzaktan takip ediyorum." derken, sanki babasının malıymış gibi bu telif mevzusunu açanlara "hain"miş gibi bakanları anlayamıyorum, sanırım anlayamayacağım da.
  • son 12 yıldır daha saçma bir şey duymamıştım. sen kalk tırtıl meslek yüksek okulu diye bir başlık aç (başlık mühim değil, yazana da lafım yok. anlatmak istediğim belli) hem de bunu açtım diye mesela para iste. ne süper bir fikir, çok dahiyane.

    bunu ciddi ciddi düşünen var mıdır gerçekten? fena halde kafa bulunuyor gibime geliyor..

    12 yıl önce duyduğum saçma şey; lise arkadaşımın timsahları görmek için amasya'ya gidip, orada evliya olduğunu anlayarak kendine türbe yaptırmasıydı. ciddiyse hiç komik değil, yaşanmışlık var çünkü. bip.
  • en normali, en doğrusu, en mantıklısı, en olması gerekeni. hadi ssg entryleri yayınlamak için yazarlardan subscription falan istese neyse de yazarlara ne oluyor? nasıl mantık lan bu? wordpress de paralı olsun o zaman, blogger da. adam sana evini açacak gel istediğin kadar kal diye, sen adamdan kira isteyeceksin. bir olaya bu kadar tersten bakabilmek için insanın bir hırsız kadar pişkin olması lazım, gözünü para hırsı bürümüş olması lazım. adamlar sana hiçbir karşılık beklemeden ülkenin en popüler platformunda düşüncelerini yayınlama şansı tanısın, sen sırtlarından vurmaya çalış. yauğğğ yuh!
  • burası bir dergi değildir.
    burada yazı yazanlar herhangi bir yazarlık yeteneği dikkate alınarak sözlüğe dahil edilmemiştir.
    dolayısıyla sözlükte yazan güruh homojen değildir.
    telif ya ödenecek ya ödenecek diye karanlıklardan bir yerden tansu çiller gelse bile, görece homojen olmayan bu güruha telifin nasıl ödeneceği belli değildir.

    şu halde ekşisözlük sitesinin ve şirketinin sahibi/sahipleri, ekşi sözlükle ilgili her türlü iktisadi konuyla ilgili tasarruf yetkisine sahiptir. alımların rica minnetle değil, katılımcıların gönüllü başvuruları ile gerçekleştiği bu ortamda yazarların telif talebini bu anlamda anlamak, anlayabilmek çok güç.

    hatta telifin gelmesi sözlüğün dinamik, kaotik ve çok sesli ortamını sıfırlayabilir de. çok sıkıldığım için buna örnek vermek ve açmak istemiyorum.
  • ahah, yazarlık yeteneği derken neyi kastediyorsunuz abicim siz?? ayşe özyılmazel/nur çintay da telif alıyo yazdıklarından.. ona ne diceksin??

    kaldı ki, burada telifin nasıl ödeneceğini tartışmıyoruz: o noktaya gelemedik bile farkındaysanız.. ödenmemesini tartışıyoruz..
    "ay ödenirse tüm sözlük mahvolur.." demenizeyse gülemiyorum bile: sanki binyıllardır "ortalamalaşan sözlük.." diye ağlayan siz diilsiniz: nasıl bi dip algısı ki bu, bi türlü ulaşamıyoruz??

    ayrıca, buraya telifin ödenmeyeceğini bilerek gelmiş olsanız bile, sözlük her entrynizi lisanslıyo şekerler: o yüzden altta copyright bilmem ne yazıyo..
    falan filan..
    anlıyoruz ki, ii bişiiymiş çoğu yazara göre bu..
  • sözlüğe tamamen duygusal yaklaşmaktan ileri gelen bir yakınmadır. şöyle bir yüz ifadesiyle dile getirilmesi makbuldür. $__$

    şahsen, maddiyat ve maddi kaygıların içerisine dahil oldukları hiçbir kavramı güzelleştirdiklerini görmediğimden desteklemeyeceğim bir talebin ifadesidir de.

    ayrıca, yazarın sözlüğe kattıkları ve sözlüğün yazara kattıkları kıyaslandığında, kimin kime ne anlamda bedel ödemesi gerektiği de tartışmaya açılabilir. burada "sözlüğün yazara kattıkları" kısmındaki "sözlük" kavramını da, sözlüğe yazan diğer yazarların oluşturması ise ayrı bir güzelliktir. yani özetle herkes birbirinin yarattığı içerikten bir şekilde faydalanmakta, eğlenmekte, bilgilenmekte, tartışmakta, güzel vakit geçirmekte, tavsiye almakta vesairedir. sözlüğün 99 yılında penayla kano kullanarak yola çıkmasının ardından 10 yıl içinde bu hale gelmesinin altında, kişilerin tamamen kendi istekleriyle bu paylaşımın içerisinde yer alma istekleri yatmaktadır.

    hal böyleyken evirip çevirip olayı yine paraya bağlamak, bir şekilde sözlüğün reklam gelirlerinden pay talep etme çabasına girişmek olacak iş değildir. birinin fikri ile, emeği ile ya da şansı ile bile olsa kazandığı paraya bakıp ağız sulandırmak toplumumuzda sıkça rastlanan bir sendrom olduğundan da yadırgamamak gerekir.
  • bunu diyen: ayşe özyılmazel/nur çintay da telif alıyor..

    bunu da dedi: sabri kim tarafından belirlendiği belli olmayan yeteneğiyle galatasaray'dan yıllık tonla para alıyor ama ben mahallede olsun halı sahada olsun daha iyi top oynuyorum hem saçlarım da daha güzel, ben de mahallede halı sahada top oynadığımda para almak istiyorum..
  • ortalamalaşan hatta ortala-mallaşan sözlük eleştirilerini yapan biri olarak diyebilirim ki; tam da üzerine bastınız. homojen değil derken ben neyi kastediyorum sanıyorsunuz? neyi nasıl değerlendireceğiz, ölçmesi, değerlendirmesi belli olmayan bir ortamda telifi nasıl ödeyeceksin? tam da bunu konuşuyoruz, tam da bunu tartışıyoruz.

    ekşi sözlük yazarları ile ulusal gazete yazarlarını karşılaştırarak konuyu tuhaf bir yere çekme çabasına da ben gülüyorum, buyrun bakalım. oradaki ticari ilişki, profesyonellik ve sözleşmeden doğan akitlerle buradaki gönüllü yazarlığı; ilkokul öğretmeni tavrı edasıyla elmayla armutu toplattırarak aynı kefeye koymanıza gülüyorum. müthiş tespitler gerçekten.
hesabın var mı? giriş yap