dalalet
-
yoldan çıkma. sapkınlık.
-
(bkz: gaflet)
-
-
azma.
arapçadır. isimdir.
ikinci a'nın üzerinde şapka vardır ve uzatılır. -
fatiha suresinin sonunda "...ve leddalliyn" yani "dalalet edenlerin...." (yoluna sokma bizi) sözü ile kastedilen eylem.
hidayetin tersidir. -
ilk olarak atatürk'ün gençliğe hitabesinde duyduğum/tanıştığım bu kelimenin esaretinden kurtulalı uzun zaman oldu ama hala tüylerimi dikenleştirme yetisi var. ne pis bi kelimesin çocukluğumu yedin. hep seni ve gafleti bi insan profili olarak düşündüm, eli kanlı. hidayet ile bir olup omuğuza koduğumuz güne kadar çekindim hep sizden. ama artık ne gaflet var, ne dalalet hatta hıyanetin pipisi düşsün. yaşasın delalet!
-
fuzuli'nin "ben akıldan isterim delalet, aklım bana gösterir dalalet" beyitinde delaletle arasındaki ince cizgiyi gorebiliriz.
-
fatih camii'nden
...
siyeh-reng-i dalâlet bir bulut* şeklinde mâziler,
civârından kaçar, bulmaksızın bir lâhza istikrar;
...
(bkz: mehmet akif ersoy)
tamamı için: #14261054 -
sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma.
-
aynı zamanda '...ve hatta hıyanet ...' şeklinde ilerleyen hitabe cümlesinin ortasında geçen kelime
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap