• samos kuşadasından 1,5 saatte geçilebilen muhteşem ada. açıkçası hem gitmeden önce bir kaç yerde adanın fazla bir özelliği olmadığını okuduğumdan hem de benim için bir son dakika surpriz tatili olduğundan, beklentim çok yüksek değildi. o yüzden fazlasıyla şaşırttı ve de mutlu etti. her adada olduğu gibi bu adada da araba kiralamak şart. adanın en eğlenceli iki yerinin adı pisagor (pythagorion) ve kokkari.

    pisagor ünlü matematikcinin doğduğu yer. aynı zamanda bir de limanı mevcut. baştan başa sahil kenarında güzel balık restaurantları ve publarla dolu. içeri kısımlar da güzel hediyelik eşya satan yerlerle dolu. o yüzden keyifli vakit geçirebileceğiniz çok şeker bir balıkcı köyü adeta. ayrıca kos ve diğer adalara kalkan feribotlar burdan kalkıyor.

    kokkari bizim araba kiraladıktan sonra gittiğimiz ilk yer. çünkü samos tanıtım fotoğraflarında kokkariyi görüyoruz hep. cafe del mar ambiyansı güzel, brownisi muhteşem bir cafe, kesinlikle es geçmeyin.
    yanındaki meltemi denen restaurant'da da yemek yiyebilirsiniz. biraz pahalı ama adada yediğimiz en güzel yemeklerden birini orda yedik.

    kokkari'nin akşamı bir başka güzel. baştan başa değişik konseptli cafelerle dolu. insanı daraltan kalabalık yok. ve chill out çalan çok hoş cafeler var. istediğiniz her içki ya da yemek özenle geliyor. hani ticari bir turizm durumu yok zira çok fazla turist yok . kokkari gündüz biraz rüzgarlı denizi de dalgalıydı. o yuzden orda kalmamaya karar verip bize tavsiye edilen koya yani psili ammos'a geçtik.

    psili ammos samos merkeze çok yakın bir iki tane restauranı ve sadece iki tane kalacak oteli olan kuçucuk bir koy. ama denizi daha güzel biraz soğuk olsa da. bir gün denize girmek için 1,5 saat yol gidip adanın diğer ucundaki psili ammos beach'e gittik. çok bir olayı yoktu ancak her beachin bir konseptinin olması gayet güzel. yani fix bir şekilde deniz kenarında bir tavern mevcut. gölge isteyen orda takılıyor, içiyor bişiler yiyor vs.

    benim tavsiye edeceğim plaj karlovassiyi geçince karşınıza çıkan hippi beach. buranın da konsepti chill out .hoş bir barı muhteşem bir müzik sistemi var. ayrıca süper bir gün batımı izleyebiliyorsunuz. karlovassi şehir merkezinde bir şey yok hiç gitmeyin bile.

    adada hem benim hem de arkadaşlarımın en sevdiği yer dağ köyü manolates oldu. buraya ulaşmak için sanıyorum 5 km den fazla dağa tırmandık. zaten tabelalarla km ler hiç tutmadı sanki. 5 km diyor ama nerdeyse 20 dk gidiliyor. öyle bir gidiş yolu ki cırcır böceklerinden hiç bişi duyamıyor, yoğun agaçlardan hiç bişi göremiyoruz. sol tarafımız uçsuz bucaksız deniz. ve tepede şirin köye ulaşıyoruz. gitsek mi acaba dediğimiz manolates hepimizi büyülüyor adeta. tepeden deniz manzarası, şirin evler, köy kahveleri ve güzel takılar..

    bu arada özellikle belirtmek lazım ki adalarda yollar dar ve bazen bir tarafı uçurumlu olduğundan atraksiyonlu bir sürücüyseniz, alışkanlıklarınızı bir kenara bırakmakta fayda var. yollar sorunlu, ve ölenler için yol kenarlarına küçük kiliseler yapılıyor. neredeyse her tehlikeli dönemeçte maalesef bu kiliselerden mevcut.

    yemek tavsiyesi olarak, uzo soslu karides, köfte, kızarmış feta peyniri, cacık (bizimkinden biraz farklı, daha katı) ahtapot ve tabi kalamar denenebilir. yunan kahvesi türk kahvesinden farklı olarak bazen double şeklinde geliyor. tad açısından sanki daha hafif bizim kahveden. ama ben tatlı olarak kesinlikle browniyi tavsiye ediyorum.

    odalar genellikle 30 euro stüdyo olursa 40 euro. yemekler de dört kişi için ödediğimiz hesap 60-70 euro civarında idi ki içinde alkol ve her türlü meze mevcut. şurdan adaya ait bir kaç muhteşem pikselli fotolara ulaşılabilinir.
  • ulaşım kuşadası ve sığacık/seferihisar olmak üzere iki limandan gerçekleşiyor. kuşadası'ndan hareket samos merkez vathy limanına, seferihisar sığacık'tan hareket ise karlovasi limanına gerçekleşmekte.

    bir çok seyahat bloğu okudum. hemen hemen hepsi adadaki tecrübeleri ile ilgili yazılmış. adaya gidiş ve kapıda vize ile ilgili detay ya çok az ya da yok denilecek kadar az ve kısa. benim gibi araştıran olursa işine yarayacak sırası ile bir takım bilgiler paylaşıcam.

    kapıda vize:

    1-) 4.5 ay geçerlilik süresi kalan eşimin pasaportu ile kapıda vize almayı planlıyorduk. bu konu ile ilgili özellikle belirteyim dönüş tarihinden sonra olmak üzere bordo pasaport için minimum 6 ay, yeşil pasaport için 3 aylık geçerlilik süresi şartı bulunduğunu kapıda vize sırasında tur acentalarında rehberlik yapan bir tur rehberinden öğrendim. lakin buda kesin bilgi değil. bu konuda çok uyuz olmuş durumdayım. neden ? gitmeden önce pasaport geçerlilik süresi ile ilgili bir çok tur firması ile irtibata geçmiş ve en az farklı 10 kişiden bilgi aldım. bordo pasaport için kimi en az 3 ay, kimi en az 6 ay geçerlilik süresi olması gerektiğini söylüyor. vfs global'ın bodrum ofisi ise daha da ilginç olarak 90+15 gün daha geçerlilik olması gerektiğini belirtti. biz 4,5 ay geçerlilik süresi kalan bordo pasaportumuz ile net bir bilgi olmamasına rağmen her türlü riski alarak biletlerimiz aldık. adaya vardığımızda ise uzun bir bekleyiş sonrası kapıda vizemizi aldık.

    2) vvize ücretini ve evrakları beraber aynı kargo zarfının içine koyarak tur acentası firmaya seyahat tarihimizden en az 3 gün önce ulaşacak şekilde kargoladık. vize ücretini evraklar ile beraber kargo zarfına koyuyorsunuz.

    adaya yolculuk;

    seyahat tarihinden bir gün önce istanbul'dan sığacık'a doğru yola çıktık. aklımızda arabayı sığacık'a gittiğimizde güvenle bırakabileceğimiz bir otopark bulup bulamayacağımız, sabahın köründe feribot için biniş kartımızı alabileceğimiz açık bir ofisin olup olmayacağı soruları var. beni en çok geren bu soruların çoğuna sağlıkla cevap bulabileceğimiz ne bir gezi bloğu ne de tur acentası firmasından aldığımız bir bilgi olmaması. her neyse sabah 04:00 gibi sığacık'tayız. sığacık merkezde otopark mevcut fakat limana uzak. teos marina'nın ise kendi otoparkı mevcut ve günlük 20 tl. feribota binmeden önce limanın kendi otoparkının günlük 10 tl gibi bir ücreti olduğunu öğrendik. liman dışında aracınızı park edebileceğiniz sağlı sollu giriş yolunun(rampanın) kenarları mevcut. boş yer bulabilirseniz park edebilirsiniz. lakin gece geç saatte geldiğim için burayı gözlemleme fırsatım oldu. bana pek tekin gelmedi açıkcası. ayrıca daha önce burada araçların lastiklerinin patlatılığını okumuştum. otopark parası vermemek için buraya park edilmiş lüks araçlarda gördük. sonuç olarak yer bulursanız liman dışına ücretsiz, isterseniz ücretini ödeyip limana park edin. ben pimpirikli adamım 5 günlük ücretini ödeyip kafam rahat olsun diye limana bıraktım aracı.

    07:30 gibi limanın kapısı açılıyor. feribot için biniş kartınızı pasaport kontrolü öncesi feribot şirketinin limanda bulunan görevlisinden alabiliyorsunuz. yurt dışı çıkış harcınızı ödemediyseniz feribot biniş kartınızı alırken aynı kişiden satın alabilirsiniz.
    aday varış 2 saatten biraz fazla sürüyor. iniş esnasında erken davranmak istedik fakat önce çocuklu yolcular, sonra günübirlikçiler, sonra vizesi olanlar ve en son kapıda vize alacakların alınacağı söylendi. sıralama bu şekilde olduğu için kapıda vize için feribottan erken inmek için boşuna acele etmeye gerek yok. kapıda vize olayı bir sene daha uzatıldı fakat seneye ne olur bilmiyorum ama siz siz olun kapıda vize ile gelmeyin. en sona kalırsanız tahmin etmeyeceğiniz kadar uzun süre (4-4.5 saat gibi) bekleyebilirsiniz. bu yüzden adaya gelmeden önce vizenin alınıp gelinmesini önemle vurguluyorum. eğer bu limandan seyahat ediyorsanız özellikle önceden araç kiralama işini ayarlamanız yine yararınıza. biz kokkari'de ki otelimiz için(19 km) kiralık araç kalmadığı için taksi ile gitmek durumunda kaldık. (kapıda vize olayı yüzünden araç kiralama işini salladık açıkcası) taksi her 100 mt için 0,25 cent ile ücretlendirilmekte. ada içi yerel otobüsler çok sık olmasada var fakat karlovasi limandan çok uzakta bir yerden hareket ediyor. eğer yerel otobüsü kullanacaksanız otobüsün kalktığı yer karlovasi hastanenin orda. saatleri ise burada. limandan buraya taksi ile gidip daha sonrasında yerel otobüs ile istediğiniz yere gidebilirsiniz. hareket saatleri seyrekte olsa adanın bir çok noktasına bu otobüsleri kullanabilirsiniz.

    yolculuk ile ilgili benim en çok ihtiyacım olan ama ulaşamadığım bir çok önemli olduğunu düşündüğüm bilgiyi paylaştım. ada için bir kaç daha vurgulamak istediğim şey var. nerede okudum hatırlamıyorum ama konaklama için birisi ısrarla kokkari bölgesinde kalınmasını tavsiye etmişti. iyi ki onun tavsiyesine uyarak rezervasyonumu bu bölgede yapmışım. adada kalabileceğiniz en güzel bölge kokkari'dir. gideceğiniz en güzel iki beach (lemonakia ve tsamadou) bu bölgede. biz 5 günlük tatilimizi bu bölgede gerçekleştirdik. tüm yunan adaları için geçerli olan araç kiralayın tavsiyesi bu ada içinde geçerli. bir günlük araba kiralama ile bütün adayı turlamak mümkün. ağustos yüksek sezon olduğu için araç kiraları minimum 50 eurodan başlıyor. biz kokkari'de 40 eurodan bir günlük boş araç bulduk. 20 euroluk benzin ile adanın tamımını neredeyse dolaştık. daha ucuz ücretlere motorsiklet veya atv kiralayabilirsiniz fakat kavurucu ağustos sıcağında bizim için hiç cazip edici seçenekler değildi. kokkari'den sonra adanın en çok huzur verici bölgesi güneyde kalan pythagoreio. adanın kuzey kısmı için deniz taşlık, güney kısmı ise kumluk. pythagoreio bölgesinde uçakların kalkış ve iniş yaptığı yerde yüzmek çok keyifliydi. lemonakia ve tsamoadou beach harika. tsamadou beach için söyleyebileceğim plajın sağ kısmında yer alan çıplaklar plajına dikkat. plajın en solunda yer alan navagos beach'i kesinlikle deneyin. şezlonglar ücretsiz ve müzik ile beraber çok güzel bir beach havası söz konusu. birde son tavsiyem buraya gelmeden önce büyük olasılıkla tripadvisor kurcalayacaksınız. manolates köyüne muhtemelen gideceksiniz. eğer giderseniz köyün en tepesinde lukas'ın yeri var. köyün içinde tabelaları takip ederek bulabilirsiniz. manzara harika ama yemekler nasıl bilemiyorum. en azından yemek sonrası kahve için deneyebilirsiniz.

    edit: karlovasi limanı ve sığacık için duty free yok. o yüzden dönüş öncesi alışverişinizi yapmanızı önemle tavsiye ederim.
  • dun geldim, pazartesi donecektim, ama galiba iki gun daha uzatiyorum. tek basina tatil meselesi biraz kisiyle alakali. bu gibi bir adada, gunduz akvaryum gibi bir denizin dibinde saatler keyifli geciyor. aksam ben yine denizin dibi bir masada guzel ve yavas bir aksam yemegi yedim. kimse de oyle kalabalik bir restoranin oyle guzel bir masasini tek kisiye vermeyelim davranisina girmedi. turkiye'de bu cok olasi degil. hesap bile 10-15 dakikada geldi ki acelesi olan bence zaten adadaki tatile adapte olamamis demektir.
    hemen suradaki kusadasi'nin kotu kalabaligi, betonlugu, isletilmeyen plajlarinin pisligi ve insanlarin davranislari dusunulurse 1 saat feribotla samos'a gelmek sadece resmi anlamda degil, daha bircok sekilde bambaska bir diyara gitmek anlamina geliyor.
    ki ben arabayi limanda biraktim, burada arac kiralamadim, aman gezeyim goreyim derdinde bile degilim ki onu yapanlarin kat kat daha fazla keyif alacagindan eminim.
    ama simdi kucucuk bir koyda tek basima uzandigim su durumda, akvaryum gibi bir suya girip cikarken dusunuyorum, insan daha baska ne ister.

    maddi kismi baskalari yazmis, ben cok yorum yapmayacagim. ama kesinlikle pahali bir ada olmadigini dusunuyorum.

    bunu yazarken cok turk gitmese keske diye de dusundum. gotlukten degil. feribot sonrasi pasaport kontrol kuyrugunda yasadiklarimdan oturu. arkadaslar rica ederim, boyle bir tatile bir pasaport kontrolu kala insanlarla kavga etmeye bu kadar hazir olmayin. en fazla yarim saat daha beklersiniz ve tatil baslar. hirpalamayin kendinizi.

    kisaca, samos'tan selamlar. i love yunan adalari.
  • kuşadası'ndan 1.5 saatlik bir deniz yolculuğu sonrasında ulaşılabilen bir yunan adası.

    fazlasıyla dingin, insanı olabildiğince sakinleştiriyor. haritada göründüğünden çok daha büyük bir ada esasen. pek çok minik merkezi var.
    benim gezebildiğim kısımları vathi, pisagor ve kokari idi. ama asıl görülmesi gereken yeri karlovasi'dir. (adanın bir diğer ucu.) karlovasi'de tepesinden nehire atlayabileceğiniz bir şelale bile varmış. öyle diyorlar.

    pisagor merkezinde, süper plajları, pisagor heykeli, turistik bir tünel (isa'dan önce bilmem kaç) bir de amadeus isimli güzel bir bar var.
    kokari ise ömrü hayatımda gördüğüm en dingin sahil kasabası. denizi bile uyuyordu öğle vakti. en az 15 tane yeşil-mavi tonu karıştığını iddia ediyorum o denize. ben öyle bir cümbüş görmedim.
    vathi ise kısmen daha merkezi olduğu için burada oteller, barlar, tavernalar mevcut. 15-19 ağustos arası vathi'de şarap tadım temelli bir yerel şarap festivali oluyor. tesadüf bu ya bendenize de denk geldi bu festival ve ne yazık ki hayatımda tadabileceğim en iğrenç dry şarabı da burada içmiş bulundum.

    sakin bir yaşlılık geçirmek isteyen, çılgın kalabalıktan uzakta olmayı tercih edeceklerin rahatlıkla ziyaret edebileceği bir o kadar da cep yakmayan bir adadır. gidiş geliş kuşadasından 36 euro, yani istanbul'dan kuşadasına gitmekten bile daha ucuz.
  • bize göre sisam, yunanlılara göre samos
    coğrafi olarak en yakın ada. feribottan inip uzaktan bakınca sanki izmir'in topografik silüetini görüyormuşum gibi gelmişti bana ilk gördüğümde. ya da deniz kenarında bir köy meydanı, bizim eski zaman kasaba veya köy kahvelerini andıran, bence gayet köpüksüz türk kahvesi onlara göre greek coffee'lerini yudumlayan, gazete okuyan tatlı yaşlıları ile sanki bir 30-40 yıl öncesinin ege kasabası. öylece zaman durmuş.. hatta 20. yüzyıl öncesine ışınlanıyorsunuz gibi.
    ve benim gördüğüm adalar arasında en en yeşili. zaten kuşadası'nda dilek yarımadası'na bağlıymış öncesinde. mitolojiye göre naiades adında su perilerinin korkunç çığlıkları o kadar güçlüymüş ki toprak parçalanıp ana karadan ayrılmış. ayrıca bereket tanrıçası ve tanırlar içinde en insani özelliklere sahip hera'da burada doğmuş, zeus'la bu adada evlenmişti. hera bu vakitten sonra samos adası'nın koruyucusu olmuştu.

    burada araç kiralamak şart, büyük bir ada, toplu taşıma yok denebilir, taksi çok az. hatta araç da öncesinde online kiralanmalı çünkü geçtiğimiz hafta hiç görmediğim bir kalabalık ve türk turist vardı. adanın merkezi vathy. geleneksel yapıları, sahil kenarında kafe, restoranları, arka dar sokaklarda tavernaları ile ilk görülecek yer olabilir. burada yianni's ouzeri diye bir yere taverna gecesine gittik, müzikler şahaneydi, yemekler, mezeler çok güzeldi.

    ben daha önce adanın her yerini gezmiştim. bu defa sadece sevdiğimiz yerlere gidip, kaldık. kokkari ve pythagoras zaten adanın en popüler ve güzel yerleri bence. yani kokkari'ye gelip de sevmemek imkansız. adanın en canlı yeri. zeytin ağaçları, üzüm bağları arasında bir tarafta deniz, küçük bir balıkçı kasabası. aerogidi taverna burada akşam için gayet iyiydi. meltemi restaurant çok önerilmişti, kurutulmuş ve akabinde ızgara yapılmış ahtapot ve karides saganaki en çok sevilen yiyecekleri.
    ve evet övüldüğü kadar var, servisinden, personeline o yoğunluğa göre çok çok iyiydi.
    dışarıda da ada genelinde olduğu gibi şemsiyeler, şezlonglar var hem yemek yiyip hem plajı kullanabiliyorsunuz. favori kafemiz ise caves cafe oldu. cafe del mar ise burası da plajı çok güzel ve rüzgarlı, oldukça serin. taze sıkım buzlu meyve suları çok güzeldi ve gün batımının en güzel izlendiği yer olabilir.
    ayrıca burada çoğu yer açık, diğer yerlerde genelde sabah 10:00'da açıyorlar 12:00'de kapatıp gidiyor bazen hiç gelmiyor, çok da umurlarında değil açıkçası, en yüksek sezonda para umursamayacak kadar tembeller. genel anlamda gençleri tembel, yaşlıları aşırı dindar bir halk.

    adını burada doğmuş olan pisagor'dan almış pythagoras'da çok güzel. antik çağın en kadim filozofu olan pisagor, pek çoğumuzun hafızasında sadece matematikçi olarak yer etse de, platon'u kuramlarıyla etkileyen, etkisi semavi dinlere ve günümüze kadar ulaşan mistik pek çok öğretinin temsilcisi ve yayıcısıdır aslında. sahilde pisagor'un onuruna yapılmış bir anıt da var. pisagor'dan bir asır sonra tarihçi herodot'da burada yaşamış.
    burası unesco dünya mirası arasında. yaseminler, begonvilleri, özenle süslenmiş bakımlı evleri, tatlı, yaşlı insanları ile görülesi. burada da favorim hem yemek, hem plajını kullandığımız remataki oldu. feta peynirli salata, kabak ve patates kızartması adada dört günde yediğimiz en iyisiydi. orange diye de bir italyan dondurmacısı var çok güzeldi. ayrıca yemek sonrası kimi yer dondurma ikram ediyor kimisi mozaik pasta en kötü koca bir tabak karpuz..

    yani daha görülecek yerler var tabii. manolates mesela, tablo gibi bir köy. çoğu kapalı ama seramik atölyeleri var, doğası için vakit varsa görülebilir. birde burada genç nüfus yok, yaş ortalaması oldukça yüksek. sanki zamanın aynı kaldığı yerlerden biri de ambelos. bağlar ve yeşillikler arasından bir şelaleye ulaşılıyor. 150 kişi falan yaşıyormuş bu köyde.

    ayrıca sevdiğimiz bir plaj da lemonakia oldu, denizi biraz soğuk, bazen dalgalı ama çok berrak, çok güzel. kargaşa yok, kaos yok, sakin, fiyatlar makul..
    yalnız navigasyonun yanlış yönlendirmesiyle yanlış yerden girmişiz, tsamaudo beach diye bir yere girdik, çıplaklar plajıymış :) ki ilk defa çıplaklar plajı da görmüş oldum. çıplak olmayanlar için de kesinlikle görülmeye değer bir plaj, çok çok güzeldi.

    kur farkı ile elbette çeşme fiyatlarına tekabül edebilir ama ben şundan rahatsız olmaya başladım son zamanlarda. herhangi bir yunan adasında herhangi bir restorana gittiğiniz zaman yemeğin gecikmeden geleceğini, garsonun güler yüzlü olup söylediğinizi anlayacağını, oranın müşteri olarak sizden mutlu olduklarını hissediyorsunuz. beğenmezseniz işletmenin mahcup olacağını, telafi etmeye çalışacağını biliyorsunuz. hesap, adasına ve restoranına göre değişebilir ama hizmet standardı aynıdır, hepsinde nitelik değil de nicelik ön planda. bizde öyle değil ama, yani fiyatı göze alsak, çok merak etsek, gitsek alacağımız hizmetin ödediğimizin karşılığının olacağı, parasına değeceğinin garantisi yok. yani fiyat/performans eğrisi hakkaniyetli ilerlemiyor.

    ezcümle, diğer yunan adaları mikanos, santorini gibi özellikle vize alınıp gidilecek bir ada değil. ama varsa vize, yeşil pasaport vs. sakız, kos gibi sakin, temiz deniz, güzel yemekler, tatlı, hoş sohbet insanları için bence iyi alternatif. buradan ikaria, patmos ve limnos'a direkt geçiş var. limnos da çok güzel, görülebilir. bir yanda osmanlı'dan kalma çeşmeler diğer yanda yunan kafeleri.. yel değirmenleri, kırmızı çatıları ve yine içten, nazik, misafirperver insanları.. adanın halkı da türkleri çok seviyor, çoğu mübadele ile
    çeşme, alaçatı, foça gibi yerlerden göç etmiş rum aileleri.. öyle çok havalı beachler, hareketli bir gece hayatı yok. dediğim gibi sakin, sessiz, sükûnetli, hayatın yavaş aktığı bir tatil için değerlendirilebilir. yani aslında bizim alaçatı, gökçeada biraz cunda'nın kız kardeşi gibi bu adalar. böyle geçmiş zaman hikayelerini anlatan bir yer gibi..

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
  • kuşadası'ndan feribot ile ulaşım sağlayabileceğiniz adadır. yalnız kuşadası denizi dalgalı olduğu için, seyahat günü rüzgar durumuna bakmakta fayda var aksi halde (bkz: mersin kıbrıs feribotunda kusan insanlar) gibi bir deneyim yaşayabilirsiniz.
  • 3-4 sene önce buraya kuşadası'ndan feribotla günübirlik gitmiştik. hiç akıl karı bir iş değilmiş yaptığımız.

    feribot 2 saat sürüyor. öğleye doğru varıyorsunuz. araba kiralama falan derken , dönüşü de hesaba katarsanız orada bir kaç saatlik zamanınız kalıyor.

    yazın giderseniz çok sıcak ve çoğu yer siesta yapıyor anladığım kadarıyla.

    arabayla taşlık bir plaja gidip orada çok güzel deniz ürün yediğimizi ve bir de limanın olduğu yerde soğuk kahve içtiğimizi hatırlıyorum.

    onun dışında , neredeyse insan yaşamıyor gibi bir yer. sokaklarda en ufak çöp yok. bütün binalar çok güzel. şehrin dokusu çok iyi korunmuş. yani hemen karşısındaki kuşadası ile taban tabana zıt bir yer.
  • 30 sene karşıdan baktıktan sonra ziyaret etme şansı bulduğum şirin yunan adası.

    maailecek kalabalık gittik. limanın hemen karşısında araba kiralama şirketleri var oradan işinizi görebilirsiniz.

    biz 3 kuzen schengenliydik. annemler aynı para, aynı evrakla kapıda biraz daha fazla beklediler ve tatilleri kadar gün vize aldılar.

    önerim, kapıdan almayın, aynı zahmete kullanırsınız, kullanmazsınız 1 aylık vize alırsınız.

    aracımızı kiraladık (7 kişilk) kalacağımız yere gittik. "nafsika's villa"

    adalılar bilir. biz sisam'a nasıl bakıyorsak, bu koy güzelçamlı ve sahiline öyle bakıyor. temiz, rahat, koy sakin. zeytin ağaçları, cırcırlar, aşağıda tertemiz deniz, iskele...

    denize girdikten sonra önceden de bahsedilmiş, kerveli yakını da yemek yedik.

    yemek derken, 1 porsiyon kalamrda türkiyedeki olimpiyat halkaları yerine, 3 tane hayvan geliyor. ve şiddetle tavsiye: papalina isteyin. papalina, çimçim karides ve soğan aynı anda kızarmış geliyor. ben ömrümde böyle bir şey yemedim.

    diğer günlerde manolates e çıktık. itiraf ediyorum yolda birz ürktüm ama müthiş bir köy, bozulmamış bakir.

    pyhtagores keyifli, kokkari eh. kokkari de deniz dibi kafeler keyifli ama otelden aldığımız tavsiyeyle gittiğimiz yunanca horoz anlamına gelen mekana pek bayılmadık. fazla turistik gibi. bir daha olsa phytagorion da ya da psili amnos ta yerdim.

    kuşadalılara sesleniyorum şu an: beklediğimden kat kat kat büyük bir ada. ne olur benim gibi 30 sene izlemeyin. gidin görün. çok keyifli, görmeye değer bir yer.

    ps: yıllar önce oradaki yangın yüzünden evimize düşen külleri bilirim. çok acıydı.
  • bayram tatilinde çılgın atan türkiye'den uzaklaşmak için senelerdir yaptığımız yunan adası tatillerinin bir yenisine ev sahipliği yapan ada. bu bilgiyi önden verme sebebim işbu entry'de midilli, sakız, rodos gibi adalarla yapılacak olan kıyaslamalara ön zemin hazırlamaktır.*

    adaya ulaşım kuşadası ve seferihisar'dan yapılıyor. daha yoğunluklu olarak kullanılan liman kuşadası. 45€'ya meander veya barel adlı iki firmanın çalıştırdığı tekne tarzı açıkhava tarafı da olan taşıtlarla 1.5 saatlik bir yolculuk ile adaya varabiliyorsunuz. burada dikkat edilmesi gereken bir detay var, kuşadasından kalkan tekneler iki ayrı limana gidiyor, birisi kuzeyde bulunan şehir merkezi vathy limanı diğeri güneyde olan pythagoras limanı. bu detay araç kiralama rota çizme vs için önemli, eskiden pythagoras seferleri yokmuş bu sebepten yanlış bir rezervasyon silsilesine girmeyin.

    biz adada dört gece konakladık, bunun ikisi pythagoras ikisi de vathy'de oldu. tekneyle vathy'e gidip aracımızı ordan kiraladık, takribi olarak 15-20 kmlik bir yolculuktan sonra pythagoras'a vardık. konaklama için geceiği 40€'dan elli studiosta kaldık. içerisinde minik de olsa mutfağı olan yerler kahvaltı konusunda ciddi bir avantaj sağlıyor, bilginiz olsun. zira bir çok otelde kahvaltı yok, olanlarda da o kadar uyduruk şeylere 5-10€ vermek mantıksız. ufak bir alışveriş yapıp dolaba koyunca hem ekonomi hem mide mutlu oluyor.

    ilk gün pythagoras çevresindeki yakın yerlere gittik. ilk durak havaalanının hemen dibindeki potokaki plajı oldu. çakıl, hemen derinleşen, feci şekilde de rüzgar ve akıntı olan bir plaj. deniz temiz ama çok akıntı olduğu için pek keyifli değil. bu plajın numarası yüzerken tepenizden aşırı alçak uçuşla uçakların inip kalkması. bence gürültü de hesaba katılırsa pek keyfi yok, aksine sürekli bir rahatsızlık veriyor. oradan devam edip ireona geçtik. ireon adanın kasabalarından bir tanesi, deniz kıyısında 3-4 restorantı var. orada öğle yemeğimizi yedik, öğle sıcağı iki bira filan derken az biraz çarpılınca da hemen restorantın önünden suya atladık. bu kasabaya uzaktan gelip denize giren pek olmadığından-zira plajı küçük- çok sakindi. sanki plajı kapattırmışız gibi suda gönlümüzce eğlendik, hatta bira alıp suyun içine oturup içtik filan. bu sebeplerle ben çok sevdim ireon kıyısını. öğle yemeği ve arkasından 1-2 saat deniz için gayet ideal. o gün akşam yemeğini pythagoras'ta taverna maritsada yedik, o bölgenin en iyi tavernası diye tavsiye almıştık, gerçekten herşeyinden çok memnun kaldık. o kadar memnun kaldık ki bir sonraki akşam da orada yedik. yalnız rezervasyon şart,kesinlikle önden arayın. pythagoras marina'ya dönüşen sahil şeridi maalesef ingiliz, italyan vs etki altında kalmış, çok turistik bir yapı içerisinde. bu bahsettiğim taverna ve benzeri bir iki benzeri hep sokak aralarında.

    ikinci gün adanın güney ucuna doğru yolculuk yaptık, her yunan adasında olduğu gibi burada da gördük ki, güney candır. çok güzel plajları var, özellikle psili ammos tam bir efsane. iki tane aynı isimli plaj var, karışmasın-benim bahsettiğim adanın tam güneyinde olan büyük plaj. mükemmel bir altın kum plajı, sadece suyu enteresan baştan uyarayım-su bildiğiniz soğuk ama üst yüzeyi sıcak. yani her kulaçta sıcaktan soğuğa geçişi hissediyorsunuz. o akşam da pythagoras'ta kalıp yine maritsa'ya gittik-normalde aynı yere iki kez gitmek adetimiz değildir ama lezzetlerinden gerçekten çok memnun kaldık.

    üçüncü gün kuzeye doğru geçip kokkari ve avlakia taraflarını gezdik. sözlükte en çok övülen bölge olmasına rağmen ben kokkari'yi sevmedim. zira çok dalgalı bir denizi vardı, girmek imkansızdı.yeme içme olarak da fiyatlar adanın üzerindeydi ve özel bir tarafını göremedik pek. plaj için kokkari'den devam edince tsambou var. kesinlikle çok çok daha güzel, özellikle ucuna doğru ilerleyince koy olduğu için dalgadan da korunuyor. bu plajla ilgili bir de bilgi vereyim, plajın doğu ucu nüdist plaj. tepeden merdivenlerle inerken herkesin göz ucuyla çaktırmadan kestiği taraf sizin de dikkatinizi çekecektir.* batısına doğru ise normal beach clup mevcut. ücretsiz şemsiye şezlong olayı elbette burda da var. akşam yemeği için ufak bir balıkçı kasabası olan agios antonios'a gittik ama çok bir numarası yoktu. diğer gün ise yine çokça övülen livadaki beache gittik. yolu çok taşlı topraklı, yaklaşık 20 dakika sürüyor. koy güzel ama erken gidin, hem küçük hem de akıntısı çok olmadığı için öğleden sonra su kirlenmeye başlıyor. ama sabahı oldukça keyifli, su turkuaz kum beyaz rüzgar yok. gidip görmeye değer. o akşam merkezdeki yianni's ouzeride yemek yedik, canlı müzik de vardı. lezzetleri çok çok iyiydi, özellikle midilli'de yiyip bir daha denk getiremediğim şaraplı ahtapot'u menüde görünce dünyalar benim oldu, tadı da efsaneviydi. genel olarak yediklerimizin tamamı adanın en iyileriydi diyebilirim. merkezde kalırsanız asla es geçmeyin derim.
    son gün sabahtan aracımızı teslim ettik ve merkezden kalkan otobüslerle kişi başı 2 euro'ya tekrar tsambou'ya gittik, günümüzü orada geçirip akşam feribotuyla yurda döndük.

    uzun yazıdan sonra ana fikre gelirsek samos plajları ve tavernalarıyla gitmeye görmeye değer bir ada. yol diğer alternatiflere göre daha uzun sürüyor, onu hesaba katmak lazım. bir de eğer şehirlerin ruhu olduğuna inanan birisiyseniz bana nedese biraz soğuk bir ruh hissettirdi. ama yine de gidiniz, görünüz, yüzünüz, ahtapotun kalamarın dibine vururken adanın yerel uzosu frantzeskos'u yudumlayınız.
  • plaj
    - livadaki (kum - en guzel plaj burda ama yolu zahmetli, asfalt yoldan sonra toprak yolu ile devam ediyorsunuz, plajlar ucretsiz)
    https://tr.foursquare.com/…4e0f12f545ddc2c6d17dd18f
    - kerveli (cakil - kopek baligi yedigimiz yer, denize girdikden sonra daglari seyretmek guzel, mekan hemen girisde sagda, plaja oturmadik)
    - posidonio (cakil- kucuk sirin bir yer, banklarda oturduk denize gir cik yaptik, ama sirin keyifliydi)
    - psili ammos (kum - plaj ucretli 2.5 euro ama bisi degil, uzak dogululu kadinlar massage yapiyor)

    dag manzarali bu yollara kesin cikin:
    - manolates da loukas (kesin gidin seramikleri ve cok sirin koyu var, araba ile sonuna geldiginiz de, 15-20 dk yuruyus mesafesi ile koy icinden tepeye tirmanmaniz gerekiyor, sign lari takip edin
    havuclu kekini, ve ev yapimi limonatasi guzeldi)
    https://tr.foursquare.com/…4c3c9fdd15cb1b8d29db7adc
    - vourliotes da pera vrisi (yemekler organik, ev yapimi hersey, yunanlilarin favori mekanlarindan, porsiyonlar bol)
    http://www.samos-infos.com/pera_vrisi/index_en.htm
    - paleokastro (yunanlilarin tavsiye ettigi bir yer cok keyifliyli ve yemekler lezzetliydi. gunluk taze balik, kalamar, karides, ahtapot, balik vs.. sadece balik yiyin derim. restoran koyun ortasinda, araba ile onune gelemiyorsunuz, yol ustunde park edip 4-5dk yurumeniz gerekiyor.)
    https://tr.foursquare.com/…515f18c3e4b0ce566aad88d3
    - karlovasi de selale var annem yuruyemedigi icin gidemedik, selaleye ulasmak icin biraz yuzulmesi gerekiyormus hatta gidin derim

    gezmece/gece (iki liman sehri gece incik boncuk, sahil restoranlari, keyifli yuruyus yollari var, kokkariye 2 kere gittik, gun batimindan once burlarda olmaya bakin, isterseniz plajlari da var):
    - kokkari - kalamies keyifli restoran tripadvisorda da ilk 5 de.
    http://www.tripadvisor.com/…ast_aegean_islands.html
    - pythagoreio

    market (2 market birbirine yakin, samos a 10-15km mesafedeler)
    - bazaar (yunan urunleri)
    - lidl (belcikadan hatirlarsin, burda da bir tane var, uygun fiyata alis veris burdan yapin samos limanina 8-10 km yakinlarinda)

    - benzin her yerde yok, 40 euroluk benzinle, 3 gun doyasiya gezdik
    - samos da limandan inerinmez araba kiralama yerleri var, ben sahsen book etmeden aldim.
    - yollar virajli dikkatli gidin
    - otoparklar ucretsizdi
    - gps e gerek yok, isaretler biraz yetersiz kaldigi durumlar olsada telefonumuzla arada bir bakarak ayakta kaldik.
    - ouzo frantzeskos marka olani alin, lokal insanlara sorarak en iyisi bu oldugunu ogrendik.
    - samos duty free de yeni raki daha uygun. 2 tane 1l lik, alana %10 indirim kampanyasi var. tanesi 14.40 euroya denk geliyor. kusadasinda 17,50 euro 1l lik yeni raki ve kampanya yok.
hesabın var mı? giriş yap