• laiklik ve dinin uyumsuz noktalarını çok isabetli bir şekilde açıklayan insan. hatta kendi içerisinde o kadar tutarlı ki, tam olarak inancını uygulayan bir müslümanın laik olamayacağı sonucuna varıyor insan. bu konudaki argümanları genelde "eğer evrenin tek doğrusu olarak bir dine inanıyorsanız, politikaya din karıştırmamakla bu kutsal doğrudan sapmış ve haliyle yanlış yapmış olmuyor musunuz" çizgisinde gider, düşüncelere sevk eder. müslüman olsam, imanım kuvvetli olsa peşinde devrimci olurdum herhalde.
  • bugün islam ülkelerinde sığır gibi her suçun yahudilere ve abd'ye yüklenmesinin sebebi bu adamdır.

    her günahın sebebi dediği ülkede en çok gözüne kiliselerin batması bana hep ironik gelmiştir. kiliseleri din pazarlamak, siyasete bulaşmak ve üzerinden türlü faydalar elde etmekle suçlamıştır. bir de ona göre kiliseler, rahiplerin sağladığı kutsallık atmosferinde, karşıt cinslerin buluştuğu, karıştığı ve birbirine temas ettiği danslar yapılan eğlence salonlarıdır. rahipler işi dansı azdırmak için ışıkları kısmaya kadar vardırmıştır. kutub, bariz bir tiksintiyle, "dans gramofondan dökülen notalarla ateşlenir ve dans salonu bellerin ve kalçaların kıvrıldığı, ellerin bellere dolandığı, dudakların ve göğüslerin birleştiği bir yer haline gelir ve havaya şehvet hakim olur" diye yazıyordu.

    islam'a karşı savaşta yahudilerin, özellikle dini değerlere karşı haince rolünden de sıkça söz eder: "ateist, materyalist anlayışın arkasında bir yahudi (bkz: marx); hayvani cinsellik anlayışının arkasında bir yahudi (bkz: freud); ailenin yıkılması ve toplumdaki kutsal bağların çözülmesi arkasında bir yahudi (bkz: durkheim) vardır"

    bence bu herifin anti-amerikancılığı bir biçimde amerika'yı ziyaret etmiş olmasından dolayıdır ve eğer bakanlığı onu herhangi bir avrupa ülkesine göndermiş olsaydı benzer bir tepki gösterecekti. ama o tarihte amerika önem kazanmıştı ve kafir dünyadaki, iyi ya da kötü, liderliği giderek kabul ediliyor ve tartışılıyordu. amerika'nın günahkarlığı yanında yozlaşmışlığı ve ardından islam ve müslüman halklar için bir tehdit oluşturması müslüman fundamentalist çevrelerde imanın şartı haline geliyordu.

    o nedenle bugün türkiye'de yaprak kımıldasa suçlusu sırasıyla abd, yahudiler ve coca cola ise sebebi bu adamdır. bu salak düşünce şekli ve sorgusuz düşmanlık yüzünden ülkenin götü sikilirken devlet erkanı ramazan sofrasında coca cola yerine fanta içmektedir.
  • mısır'ın necip fazıl kısakürek'i olmasından ne kadar tarak kürek bir adam olduğu anlaşılabilecek şahıs.
  • fikirleri bağzı "solculara" has ikiyüzlülüke radikal bulunan islamcı düşünür, müfessir.

    seyyid kutub'un bir kısmına katılmadığım devrimci fikirlerine bazılarının yaklaşımı için iki yüzlülük tabiri hafif bile kaçabilir. hususiyetle de kendisi el kaidenin ideoloğu olarak lanse etmek ise (amerikan kaynakların bir iddiası olması bir yana) marx'ı yahut lenin'i, stalin'in sovyet rejiminin katliamlarından mesul tutmak gibidir. evet merhum radikal bir siyaseti savunmuştur. ama bu mesela silahlı direnişi savunan sol düşünceden ne kadar farklı? dünyanın dört bir tarafında gerilla mücadelesi vermiş sol liderler hümanist ağıtlarla idolleştirilirken müslüman kardeşler ve kutup entellektüel infaza maruz bırakılır. neden? demokrasiden yoksun, çakma sosyalist bir rejim vaz eden popülist nasır'a karşı çıktığı için mi? müslüman olduğu için mi? ikisi birden mi? batı'lı değerler kümesini reddettiği için mi? unutmamalı ki 19. ve 20. yy. marksizm'inin de önemli bir damarı burjuva kültürünün ürettiği sanattan, siyaset felsefesine kadar bir çok ürünü reddetmiştir.

    her şeyin ötesinde kutup benim için inandığı, yazdığı ve çizdiği şeyler uğruna ölmekten zerre kadar çekinmeyen bir adamdır. kendisine nasır'dan af dilemesi ve pişman olduğunu söylemesi karşılığında af teklif edildiğinde sözü şudur:

    "ben allah yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. namazda allah'ın birliğine şehadet eden parmağım, tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf dahi yazmayacaktır.... eğer allah kanunuyla mahkum edilmişsem ben hakkın hükmüne razıyım. yok eğer batıl kanunlarla mahkum edilmişsem, ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem."

    seyyid kutup'un davası sosyal adalet ve siyasi meşruiyet davasıydı. netekim ölümünden 40 yıl sonra susan buck-morse gibi siyaset kuramcıları kutup'un fikirlerinde global solun kendini özdeşleştirebildiği bir damar bulabiliyor ve bunu medeniyet kavramı üzerinden yürütülen sathi, yüzeysel ve iki yüzlü tasnif ve sınıflandırmaların ötesine geçerek yapıyordu.

    ruhu şad olsun. onunkisi gibi bir ölüm çok az kişiye nasip olmuştur.

    edit: imla, anlatım.
  • "...
    seyyid kutup, yoldaki işaretler adlı “devrimci” kitabında, müslümanların yozlaşmasının 8. yüzyılda yunan klasiklerinin tercümesiyle başladığını yazmıştı! bunu yazarken dünya 20. yüzyılın tam ortasındaydı!
    ..."

    http://www.hurriyet.com.tr/…_campaign=yazarsonyazi,
    taha akyol
  • islam coğrafyasınının başının dertten kurtulmamasına sebep bütün fikirlerin ve aksiyonların müsebbibleri gibi seyyid kutub da bir süre gavurların yanında eğitim görmüş ve çalışmıştır. kendisi 1948-1950 yılları arasında gavur amerika'da yaşamıştır. ve amerikan hayatını ve kızlarını çok ilginç bir şekilde tanımladığı yazıları vardır.

    oralarda kendisine müslüman kardeşler'in entelektüel büyükbabası derler. ve şöyle yazmıştır kendisi:
    "the american girl is well acquainted with her body's seductive capacity. she knows it lies in the face, and in expressive eyes, and thirsty lips. she knows seductiveness lies in the round breasts, the full buttocks, and in the shapely thighs, sleek legs and she knows all this and does not hide it."

    ama tabii seyyiddir, kutuptur, şehittir, alimdir... bla bla...
  • siyasal islam denilen bok çukurunun mucidi olan ajan hain.

    ebu bekir el bağdadi bu puştun başarılı olmuş halidir.
  • öyle bir insan ki;
    ben mit başkanlığı değil, cia şube müdürlüğü yaptım diyen mehmet fuat doğu tarafından kitapları türkçe'ye tercüme ettirilen kişidir seyyid kutub.

    bu kitapları tercüme ettirilen fuat doğu tarafından diyanet işleri başkanlığına getirilen yaşar turnagür.

    yaşar turnagür ve fuat doğu tarafından yıldızı parlatılan fethullan gülen.

    yahu bu dörtlünün olduğu masadan iyilik çıkar mı?
  • türkiye'de mit başkanı fuat doğu sayesinde kitapları yayıldıkça yayılmış, bugünkü siyasal islam belasına o sayede bulaşılmıştır.
  • mısır'da 1906-1967 yılları arasında yaşadı. siyasal islam'ın fikir babası. islam'ın iktisat sistemini sosyalizme göre açıkladı. ihvan-i müslimin adlı gazetede yazarken 27 kasım 1954'te mısır devlet başkanı cemal abdunnasır'a suikast girişimiyle itham edilince tutuklandı. 15 yıl hapse çarptırıldı. 10 yıl hapisten sonra dönemin irak devlet başkanı abdusselam'ın, abdunnasır'a ricasıyla affedildi. hapisten çıktıktan sonra 1965'te "yoldaki işaretler" adlı kitabını yazınca yine tutuklandı. darbecilikle suçlanıp idam edildi.
hesabın var mı? giriş yap