• kibar olmayan, yani kaba, nezaketsiz, görgüsüz, "dan dun konuşan" ve kırıcı manalarında olmasını engelleyemediğim, eski bi kelimedir, ben kullanırım, her kullandığımda bir de açıklamak gerekir [yine oldu}.
  • beyinsiz.
    (bkz: nobrain)
  • nobran; bir insanın yapması gerektiği şeyi yapması gerektiği anlarda değil de yapmaması gerektiği anlarda yaptığı bişeydir.

    (bkz: hasiktir falan olmak)
  • penguende yer alan bi karikatürden örnek verirsem;

    fransanın kararına nasıl tepki vereceğimiz muallakta...

    -türkiyeden ilk tepki geldi sayın chirac!...
    +ne diyorlar?
    -çok nobranmışız!...
  • reklam ajansının denyoluğuna kurban gitmiş reklamdır. eğer reklamı tasarlayanlar mesleğin yüz karası değil de hakiki reklamcı olsalardı, reklamdaki genç arkadaşlarını arayıp onlara sormak yerine bir önceki reklam kuşağında tanıtılan turkcell-im'in soru/cevap servisinden faydalanırdı. ya da ne bileyim, kendi turkcell'i kendi tarifelerinden/hizmetlerinden bi haber bir şekilde göstermek yerine daha düzgün bir reklamla anlatırlardı.
  • beştaşlı futbolcu, forvet.
  • sürekli bir şekilde kalp kıran, öküz, orta yolda değil kendi yolunda ısrar eden, öküz, sadece anlık olarak altta kalmamak adına sarfedeceği sözlerin sınırı olmayan ve sonuçlarını düşünmeyen, öküz, ölçüsüz, öküz, vurdum duymaz karakter.
  • nobrain ile müthiş bir uyum sergiliyor bu güzide kelimemiz. bakalım tdk ne diyor?

    davranışı kaba, sert ve gönül kırıcı olan, nadan: “kadın, seni sevmiş de konuşuyor oğlum, öyle nobran olma.” -s. f. abasıyanık.
  • küfür gibi sıfat, nadan(bu da küfür gibi)

    davranışı kaba, sert ve gönül kırıcı olan, nadan:
    "kadın, seni sevmiş de konuşuyor oğlum, öyle nobran olma."- s. f. abasıyanık.

    "olm senin için nobran diyorlar, ne iş?" -kanzuk

    (bkz: tdk)
  • genç turkcell reklaminda hem kullanana hem karsisindakine allah ne verdiyse girme istegi uyandiran kelime. tabi bu istekte kelimenin katkisi ne kadar supheliyim. yuzde yirmiyi gecmez heralde.
hesabın var mı? giriş yap