• aile şerefi filminde, oktay'ın işlediği cinayetin üzerine babasının o umursamaz heyecanını hatırlayın. aynı, tıpkı, birebir.

    gerçi "aile şerefi"nden bahsetmek yanlış oldu burada ama.

    hayırlısı.
  • nida garipoğlu'nun oğlu cem garipoğlu teslim olmaması halinde, kendisine verilmesi amacıyla yazdığı mektuptur.

    * * *
    nida garipoğlu’nun “canım oğlum” diye başlayıp “seni hep sevdim, seviyorum, seveceğim. baban” diye biten mektubu şöyle:

    bir hata yaptın kendini kaybettin

    bir kaza oldu. çok zor günler geçirdin. ailemiz de zor günler geçirdi. inşallah bu zor günleri de atlatacağız. oğlum bundan sonra ne yapman gerektiğini yazıyorum. avukat abini dinle. o çok tecrübeli ve aile dostumuz olan birisi. tavsiyelerine uy. her şeyi anlat. avukatımız da bunu istiyor. onun vurgulanmasını istediği şeyleri vurgula. oğlum insanlar hata yaparlar. utanılacak, acı duyulacak şeyler de yaparlar. yapmamaları lazım ama hayatta bazen açmaz durumlar da oluyor. sen de bir hata yaptın. belli kendini kaybettin. sonuç korkunç, ben de biliyorum ki içinde hep bir boşluk olacak. ben de annen de, kardeşlerin de bu boşluğu dolduracağız. birbirimize kenetleneceğiz. geleceğe bakacağız. allah’a dua ediyorum. sen de dua et. adalete güven.

    ne yapmış olursan ol seni çok seviyoruz

    canım babacığım, acı sevgiyle sağılacak. sen de cezanı çekip çıkacaksın. eski günlerdeki gibi hep beraber olacağız. annem, kardeşlerin, halan, amcaların, kuzenlerin herkes seni çok seviyor. hepimiz üzüldük ama geçmiş geri gelmez. sen ne yapmış olursan ol. biz seni seviyoruz, hem de çok. ben her gördüğüm insana senin ne süper bir insan olduğunu söylüyorum.

    arabayı duvara vurduk önemli değil, sağsın

    istemeden bir kaza oldu. arabayı duvara vurduk. önemli değil (üzeri çizilmiş) sen sağsın ve iyisin. bundan sonra gereken her şeyi yapacağım. bu acıyı ve korkunu yenmen için her şeyi yapacağım. yeni bir dönem başlayacak. güçlü ol. inancını yitirme. ümidini asla kaybetme. ve inan son aylara göre çok daha iyi geçecek. beni seni hiç yalnız bırakmayacağım. seni kendi canından çok seven baban seni asla yalnız bırakmayacak. hep yanında olacak. oğlum canım benim.

    sakın heyecanlanma hatanla yüzleşeceksin

    ne olursa olsun, ne yaparsan yap, ben seni sadece destekleyeceğim. senin gibi bir oğlum olduğu için hep şükrettim, sevindim. bu mutluluğum, bu gururum, ben yaşadığım sürece hep devam edecek. buradayken hep seni ve iyi şeyleri düşündüm. göreceksin sayılı günlerin zamanla geçecek. ailece eski günlerimizdeki gibi sizlerin başarılarını izleyeceğiz. lütfen bugüne kadar yaptığın gibi babana güven, söylediklerimi yap. avukat abine güven. susma hakkını kullan derse kullan. bu senin hakkın. sakın heyecanlanma. tekrar tekrar söylüyorum hatanla yüzleşeceksin. neyse anlat. benim için ne kadar zor olsa da artık teslim olman gerek diye düşünüyorum.

    o ailenin belki daha çok ciğeri yanıyor

    içim parçalanıyor ama aslan oğlum bil ki içi parçalanan sadece ben, bizim ailemiz değil. o babanın da, o ailenin de belki daha fazla ciğeri yanıyor. bu acıyı anlatmak zor. sen de acı çekiyorsun biliyorum ama hep dediğim gibi artık büyüdün. (önce, ‘büyüdün’ yerine ‘büyük bir adam oldun’ diye yazılıp çizilmiş.) çok iyi eğitim aldın. hep başarılıydın. beni hep gururlandırdın. küçük bedenin, büyük yüreğin ve inancınla bu sıkıntılara da göğüs gereceğine inancım tam.
    umutsuzluğa kapılma.

    not: sağlığına dikkat et. beslenmene dikkat et. kaçmakla, hayata küsmekle hiçbir şey elde edemezsin. unutma tek umudum sen ve kardeşlerinin benim emekliliğimde işleri eline alması.”

    seni hep sevdim, seviyorum, seveceğim. baban.

    * * *

    haber url'si: http://www.hurriyet.com.tr/…em/12518600.asp?gid=229

    kişisel yorum: mektubun bazı kısımları mantıklı evet; insanlar bazen utanılacak hatalar da yapabilirler.. ancak yaşanan vahşeti bir arabanın duvara çarpmasına benzetmek ve daha da önemlisi "sen sağsın, önemli olan bu" gibi bir telkinde bulunmak insanlığa ne kadar yakışır merak ediyorum.
  • "sevgili oğlum, bu mektubu sana değil, kamuoyuna ve türk adaletine yazıyorum. bu pislik anca böyle temizlenir oğulcuğum..."
  • gece gece mideme kramplar sokan mektuptur.
    bunlar ailecek nasıl bir dünyada yaşıyorlarmış ki senelerdir?
    takma kafana,öldürdün ama elinin kiri mi yani?
    aklım almıyor.

    edit: aynı zamanda avukatın oyununun bir parçası olan mektuptur,birebir kendisinin düzenlediği yazıyor haberde.
    bu mektuptan hiç haberimizde olmayabilirdi.medyaya verilmesinde ki amaç neydi?

    (bkz: şeytanın avukatı)
  • bir babanın oğluna yazdığı mektup değildir, bu mektup medya için yazılmıştır.

    çünkü bu aile insanların nasıl manipule edileceğini, çok iyi öğrenmiş yada bu konuda destek almış. ilerleyen günlerde medyada
    cem garipoğlu ile ilgili: cem çok üzgün, bütün gece ağladı, keşke ben ölseydim dedi.... temalı ama asıl amacı kitlesel beyin yıkama olan haberler göreceğiz.

    ve malesef medya her zamanki gibi eğri veya doğru tartmadan eline geçen herşeyi haber yapacak. garipoğlu aileside bunu çok iyi biliyor ve kendi çıkarları için kullanacaklar. ilk önce kaçırmayı denediler baktılar olay çok büyüdü olmadı imkansıza yaklaştı halk meselesi oldu. ailenin diğer bireyleride zan altına girdi hatırlarsanız en son ailenin asıl başındaki insan olarak düşündüğüm hayyam garipoğlu dahi sorgulandı ve ne gariptirki bu sorgudan kısa bir süre sonra bu işin çıkmaza girdiği artık zararın telafi edilemeyeceği anlaşılıp ailece cem'i teslim etme kararı verildi.

    şimdiki strateji basit. medyayı kullanarak üzgün, her insan hata yapar temalı mesajlar ver, kitlesel beyin yıka. ileride cem bi kaç sene sonra iyi hal, yaşının ufak olması, gelecekteki aflar vs.. nedeniyle 3-5 sene sonra dışarı çıktığında halk ayağa kalkmasın olay yatışmış, unutulmuş olsun.

    insanlar unuturlar, ateş düştüğü yeri yakar. ve garipoğlu ailesi bunu çok iyi biliyor.
  • "bir hata yaptın, cesedi bulunabilecek bir yere attın, hem ben demiştim delilleri temizleyelim diye; ama olsun, 3-5 yıl neyse yatarsın çıkarsın, bu da ders olsun, her zaman işini tam yap." temalı mektup.

    (bkz: bir katilin anatomisi)
  • mektupta ''avukat abini dinle.... tavsiyelerine uy. her şeyi anlat. avukatımız da bunu istiyor. onun vurgulanmasını istediği şeyleri vurgula.'' diyor. resmen ''yazılan senaryoya uy evlatcığım'' demek bu.
  • mektuptan anladığım kadarıyla cinayeti cem garipoğlu işlememiştir veya tek başına(insiyatif tamamen kendisinde olmak üzere) işlememiştir. cinayet üstüne yıkılmıştır. töre cinayetlerini anımsatan bir tarafı var. ne de olsa henüz reşit değil, bir kaç yıl yatar çıkar. velhasıl normal ve insani bir mektup değil. olsa olsa yapılan fedakarlığa bir teşekkür, bu süreci atlatmasına yardımcı olacak bir teselli...
  • mektubun sonunda tek bir cümle eksik kalmış; önceki muhattablarına karşı adil olabilmek ve hatta adalet bayrağını teslim alabilmek adına lütfen ekleyelim:
    türkiye seninle gurur duyuyor

    adli tıp-medya-adalet-aile ve daha bilimum kurumun 197 günü aşkın süre zarfında 3.sayfadan taşan suretlerini gördükçe gurula şunu söyleyebilirim ki:

    "hepimiz başımız dik yürüyoruz
    çünkü boğazımıza kadar boka battık"
    (bkz: bir anarşistin kaza sonucu ölümü)
  • çok daha basit ve uyduruk sebeplerle çocuğunu evlatlıktan reddedebilen* babaların yaşadığı bir dünyada her babanın yazabileceği bir mektup değildir. iyilikle kötülüğün henüz muğlaklaşmadığı bir dünyada istisnadır.
hesabın var mı? giriş yap