• "aşırı kutlanım" (overcongratulation; overdetermination gibi yani) nosyonunun canlı bir örneği. vay yaban arılarının çiçeğe konmasını akla getirmiş de vay kraliçeler ağlamış da, vay dünyanın emekçilerinin en nadide annelerindenmiş de ... kardeşim iyi güzel, biz de severiz saryade'yi, anne olacağıdı, olmuş çok şükür sağlıklı sıhhatli... miniğe ve kendisine hep birarada olsunlar, sağlıklı, mutlu olsunlar dileklerimi gönderiyorum. fakat orada durun arkadaş!!! ben bu oyunu bozarım.

    lan beş milyon tebrik yazmışsınız şu hanıma, babasından bahseden yok çocuğun. bu mu sizin emek anlayışınız? bu mu daha güzel bir dünya için el ele veren, emekçiyi baş tacı eden yaklaşımınız? hani paylaşım? hani sevgi, biradalık, birlikte terlemek, emek, ekmek, süt?hani nerde? ben de inadına babasını kutluyorum kardeşim. kendisini tanımıyorum ama burdan sesleniyorum: arkadaşım çok tebrik ederim, minikle ve eşinle ve tüm sevdiklerinle mutluluklar dilerim, tebrik ederim.

    helal olsun enişte!

    not 1: bu entry'imi de nikahlarda/düğünlerde önce aklı başında konuşmaya başlayıp sonra transa geçip cozutan ve damadı ekstradan öven gelin tarafından sempatik dayı tadında bitirdim. hiç pişman değilim. helal olsun enişte!

    not 2: bir de bir düzeltme yapmak istiyorum. saryade ve enişte'nin bebelerinin adı aze denmiş, çınar denmiş. yanlış. yavrumuzun adı ali haydar marx. bence de fazla iddialı bir isim olmuş. keşke aze çınar olsaydı. gerçi bu isim de favorim değil. kızlarda zeynep ismini çok severim. erkeklerde ise favorim bünyamin ismi. hoş bir tınısı var. niye bu kadar uzattım bu entry'i hiç anlamadım. herkesten özür dilerim.

    not 3: şunu da söyleyip gidiyorum: şimdi bu gibi anarşik, entelektüel, muhalif çiftler eğitim sistemini falan hep eleştirdikleri için çocuğu okula göndermek istemeyebilirler. bakın 30.000 yazar, yüzbinlerce çaylak, milyonlarca okuyucu ve fatih altaylı'nın tekzip metninin gücü adına sesleniyorum: sizi sevdik, saydık, kutladık gençler. ama sakın ola ki bu miniği okula göndermezlik yapmayın. önce okulunu okusun, ekmeğini tutsun, sonra gene eleştiririr sistemi... bakın erkin koray'ın çocuğuyla murat açıköğretim kursunda yan yanaydık. erkin baba da anlamış hatasını... lütfen diyorum. kardelen olmasın bu çocuk. tekra tekrar bu iki genci kutluyor, miniğe sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum. helal olsun enişte!!!
  • ben bu kadını yıllardır tanıyorum; ama aslında sanki o yıllardan da eskiden beri biliyorum. hani sanki sokakta ezana kadar beraber oynamışızcasına, ilk regl' imizi sır gibi paylaşmışcasına, annemlerden saryadelerde kalmak için izin dilendiğim yıllar olmuşcasına.ama onca tanımaklık arasında ilk gözyaşını bugün gördüm; kızının topuğundan kan alınırken. o anne gözlerinden kan alan hemşireye akan kızgınlığı gördüm. saryade anne oldu en içlisinden, en mutlusundan.
    kadındı, sosyalistti, muhalifti, feministti,aşıktı, şimdi de anne.

    ben dayandım ağlamadım. ne zaman ki cinarliada saryadeyi alnından öptü, o arada saryade gözleri buğulu; kızına baktı, ben de dayanamadım.

    artık üç köşeli bir aşkın parçasıdır kendisi; kız anası diyesiniz kendisine.

    cınarliada sevgilisi, aze çınar annesi, öperim süt kokulu gıdından.
  • yaptıklarını açıklamak isteyen yazar:

    yaşanan "piyes"ten rahatsız olmuştur bir çok yazar gibi. özellikle moderasyonun sonraki tepkisinden. "eğlendik biz ciddiye almayın sözlüğü" demelerinden. "sizin üzerinizden tespit yaptık" demelerinden... çünkü saryade sözlüğü ciddiye alan bir yazar. emek harcadığı heryerde olduğu gibi.. saryade insanlara saygı duyar ve kendisine de saygı duyulmasını ister. ve denek yerine konduğunu öğrenmek, bir moderatör tarafından ısrarla darbenin gerçek olduğuna inandırılmaya çalışılıp ardından "ahahahhah eğlendik yahu" denmesini kendisine saygısızlık addeder.. yapılana inanılıp inanılmaması değil piyesi yapanların niyeti önemlidir.. ona göre darbeye inanan da inanmayan da, piyesin içinde olmayan herkes bir eğlence aracı, denek olarak kullanılmıştır.

    günlerdir bir şekilde tepkisini göstermek ister, bir çok yazarla konuşurlar ama çok iyi yollar bulamazlar.. zaman geçmektedir ve saryade acil bir şey yapmak ihtiyacındadır. yoksa içini boşaltamayacak ve sözlükle ilişkisini yeniden kuramayacaktır. günlerdir konuşulan önerilerden birini uygular artk bugün. çok şahane bir yol olmasa da .. tek değildir ama.. deklare niteliğindeki entryi (bkz: #10414627) o yazdığından ve işyerinde en bol zamana sahip olup anlamsız entryleri en çok yazan olduğundan bu işin öncüsü durumuna gelmiştir. diğer yazar arkadaşlar isterse isimlerini de yazarım buraya ama bunu sorun etmeyeceklerini bildiğimden uco, fredi, el fikir, cyrus the virüs, nereye kadar, simplextablosu ve rrryi direk söyleyebilirim. gitgide de sahiplenildi zaten.

    bugün gördük ki moderatörler bir yandan sözlüğü ciddiye almayın derken bir yandan yaptıklarımıza sinirleniyor, tepki veriyor.. ekşi sözlük'e tek katkısı hergün böyle entryler girmek olan onlarca yazar varken bu bir eyleme dönüşünce sorun oluyor. bu kadar gürültü içinde hala ne dediğimiz anlaşılmıyor ki teo çıkıp diğer şakalarla karşılaştırıyor durumu. diğer şakalar da herkes eğleniyorken şimdi moderasyonun yazarları eğlenmek için kullanmış olması farkını anlamıyorlar..anlamıyorlar ki sorun şakadan çok sonrasında ki "umurumuz değilsiniz, bizim eğlencemiz en önemlisi" denmesi, "biz sizin ufkunuzu açtık, artık darbe kötü bir şey biliyorsunuz" denerek salak yerine konmaya çalışılmamız.. şakayı yine sevmezdik belki ama sonrasındaki açıklamalar bu kadar çiğ olmasaydı belki aman komik olmamış deyip geçerdik. eğer her ettiğimiz lafa -az önce olduğu gibi- babanızın çiftliği değil kardeşim- tepkisi gelmeseydi " e iyi o zaman biz de sizin yaptığınızı yapalım bakalım" demezdi kimse.

    bugün bu sözlükte formata aykırı hiç bir entry yazılmamıştır. tek sorun gereksiz entryler yazılmış olmasıdır adına garbage denen. yani ssg'nin bir kaç gündür sıkça yaptığı gibi sitem amaçlı, içeriği önemli olmayan, ironi barındıran ya da barındırmayan entryler.. formata aykırı bir şey yokken niye bu kadar celalleniyorsunuz moderatör ve preatör arkadaşlar.. madem sözlüğün bir parçası, voltranı oluşturan şeyler bunlar, bizim yapmamıza niye bu kadar bozuluyorsunuz????

    saryade bugün empati kurdurmaya çalışmıştır arkadaşlarıyla birlikte, başarmıştır da bir nebze de olsa.. tek sorun kısmen bizi sinirlendiren şeylere şu an sinrlenenler hala bizi anlamamışlardır. ne yapalım o da saryade'nin becereksizliğinden olsun.
  • eylemlerin bizim hayatımızda çok anlamlı bir yeri vardır. 1 mayıs'ta tanışmıştık. bugün de bizim için, üçümüz için anlamlı günlerden biri. çınar da ilk eylemine annesinin karnında katıldı.

    çok sevdiği tütünü çınar'ı için bıraktı. ama tütün işçilerini sevmeyi bırakmadı. emekten yana olmak, güzelden yana olmak, işçilere destek olmak için ankara'ya gitti. ben de yanlarında olmayı çok isterdim ama neylersin ki hayat işte...

    türküleri, şiirleri, emeği, sevdayı, çınar'ı hayatıma katan kadın,
    seni çok seviyorum.
  • mayıs ayı genelde herkes için güzel bir aydır. bahar gelir, börtü böcek ortaya çıkar, hormonlar depreşir, neşe fışkırır bünyelerden. benim için ise mayıs bunlara ilaveten hayatımın değişmesi demek. kavga demek, aşk demek, ana demek, aze demek.

    ilk 1 mayıs eylemine 1996 da katıldım. bilenler bilir 96 mayısını. 1 mayıs’ta tanıştım hayatımın kadınıyla. 1 mayıslara katılmaya devam ettik. sonra 3 kişi olduk yine alanlardaydık.1977’den sonra ilk taksim (2010) mayıs’ına aze anasının karnında katıldı. aze doğdu ve biz 3 kişi olduk alanlarda. hoş gelmiş mayıs, aze’ye de 2 minik diş getirmiş gelirken.
    1 mayıs’ta tanıştık, 2003’ün 4 mayıs’ında evlendik. 8 yıl olmuş. ne de güzel geçmiş yıllar.
    "gün biter gülüşün kalır bende.."

    mayıs ayına anneler günü ne de güzel denk geliyormuş. annelerin en güzeli, günün kutlu olsun, mutlu ol. hiç eksik olmasın hayatımızdan mayıs ayının güzellikleri. hiç eksik olma sen hayatımızdan emi. seni o kadar çok seviyorum ki bilesin.

    seninle birlikte geçen kavgaya selam olsun.
    seninle geçen yıllara selam olsun.
    seninle geçen kedere ve acıya selam olsun.
    seninle geçen mayıslara selam olsun.

    gözlerinden öperim seni.
  • belediye otobüslerinde ta en ön koltuğu haketmiş tatlı badi!
    var olan en genç (an itibariyle 2,5 haftalık) badimin yerleştiği kanguru kesesi!
    çok ama çok mutlu!
    anne artık o!

    kız olursa "şukela" erkek olursa "şukel" koyacakmış adını (hah,kötü espriyi de attım ki üstüne,nasıl rahatladı içim)

    sevince boğdu bir öğleden sonramı, en iyi dileklerim onunla olsun hep! söz bi de, sünnetinde pipisini ben tutucam veledin, erkek olsun da hele bi
  • şöyle doğurmuş kendisi:

    http://baskahamile.blogspot.com/…ogum-hikayesi.html

    (silinecek bu entry çok yakında.)

    ulan şimdi baktım da ne biçim cümle olmuş, kabalıkta son nokta!!: "şöyle doğurmuş kendisi" öhööm:

    "doğum hikayesi için şöyle buyurun"
  • abi çok şahane arkadaşları var. az evvel aldığı mailden karar verdi ki şahane ve çılgın arkadaşları var. tamam normalde de böylesi bir durumda gözleri falan yaşarabilirdi de şimdi bir de hamilelik falan, direk ağladı yeminlen.

    şimdi hadise şu, bildiğiniz üzere önümüz 1 mayıs. kaç yıllık uğraşının ardından taksim serbest dediler, ben herkeslerden pek sevindim zira izin çıkmasa sokağa çıkamayacaktım karında bebekle. neyse izin çıkınca olley dedim. ancak sevenlerim, sevdiklerim pek olley demedi. sözlüğe yazar yazmaz onlarca mesaj geldi "ya saçmalama bunların işi belli olmaz, riske atma, sokağa çıkma." diye.

    sonracıma başta minicik kadın loucafield olmak üzere bir çok arkadaşım "nereden yürüyeceksin, buluşup gidelim, sana badigard olalım" önerileriyle geldiler sağolsunlar. ama bu entryi yazış sebebim onlar değil. bir şekil bilinçaltlarına girip, abuk subuk yaran rüyalar gördürdüğüm arkadaşların sayısındaki artış eheh. şaka gibiler efenim çok da şekerler buyrunuz:

    1. rüya:

    "canım günaydın ..sabah sabah ne mesajı diyeceksin ama..rüyamda bugün seni gördüm..bana gelmiştin ben sana börek filan hazırlıyodum..sende örgü örüyosun..bi bakıyorum kırmızı beyaz bişey örüyosun aa diyorum sen kırmızı beyaz örmezsin..niye canım gayet uyumlu renkler diyosun..ben de tamam da sen örmezsin diyorum. sen de yok çok hoş oluyo baksana atkı şapka yapıyorum diye ısrar ediyosun..sonra birden kalabalık oluyo arkadaşların eşin de geliyo..öyle devam eden bi rüya işte hayırlara gelsin..şimdi rüyayı yorumluyorum: bak deryam önümüz 1 mayıs sakın gitme sen hamilesin seneye inşallah bebeği bana burakır gidersin bak söz bakarım..:)))))"

    2. mail, 2. rüya:

    "yaaa bela mısın başıma. bütün gece seninle uğraştım rüyamda. 1 mayıs'ta ateş açmışlar arada kalmışız, seni çıkarmaya çalışıyoruz çıkaramıyoruz. ben "derya'yı çıkaramıyoruz madem, karnını kesip bebeği çıkaralım buradan" diyorum, savaş izin vermiyor. bütün sokaklar arasında koşturup durduk deli gibi.. gelme sen bu 1 mayıs valla bak. seneye bebekle gelirsiniz."

    3. mail 3. rüya:

    "derya abla, rüyamda çok hastaydın, uğraşıyoruz uğraşıyoruz doktorlar neyin olduğunu bulamıyor, en son bir doktor geliyor "çok duman yutmuş yapacak bir şey yok, bebek de hasta da ölecek." diyor. 1 mayıs'ta sana bir şey olmasın? bu sene gelmesen?

    ve an itibariyle gelen 4. rüya:

    "derya yaa, inanmazsın bütün sabah rüyada seninle uğraştım.
    ay anlatmazsam geberebilirim, çünkü bilinçaltım tarhana çorbası gibi olmuş herhalde.
    senin doğum olayı günün gelmiş, çook büyük bir hastane, hatta tesis gibi bir yerdeyiz. ayşen falan da var ama bir sürü tanımadığım gençten çocuk da var, genelde belli muhalif, sol görüşlü çocuklar. salaş, sakallı falan. sonra ortamı tek tek terketmeye başladılar. çünkü bu sözkonusu hastaneden ulaşım çok zor ve dışarda savaş var! bu arada ben ve kocam da ordayız. en son ayşen'ler gitmek zorunda kaldı, ama döneceklerini söylediler. bir tek ben ve cem kaldık. sezaryen olacak mış güya. beni de hastaneden götürmek isteyen bir grup geldi ve benim onlarla aramda tartışma çıktı. bu arada sen yanında annenlerle (onlarda var, teallam) pıtı pıtı aşağıya iniyorsun. karnın kocaman. .ama çok sevimli. selamlaştık. yarım saate kadar alıyorlar dedin senn.
    biz grupla epey tartıştık ve ben senin olayı unuttum! neyse uzatmayayım, öğrendim ki son olarak senin doğum olayın gece 22:00'a alınmış. bir tartışma, bir arbede. ve ben çılgın gibi alt kata koşmaya başladım. çünkü doğum saati bitmişti ve biz senin yanında olmalıydık ama olamamıştık. burası komedi işte, danışmadan seni sorduk; seni toktamış ateş'in özel odasının olduğu bölüme almışlar! bu sefer seni gene unuttuk anasını satayım kocamla birbirimize girdik! seni görmedim, baygınmışsın ama derya çınar'ı gördüm, tanrım, muhteşem bir bebekti yahu!
    valla ne alaka çözemedim şahsen. k.çım açıkta da kalmamıştı oysa ama, çok gerçekçiydi bebek yaa. harikaydı. anlatmazsam çatlardım. okuduğun için teşekkürler!:))"

    :)) allah iyiliğinizi vermesin topunuzun. yeaa rüyalar tersine çıkarmış, hiçbir şey olmayacak valla bak. size de hiçbir zaman hiçbir şey olmasın. hep olun. allahın tosbaaları.
  • geldik gördük ki kutlama mesajlarıyla dolmuş buralar. birbirinden güzel iyi dilekler yazılmış saryade'ye ve aze çınar'a. bir haftadır yaşadığım o "ulan ne çok seviliyormuşuz beee" duygusuna bir kat da burada atıldı.
    hastanede kat danışmanının masasından gelen "yine mi derya ..... 'e ziyaretçi, e yeter yahu, doldu burası?" cümlesi hayatımda duyduğum en keyifli cümlelerden biri oldu sayenizde.

    mesaj atan, arayan, entry yazan, gelen, soran, selam eden herrrrrrrrrrrrrrkeslere çok çok teşekkür ederim/z.
  • şu anki tavrının ssg'nin de dahil olduğu yeni bir organizasyon olduğunu düşünüyorum.
    yakında olay butonu parıldar yine. "her şeyi biliyordum saryade'yle konuşmuştuk" mealinde bir şeyler yazılır budur işte. sitede yazılan her şey yalandı, biliyorduk. ama olay butonundan söylenenlerin de yalan olabileceğini bilmiyorduk. öğrendik. korkma ağlamıyor içimdeki çocuk, sadece birazcık güvenim kırık.
hesabın var mı? giriş yap