• --- spoiler ---
    arkadaşlar ben şeyi anlamadım, bu sun'ın kocası ingilizce öğrenmemiş miydi? neden sayid'i görünce ingilizce bilmiyorummm dedi, çok saçma bu dizi kafamı karıştırıyor. şaka lan şaka, sakin ol şampiyon... burdan devam et. martin keamy neden jin kwon'u esir tutuyordu? akla gelen en makul açıklama şu; sun havaalanında jin'i bırakıp araziye uyuyor. babası bindikleri uçağı tespit edip amerika'daki ortağı widmore'a durumu haber veriyor, widmore bu tür pis işlerini martin'e havale ediyor; kızın yerini öğrenin ve öldürün benzeri bir talimat veriyor. martin'in ekibinde korece bilen yeminli tercüman olmadığı için bir posta dövüp gazeteye ilan veriyorlar. korece bilen biri gelene kadar stres atmak için dövüyorlar. jin zaten dayaktan aptallamış. içeri giren araba, korece yardırıyor arap, ingilizce cevap verince ben ingilizce bilmem diyor, o korece bilebilir yani... dayağın yan etkileri.

    dogen, sezon öncesi sözleşme imzalamış. madem beni öldüreceksiniz o vakit beni öldürecek karaktere temiz bir sopa atmam farz demiş. sayid'i havada karada sitti ama işte bir kaşık suda boğuldu... dogen aslında sayid'i ölmesi için yollamamıştı. claire'in sözlerine kulak veriyor ve sayid'e inanmak istiyordu. claire, sen buradan çıkmayacaksan öldüremeyeceği birini yolla, dedi. dogen elinin altında bulunan tek adayı gönderdi. adaylar öldürülemeyeceği için içi rahattı ama aynı zamanda şansını deniyordu. o bıçağı bir aday kullanabilir ve ancak bir aday, black smoke'un içine girdiği bedeni öldürebilirdi, tabi gerçekten içinde iyilik kaldıysa... kalmamıştı, sayid öldükten sonra içine kaçmaya başlayan black smoke, muhabbet etme imkanı bulunca rahatlıkla sayid'i kendi tarafına çekti.

    eğer ırak'ta dünyaya geldiyseniz, ada-jacob ikilisinin varlığı ya da yokluğu sizin için bir anlam ifade etmez. ya sevdiğiniz kollarınızda ölür ya da yengeniz olur. o savaşın içinde büyümeniz sizi bitirir. çok şükür amerika, ırak'a demokrasi getirdi, artık yeni sayidler olmasın diye... böyle alttan mesaj vermeyin.
    --- spoiler ---
  • doymadım doyamadım.

    bilmem kaçıncı sezonda jack kate hurley michael falan toplanıp dark territory diye bir mekana gidiyorlardı. yolda yeşil, kartala çok benzeyen kocaman bir kuş ağaçların içinden elemanlar oradan geçerken uçuyordu. bu kuşun ne olduğunu pek umursamıyorlardı ancak bu kuş, ortalıkta hurley'nin kuşu - eee boşverin - olarak geçiyor ve son derece mitolojik bir yaratık. avustralya yerlilerinin dünyayı yarattığına inandıkları bir kuş, bu kuşa çok benziyor. o kuşun adı da altjira. çok tanıdık geliyor nerden ajira'dan. bir de horus, yeşil bir şahin olarak tasvir ediliyor mısır panteonunda. bu kuşun ne olduğunu da bu sezon görecekmişiz.

    http://www.youtube.com/watch?v=dgjreyvrawm

    şu anda lost'la ilgili yapılacak en iyi şey eski sezonları izlemek olabilir çünkü unutulan tonla şey var eskilerden ve bunların çoğu son sezonla çok bağlantılı.
  • --- s06e06 spoiler ---

    --- spoiler ---

    bir ara budaklı meşe odununa karşı çalı süpürgesinin mücadelesine tanık olduğumuz bölüm oldu.. mecazi değil gerçek..

    --- spoiler ---

    --- s06e06 spoiler ---
  • --- spoiler ---

    sayid 6x06 itibariyle tam bir şaban çıktı.

    locke: bize bir ajan lazım ama kim?
    claire: jack nasıl?
    locke: yok yaramaz, tilki gibi suratı var.
    claire: peki ya hurley?
    locke: ııh çok aptal, arkadaşlarını satmaz.
    claire: e kim olacak?
    locke: salak olmalı, kızlara zaafı olmalı (plan değişir; sayid tapınakta salak salak dolaşmaktadır), kalleş olmalı, arkadaşlarını satabilmeli (sayid önce dogen ile kavga eder, sonra arkadaş olur, en sonunda da boğar), her istediğimizi yapabilmeli... buldum! sayid jarrah.
    claire: peki nasıl ikna edeceğiz?
    locke: onu bana bırak. (bu arada sayid elinde bıçakla tapınaktan çıkar ve olaylar gelişir)

    hayvan herife bir nadia dediler; içeride miles mı var, kate mi var bakmadan mına koydu mis gibi tapınağın. bu arada ilerleyen bölümlerde claire kate'in ağzını yırtacak gibi. eğer lost yazarları tahmin ettiğim gibi kemal sunal hayranı çıkıp, yine eski türk filmlerine gönderme yaparlarsa kate ile claire arasında hamamda bir atışma sahnesi bekleyebiliriz.

    --- spoiler ---
  • 6. sezon 6. bölümü 1.5 saat kadar önce izledim. kanepemde oturuyorum, kucağımda notebook... lost entrylerini okuyarak geçen yaklaşık 1 saatten sonra bir şeyler yazmaya koyuldum. her yazdığımı, teorilerimi ve tespitlerimi sildim.. boşluğa bakar vaziyetteyim, sanırım daldım... huuuuıııhıııııııı gibi bir müzik efekti ile karşınızda flashback:

    --- darth kaiser flashback ---

    2004 yılının sonları yaklaşıyor. evimizdeki nüfus henüz sadece ben ve eşimden oluşmakta. birkaç ay önce alınmış bir dev ekran plazma tv ve karşısına kurulmuş darth kaiser. tv'nin şerefine, digiturk'te sinema pakedine de abone olunmuş. kanallar heyecanla zaplenmekte. 5 numaralı kanala gelip dizi max ibaresi görülür ve hiçbir diziye bağlanma potansiyeli olmayan bünye bir sonrakine geçmek üzereyken bir şey onu dürter ve infoya basılır.

    lost. 1. sezon, 1. bölüm. kalan süre 41 dk.

    ilk defa bir dizinin ilk bölümü hem de daha en başında yakalanır. mutfağı toplamakta olan eşe seslenilir:

    - hanııım koş, bir dizi başlıyor, ilk bölümü
    - işim var, sen izle bana anlatırsın başını

    aradan 4-5 dk geçer...

    - hanııım koş koş, güzele benziyor
    - 3 dakkaaa

    aradan bilmiyorum kaç dakika geçer ama işler sarpa sarmaktadır, black smoke ilk kez görülmüştür...

    - yahu gel artık yaa, en önemli yerini kaçırdın, bir şeyin en önemli detayı en başta verilir esasen.. kaçırıyorsun, hiç izleme daha iyi bundan sonra..
    - uff geldim işte...

    ilk bölüm biter

    - valla çok sevdim. neydi ki acaba o şey? ule adada bi değişik numaralar filan mı var acep?... haftaya mutlaka izleyelim ikinci bölümü
    - hmm, güzelmiş ama saçma birşey çıkabilir bak
    - valla bırakırız olmadı sonra*, şu ağaçları söken şey neymiş hele onu bir anlayak*

    --- darth kaiser flashback ---

    vuuuuuğğğvv gibi bir müzikle günümüze dönülür, darth kaiser lost'un ilk bölümünü izlediği kanepesinde oturmaktadır..dalgındır ve boşluğa bakmaktadır... entrysini bitirir ve yollaya basar.
  • --- s06e06 spoiler ---
    ---- sadece şunu diyeceğim,
    -- hemen alt satırda..

    samurai abimiz dogen, en az onun kadar samurai sayid'e, "jacob geldi, şöyle böyle dedi. o yüzden adaya geldim" dedi.
    sayid de dogen'e dönüp, "lan ne sıkı pazarlıkçıymış şu jacob da. di mi lan?" dedi.

    neymiş, jacob pazarlıkçıymış..
    fakat hemen ardından dogen yine sayid'e,
    "dışardaki adam seninle böyle bi pazarlık yaptı, di mi?" dedi. sayid onayladı..

    şimdi, hem jacob hem de flocke mı pazarlıkçı?
    sayid'le pazarlık yapan da mı jacob? (ölü lan?!)
    dogen'le pazarlık yapan yoksa jacob görünümlü dogen miydi? (mesela jacob ilk kez ölmüyorsa)

    --- s06e06 spoiler ---
  • --- spoiler ---

    sayid'in ramiz dayı'dan hasan sabbah'ın hikayesini dinlemesi lazım. son bölümde sahibini karıştıran köpek gibi bir o tarafa bir bu tarafa geldi. kendine yazık etme sayid tarafını seç ve oraya sadık ol. mazallah ortada kalırsın vururlar falan.

    ha bir de o değilde ne dayak yedin be sayid. hiç yakıştıramadım senin gibi devrim muhafızına. tamam herif teknik taktik biliyor da sen de balet değilsin abi.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    o değil de keamy yumurtayı ekmeksiz yedi, hayvanoğluhayvan.

    --- spoiler ---
  • daha önce farkedilmeyen oyuncularının artık sinemalarda başrol oynamaya başladığı dizi.

    s06e06'yı canlı izlerken reklam aralarında remember me adlı filmin fragmanını ve içinde de claire'i bütün güzelliği ile gördüm. dizideki hali ile filmdeki halini ard arda görünce claire eski haline dönsün istedim. claire'i doya doya izlemek isteyenlere tavsiye olunur.

    neyse dönelim konumuza, söylemek istediğim birkaç birşey daha var. bence kazanacak taraf belli oldu gibi, nerden mi biliyorum? izninizle paylaşayım. göt olma ihtimalimi saklı tutuyorum ki sonu bilemesem hoşuma gider ne yalan söyleyeyim. bu sebeplerden isterseniz hiç spoiler içine bakmayın...

    --- spoiler ---

    hala burdamısınız??? benden günah gitti o zaman, hazır olun aslında herşey çok basit. senaristler gözlüklünün üzerinden bu bölümde pot kırdı bence...

    jacob hurley'e "tapınaktakiler için artık çok geç, sizin ordan mümkün olduğunca uzaklaşmanız lazım" dediğinde neden geride kalanları ölüme terketti bu diye merak etmiştim. aslında bu merakımın bir amacı yokmuş. şimdi düşünüyorum da sayid dogen'i öldürdükten sonra gözlüklünün sayid'e "ne yaptığının farkındamısın? onu dışarda tutan tek şey oydu. aptal! onu içeri soktun" demesiyle anlıyoruz ki dogen ölmese black smoke içeri giremeyecekti. peki jacob black smoke'un başarılı olacağını ve dogenin öleceğini nasıl kestirdi, afedersiniz ama muneccim yarrağı mı yemiş bu? dogen ölmese black smoke içeri giremeyecekmiş işte, kaldı ki dogen ölmeyebilirdi de, senaristler zorla öldürdüler adamı. o kadar hareket çizen adam bir kaşık suda boğuldu. hem sonra sayid'i öldürebilirdi zaten ilk seferinde, bu sebepten daldı sayid'e. hadi kovdu sonra da tekrar tapınağın içine almayabilirdi, ama dokunmadı, konuşmasına izin verdi. yani kısaca jacob olayların böyle gelişeceğini nerden biliyordu? orada dogen'i öldürebilecek kimse yokken nasıl bildi dogen'in öldürüleceğini? bütün bunlar saçma bence ya neyse... daha önce de söylediğim gibi (bkz: #18367142) daha fazla takılmayacağım buraya, sonuçta bütün bunlar jacob'ın olacakları adı gibi bildiğini gösteriyor.

    madem herşeyi öngörebiliyor bu, biri sorsun arkadaş bu jacob'a sonu nasıl bitecek diye? fıtık etmesin adamı. şu anda ben jacob'ı geleceği de gördüğü için sonu bilen adam olarak izliyorum. bu durumda da sonu bilen adam muzaffer olmaz mı? kaybedecekse eğer ne diye kasıyor dimi? hala kastığına göre jacob kazanacak sonucu çıkmıyor mu burdan?

    işte sevgili suserler aslında bu kadar basit bir mantığa indirebiliriz konuyu. diyeceklerim bu kadar bu saatten sonra finale kadar ben jacob kazanacak diye izliyor olacağım. şu anda sadece merak ettiğim şey kim yeni jacob olacak jack mi hurley mi? başka adayda gözükmüyor pek ya finale kadar bekleyelim bakalım.

    edit: bkz kısmı eklenmiştir. cümlem havada kalmış...

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    sayid'in locke'a sapladığı hançerde kan bile olmaması zayıf bünyeleri bayıltmaya yeterdi heralde. ama sayidim kapı gibi ayakta kaldı, duruşunu bozmadı. halbuki ne gerek vardı be sayidim hançere falan, sen adadaki imanı bütün tek kardeşimiz olarak bi ezan okumaya başlasaydın da sahte locke efsanesi daha başlamadan kahkahalar arasında son bulsaydı, ha?

    (bkz: ezan sesi duyan şeytanın osurarak kaçması)

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap