• halen canlı olabilir.
  • bana hayatımın en çaresiz anlarını yaşatan ettir. kendisi kurban etidir, ev benim değildir, ben de öğrenci değilim.
    bundan sonrası hayata dair iç burkan detaylar başlığında da değerlendirilebilirdi ama sanki buraya daha çok uyuyor:

    2 ya da 3 yıl önceki kurban bayramı... bayramın ilk günü ve vakit artık akşam... kurban kesiminin ev dışında yaşanan telaşı bitmiş, sıra evdeki telaş kısmına gelmiş. annemle bir yandan laflayıp diğer yandan uygun etleri kavurmalık doğruyoruz. o sırada telefonum çaldı. arayan yaklaşık 700 km. uzakta üniversitede okuyan çok sevdiğim bir insan. öyle biri ki; ben diyeyim o " bir kitap kurdu, boş hayaller kumkuması, hayatın cılız gölgesi, anlatmadan anlaşılmaya aşık." siz deyin sadece "selim ışık".

    - bayramın kutlu olsun cicosh, ellerinden öperim.
    - sağol canım benim, sana da iyi bayramlar. nasıl geçiyor öğrenci evinde bayram? hiçbiriniz de memleketlerinize gidemediniz bu sefer.
    - evet öyle oldu. bişi yapmıyoruz, ne yapalım? birkaç çocuk geldi kapıya şeker için, o kadar. sen neler yapıyorsun?
    - ben de et doğruyordum.
    - birazdan kavurma hazır olur desene.
    - 1-2 saat sonra ancak. siz ne yaptınız? komşulardan et getiren olmuştur illaki.
    - biz de öyle düşünerek mangal için kömür aldık ama henüz gelen giden yok.
    - sahi mi? hımm, şeyyy bence henüz erken, ondandır.
    - doğru diyosun, birazdan gelir biri.
    -...........
    -...........
    -........... ( konuşmanın kalan kısmını hatırlamıyorum. mangal, kömür ve gelemeyen et üçlüsü arasında sıkışıp kalmışım o an, beynim durmuş.)

    telefonu kapattığımda annemle göz gözeyiz, bıçağı tekrar elime alıp doğramaya devam ediyorum:

    - nolmuş? tam anlamadım?
    - kömür almışlar, komşular et getirirse mangal yakacaklarmış.
    - daha getiren olmamış mı?
    - olmamış.
    - yok yok insanlık diye birşey kalmamış. biz iyi kötü birşeyler gördük, yazık şimdiki çocuklara.
    - ayyyyy!!!!!
    - naptın?
    - elimi kestim.
    - dur bakayım. hay allah. tırnağının sağ yarısı gitmiş kızım, dikkat etsene. neyse pek kanamıyor. çok acıyor mu?
    - yok önemli bişi değil, acımıyor.
    - madem acımıyor niye gözlerin doldu?
    -........
    - tamam anladım. üzülme biri gelir muhakkak, eşek değil ya bu millet.
    - şu işimi bitireyim de, bir arayayım ben.
    - tamam ararsın. istersen bırak, ben bitiririm. tamam elin kanamıyor ama, zorlamanın alemi de yok.

    yaklaşık 1 saat sonra:

    - selam.
    - hayırdır cicosh?
    - eee, ben şeyi merak ettim de; geldi mi beklenen et?
    - geldi geldi. biz de şimdi mangalı yakıyorduk.
    - haa iyi o zaman hadi size afiyet olsun, iyi bayramlar.
    - sağol sana da iyi bayramlar.
  • (bkz: siktir et)
  • bozulur.
  • olsa olsa `@`'tir.
  • (bkz: knorr bulyon)
  • öğrenci evine giren at daha mantıklıdır.
  • hindidir hindi.

    (bkz: hindi salamı)
  • abartmıyorum, geçen sene yazın ortalarında kıymalı makarna yaparız diye o zamanki kız arkadaşımla birlikte aldığımız 250 gr dana kıymadır. ulan ilişki bitti dünya değişti hala yenilmedi o kıyma, buzdolabında ısrarla muhafaza edilmektedir. *
  • at etidir. zira ben ba$ligi ilk okudugumda "ogrenci evine giren at" diye okumu$tum.
hesabın var mı? giriş yap