• sene 2000 civarı, 1. seans
    -ya, sürekli bir endişe ve huzursuzluk duygusu, rahat olamıyorum...bik bik bik.
    +(gülerek) lan nasıl rahat olamıyorsun, insanlar buraya takım elbiselerini çekip geliyorlar, iki laf söylemek için on dakika zangır zangır titriyorlar, sen yaymışsın karşımda, susmuyorsun bir de rahat olamıyorum diyorsun.

    -hastanedeki doktor iki dakika dinledi ve alkol problemim olduğunu, tedavi olmam gerektiğini söyledi.
    +(yine gülerek) bence alkolle ilgili bir problemin yok, sana iyi geliyor sen de ilaç niyetine içiyorsun, şu ilaçları kullanalım birkaç hafta sürekli beş bira içmiş gibi gezeceksin merak etme. ama bu ilaçlarla birlikte kesinlikle içmeyeceksin. söz mü?
    -söz.

    2. seans
    -doğruyu söyle ilaçlarla alkol aldın mı hiç?
    +hayır almadım.
    -hadi ya? ben mutlaka içki içersin diye vermiştim o ilaçları aslında, onun alkolle etkileşimi daha azdır diye. madem içmeden durabiliyorsun bundan sonra şunu kullan. hem o kadar da kasmana gerek yok haftada bir gün falan içebilirsin 3-4 taneyi geçmemek kaydıyla.
    +bari haftada iki olsun hocam ya.
    -tamam ya iki olsun ehe.

    birkaç ay daha ilaçları kullanınca turp gibi oldum. şahaneymiş doktorum, kız olsam verirdim.
  • (ilk gün)
    - iyi günler doktor bey.
    - eee.. iyi günler. (iç ses: yine, yeniden...)
    - şikayetiniz?
    - şey sürekli kalbim sıkışıyor, nefes alamıyor gibi hissediyorum, ateş basıyor, titreme, tekleme, vb.
    - daha önce bu türden şikayetleriniz var mıydı?
    - evet, şey ben 5 senedir.. doktor bey, siz benim son umudumsunuz. (iç ses: doktor bilen birisine benziyor, inşallah tanrım!)
    - neden?
    - 5 senedir kimse beni düzeltemedi, size tüm antidepresanların prospektüslerini anlatabilirim, siz 15. siniz de...
    - ne açıdan?
    - yani sayısız doktora gittim, panik atak dediler, bir sürü ilaç kullandım geçmedi, halen kriz yaşıyorum.
    - hımmm.. siz sanırım doktorunuzu bulamamışsınız...
    - öyle mi dersiniz? (iç ses: umarım, tanrım ne olur, bu düzgün biri olsun bari.)
    - evet, ben hemen geçirebilirim bu probleminizi, kısa zamanda atlatacağınıza söz veriyorum.
    - nasıl? (iç ses: evet, galiba bitecek bu sefer bu sıkıntı.)
    - size bir reçete yazacağım, düzenli almaya özen gösterin...
    - !!!?? yine mi ilaç? (iç ses: dur bakalım.. hemen ümitsizliğe kapılma ilaç verdi diye... belki?)
    - günde 3 defa 0.5 mg.la başlayalım, xanax...
    - peki doktor bey, siz daha iyi bilirsiniz. (iç ses: çaresizim)

    (1 hafta sonra)
    - doktor bey, sanıyorum deliriyorum krizler eskisinden de çok geliyor, korkuyorum.
    - endişelenecek bir durum yok, beklenti ankisiyetesi yaşıyorsunuz, olur bunlar, geçer emin olun.
    - şimdi siz kaç tane alıyordunuz?
    - neyi efendim?
    - şeyy, xanax ı canım.
    - eee günde 3 defa 0.5 mg. (iç ses: nasıl olur ya, kaç tane yazdığını bile hatırlamıyor, tanrım!)
    - ok şimdi bunu 4 yapalım, artı bir de sabah seroksat alalım aç karnına...
    - tamam doktor bey, dediklerinizi yapacağım büyük bir özenle. geçer mi? (iç ses: umudunu yitirme!)
    - geçer geçer...
    - peki. (boyun bükük)

    (2 hafta sonra)
    - eee nasıl gidiyor ataklar?
    - gittikçe kötüye gidiyorum doktor bey, hiçbir gelişme yok gibi.
    - umutsuzluğa düşmeyin, geçecek diyorum size...
    - umutla bekliyorum doktor bey... (iç ses: baksana bu kadar kendinden emin, vardır bir bildiği elbet, dayan!)
    - şimdi siz remeron ve prozac alıyordunuz değil mi?
    - nasıl yani? (şaşkınlık, korku, endişe, üzüntü...)
    - hayır doktor bey, xanax ve seroksat vermiştiniz.
    - günde kaç alıyordunuz?
    - günde 3 xanax, 1 seroksat sabah aç karnına.
    - ha öyle mi? özür dilerim sizi aslı hanımla karıştırdım.
    - doktor bey, kendimi iyi hissetmiyorum. (iç ses: bu adam hastasını tanımıyor bile, nasıl düzeleceğim ben?)
    - şimdi siz xanaxları bırakın yerine günde 2 defa favarin alın, sıkıntınız geçmezse 3 alın, 4 yapın... (?????????)
    - doktor bey, dokunmasın? (dehşet)
    - hayır siz şiddetli bir kriz geçiriyorsunuz, camlardan, pencerelerden uzak durun.
    - (iç ses: ne camı ne penceresi?) nasıl yani?
    - kendinizi aşağıya atarsınız diye önlem. hastalarıma hep söylerim, intihar olayları hep böyle başlar.
    - (iç ses: tanrım nerdeyim ben?)
    - evet reçetenizi yazdım, buyrun, haftaya yine beklerim.
    - peki. (yine çaresiz, yine aynı son)

    - peki.

    bugün ayın 14 ü ve günlerden çarşamba, çok şükür artık bu hastalığı atlattım. zaman zaman yaşadığım küçük krizleri saymazsak.. ama geçirdiğim o işkence günleri halen unutamıyorum, tuvalete bile yalnız gidemezdim. neyse... yukarıdaki diyalog gerçekten başımdan geçmiş bir olaydı ve bu inanın 1 ya da 2 kez yaşanmadı hayatımda... bu adamlar sağlam adamı delirtebilecekleri gibi daha da kötüsü sizi bir yere kapatacak duruma bile getirebiliyorlar itina ile... hastasına verdiği ilacı bile hatırlamayan, hastasını sürekli karıştıran ve en kötüsü verdiği ilaçlar ile insanı tam bir mongola çeviren bu insanların önünde saygıyla eğiliyorum... tanri cezalarini versin!
  • bazen düşündürücüdür.

    *

    psikiyatristin erkek olmasından dolayı lan lun havalarda uçuyor.

    +gelecek kaygılarım var.
    -benim de .
    +ee niye para veriyorum lan ben o zaman.
    -gelecek kaygılarım azalsın diye.

    ....south park sessizliği....

    + mavi ekran.

    sonra bi daha gitmedim.
  • mahmut en fazla 3 dk konuştuktan sonra doktor kararını vermiştir;

    p- tamam mahmut, ağır bir depresyon geçiriyorsun, bunu kendim hallederim falan da deme, ilaç kullanman lazım
    m- (doktorun şakacı tabiatını bilen mahmut gülümser) ...
    p- ...?
    m- iyi de ben gayet mutluyum?!
    p- mutluluk patolojik bir durumdur ve derhal tedavi edilmesi gerekir
    m- ...

    sonuç; mahmut gerçekten tedavi olur ve hayatının en mutsuz 6 ayını geçirir.
  • lise sondayken birebir yaşadığım diyalog

    psikiyatr maksimum 5dk dinledikten sonra sabırsızca algonkinin sözünü keserek sorulara başlar:
    psikiyatr:istahsızlık var mı?uykunda sorun?isteksizlik?hayattan zevk alamama? ...vs (dsm ıv-tr depresyon kriterleri)
    algonkin:siz bana depresyon teshisi koymaya çalısıyorsunuz
    p:böyle bir tepki vermen de depresyon belirtisi
    a:iyi de daha içeri adımımı atar atmaz teshis koymustunuz

    psikiyatr,algonkinin eline bir envanter tutuşturur
    p:bunu doldur gel
    a:bu beck depresyon envanteri!bunu anlıycak yaştayım,benim sorunum depresyon değil,bunu yapmıycam,sadece dinlemenizi bekliyorum
    p:ukalalığın lüzumu yok,anneni çağır,çık dısarı
    a:lustral yazmakla,dsm ezberlemekle psikiyatr olunmuyor
  • kısa bir konuşmanın ardından
    dr : peki ağlayabiliyor musunuz?
    sebze : eee şeyy ... *
    dr : ya kızım tamam dur, sus şimdi biri girse odaya ben ağlattım zannedicek..
    sebze: ha?!? ahahahahah*
  • -hocam maddi manevi tüm inancımı yitirdim.
    -boşver, geri gelir.

    (geldi)
    -------------------------------------------------------

    -hocam hazır herşey iyiye giderken şu sigarayı bırakayım diyorum
    -çok mu içiyorsun?
    -2 günde 1 paket
    -boşver bırakma.

    (aynen devam)
    -------------------------------------------------------

    -hocam kimseyle frekanslarım tutmuyor. girdiğim hiçbir ortama uyum sağlayamıyorum.
    -uyum sağlamaya çalışma, onlardan biriymişsin gibi rol yap. böylece hem topluluk içine karışmanın hazzını yaşayacaksın, hem de rol yapma yeteneğin sayesinde herkesten daha çok eğleneceksin.
    -peki deniycem.

    (denedim. tavsiye ederim. gerçekten millet sizle kafa bulmaya çalışırken aslında siz onlarla daha beter kafa buluyorsunuz.)
    -------------------------------------------------------

    -hocam bıdı bıdı...
    -kasma, sakin ol, olduğu kadar...

    (keşke dediklerini daha etkin bir şekilde uygulayabilsem.)
  • tam ben bir şeyler anlatırken psikiyatristin aklına benden önceki hastayla ilgili bir şey gelir. telefon rehberinden numarayı bulup arar. hastaya vasi olunması gerekmektedir, yakınıyla hararetli tartışma yapar, telefonu kapatır ve bağırarak bana döner:

    + yaa görüyorsun, bakım evine yerleştirmemiz lazım annesi bile ilgilenmiyor?!?
    - evet hocam duydum.
    + kaç aydır söylüyorum artık yeter ya!??
    - evet hocam haklısınız.
    + hayır çocuğu için ben koşturuyorum burada!!
    - evet anlıyorum.
    + ben olmasam perişan olacaklar, kimse ilgilenmiyor!??
    - biraz sakin mi olsanız.
    + yeter artık ama yaa!!!?

    sonuç: doktora 1mg xanax yazdım. sinirler hep perişan olmuş, damar damar üstüne binmiş garibimin..
  • ...

    +bu ara sürekli bir şeyler yeme ihtiyacı duyuyorum, aç olduğumdan ya da canım çektiğinden bile değil. bana öyle geliyor ki sanki duygu açlığımı yemeklerle doyurmaya çalışıyorum gibi. kilo almayayım diye de gayret ettiğimden az kalorili yiyecekler bulundurmaya çalışıyorum elimin altında ama... //diye uzun uzun anlatır ve aslında kendi teşhisimi kendim koyarken hatun lafımı keserek:

    -ne yiyorsun mesela, ne gibi az kalorili?

    ...

    oha ya diyetisyene git ablacım sana az kalorili neler yiyebiliriz onu mu anlatıcam...
  • -hiç tecavüze uğradınız mı?
    +yo hayır. neden sordunuz, tecavüze uğramış gibi mi görünüyorum?
    -gençlere sorarız da..
    +yaşlılara sormuyor musunuz? yaşlılar da tecavüze uğramış olabilir.
    -?!?!?!
hesabın var mı? giriş yap