• ya yemin ediyorum artık ağlicam. şu yaşıma geldim, saçı tam tarif edildiği gibi kesen berbere rastlamadım. uzun seneler berbere ihtiyaç duymuyordum zaten. ama şu son 6-7 senedir gerçekten yoruldum. üzülecek bir milyon tane sebebimiz varken bir de düzgün berber bulamamaya üzülmek beni ayrıca üzüyor. sıkışıp kalıyorum bu çıkmazın içinde.

    neler yapmadım ki. ilk gidişimi gözden çıkarıp yüklü bahşiş bırakıp ikinci kesime zemin mi hazırlamadım, internetten en pahalısı budur deyip ona mı gitmedim, elimde fotoğraflarla mı gitmedim, "şimdi olmadı ama iki gün sonra gel rötüşleriz abi" dediğinizde iki gün sonra mı gelmedim, mahalle berberine gidip esnaf ağzı mı yapmadım. ulan neler yapmadım ya. bir ara umudu kesip konuşmayan berber aradım. o da olmadı. konuşmayanını buldum, 4. gidişimde herif "abi pompa var mı pompa ehehehhe xd" kıvamına geldi.

    uzun süre önce birini bulmuştum. istediğim gibi kesmiyordu, "abi o öyle olmaz, bak sen bana bırak, şey yapma yaa" diyordu. çok fantastik denemeleri de olmadığı için bırakıyordum ona. dayanamadım. bıraktım. bir iki defa vatsap'tan yazdı. geç cevap yazdım... "göremedim kusura bakma ehe ^^" dedim. "abi mavi tik çıktı ya!!" dedi. üzüldüm...

    tam birini buldum dedim yine. çok heyecanlandım. galiba bu o dedim. bunca senedir çektiğim sıkıntılara son verecek. boyu boyuma, huyu huyuma dedim. hiç konuşmuyor, merhaba, sıhhatler olsun. hepsi bu. resmen tutulmuştum. adeta kalbim yerinden çıkacak... fekat maalesef. "güzel kızın yanındaki çirkin fitneci fesat kankisi" gibi bunun da geveze çırağı vardı. türk dizilerindeki yavşak yan roller gibi. durmadan şaka, durmadan bik bik... aralarını bozamazdım. usulca çekildim... bensiz de mutluydular...

    ben artık umudumu yitirdim. kendime göre birini bulacağımı düşünmüyorum. ona verdiğim kıymeti anlayacak birini bulabileceğimi düşünmüyorum. çünkü hayal kırıklığı çok kötü bir şey. herkese iyi sözlükler.

    edit: ben berberimi buldum beyler. üstelik buradan bir arkadaş sayesinde. tüm berberzedelere bol şanslar.

    edit2: kaç kişi sordu bu berberin yerini anlatamam. o yüzden artık başlığını açtım. aha burası;

    (bkz: salon nişantaş)

    sıhhatler olsun.
  • henüz doğmamış olandır. doğduğu anda dünyaya barış, huzur ve mutluluk getirecek olandır. şu an dünyadaki tüm şiddet, savaş, açlık, ot, bok bu berberlerin saçları doğru düzgün, yani tarif edildiği gibi değil de kendi istedikleri gibi traş ettiği insanların çıldırması yüzünden ortaya çıkmıştır.

    ya çok zor bir şey değil ya. hakikaten. çok kısa olmasın diyorum. ne demek bu? ne demek lan göt? kısa olmasın demek. e sen ne yarrağıma beni asker traşı yapıp gönderiyorsun? çay, sohbet, muhabbet derken anasını siktin ama saçın. n'olucak şimdi? kim verecek bunun hesabını? lütfen ama. biraz dikkat.

    peki, "abi enseleri biraz kısaltsak daha güzel olu..." cümlemin bitmesini bile beklemeden bana saç ve kafatası hakkında bilimsel açıklamaya girmen de neyin nesi? amına koyim enseleri kısalt diyecektim altı üstü. adam bana ilk insanın kafatası yapısını anlatıyor. siktir.

    kaç insan bu bilimadamı kılıklı piç berberler yüzünden bir hafta şapkayla gezdi haberiniz var mı? berberler işini doğru düzgün yapsa şapka satılmaz lan bu memlekette. bakın aha buraya yazıyorum, sonra demedi demeyin, kesin bu şapka endüstrisinin gizli ajanları lan bu berberler.

    her neyse, şayet saçı tam tarif edildiği gibi kesen bir berber varsa kendisine ağırılığınca altın ve haremimden iki tane cariye verip sarayıma aldıracağım. sadece beni traş edecek. yeter lan !
  • askerdeki berberdir bu.
  • benim berberim. hem de tam 5 liraya yapıyor bunu.

    (bkz: 3 numara)
  • hani gelip sorsalar dünyanın en güzel kadınıyla bir gece mi yoksa saçlarını tarif ettiğin gibi kesen erkek mi diye hiç düşünmeden güzel kadın derim. kelim olm ben, tarif marif yok usturaya vurdurur çıkarım. (bkz: kel)
  • bundan yaklaşık altı yıl önce, muhtelif sebeplerle total bir değişiklik arzuladığım bir dönemde, gidip saçlarımı üç numaraya vurdurttum. bir süre sonra baktım ki hem benim hoşuma gitti, hem de sağdan soldan çok acayip bir tepki almadım, o şekilde devam etmeye karar verdim. altı yıldır bir kez bile on dakikadan fazla süren bir berber ziyaretim olmadı. öyle ki, eskiden saçımın nasıl göründüğünü bile, bir arkadaşım "senin saçların dalgalıydı ha" diyince hatırlar oldum.

    durum bu olunca, saçı tam tarif edildiği gibi kesen berber diye bir şeyin olmadığını unutur oldum. beni ilgilendirmeyen bir şey oldu. benim derdim olmaktan çıktı. öyle olunca da buna dair bilgimi tamamen sildim.

    bu ara saçım biraz uzadı da en azından bir iki hafta daha böyle kalmak istediğimi farkettim. senelerdir ilk defa. ama tabii bu sefer de bir ense traşı olmak gerekliliği hasıl oldu. bu sebeple berbere gittim. kendisine sadece ense traşı olmak istediğimi söyledim. koltuğa oturdum. sanki ben hiç öyle bir şey dememişim gibi makineyi kulağımın altından sokuverdi.

    ense traşı olmak için gittiğim berberden hipster olarak çıktım. daha iki gün öncesine kadar bir ağırlığım vardı. şu an hipster saçım var. bugün bir renkli pantolon, bir desenli gömlek veren olsa, yarın istanbul'un ileri gelen hipsterlarından biriyim. öyle diyeyim.
  • 3 numara saç tıraşı istendiğinde gözlerinde çocuksu bir sevinç oluşur.
  • hayatımda bir kez karşıma çıkmıştır, saçımı kazıttığımda.
  • saçı tarif edildiği gibi kesen berber diye bir şey yoktur. o kafasına göre keser. eğer senin istediğin onun kestiği gibiyse sen, tarif ettiğin gibi kesilmiş sanırsın. yani ikinizin isteği üst üste gelmiş olur. buna berber tutulması denir. o berbere tutulur ve başka berbere gitmezsin bir daha.
hesabın var mı? giriş yap