5 entry daha
  • bazen kırmızı ışıkta*** telaşla koşarak karşıdan karşıya geçerim, o sırada ağzımdan breaking the law mırıltıları çıkar.
  • mirc'de anarchist kanalına girmek.
  • bu sefer 13-14 yaşımdayım. gıcık olduğum bir kaç hane komşumuz vardı. sokakta top oynamaya laf ederlerdi, bahçelerindeki meyve ağaçlarından zırnık koklatmazlardı, suratsızlardı bi de. şirincecik çocuğuz lan?? neyse.

    ben de devamlı bilimum tüpçüyü, lahmacuncuyu, dürümcüyü, sucuyu arayıp onların adına ve adresine sipariş verirdim haftada bikaç kez. sonra da camdan izlerdim.

    bigün karşılarına çıkıp "ulan o paso kapınıza dayanan lahmacuncu ve tüpçü vardı ya? onu sırf siz aklınızı başınıza alın diye ben yolluyordum ulan! onlar benim adamlarım ben güçlü bir adamım!!!1!!" diyicektim.

    olmadı lan. götüm yemedi.
  • otobüste, orta kapı açılmasına rağmen ısrarla önkapıya gidip oradan indim.
  • daha 11-12 yaşlarındayım. işlek bir caddede çocukluğun verdiği gazla olsa gerek parende ata ata karşıya geçmeye çalışıyorum. içimden de "ne olacak amına koyim,sikerler arabanın şasesini" diyorum. tam boş bir anı buldum, başladım parendeleri sıralamaya. sonra, karşıya geçtim. bir tane araç biraz yavaşladı, camını açtı, bende bekliyorum ki "vay be çocuğa bak ne taklalar, parendeler atıyor". adam açtı camı "senin ağzını sikeyim" dedi. hem anarşiklikti bana göre, hemde hayalkırıklığı.

    o gün bugündür denize veya havuza balıklama atlamıyorum.
  • ondört, onbeş yaşlarındayım sene 98. kuzenimle su tabancalarının içerisine çamaşır suyu doldurup akmerkeze gittik. önümüze ne geldiyse vakko,mango,diesel girdik çaktırmadan sıkıyoruz kıyafetlere, cephanemiz bitmeye yakın ilk uğradığımız mağazalardan biri olayı çakozlayıp güvenliğe haber vermiş.

    alışveriş merkezinde olanüstü hal ilan ettiler, çıkanların üstlerini arıyolar filan. eylem silahlarını tuvalete atıp, şüpeli hareketler sergilemekten kaçınınıp sıvışmıştık. acayip eğlenceliydi!
  • üniversitenin ilk yılları, tribünden tribüne koştugumuz, deplasman ayırt etmedigimiz, forumlarda hevesli hevesli organizasyonlar düzenledigimiz seneler. bir dönem, duvarlara spreyle beşiktaş sevgisini işlemek oldukça moda olmuştu. duvar yazıları capsleri havalarda uçuyordu. benim de çorbada tuzum olsun diyerek, bir gece bu işi yapmaya heveslendim.

    bir arkadaş ile sözleştik. o, spreyleri temin edecek, ben de en çok göze batabilecek bir duvar bulup yazıyı yapıştıracaktım. nasıl bir görev aşkıysa, gece 4'e kadar gözümü kırpmadım. buluştuk. hedef arayışındayken, cadde üzerindeki bir duvarda bulunan büyükçe bir "fenerbahçe" yazısı üzerinde oynama fikri oluştu birden benligimde. "heh bunun hemen altına da -kocanız beşiktaş- yazarsam şahane olur" diyerek işe koyuldum. "kocanız" kısmını sorunsuz tamamladım. bir yandan da caddede devriye atabilecek polislere karşı tetikte bekliyordum. tam beşiktaş kısmına geçmişken, takriben 100 metre ötedeki polis lojmanının nöbetçisini farkettik. adam belli ki kıllanmış, pis pis kesmeye başladı bizi. o an tutuldum, üç buçuk atmaya başlayan bünye spreyi sıkmama engel oluyordu. bekçi bir süre sonra götüm götüm bize dogru yaklaşmaya başlayınca, bu işin daha fazla devam edemeyecegine kanaat getirerek, topuklar göte çarpa çarpa olay mahalinden uzaklaştık.

    sonuç; duvar boyanana kadar, üstte "fenerbahçe", altında "kocanız p" ** yazısı yaklaşık 1 ay orada sergilendi. vallahi çok anarşikti. hey gidi.
  • 5-6 yaşlarındayım. istanbul fatih'de oturuyoruz o zamanlar. bilen bilir pimapen pencerelerin çerçevelerinde sanırım tırnak denilen küçük beyaz şeyler var. kolayca çıkıyorlar.

    işte bi gün arkadaşlarla mahallede giriş kat dairelerin pimapen pencerelerinin tırnaklarını söküp kanalizasyona atma eylemine giriştik. sanırım yeni yeni yayılmaya başlayan pvc pencere sistemlerini protesto eylemiydi bu. ağaç pencerelerin nesi vardı ki lan hem??
344 entry daha
hesabın var mı? giriş yap