• inanır mısınız, kolları uzun hırkamdan çıkan iki elimle kahve fincanı tutarken ayağımla kedi sevecek kadar romantik bir dişi olmama rağmen bu filmden radyasyondan koşarak kaçar gibi kaçarım.

    sen bu s.kik filmi sevmediğim için gıyabımda "ahyy bu da odunsuymuş, aşkı ve aşk filmlerini küçümsüyor, ilişkisi çok sorunludur kesinn, evde kalmıştır hatta buğğ" demeden önce, benim de söyleyeceklerim var:

    "sevgili karıcığım mübeccel,

    bu mektubu bulduğuna göre yakası cörtlemiş lacivert ceketimi bir ihtiyaç sahibi alsın diye çöpün kenarına koymaya karar vermişsin demektir. duygusuz karı, senin yerine ecnebiyle evli olsam marlboro, ter ve kahve havası kokan canım ceketime sarılıp gözyaşlarına boğulurdu. senin dırdırın yüzünden daha 40'ıma merdiven dayamadan bu dünyadan göçüp gidiyorum. benim gibi dalyan gibi adamı da devirdin ya, dünya kurtulmaz senin elinden.
    iyi ve kötü günlerimiz oldu mübeccel. daha düğünde annenin "altınlar damat tarafında kalacak" diye bayılmasıyla başlayan aksiyonumuz hiç bitmedi. birlikte geçireceğimiz uzun yıllarımız olsaydı belki en ucuz ayçiçek yağı hangi markette ve fatmagül'ün o saatte sokakta ne işi olduğu haricinde konuşacağımız şeyler de olurdu. kim bilir belki ada'ya bisiklet sürmeye giderdik de sen "çok yoruldum kazım bisiklet benim neyime ah dizlerim dizlerimm" diyerek çömeldiğin ilk yeşilliğe örtü serip termosu çıkarırdın, denize karşı çay içerdik. olamadı mübeccel.
    sana benden sonraki hayatın için birkaç tüyo vermek istiyorum ki 6 ay sonra esra eröl'e çıkma, kimselere muhtaç olmadan yaşa;

    şifoniyerin alt çekmecesinde baklavalı çorabımın içinde 200 tl para ve iddaa kuponu var, o kuponu yatır bu defa kesin tutacak,
    bayrampaşa'daki dükkanı benim hayırsız aylak kardeşime sakın kaptırma, 2 günde karıya kıza yedirir o dükkanı. sen ki 10 lira bıraktığımda 20 için beni kepaze etmiş, iliğimi kemiğimi kurutmuş, mutfak masrafından arttırıp kendine 3 burma bilezik almış kadınsın, sana güveniyorum benim cadı karım, dükkanı o goygoycu hamit'e yedirtme.
    kapıya sarışın bir kadın gelip "kazım oldi peki ne olacağğk ben? daha ne yapacağk bean söyleaah?!" gibi şeyler söylerse kapıyı yüzüne kapat. o kadını tanımıyorum. seyyar satıcı olabilir.
    kredi kartı ekstrem geldiğinde göreceğin "şenyaylar gazinosu, 600 lira" meblası iş yemeğiydi. dükkana kiracı olmak isteyen hacı bakkalı iş yemeğine çıkarmıştım, aklına başka bir şey gelmesin.
    evi üstüne yaptırmak için 10 gün yatağını ayırmış, 8 gün annende kalmış, 3 gün ağlamıştın, az önce bahsettiğim sarışın kadın tekrar gelip "bu ev beğnin, kazım oyle didi, s-sen mupeççel??" gibi şeyler saçmalarsa hemen yabancılar şube müdürlüğünü arayıp "poliiiis" diye bağır.

    karnın tok sırtın pek mübeccel, sakın tekrar evleneyim deme öbür taraftan gelir o ırz düşmanı kocanı da seni de vururum. annemi hiç sevmezdin, o da seni hiç sevmiyor. ben ölüm döşeğinde 2.80 uzanmışken hala "cevriye teyzenin kızı melda" diyip duruyor. sen ona uyma, yaşlı kadın, bayramlarda git halini hatırını sor, kızdıracak bir şey söylerse de "hanımanne de iyice bunadı" de ve gül.

    kendine iyi bak mübeccel. şu kısa ömrümde tek tesellim senin annene benzerliğin, yaşlanıp memelerinin dizlerine sarktığını, kıçının çamaşır makinası ebatlarına ulaştığını görmeyecek olmam. seni hep biraz basenli, azıcık gıdılı ama dipdiri, akraba düğünlerinde göğüslerini hoplata hoplata ankara misket oynayan halinle hatırlayacağım. beni çok özlersen çekmecedeki beyaz slip donlarımı giyip uyuyabilirsin.

    ceketin cebindeki benzinlik, kebapçı eşantiyonu kalemleri eşe dosta dağıt, benden hatıra kalsın. kolonyalı mendilleri de kendin kullan.

    kocan kazım.

    ps. patlıcan musakkanı ve nohutlu pilavını çok severdim. hayattayken bir türlü cesaret edip söyleyemedim, becerikli kadındın vesselam."

    şu kumral olanı özel bir çabayla gökhan özen aramazsan arama stiline çevirebilen bu saçmalığın zirvesi filme karşı beslediğim antipatiyi bir tek demet akalın'a hissediyorum.

    -kızsal filmler hakkında spoiler içerebiler-

    the notebook'u severim, anlarım, aşıkmış beklemiş, inatçıymış ve dışarı karşı ketummuş. kız da cilveli bir şey olmasına karşın evlenme teklifi aldığı anda bile gözünün önünde adamın yüzü belirmiş, kendini hep kapısında bulmuş, nitekim kavuşmuş 3 çocuk yapmışlar. bunda o kadar extraordinary bir şey zaten yok. neyine ağlıyorsunuz bunun, 3 çocukları var diyorum, gülün bence, sevinin izlerken.

    fakat canlar, şu dünyada şeker kız candy'deki anthony cibiliyetsizi hariç kimse ölüm döşeğindeyken "ne yapsam da romantik filme hiç yakışmayan boksör suratlı karım ben öldükten sonra tekrar cinsel yaşama sahip olsa" diye ciciş planlar yapmaz sanıyorum. adam ölüyor yahu, ölüyor. ben kesin öleceğimi öğrensem "hımmpsss ben öldükten sonra sefkilim napar yhaa çok üsülür:((" filan demem, günde 2 tane 18 kişilik çikolatalı pasta yiyip 3 grande white chocolate mocha içerken zimmetime geçirdiğim paralarla california sahillerinde günümü gün ederim. nasılsa ölüyorum, ötesi var mı? (hımm, var mı?)
  • abartılmaması gereken hatun.sevemedim,sevmiyorum sayımızın epeyce olduğuna inanıyorum:)
  • notebook'u sevmeyen hatunla aynı kategoridedir.

    biraz başkaldırı biraz özlem tekin.
  • ne harry potter
    ne star wars
    ne x- men
    ne iron man
    ne superman
    ne spiderman
    ne the chronicles of narnia
    ne bla bla bla v.s v.s
    ne -kısaca- http://www.imdb.com/genre/fantasy

    ps i love you kadar fantastik bir film olmamıştır benim gözümde.

    en duygusal ve romantik anımda bile dayanamadım seyretmeye, kapattım.
    üstelik yanımda kahve & sevgili olmasına rağmen.
  • "evet o benim benim benim!11" diyerek sol frame'i sikertmiş hatunlardır ayrıca.
  • akşamdan beri çetelesini tutuyorum... yalnız arada "benim de kadın olduğum anlaşılsın da bana da birileri yazılsın, ne bileyim bi' sinerji oluşsun" diye bu filmi sevmediklerini söyleyenler var, onları saymıyorum...

    bu başlık iyi hatun topladı maşallah.
  • filmi romantik komedi sanmaktadır. ondan sevmez.
  • bir kere içinde bulunduğu sevmeme hali ancak ve ancak zevksizlikle açıklanabilir. zira gerard butler'in o filmde canlandırdığı erkek modeli iralandalı, espri yeteneği gelişmiş, alttan almasını bilen ama hakkını yedirmeyen, saplantılı değil pek çok şeyi aşmış olan vs...

    şimdi, kimse beni inandıramaz, filmde böyle bir gerard butler var ve hatunun hoşuna gitmemiş de aman efendim yok beğenmemiş de... yok hacım yok ben inanmam kanmayın böyle şeylere. çok iyi rol yapıyordur. 'ben ps i love you'yu hiç beğenmedim' dediği günler eve gidip hıçkıra hıçkıra tekrar seyrediyordur ki bir nevi günah çıkarmak olsun.

    zamanın ötesi büdütü:tamam kızlar sakin, anladık sevmiyorsunuz!
  • sözlükte dikkatleri üzerine toplayan, sayıları gittikçe artan, işte o benim, hayır ben, lanet olsun bu benim şeklinde bir güruh halinde geldikleri görülen hatunlardır. bu entryden sonra eternal sunshine of the spotless mind, the notebook, love actually üzerine de olumsuz eleştirileri görülmüş, sonrasında ise king masasında kız almaz dedikleri duyulmuştur.
hesabın var mı? giriş yap